İçeriğe geç

Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi — Üçüncü Perde Kitap Alıntıları – Beyza Alkoç

Beyza Alkoç kitaplarından Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi — Üçüncü Perde kitap alıntıları sizlerle…

Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi — Üçüncü Perde Kitap Alıntıları

Gece her şeyi karartsa bile Ay’ı karartamazdı.
Birine aşık olduğumu anlamam Aşık olmak anlaşılır bir durum değildir. Kimse kendi kendine durup da ben aşık oldum demez. Kimse aşık olduğunu fark edemez. Aşk gizli bir duygudur, insanı birden bire ele geçirir saati, tarihi, mekanı umursamadan. Aşk birden bire gelir, parmak uçlarından, saç tellerine kadar bütün bedenine yerleşir. Bakışların değişir, sesin değişir, dokunuşların değişir. Hayatın değişir. Aşık insanın su içişi bile diğerlerinden farklıdır. Bardağı daha sıkı tutar artık, hayata bağlanması için, hayata sıkı sıkı tutunması için farklı bir sebebi vardır. Çünkü artık kalbi doludur, su bardağının ellerinin arasından kayıp yere düşmesine, kırılıp paramparça olmasına izin veremez. Artık yemeğini yarıda bırakamaz, evden ayakkabılarının bağcıklarını bağlamadan çıkamaz. Artık her şeyi tam yapmak zorunda hisseder kendini. Bunları hisseder, çünkü onu motive eden bir duygu vardır. Onu sıcak tutan, üşümesine izin vermeyen bir duygu. Aşık olduğu insan onu, elini dahi tutmadan ısıtıyordur. İçini ısıtıyordur Buna rağmen aşık olduğunu anlayamaz. Bir insanın aşık olduğunu anlaması için tek yol, birinin onu kolundan tutup, Sen aşık olmuşsun. demesidir. Ancak o an anlar. Durur böyle, birkaç saniye boş boş bakar. Ben harbiden aşık olmuşum der Aşık olmak anlaşılmaz, aşık olmak fark edilir.
Ruhumdan her geçeni dudaklarımın arasından yollasam, ruhuma ne kalır!
Gökyüzünde yağmur, yeryüzünde biz.
Bulutlar mı sırılsıklam saçlarımız mı?
Saçlarımızdan damlayan sular mı ıslatıyor yerdeki karıncaları, bulutlar mı?
Yoksa biz de karıncaların bulutları mıyız?
İkimiz beraber düşüyorduk.
Bu düşüşte yalnız değildim.
Yalnız olduğum tek şey yere çakılışım olacaktı.
Senin kalbin atmaya devam etsin diye bu dünyada durdurmadık kalp bırakmam. Bunu bil.
Her seferinde yara alıyor, her seferinde kanıyor , her seferinde acı çekiyor ama kalkıp o duvara bile isteye tekrar çarpıyorduk. Çünkü biliyorduk O duvar yıkılmak üzereydi.
Onun o halsiz bedenini kendi yanımdan başka hiçbir yerde hayal edemiyordum.
Ölüler mi zarar verecek bana?Dünyanın en güvenli yeri mezarlıklardır belki de
Gökyüzünü göremediğim her yer kötüdür
Gece her şeyi karartsa bile Ay’ı karartamazdı.☻
Unutma, karanlık olmadan aydınlık bir hiçtir
Her şey tamamdı artık. Altı aydır hayalini kurduğum her şey şuan tamamlanmıştı. Bu kadın sevdiğim kızı dünyaya getirmişti, şimdi beni de kollarıyla sararak yeniden dünyaya getirmişti sanki
8 Mayıs 2018
Bugün benim yeniden doğduğum gündü
Ve tekrar ölmeye hiç niyetim yoktu.
En çok içinde fırtınalar koparken sessiz kalır insan.
Gece her şeyi karartsa bile Ay’ı karartamazdı.
Yıldızları süpürürsün farkında olmadan,
Güneş kucağındadır bilemezsin.
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
Uçar gider, koşsan da tutamazsın

William Shakespeare/bazen

Sen benim sevgilimsin.
ezbere bildiğin yolu karanlıkta da yürüye bilirsin
CİNAYET grubundan çık.
CİNAYET grubundan çıktınız.
Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir.Bu bilimsel bir deney veya herhangi bir kuram içinde geçerlidir.Mesela bir proton normalde bize sadece yükü ve kütlesi hakkında bilgi verir.Ama herhangi bir hızlandırıcıda çarpıştırılıp parçalara ayrılan bir proton ,bize bu yükü veya kütleyi nasıl kazandığı hakkında daha detaylı bilgi verir.Yada nöroloji için konuşucak olursak sağlam bir insan beyni bize içindeki hangi kısmın ne işe yaradığı konusunda pek az bilgi verir.Ama nezaman ki bu beynin bir kısmı hasar görür ve bu hasar sonucu kişi bazı duyuşsal yeteneklerini kaybeder.İşte o zaman beynin yapısına dair daha detaylı bilgiye sahip oluruz.Yada biyoloji içinde durum farklı değildir.Mesela tasarımlarında belli hatalara sahip canlılar görmemiz onların varoluşlarını oluşturan mekanizmalar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamıza yararlar.Aynısı bilimsel kuramlar içinde geçerlidir.Mesela eski insanlar ısıyı,maddenin hareketi olarak değilde maddeden dışarı çıkan birşey olarak düşünüyorlardı.Ve sonra birgün kalayı ısıttıklarında yanan kalay, metal kirecine dönüşüyordu.Ama ilginç bir şekilde yanmadan önceki halinden daha ağır oluyordu.Ve o dönemin bilim insanları bu nasıl olabilir diye düşündüler.Eğer ısı maddenin yanınca dışarıya attığı bir fazlalıksa o zaman bu maddenin yanınca daha hafif olması lazım.Yani bu tarz deneysel bir çatlak o dönemin bilim insanlarına sahip oldukları ısı kuramının yanlışlığı hakkında daha detaylı bilgi verdi.Sosyoloji içinde durum pek farklı değildir.Mesela bir sistemin kendi içindeki çatlakları o sistemin işleyişi hakkında daha detaylı bilgi verir.Aynı bunun gibi insan ilişkilerinde de durum benzerdir.Mesela nezaman ki bir ilişki bozulur ozaman insanlar sahip oldukları gerçek kişilikler hakkında daha detaylı bilgi verirler.Yada konuya dair son bir örnek verecek olursak: Psikolojideki anormal insanlar olmasaydı bugün normal insanın psikolojisinin işleyişi hakkında bukadar detaylı bilgiye sahip olmazdık.Yani demem o ki örnekleri çoğaltmak mümkündür ama bu konunun ana fikrinin önemini arttırmayacaktır.Bu yüzden yazının başında dediğim şeyi tekrarlamakta fayda var:Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir!
Gözlerini ışıklardan, ayaklarını yerden ayırma.
Ve unutma, ışıklar sadece karanlıkta yanar.
Burası sihirli bir evrendi, bambaşka hayatlar yaşayıp aynı şarkıların aynı cümlelerinde kendimizi buluyorduk.
+Onur sen yandın abi! Küçüklüğünde kafasına likör diken bir kızla karşı karşıyayız ve sen bu kıza evlenme teklif ettin.
-Ben onun bu yönüne aşık oldum.
+Ne yönüne, kafasına likör dikmesi yönüne mi?
-Cesaretine
Biz bize yeteriz.
Sen ve ben dünyanın en bir arada olmaması gereken iki insanıyız. İkimizin bir arada olduğu bir kompozisyon yok bu dünyada.
Hepsinin sonu kötü, anlıyor musun?
Hepsinin sonu mutsuz,
Hepsinin sonu felaket.
Şarkının dediği gibi, kaçıyordum
Kendimi değil, sevdiklerimi kurtarmak için.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
-Şarkıyı sanki bizim için yapmışlar.
+Aynısını düşünüyordum
-Bizim şarkımız olsun mu? Dördümüzün. Mahşerin dört atlısının şarkısı
+Olsun
Kralın kızı karşı safların en önündeydi
İkimiz beraber düşüyorduk. Bu düşüşte yalnız değildim. Yalnız olduğum tek şey yere çakılışım olacaktı.
Sadece sevdim ya. Sadece aşık oldum.
Karşında şeytan varken tuttuğun silahın suçu senin değildir.
Gece her şeyi karartsa bile ayı karartamazdı.
Ruhum kafamın içerisine çevrilmiş bir dört duvarın arasında bir sağa bir sola bir öne bir arkaya çarpıyor, her seferinde yere düşüyor sonra kalkıp bir daha çarpıyordu.
Ucu bağlanmamış, şişirilip havaya bırakılmış bir balon gibi bir yandan sönüyor bir yandan oradan oraya savruluyorum. Öyle bir noktaya geldim öyle yoruldum ki bir zamanlar en büyük hayalim havada süzülmek iken şimdi tek dileğim sönüp yere inmek.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Beni unuttuklarını görmek istemiyorum.
Bir harabeyi sevdin, yıkık bir binaya aşık oldun
Beraber var olmuştuk, beraber yok olmalıydık. Ben onunla birlikte yok olmak istiyordum.
Her şey yok olup yalnız o kalsa, benim varlığım yine devam ederdi. Fakat her şey yerinde kalıp da o ortadan kaybolsa, dünya bana büsbütün yabancı olurdu.
Başkaları yağmur yağarken başını öne eğip koşarak kaçarken o başını havaya kaldırıp yağmuru yaşıyordu
Ama sana nasıl hissettiğimi söyleyeyim Böyle sanki ucu bağlanmamış şişirilip havaya bırakılmış bir balon gibi bir yandan sönüyor bir yandan ordan oraya savruluyorum. Öyle bir noktaya geldim öyle yoruldum ki bir zamanlar en büyük hayalim havada süzülmek iken şimdi tek dileğim sönüp yere inmek anladın mı?
‘???? ??? ?̧??? ???????? ???? ??ı ???????????ı.’
Gece her şeyi karartsa bile ayı karartamazdı.
”Söyle nefesim, söyle anlat ona ” diyordu şarkı.
Ruhum kafamın içerisine çevrilmiş bir dört duvarın arasında bir sağa bir sola bir öne bir arkaya çarpıyor her seferinde yere düşüyor sonra kalkıp bir daha çarpıyordu.
Gözlerini ışıklardan, ayaklarını yerden ayırma. Ve hiç unutma ışıklar sadece karanlıkta yanar
Ölümle didişeyim diye öyle uzun zaman beni bir başıma bıraktın ki ,yalnızca ölümü görür, ölümü hisseder oldum. Ölüm gibi bir şey oldum artık.
Sen ve ben dünyanın en bir arada olmaması gereken iki insanıyız. İkimizin bir arada olduğu bir kompozisyon yok bu dünyada. Hepsinin sonu kötü anlıyor musun? Hepsinin sonu mutsuz, hepsinin sonu felaket.
İnsanı güçlendiren cesaret değil korkuydu
Ve hiç unutmayın, ışıklar sadece karanlıkta yanar.
Zeynep Zeynep Zeynep Kimdi bu Zeynep?
İhtiyacım olan şey iyi hissetmek değil, kurtulmak. Anlıyor musun?
Gece her şeyi karartsa bile ayı karartamazdı.
Karşında şeytan varken tuttuğun silahın suçu senin değildir.
Güzel şeyler aslında bizi ısıtan değil üşüten şeylerdi.
Çünkü intikam öldürerek değil, yaşatılarak alınırdı.
Burası sihirli bir evrendi, bambaşka hayatlar yaşayıp aynı şarkıların aynı cümlelerinde kendimizi buluyorduk.
Adeta bir kraliyet hikayesinin satırları gibi, Kralın kızı karşı safların en önündeydi
Ve dünya bundan daha büyük bir işbirliği hiçbir zaman görmemişti Gökyüzündeki ay daha fazla parlamaya başladı o an. Çünkü yine dediğim gibi, gece her şeyi karartsa bile ayı karartamazdı.
Bir gün güneş beklenenden daha erken doğacaktı
Bana kalpsiz diyorlar seni hiç tanımadılar.
”Ve hiç unutma, ışılar sadece karanlıkta yanar. ”
Rengarenk bir bataklığın içinde batışını izledim hayatımın, gecenin sessizliğine direniyorum içimdeki yalnızlığın gürültüsüyle
Gece her şeyi karartsa bile ayı karartamazdı.
”Dünya güzel bir yer değildi. ”
Hiç kimsesiz kalsam bile kalbim beni yalnız bırakmayacakmış
Ölüler mi zarar verecek bana? Dünyanın en güvenli yeri mezarlıklardır belki de En korkmamamız gereken yer
Yolun sonunda bir olmasaydık anlamsızlaşırdı bütün bu macera.
Çünkü intikam öldürerek değil, yaşatılarak alınırdı.
Ya Ya ben bu kızı nasıl koruyacağım ya!
Sana söz veriyorum Seni tüm bu pisliğin içinde temiz tutacağım.
Ölüler mi zarar verecek bana? Dünyanın en güvenli yeri mezarlıklardır belki de
Ve hiç unutma,
ışıklar sadece karanlıkta yanar..
Hiçbir şey hayal olarak kalarak mutlu etmez insanı. Her şey gerçekleşince güzelleşir
Zeynep benim dudaklarımdan dökmeyip ruhuma bıraktığım her şeyin tamamıydı.
Belki karşısına çıkmak için erkendi. Ama arkasında durmak için geç bilr kalmıştım.
Onun o halsiz bedenini kendi yanımdan başka hiçbir yerde hayal edemiyordum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir