İçeriğe geç

Kararı Ben Veririm Kitap Alıntıları – Esra Ezmeci

Esra Ezmeci kitaplarından Kararı Ben Veririm kitap alıntıları sizlerle…

Kararı Ben Veririm Kitap Alıntıları

&“&”

Korku, karanlık tarafa giden yoldur. Korku öfkeye; öfke nefrete; nefret ise acıya yol açar.
Bazen en yakınımızdakilerle bile mesafelenmeye ihtiyaç duyarız.
Korku, karanlık tarafa giden yoldur. Korku öfkeye; öfke nefrete; nefret ise acıya yol açar."
“Tam şu anda, dünyanın bir köşesinde sizinle olmaktan mutluluk duyacak birisi vardır.” Walter Riso
Olgunlaşmak, her bitişten yeni bir başlangıç yaratmaktır. Eskiyi unutmak ama eskinin deneyiminden faydalanmak, onun korkusu ve kaygısından değil onun dönüştürücü gücünden faydalanmaktır. Gelişimini tamamlayan her ilişkiden, bir büyüme serüveninden çıktıktan sonra yola başka türlü de devam edebilme ihtimalinin olduğunu görmektir. Ayrılıkların da bir bitiş olmayacağını bilmektir.
Güven ve bağlılık el ele dolaşırlar. Hayatınızdaki insana ne denli güvenirseniz o denli de bağlı ve sadık hissedersiniz.
Evlilik aynı çatı altındayken de kendiniz olabildiğiniz ama her şeye rağmen kalbinizde sevgi, huzur ve güven duyabildiğiniz yerdir. Mutlu bir evlilik konforlu bir ev ortamının kurulduğu, faturaların ödendiği, sorumlulukların kusursuzca herkes tarafından yerine getirildiği bir birleşmeden çok daha ötesidir. İyi bir evlilik ancak her iki tarafın da kendini güvende, mutlu ve huzurlu hissedebileceği bir düzen kurmakla olur.
Diğerinin sevmediğimiz özellikleri, kendimizi bulmaya yardım edebilir.
Geçmişin görünmeyen bağlarına tutunmaktansa şimdiki zamanda ilişkilerinizin yeniden keşfine gözlerinizi açın. Şimdiki zamanınızı geçmişle gölgelemeyin. En derin yaralar bile iyileşir, yeter ki dönüşümü başlatın, iyileşmeye istekli olun.
Geçmişe takılıp kalmayın. Geçmiş bir hapishanedir ve sizin nefes almanızı engeller.
Modern dünyanın en büyük sorunlarından birisi yalnızlık. Hatta İngiltere’de durumun salgın haline gelmesinden dolayı Yalnızlık Bakanlığı’nın kurulması dahi planlanmıştı.
Mutluluğun sırrı bize göredir .Nereden baktığınıza göre değişir .Mutluluğun büyüsünü görmek için ona denk bir ruh halinde olmak gerekir.Hiçbir şey tek başına iyi ya da kötü değildir .Onu tanımlayan şey sizin bakış açınızdır.Bizi mutlu eden şey bir şeyin sahibi olmak değil ,tadına varmaktır .
Unutmayın, yarının deneyimleri her zaman bugün düşündüğünüz düşüncelerden yaratılır.
Hiçbir ilişki bir gün bitecek düşüncesiyle başlamaz…
Eşinizin-sevgilinizin başka birine duygusal yakınlık hissetmesi mi daha yıkıcı yoksa cinsel olarak aldatması mı?" sorusuna kadınların büyük bir kısmı duygusal sadakatsizliğin daha yıkıcı olduğu yönünde yanıt veriyor.
Sizi ciddiye almayan, ihtiyaçlarınızı görmezden gelen, dahası bir insan olarak size saygı duymayan biriyle yola çıkmayın.
İki insan gerçekten birlikte olmak isterse ne mesafeler ne kim oldukları, ne nerede yaşadıkları, ne diğer insanların ne dedikleri, ne ailelerin beklentileri, ne de geçmişte hayal ettikleri önemli olur. Kalpten birbirine bağlı insanlar, gerçekten sevmeyi bilenler engel koymaz engel yıkarlar.
Unutmayın sizi aslında gerçekten sevmeyen ya da oyalayan biriyle birlikte olmak hem çok yaralayıcıdır hem de gerçek sevgiyi bulacağınız insanlardan sizi mahrum bırakır.
Farklı insanların bir arada uyumlu olabilmesi için en önemli şey anlayış ve sevgiye açık olmaktır.
Para her şey değildir ama çok şeydir. Huzurunuz, sağlığınız, güvenliğiniz, özgürlüğünüz paraya bağlıdır. Klişe sözlerden biridir ancak günümüz dünyasında iki gönül bir olunca samanlık seyran olacağı fikri gerçeklikten oldukça uzaktır. Eğer mümkünse herkesin kendi finansal özgürlüğünü eline alması da çok mühimdir.
Aynı eve giriyor olmak beklentilerin sınırsız olması ve sürekli tatmin edilme talebinde bulunmak değildir. İki yetişkin olarak ortaklık kurmaktır evlilik.
Unuttum bitti dedikleriniz siz farkında olmadan size hâlâ acı çektiriyor olabilir.
Bazen en yakınımızdakilerle bile mesafelenmeye ihtiyaç duyarız.."
Bazen söylemek istediklerimiz söylediklerimizden çok söylemediklerimizde gizlenir. Sessizlikler, suskunluk kelimelerden daha çok şey anlatır."
Kelimeler hem konuşmaya hem de susmaya yarar. Bazen söylediklerimizle aslında çok daha fazlasını anlatırız."
Bazen kendi gerçek duygularımızı okumakta zorlanırız."
Farklı insanların bir arada uyumlu olabilmesi için en önemli şey anlayış ve sevgiye açık olmaktır."
Bazen sessizlikle de anlaşmak mümkündür."
Her şey değişir ve dönüşür, bu bir tabiat kanunudur."
Para her şey değildir ama çok şeydir."
Her şey her zaman iyi gitmeyebilir."
Bazen elimizdekilerin değerini göremeyiz ya da ancak elimizden gittiğinde fark ederiz."
Aşk, sevda: kural, kriter tanımaz.."
Evlilik aynı çatı altındayken de kendiniz olabildiğiniz ama her şeye rağmen kalbinizde sevgi, huzur ve güven duyabildiğiniz yerdir."
Bizi mutlu eden şey bir şeyin sahibi olmak değil, tadına varmaktır."
Nedir peki mutluluğu bu denli sorgulamamıza neden olan şey? Tam bir tarifinin yapılamaması mı? Görünmezliği mi yoksa büyüsü mü? Antik Yunanlı filozof Epikür mutluluğun denge ve uyumdan geçtiğini söyler örneğin. Hatta ilişkilerde mutluluğun aşktan değil arkadaşlıktan geçtiğini ifade eder. Nietzsche’ye göre ise her an sona erebilecek, geçici bir haldir, bu yüzden de sürekli mutluluğu kovalamak boşa bir çabadan ibarettir. Arthur Schopenhauer ise Mutluluk kendi kendine yetebilmektir" der.
Neye inanıyorsanız onu hayatınıza alırsınız. Kendinize nasıl davranıyorsanız insanlar da size öyle davranacaktır."
İnsan gerçekten sevgiyi hissettiğinde, karşısındaki kişinin mutluluğuyla da mutlu olur.."
Sizinle aynı şarkıyı söyleyecek insanlar var, berbat bir koronun bir parçası olmak zorunda değilsiniz.
Mutluluk kendi kendine yetebilmektir.
-Neden bekliyoruz?
-O kadar hızlı yol aldık ki ruhumuz geride kaldı, onu bekliyoruz.
Kıskançlık duygularınız kabardığında sürekli ipuçları peşinde olmayın. Hele ki hayatınızdaki insanın maillerini, telefonunu karıştırmayın. Bu durum fark edildiğinde partnerinizin gözünde degerinizi kaybedersiniz. Kendinize güvenin. Yorucu bir savaşın içine girmektense kendi özünüze dönün ve en kötü ihtimal dahilinde bile bunu aşacağınıza dair inancınızı yitirmeyin.
Sizinle aynı şarkıyı söyleyecek insanlar var, berbat bir koronun parçası olmak zorunda değilsiniz.
Çok eski bir hikâyedir, Meksika’daki İnka tapınağına çıkmak isteyen bir grup arkeoloğa birkaç yerli rehberlik etmektedir. Yolu hızlı bir şekilde yarıladıktan sonra yerli grup, yere oturup beklemeye başlar. Haliyle bu duruma Avrupalı arkeologlar şaşırırlar. Neden bekliyoruz?" diye sorduklarında yaşlı rehber şu cevabı verir: "O kadar hızlı yol aldık ki ruhumuz geride kaldı, onu bekliyoruz."
Ama değişmeyen bir şey var hâlâ: Güçlü olan ve uyum sağlayan hayatta kalıyor.
Aşk aslında bilinmezliğe teslim olmaktır."
Sizinle aynı şarkıyı söyleyecek insanlar var, berbat bir koronun bir parçası olmak zorunda değilsiniz.
Olgunlaşmak her bitişten yeni bir başlangıç yaratmaktır. Eskiyi unutmak, ama eskinin deneyiminden faydalanmak, onun korkusu ve kaygısından değil onun dönüştürücü gücünden faydalanmaktır. Gelişimini tamamlayan bir ilişkiden, bir büyüme serüveninden çıktıktan sonra yola başka türlü de devam edebilme ihtimalinin olduğunu görmektir. Ayrılıkların da bir bitiş olmayacağını bilmektir.
Aranan mutluluk yine başka bahara kalmıştır…
İki insan gerçekten birlikte olmak isterse ne mesafeler, ne kim oldukları, ne nerede yaşadıkları, ne diğer insanların ne dedikleri, ne ailelerin beklentileri, ne de geçmişte ne hayal ettikleri önemli olur. Kalpten birbirine bağlı insanlar, gerçekten sevmeyi bilenler engel koymaz engel yıkarlar.
Gerçek ilişkilerde, karşımızdakini önemsemek vardır. Onun neye kırılabileceğini, onu nelerin üzebileceğini, neyi istediğini ve nelerin onu mutlu edebileceğini bilmek ve bu durumu ilişkilerde önemsemek, buna göre davranmak, aslında gerçek sevgidir.
Aslında ilişkilerimiz bir cep aynası gibi, ona baktığımızda gördüğümüz her şey bize ait.
Günümüzde bilgiye erişmek artık çok daha kolay ancak ne yazık ki derinleşmek çok daha zor.
Her ne yapıyorsanız yapın istikrarlı ve kararlı olun.
Asosyallikle yada çeşitli kişilik bozukluklarıyla karıştırılan içe dönüklük bir karakter tipidir. Onlar asosyal değil seçici sosyaldirler.
Birbirbirinizin bardağını doldurun ama aynı bardaktan içmeyin.
Ekmeğinizden verin birbirinize ama aynı somundan ısırmayın .
Birbirinizi sevin ama aşk tutsaklığı istemeyin
Sazın telleri de yalnızdır ama armoni içinde aynı melodiyi seslendirir.
Bazen söylemek istediklerimiz söylediklerimizden çok söylemediklerimizde gizlenir. Sessizlikler, suskunluk kelimelerden daha çok şey anlatır.
Kelimeler hem konuşmaya hem de susmaya yarar. Bazen söylediklerimizle aslında çok daha fazlasını anlatırız.
Bizi mutlu eden duygu ;bir şeyin sahibi olmak değil, tadına varmaktır.
Unutmayın,yarının deneyimleri her zaman bugün düşündüğünüz düşüncelerden
yaratılır.
Olgunlaşmak her bitişten yeni bir başlangıç yaratmaktır. Eskiyi unutmak, ama eskinin deneyiminden faydalanmak, onun korkusu ve kaygısından değil onun dönüştürücü gücünden faydalanmaktır. Gelişimini tamamlayan bir ilişkiden, bir büyüme serüveninden çıktıktan sonra yola başka türlü de devam edebilme ihtimalinin olduğunu görmektir.
Geçirgen sınırlar insanların sizin özenle baktığınız içsel bahçenizde gelişigüzel çamurlu ayaklarıyla gezinmesine neden olur.
Kalpten birbirine bağlı insanlar, gerçekten sevmeyi bilenler engel koymaz engel yıkarlar.
Halının altına süpürülen her şey birgün halıyı uçurur.
Halının altına süpürülen her
şey bir gün halıyı uçurur.
Bir zamanlar aşkla, sevgiyle baktığınız gözler bir yabancı gibi bakmaya başladığında acı çekersiniz.
En sağlıklı ilişkiler tartışma yaşansa da saygı çerçevesinde sorunların çözüldüğü ve uzlaşmaya varıldığı ilişkidir.
İnsanız ve sevgi gerçekten en önemli besinimiz.
Kendinizden ödün vermeniz aşırı fedakarlıklar çözüm değildir.
Gerçek ilişkilerde karşımızdakini önemsemek vardır. Onun neye kırılabileceğini, onu nelerin üzebileceğini, neyi istediğini ve nelerin onu mutlu edecebileceğini bilmek ve bu durumu ilişkilerde önemsememek, buna göre davranmak aslında gerçek sevgidir.
Neden kendimizi bu denli anlamaya çalışmazken, ilişkileri anlamaya bu denli çaba sar ediyoruz ?
Sizinle aynı şarkıyı söyleyecek insanlar var, berbat bir koronun bir parçası olmak zorunda değilsiniz.
Zamanlarını harcamakta çok titiz davranırlar ve sosyal enerjilerini genellikle yakın arkadaşlarına, ailelerine adalar.
asosyal değil seçici sosyal

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir