İçeriğe geç

A’dan Z’ye Satranç Öğreniyoruz Kitap Alıntıları – W.R. Reinfeld

W.R. Reinfeld kitaplarından A’dan Z’ye Satranç Öğreniyoruz kitap alıntıları sizlerle…

A’dan Z’ye Satranç Öğreniyoruz Kitap Alıntıları

&“&”

OYNAMA ŞEKLİ
Satranç oyunu iki kişi tarafından oynanır . Taşlar daha önce
belirtilen biçimde karşılıklı olarak dizilir. İki ayrı renkte
olması gerekli olan taşların özelliklerine göre dizilmesi
zorunluluğu vardır. Daha önce açıkladığımız hareket etme
kurallarına bağlı olarak kendisine özgü hareketlerle başlayan
oyun sıra ile oynanır. Oyuna beyaz taşlara sahip olan taraf
başlar. Yapılan hamleler ile karşı tarafın taşları eksiltilmeye
çalışılır. Bunu yaparken başarılı olabilmek ve sonunda şahı
ele geçirebilmek için sonraki hamleleri planlamak,
olabildiğince çok kareyi kontrol altında tutmak ve taş alıp
verirken taşların değerlerini göz önünde bulundurmak gerekir.
Oyunda başarılı olabilmek için şah ele geçirilmelidir. Şahın
bu duruma düşmesi mat olarak adlandırılır. Şahı alan taraf
oyunu kazanmış olur.
Satranç oyunu, MS 7. yüzyılda,
“Çaturanga” adı altında
oynandığı Hindistan’dan ufak bazı değişikliklerle İran’a ve
Arap dünyasına geçti. Orada “Satranç” adını aldı ve yoğun bir
ilgi gördü.
Satranç 8X8 kareleri olan satranç tahtası üzerinde ve satranç
taşlarıyla oynanır. Adı satranç tahtası olmasına rağmen,
pirinçten, mermerden, vs. yapılmış satranç tahtaları da vardır.
Temelde bir savaş stratejisi gibi görünse de aslında bir yaşam
stratejisini içerir. Zaten yaşam da bir bakıma bir mücadeledir.
Ülkemize gelince, XVI yüzyıla ait satranç üzerine yazılmış
el kitaplarını kütüphanelerimizde bulabiliriz. Bunların en
önemlisi Kanuni Sultan Süleyman devrinde Seferhisarlı
İsmailoğlu Şaban tarafından yazılmış olandır. Bu eserde,
satrancın yararları yanında tarihçesi de kaleme alınmıştır.
Sultan II Ahmet’in Polonya hükümdarına gönderdiği satranç
takımı da Osmanlı Hükümdarlarının bu konuya verdiği
önemin bir belirtisidir.
Satranç Batı’ya Arapların aracılığıyla IX. yüzyılda
geçmiştir. Bunu belgeleyen en güzel örnek de, Harun-ül-
Reşit’in Charlemange’a hediye ettiği satranç takımıdır. Eski
satrancı, günümüzün satrancından ayıran özellikler şunlardır:
Vezir çapraz giderken ancak 1 hane gidebilirdi, Filde ancak 1
hane atlayarak gidebilirdi, en kuvvetli figür kale idi. Rok ve
piyonun başlangıç durumundan iki kare ileri gitme kuralı
yoktu. Eski satranç oyunu yavaşlığı bakımından da oldukça
farklı idi. Uzağa etki eden sadece bir figür vardı “Kale.” Şahı
mat etmek olağanüstü zor idi.
SATRANCIN TARİHİ
Satranç kelimesi Hintçe “Sandregn” den gelir. Satranca,
İngilizcede “Chess check patterns”
, Fransızcada “Echecs”
denir.
Satrançla ilgili olarak elde edilen en eski belgelere göre,
satranç zamanımızdan 4000 yıl önce Mısır, Çin ve
Mezopotamya’da oynanmıştır. Kraliçe Nefertiti’ye ait olan
tabletlerde bunun kanıtını görüyoruz.
Eski yazıtlar arasında satranca rastlanmaktadır. MÖ 3000
yıllarında satranç gibi bir oyunun Mısır ve Hindistan’da
oynanıldığı sanılmaktadır. 1913 yılında Murret’in yazdığı
satranç tarihinde, bu oyunun 570 yıllarında Hindistan’da
oynandığı belirtilmektedir. Yapılan araştırmalara ve ele geçen
yazıtlara göre, satranç 600 yıllarında Hindistan’dan İran’a
geçmiştir. Yine bu belgelere göre Araplar satrancı VII.
yüzyılda öğrenmişlerdir.
Rakibi sürekli baskı altında tutun.
Satrançla ilgili olarak elde edilen en eski belgelere göre, satranç zamanımızdan 4000 yıl önce Mısır, Çin ve Mezopotamya’da oynanmıştır. Kraliçe Nefertiti’ye ait olan tabletlerde bunun kanıtını görüyoruz. "
Ülkemize gelince, XVI yüzyıla ait satranç üzerine yazılmış
el kitaplarını kütüphanelerimizde bulabiliriz. Bunların en
önemlisi Kanuni Sultan Süleyman devrinde Seferhisarlı
İsmailoğlu Şaban tarafından yazılmış olandır. Bu eserde,
satrancın yararları yanında tarihçesi de kaleme alınmıştır.
Sultan II Ahmet’in Polonya hükümdarına gönderdiği satranç
takımı da Osmanlı Hükümdarlarının bu konuya verdiği
önemin bir belirtisidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir