İçeriğe geç

The Three Musketeers Kitap Alıntıları – Alexandre Dumas

Alexandre Dumas kitaplarından The Three Musketeers kitap alıntıları sizlerle…

The Three Musketeers Kitap Alıntıları

&“&”

Timeo Danaos et dona ferentes. ‘Size hediye veren düşmana güvenmeyin,’
Dâhilik ve aptallık arasındaki fark; dâhiliğin bir sınırı vardır.
Teşekkürler, artık hiçbir şeye güvenmiyorum.
Sevseydiniz her şeye daha farklı açıdan bakardınız.
Teşekkürler, artık kimseye güvenmiyorum.
One for all, all for one!"
Sizi her gördüğümde , yüreğimdeki mücevher kutusuna bir elmas daha koyuyorum.
Hayata ölümden korkacak kadar bağlı değilim.
Büyük suçlular, Tanrı alçaklıklarından bıkıp, inançsız yaşamlarına bir son verene kadar, beraberlerinde engelleri aşmalarını, tehlikelerden uzak durmalarını sağlayan bir tür tılsım taşırlar.
Bir saat boyunca hiç sesini çıkarmadan, soluk soluğa ve anlı ter içinde bekledi, koridordan gelen her seste yüreği korkunç bir endişeyle sıkışıyordu. Bazen saatler bir yıl gibi geçerdi.
Varsın olsun
Gözyaşı ve sefalet
Sürgün ve pranga
Gençliğim ve imanım
Bir de çektiğim acıları gören Tanrım hepsine yeter
Şiddet yok, şiddet zafiyetin göstergesidir.
XI. Louis’nin sözlerini hatırlayarak, Tristan’ın dostunun şu deyişini mırıldanıyordu:
Böl ve yönet."
Hayat, filozofun küçük dertlerden oluşan tanelerini gülerek çektiği bir tesbihtir.
…geçmişin, günümüzün ve büyük bir olasılıkla geleceğin en parlak siyasetçisi. Kendisini tehdit eden güneş bile olsa onu söndürebilir.
Soylu bir insana böyle şeyler hatırlatılmaz. İyiliği başa kakmak hakaret anlamına gelir.
Sağlığına," diye tekrarladılar Porthos ve Aramis.
"Tamam, o zaman sağlığıma! Dileklerinizin işe yarayacağını sanmam da."
"Eh! " dedi Athos, "Muhammed’in müminlerinin dediği gibi Allah büyüktür ve gelecek onunla ellerindedir."
…bazen bir hatıra insanın canını çok acıtsada, gerçekle karşılaşmak kadar yaralayıcı olmuyor!
Teşekkürler artık hiç bir şeye güvenmiyorum.
Zaman her şeyi halledip, fırsatları yaratır sevgili dostum, fırsatlar kumar gibidir; beklemeyi bilen kazanır."
Doğrusu şu ki, insan tepesinde sürekli olarak sallanan bir kılıcın tehdidi altında yaşayamaz,"
Dostum," dedi Athos ciddi bir ifadeyle, "şunu hatırlatmak isterim ki, bu dünyada birisine bir daha kavuşamamak için tek gerekçe ölümdür.
…sorununu hallettikleri için her yüzde kendi özel ve gizemli kaygılarını yansıtan ifadeler vardı; ne de olsa yaşanan her mutluluğun ardında geleceğe yönelik bir endişe yatardı.
Ah! Siz bir meleksiniz," dedi genç adam.
"Her şey kararlaştırdığımız gibi mi?"
"Sizden istediğim dışında, sevgili ruhum!"
"Ama sevgime güvenebileceğinizi söylesem de mi?"
"Yarının neler getireceği belli olmaz."
Hayır, intikamımı alacaksınız ama ölmeyeceksiniz. O bir korkak."
"Kadınlara karşı belki öyle, ama ya erkeklere. Bununla ilgili bazı bilgilerim var."
"Ama onunla dövüştüğünüzde, sanırım talih sizden yanaydı."
"Tarih kibar bir fahişe gibidir: Dün yanınızdayken yarın karşınızda olabilir."
Ah! Mutluluğu elde etmek bana uyanıldığında uçup giden imkansız bir düş gibi görünüyordu, onu bir an önce gerçeğe dönüştürmek istiyorum."
Bir dönemin ahlaki değerlerini bir başka döneminkilerle değerlendirmek doğru değildir.
…her zaman olduğu gibi onu ne cesaretlendiriyor, ne de düşüncesinden caydırmaya çalışıyordu. O herkesin Özgür iradesiyle karar vermesinden yanaydı. Kendisine danışılmadan kimseye tavsiye vermezdi.
…intikamın tanrıların zevki olduğunu söyleyenleri haklı buldu. Biraz kalbi olsaydı bu yeni keşifle yetinebilirdi; ama tutku ve kibir bütün benliğini sarmıştı.
…intikamın tanrıların zevki olduğunu söyleyenleri haklı buldu. Biraz kalbi olsaydı bu yeni keşifle yetinebilirdi; ama tutku ve kibir bütün benliğini sarmıştı.
Kartalın peşinden koşan, serçeyi ciddiye almazdı.
Aşkta herkes kendi çıkarını düşünür."
Her şeyden önce adalet.
…herkesle zar atılabilir, ama insan yalnızca dengiyle dövüşür.
Unutma ki bu dünyada insan sadece cesaretiyle ayakta durabilir.
İnsanoğlu kendini mutluluğa ulaştıracak bütün telleri özellikle de altın telleri kendi elleriyle koparıyor.
Diğerlerinin arasına karışacak bir toz zerresiyim. Hayat aşağılanmalar ve acılarla dolu,"..
..bana nasıl davranacağım konusunda ders vermek size düşmez.
Bazen küçük bir engel büyük bir hedefe ulaşmayı engelleyebilir.
…ölüm insanı cehennem azabına ya da kurtuluşa götüren kapıdır.
Akli melekeleri tamamını etkisi altına almış bir düşünce ile zihni meşgul bir insan için, zaman olağandan daha hızlı geçer, yol her zamankinden daha kısa görünürdü.
… anlattığı her şeyi inanmış gibi göründü; dahası bu durum hayatının gizli yönleri bilinen bir kişiye karşı her zaman için şahsi bir üstünlük sağladı.
Ama bütün bu akıl yürütmeler, bazı durumlarda insanın bütün benliğini kaplayarak, duygularımızın algılayacağı her yolu deneyerek, başımıza büyük bir felaket geleceğini haykıran o iç sesin etkisiyle yıkılıp altüst oluyorlardı.
Ah! Kadınlar, kadınlar!" Diye haykırdı deneyimli asker, "Ne kadar hayalperest olduklarını iyi bilirim, gizemli olduğuna inandıkları her şeye hayranlık duyarlar;..
…timeo Danaos et dona ferentes.

&‘size hediye veren düşmana güvenmeyin,’..

…mutlu olduğumda, herkesin mutlu olmasını isterim, ama öyle görünüyor ki bu mümkün değil.
.
…amaç araçları meşrulaştırır,..
.
Korkak, cimri ve ahmak olduğunuzu biliyordum ama aşağılık bir adam olduğumuzu şimdi öğrendim."
Kişisel çıkarların, toplumsal çıkanlar karşısında hiç önemi yoktur. Ben devleti kurtaranların yanındayım,"..
…bol bol düşünüyordu; bilindiği gibi düşünen insan zamanın nasıl geçtiğini anlamazdı.
Boş bir tutkuyu böyle anılarla beslemek ne büyük bir çılgınlık!"
"Ama neyle yaşamamı bekliyordunuz? Elimde sadece anılar var. Onlar benim mutluluğum, hazinem, umudum. Sizi her gördüğümde, yüreğimdeki mücevher kutusuna bir elmas daha koyuyorum.
Günahlardan söz ediyorsunuz! Ama asıl günah Tanrı’nın birbirleri için yarattığı iki yüreği ayırmaktır.
… insan sevince aşka kolayca inanıyor;..
Karın canlanacağını, mermerin ısınıp eriyeceğini düşünecek kadar çılgın olduğumu biliyorum, ama elden ne gelir, insan sevince aşka kolayca inanıyor;..
Kadife gibi yumuşak dillere destandı, şairlerin mukayese edilemez diye tasvir ettikleri elleri ve kolları olağanüstü bir güzelliğe sahipti.
Yürüyüşü bir kraliçeyi olduğu kadar bir tanrıçayı andırıyordu, zümrüt gibi ışıltılar saçarken içindeki yumuşaklığı ve yüceliği yansıtan gözleri muhteşemdi.
…kişiliğinin baskın özelliklerinden biri maceralara atılmak ve düşlerle yaşamaktı. Yürekli, mert, gözü kara bir kişi olarak, bu tür girişimlerle hayatını ilk kez tehlikeye atıyor değildi.
Beni saat on ikide bekliyorlardı, geç kaldım.
"Yalnızca beş dakika."
"Evet, ama bazı durumlarda, beş dakika beş asra bedeldir."
"Hele âşık olunduğunda."
Yüreğimin içinden geçenleri görebilseydiniz," dedi d’Artanyan, "ne kadar merakla dolu olduğunu görüp bana acıyacak, ne büyük bir aşkla dolu olduğunu görüp hemen merakımı gidereceksiniz. Sizi sevenlerden korkmanıza gerek yok."
Bakın, biraz daha içten davranıp bana güvenin; gözlerimden yüreğimde size karşı bağlılık ve sevgiden başka bir şey olmadığını okumuyor musunuz?"
İlk aşk söz konusu olduğunda insanların ketum davranması beklenemezdi. Bu ilk aşka eşlik eden büyük coşku içinden taşımazsa, insanı boğabilirdi.
.
Aşk dünyadaki tutkuların en benciliydi.
.
Bu arada kadınları mutlu eden binlerce şeyi arzulayan bir kadınla tanışıp ona
âşık olmak ve onun bu arzularını gerçekleştirememek ne büyük bir umutsuzluktu!
Her yanda savaşılması gereken bir düşman, kazanılması gereken bir ganimet vardı.
… dört arkadaş bir ağızdan d’Artanyan’ın sözlerini tekrarladılar:
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için."
Soylu kafalar kendilerini çok uzaktan belli ederler…
Yararlanmalı ama suistimal etmemeli"
Gelecekte her şeyin daha güzel olacağına inanıyorum.
Gözlemciyi yanıltıbilecek tek şey kendi hakkında söylediği her şeyi doğru sanması olabilirdi.
Benimle az önce söylediğiniz gibi açık yüreklilikle konuşarak bana da aynı içtenlikle konuşma onurunu bahsetmiş oluyorsunuz; ama bazı endişeleriniz varsa ki bu çok doğaldır, gerçekleri söyleyerek kendi ipimi çektiğimi biliyorum; ama olsun, böylece hayatta en önem verdiğim şeyi, kendi kendime olan saygımı kaybetmemiş olacağım."
Bir adım geri atmaktansa orada ölmeyi tercih edeceklerdir…
…bazen küçük bir engel büyük bir hedefe ulaşmayı önleyebilir.
Sahibiyle alay etmeye cesareti olmayan kişi atına güler!"
Bir an için paniğe kapılan kişi, kaderin ona o an için sunduğu fırsatı tepebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir