İçeriğe geç

Kelebekler ve İnsanlar Kitap Alıntıları – Üstün Dökmen

Üstün Dökmen kitaplarından Kelebekler ve İnsanlar kitap alıntıları sizlerle…

Kelebekler ve İnsanlar Kitap Alıntıları

&“&”

&”Elindekini görmeyip, görünmeze bakan, aptaldır; ister kelebek olsun, ister insan..&”
Yalnızca zayıflar adalet ister; güçlülerin adaletleri yanlarındadır, istediklerine verirler, istemediklerine vermezler.
Adalet, var deyince var olmazdı, oluşturulmalıydı.
Adalet, ona inananlara değil, onu oluşturacak kadar güçlü olanlara gelirdi.
&” Nereye gittiğini bilen insana dünya kenara çekilip yol verir. &”
Size karşı çıkanlara aldırmayın, nereye gittiğini bilen insana dünya kenara çekilip yol verir.
Aradığını bulamayan, ömrü aramakla geçen biri için, belki yalnızca aramak da başlı başına bir keyiftir bu âlemde.
…hele ki bu aşk, kabulde zorlansanız bile tek yanlıysa, doğru söylediğinizde de rahatsız olursunuz, yalan söylediğinizde de.
Dünya seni görür, sen dünyayı göremezsin.
Ölüm herkes içindi, ölümlü olma fikri acı verici ama amacına, sevdiğine ulaşmadan ölmek ise daha acı vericiydi.
İnsan evladı, ezbere bir görüşle bu dünyada adalet var diye avutur kendini; adaletsizliği gördüğünde ise gözlerinin bozuk olduğunu düşünür sessizce. Adalet yok gökyüzünde!
Adalet ancak zihinlerde olabilir, alsında orada da yoktur;…
Ariston’nun sözününün devamını getirelim: “Yalnızca zayıflar adalet ister; güçlülerin adaletleri yanlarındadır, istediklerine verirler, istemediklerine vermezler.”
Aristo, “Yalnızca zayıflar adalet ister” demiş.
Belki de en büyük özrümüz önyargılarımızdır…
Vazgeçmeyin. Bir şeyden ilk kez vazgeçtiğinizde rahatlarsınız; ikinci
kez vazgeçtiğinizde alışkanlık olur.
Adalet, var deyince var olmazdı, oluşturulmalıydı. Adalet, ona inananlara değil, onu oluşturacak kadar güçlü olanlara gelirdi.Aristo demiş ki: Yalnızca zayıflar adalet ister." Güçlülerin adaletleri yanındadır, istediklerine verirler, istemediklerine vermezler.
Tarihteki olaylar ilk kez gerçekleştiğinde trajedidir, daha sonra hatırlandığında ise komedi olur."
Kavgalar kişiseldir, müzik ve mutluluk ise evrensel.
Kavgalar kişiseldir, müzik ve mutluluk ise evrensel.
İnsan, kişisel dramını, evrensel bir direnişe ve muhteşem bir gösteriye
dönüştürebilen bir varlıktır; ezilip büküldükçe, yepyeni şekiller
yaratır.
Hayatlarını tek bir şeye bağlayanlar, ya hep ya hiç diye yaşayanlar, tek bir tekmede yıkılırlar.
Birileri için bir şeyler yapanlar, kendileri için de yaparlar.
İnsanlar birbirlerini de saat yerine koyar, ayarlamaya çalışırlar. Hele
ki anababalar çocuklarını istedikleri gibi ayarlayabiie-ceklerine em-
indirler. Oysa gençlerin saatleri, anababalann saatlerinden farklıdır;
bazen yönleri, bazen hızları farklıdır, koşturup gider kimisi, Çoğunun
dünyadaki dilimi farklıdır, ya ileri ya geri.
Adalet, var deyince var olmazdı, oluşturulmalıydı. Adalet, ona inananlara değil, onu oluşturacak kadar güçlü olanlara gelirdi.
insan evlâdı, ezbere bir görüşle bu dünyada adalet var diye avutur
kendini; adaletsizliği gördüğünde ise gözlerinin bozuk olduğunu düşünür sessizce. Adalet yok yeryüzünde!"
Aşk vardır altı ay sürer, aşk vardır elli yıl. Farklı aşklar vardır çünkü ve farklı âşıklar. Bir, raf ömrü hayat boyu, uzun ömürlü sütler misali eskimeyen, içtikçe çoğalan tükenmeze benzeyen aşklar vardır ve bunları hayat boyu yaşayan çiftler. Bu aşklara &‘tükenmeyen aşk’ demeli. Bir de kelebek kanatlan gibi pır pır eden, kelebek ömrü gibi kısa süren, her rüzgârdan etkilenen, ilk fırtına da kaybolan aşklar vardır. Bunlara da &‘kelebek aşkı’ denmeli.
Elindekini görmeyip, görünmeze bakan, aptaldır; ister kelebek olsun, ister insan…
Çok doğal bulduğumuz şeyleri ne sorgularız, ne de insanların tercihlerine bırakırız.
Aldatılmak ve aldatılmayı sineye
çekmek, öfke vericiydi, yalnızlık ise acı verici.
Sonu gelmeyen gündelik işler, bitip tü-kenmeyen soruların üzerini örten, işe yarar gözüken ama sakladıklarını iyileştirmeyen ince bir örtü gibiydi.
Gerçekten insanlar, kendilerinde bir sorun olduğunda, başkalarında da aynı sorunun bulunduğunu sanırlar,
sorunlarını onlara yansıtırlar. Ve insanlar bir de şunu yaparlar:
Birisinden korktuklarında, önce kızarlar ona, sonra aşağılar, en
sonunda da kendilerini savundukları iddiasıyla saldırıya geçerler.
Hayat kayıplara ağlayacak kadar uzun değildir.
Sevmek, korumaktır şüphesiz ki. Galiba yeterince sevmedik"
Nicelik değil,nitelik önemlidir. Bir canlının ne kadar yaşadığı değil, ne yaptığı önemlidir. Size karşı çıkanlara aldırmayın! Nereye gittiğini bilen insana dünya, kenara çekilip yol verir".
Doğada adalet yoktur
Ülkelerin ve insanların aşkı yüreğinize bir kez düştü mü, uzaklık anlamsız olur aranızda. Gerçekten sevdiğiniz, hep yanınızdadır çünkü.
Nicelik değil, nitelik önemlidir. Bir canlının ne kadar yaşadığı değil,ne yaptığı önemlidir.Size karşı çıkanlara aldırmayın,nereye gittiğini bilen insana dünya kenara çekilip yol verir.
Gök ve deniz mavidir;hayat mavi olmalıdır.
&‘Yalan dünya’ demiş dedeler nineler bu dünyaya.Belki.Dünya gerçekten yalan olabilir,dünya gerçek olmayabilir;ama yaşayanların yaşadıkları gerçektir,insanların ve hayvanların mutlulukları ve acıları gerçektir.
Kavgalar kişiseldir,müzik ve mutluluk evrensel.
Vazgeçmeyin.Bir şeyden ilk kez vazgeçtiğinizde rahatlarsınız;ikinci vazgeçtiğinizde alışkanlık olur."
Bir anda oluşturabildikleri cennet,bir anda kayboluvermişti;bir çöl bile kalmamıştı ellerinde.
Yakınlarımıza olan sevgimiz,onlarla mücadele etmemize bir süreliğine izin verir.
Yanlış bilgi,yanlış hayatlar getirir önünüze;doğru bilgi,bazen sizi kurtarır,bazen herkesi.
Ve yaşamın olduğu her yerde ölüm vardı.Ölüm olmasa,yaşam yaşamazdı.(Önemli olan yaşamla ölüm arasında,bir şeyler yapmak ve mutlu olmaktı.)
Hayatı boyunca yalnızdı,şimdi yalnızlığı daha da artmıştı.
Kendilerini olduklarından daha güçlü sananlar veya güçlerinin farkında olmadan yaşayanlar hayatlarını ziyan ederler.
İnsanların düzeltmedikleri planları yoktur,uygulamaktan çekindikleri planları vardır.
Bir kaç gün ömrü kaldı bu dünyada,ya onu bulamadan ölürsem;bütün bir hayatım boşa gidecek," diye düşünmeye başladı.Bütün vücudu titriyordu;zor tutundu dala.Zaman kısa,sevgilisi uzaktaydı.
İnsanların bir kısmı kötüdür,bir kısmı iyi.Ama hangisi zarar verir,hangisi vermez,anlamak için ömrümüz yetmez."
Gözleriyle vedalaştılar.
Alaimisema’nın kanatları ve yüreği pır pır ediyordu;ancak aşkı uzun süreliydi;Bir seçimlik değildi,vazgeçimlik değildi.Hayatı boyunca sürecekti.Uçtu.
O beni görmüyor ama gözlerimi kapadığımda ben onu görüyorum."
Delikanlıya umutsuzca bakıyordu,yılların hasretini birkaç saniyeye sığdırmıştı o an.
Yaşam, “ve-de”dir; ölüm ise “veda”.
Yaşam, sürekli bir ve’dir; siz yaşadıkça, size sürekli bir şeyler eklenir.
Sonra sıra veda’ya gelir; artık ve’ler bitmiştir.
Vazgeçmeyin. Bir şeyden ilk kez vazgeçtiğinizde rahatlarsınız; ikinci kez vazgeçtiğinizde alışkanlık olur.
Yapabilenler yapar, yapamayanlar öğretirler,
Öğretmeyi de beceremeyenler yönetirler,
Yönetmeyi de beceremeyenler eleştirirler, teftiş ederler.
Yalnızca zayıflar adalet ister.
Adalet, var deyince var olmazdı, oluşturulmalıydı.
Demek ki bu insanlardan uzak durmalı,
severse de öldürüyorlar,
kızarlarsa da."
İnsanlar, bazen sevdiklerini yanlarında tutarak öldürürler."
Sanırım insan, sevdiği şey yalnızca onun olsun ister.
Aşk güneştir, güneşli haberler getir sevgililere.
Aşk, görmeden birbirini fark etmektir.
Kralın onuru, çobanın onuruna eşittir.
Bahadır odur ki, her bahar başka âşık edinmez, her bahar aynı âşık ama bin aşk vardır yüreğinde.
Elindekini görmeyip görünmeze bakan aptaldır.
Aşk, ağlamak için değildir, aramak içindir.
Tek kişilik kervanım ben, dünyayı gezerim.
“Uzun yaşayanlar ağır hareket ediyor,
Kısa yaşayanlar hızlı. Belki de evren hakkını alıyor sessizce, kişiler de öyle”
‘İnsanlar önce topraklarını işgal ederler birbirlerinin, sonra dillerini, isimlerini, her şeylerini.‘
Hayat kayıplara ağlayacak kadar uzun değil.
Kısa yaşam hüzünlüdür belki ama renksiz yaşam da hüzünlüdür belli ki.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir