İçeriğe geç

Zamanın Zeynebi Kitap Alıntıları – Sabiha Ateş Alpat

Sabiha Ateş Alpat kitaplarından Zamanın Zeynebi kitap alıntıları sizlerle…

Zamanın Zeynebi Kitap Alıntıları

Ölmek yok olmak demek değildir, mekan değişikliğidir.
Insanlar hata yapabilirler, bizler insana bakıp İslam’ı tarif etmiyoruz.
İslam’a bakıp insan tarif ediyoruz.
“Gayesiz olmayınız. Gayesiz olmak ot olmaktır. Yaradılış amacınız üzerinde kafa yorunuz. Kâinat içerisinde insanlığın, insanlık içersinde mensub olduğunuz ümmetin, ümmet içersinde şahsınıza görev ve sorumlulukları üzerinde düşününüz. Rolünüzü iyi oynamak, onun ne olduğunu bilmekle mümkündür.”
Vakit nakittir
Ölmek yok olmak değildir, mekan değişikliğidir
Ölüm bu. Allah’ın belirlediği gün ve saatte geliyor. Hazır mısın? Gelebilir miyim? diye sormadan geliyordu. Hazırlanman için, gençlik ve sağlık önceden verilmişti zaten.
İslâm’a sarılan, zamanın Sümeyyeleridir.
Kuran, insanımızın yanı başında olmasına rağmen, ona en uzak olan insanımız oldu.
Öz yurdunda garipsin.
Ben Allah’a inanan herkes Müslümandır zannediyordum.
İnsanlar hata yapabilirler, bizler insana bakıp İslâm’ı tarif etmiyoruz. İslâm’a bakıp insanı tarif ediyoruz.
Onlar biliyorlardı ki, kadını bozdular mı, toplumu bozmuş olacaklardı.
Şimdinin akıllıları da, örneğin bir çikolata reklamında oynatmakla, kadını soyup bir takım kendi isteklerine alet ederek kadına hakkını verdiklerini zannediyorlar.
Zaten tarih boyu, hiçbir beşeri sistem kadına hak ettiği değeri vermemiş, verememiş.
Allah’a inandım diyen Müslüman sayılmıyor. Allah’ın var olduğu inancıyla birlikte, Allah’ın ilahlık sıfatını da kabullenmek gerekiyor.
Benim yegane kural koyucum Allah’tır. Ben önce O’nun kurallarına uyarım. Kulların koyduğu kurallar, Allah’ın kurallarına ters düşmediği müddetçe, o kurallara da uyarım.
Hepimiz Allah’ın yarattığıyız. Türk’ün üstünlüğüyle ilgili bir ayet mi var? Yoksa kürdü yeren bir ayet mi var?
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bizdeki ailelerde, anne hizmetçi, baba ise para makinesi olarak görülüyor.
Böl-parçala-yut mantığı ile hareket eden emperyalist güçler gençleri sağ-sol diye ikiye bölmüştü. Öz kimliğinden habersiz olan gençler ne yazık ki bu oyuna gelmişti. Ve kardeş kardeşe düşman olmuştu.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ebu Cehil öldü ama zihniyeti hâlâ yaşıyor.
Gayesiz olmayınız. Gayesiz olmak ot olmaktır.
Unutma ki bu dünya ebedi değil!
kır nefsini Sen secdeye eğil!
Namazsız yaşantı İslami değil!
Bırakma namazı kıl benim bacım!!!
Hem Müslümanım deyip hem kâfirlere uyamazsın hem Müslümanım deyip hem Allah’a kafa tutamazsın Allah senin kafana göre bir Müslüman kimliği değil kendi koyduğu kurallara göre Müslüman kimliğini kabul ediyor.
Biliyor musun Abla bazen sokağa çıktığımda bağırasım geliyor!!
Ne diye? Bacılar ablalar gelin Allah’a dönün Çünkü dönüş onadır dönün Çünkü sizi o yarattı dönüş O’nadır.Dönün Çünkü Ahiret var Neredesiniz !!zeynepler Esmalar Haticeler Haydi el birliğine!!!
Okumayan insanla okuyan insanın misali ölü ile diri gibidir.
Ölülerin değil Kur’an dirilerindir!!!!
Nerede o sağlıklı aileler bizdeki ailelerde anne hizmetçi baba ise para makinesi olarak görülüyor.
Kardeşim!
Gözlüğüm kırıldığında gördüm gerçekleri. Perdeler aralandı o gün. Camlardaki buğular da gitmişti artık. Rabbim kalbimi açmıştı. Özgür olmuştum. Tevbem kabul olmuş gibi, tüy kadar hafifledim birden. Ruhumda bir sevinç bir heyecan kalbim başka atıyordu artık. Hidayet böyle birşeydi herhalde. Gel sevincime ortak ol, sen de uyan artık. Bu uyku seni yoruyor. Yaşlanıyorsun, yarın uyansanda belki yaşlılıktan hareket edemezsin. Belki uykuda olur ölümün. Yeter bu kadar uyku. Haydi uyan!
Sanki bu Kur’an duvarları süslemek için,
Sanki bu Kur’an muska yapıp suyu içirilsin diye, Sanki bu Kur’an yaralar üzerine yazılsın diye, Sanki bu Kur’an mezarlıkta okunmak için, Sanki bu Kur’an üfürükçülük yapılsın diye, Sanki bu Kur’an birileri para kazansın diye, Sanki bu Kur’an musiki ihtiyacını karşılamak için, Sanki bu Kur’an anlamaksızın düşünmeksizin okunmak için, gönderilmiştir. Öyle mi? Hâşâ.
– Yani insanların uydurduğu kanunlar, Allah’ın kanunlarından güzel öyle mi?
– Hâşâ bacım. Biz emir kuluyuz ne yapalım?
– Emir kulu ne demek?
– Ekmek paramız burdan, onun için de patrona bağlıyız.
– Ali abi, sen kimin emirlerinin kulusun. Bir insan iki şeye kulluk edermi?
– Size bir şey daha söyleyeceğim. Düşünün ki, size iki yerden emir geldi. Birisi Allah (CC), emir veriyor ve diyor ki kulum kapanacak sın. İkincisinde patron diyor ki örtü yasaktır. Başını aç, örtünü çıkar. Şimdi biz, hangi emirin kulu olacağız? Hangi emiri yerine getireceğiz?
– Bence, o kızlar, senin beynini yıkıyorlar. Yakında hoca olursan hiç şaşmam.
– Bir kere, beyin yıkanmaz. Düşüncelerimi arıtıyorlar dersen, varsın kir varsa arıtsınlar.
Ümit sizde, asrımızın genç kadınında.
Ebu Cehil öldü, ama zihniyeti hala yaşıyor.
Bildiğim kadarıyla müslüman, müslümanın kardeşidir. O zaman bu kavga neden diye sormazlar mı?
Ölmek yok olmak demek değildir, mekan değişikliğidir.
Bildiğim kadarıyla müslüman, müslümanın kardeşidir. O zaman bu kavga neden diye sormazlar mı?
Zamanın Zeynebi, Sabiha Ateş Alpat
“Sanki bu Kur’an duvarları süslemek için, Sanki bu Kur’an muska yapıp suyu içirilsin diye, Sanki bu Kur’an yaralar üzerine yazılsın diye, Sanki bu Kur’an mezarlıkta okunmak için, Sanki bu Kur’an üfürükçülük yapılsın diye, Sanki bu Kur’an birileri para kazansın diye, Sanki bu Kur’an musiki ihtiyacını karşılamak için,

Sanki bu Kur’an anlamaksızın düşünmeksizin okunmak için, gönderilmiştir. Öyle mi? Hâşâ.

Okumak işi günümüzde bilinçsizce yapılageliyor. Kur’an’ın ilk emri “İKRA” yani, “OKU” dur. Oku ama nasıl oku? Okumamız isteniyor ama anlayarak okumamız isteniyor. Yoksa, ne manaya geldiğini dikkate almadan yüzünden okumamız istenmiyor. Zaten, böyle okumak sizi takva sahibi yapmaz. Hem kitaba sahip çıkıp, bu Kur’an benim kitabımdır diyeceksin. Hem de benim diye sahiplendiğin kitapta neler var bilmeyecek ya da bilmeye çalışmayacaksın
Allah takva sahibi kulunu seviyor. Takvayı kazanma yolları var. Bunun ilki ve sadece bir tanesi; Kur’an-ı anlamak. Günümüzde en çok muhtaç olunan şey, Kur’an-ı anlamaktır. Ve Kur’an’ın pratiği olan sünneti anlamaktır. Düşünülmesi gerekir; Kur’an’ın geliş amacı nedir? Bize neler demekte? İçinde, muhtevasında neler var?
– Peygamberimizi tanımak nasıl olur? Ben, araştırdıkça da O’na olan sevgim arttı. Meğer insan tanımadığını tam olarak sevemiyormuş. Sadece sevdiğini zannediyormuş.
Ölmek, yok olmak demek değildir.
– Şimdinin akıllılarıda, kadını çikolata reklamında oynatmakla, kadını soyup bir takım kendi isteklerine alet ederek, kadına hak verdiklerini zannediyorlar.
– Aman abi sende. Ya karşıdakide çıkıp, bende Kürt müslümanlığını savunuyorum derse. Birisi de ben de Laz müslümanlığını. Öteki, ben İngiliz müslümanlığını, sonu nereye varır düşünebiliyor musun? Bildiğim kadarıyla müslüman, müslümanın kardeşidir. O zaman bu kavga neden diye sormazlar mı?
-Kızım, biz müslümanlığı; Türk müslümanlığını savunuyoruz.
-Sevsinler. Öyle müslumanlık savunuyor ki, namaz kılmıyor adam.
Sorarım sana ey müslüman
Söyle kanamıyor mu yaran?
Ölmek yok olmak değildi.
Allan erkeklere de harama bakmayın diye buyuruyor. Ahh islam’i toplum, islam’i düzen neredesin.?
Bir kere, ahlâksız insan olmaz. Ya güzel ahlâk sahibidir yada kötü ahlâk.
Ebu Cehil öldü ama, zihniyeti hâlâ yaşıyor!
İslâm’a düşmanlıklarından . Bunu açıkça ifade etme yurekliligini gösteremiyorlar da; Biz islam’a değil irticaya karşıyız diyorlar.
-Hepimiz , Allah’ın yarattığıyız. Türkün üstünlüğüyle ilgli bir ayet mi var? Yoksa, Kürdü yeren bir ayet mi?
Bildiğim kadarıyla müslüman, müslümanın kardeşidir. O zaman bu kavga neden diye sormazlar mı?
Allah erkeklere de harama bakmayın diye buyuruyor. Ahh, islami toplum, İslami düzen neredesin?
Allah (cc) bazı zorlukları insanın önüne imtihan için çıkarır. Böylelikle mü’mini imtihan eder. İmanında samimi olup olmadığı ortaya çıksın için.
Allah’ın merhameti gazabını geçmiştir. O çok lütuf sahibidir.
Bu din, sadece hocaların değil ki. Herkes kendi hayatının hesabını verecek.
-Ne oldu? Sevgi neyin var?
+Düşünüyorum
-Neyi? Ya da kimi?
+Kendimi ve bizi
-Ne varmış bizde?
+Neden boş bir hayat yaşadığımızı. Öleceğimize göre, neden bu hayatı boşuna tükettiğimizi.
ölmek yok olmak değildir, mekan değişikliğidir.
Ebu Cehil öldü ama, zihniyeti hâlâ yaşıyor..
İman, ancak Allah’ın istediği gibi olursa makbul olur.
Ölmek, yok olmak demek değildir.
ölüm yaşlı, genç herkese geliyordu. Evet, evet kaçınılmaz sondu. Hayır, son değildi, belki sonun başlangıcıydı.
Rolünüzü iyi oynamak, onun ne olduğunu bilmekle mümkündür.
Fakat, asıl utanması gerekenler ,bunları bizim bilinç altımıza yerleştirendir.
Fakat, asıl utanması gerekenler ,bunları bizim bilinç altımıza yerleştirendir.
Ahlaksızların ahlakı olur mu hiç?..
Bildiğim kadarıyla müslüman, müslümanın kardeşidir. O zaman bu kavga neden diye sormazlar mı?
Yasaklar ülkesinde yaşayan genç, öz benliğinden kopartılıp ve Rabb’i ile kendisi arasına setler konan genç.
Düşünüyorum da ,biz nerede hata yaptık.
Ben öyle inanıyorum ki, kadınlar Kur’an’ın istediği kadın olduğu zaman toplum düzelecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir