Jules Verne kitaplarından Zacharius Usta kitap alıntıları sizlerle…
Zacharius Usta Kitap Alıntıları
Kibir, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etti. İnsanoğlunun kaderinin tosladığı bir engeldir o.
Kıymetli bir âlim, varlığını, diğer insanların gösterdiği hürmete borçludur.
Yeryüzünde her şeyin ömrü sınırlıdır, ilelebet var olacak bir şey insan elinden çıkamaz.
Yaşadığımız bu kahrolası çağda, mutluluk dolu bir güne uyanacağımız ne malum?
Kibir, insanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir.
Hayatta en çok sevdiğin insanların bile seni anlamaması
Geçmişimi yık geç, bugünümü sil süpür, geleceğimi yok et, ben yine de karanlıkta yaşamayı beceririm!
Kıymetli bir âlim, varlığını, diğer insanların gösterdiği hürmete borçludur.
Yeryüzünde her şeyin ömrü sınırlıdır, ilelebet var olacak bir şey insan elinden çıkamaz.
Kibir, dedi keşiş misafirlerine, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etti.
Kibir, dedi keşiş misafirlerine, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etti. İnsanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir o. Bütün kötülüklerin anası olan kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; çünkü kibirli insan, tabiatı gereği, o mantıklı sözlere kulak tıkar…
Yeryüzünde her şeyin ömrü sınırlıdır, ilelebet var olacak bir şey insan elinden çıkamaz.
Yaşadığımız bu kahrolası çağda, mutluluk dolu bir güne uyanacağımız ne malum?
Yeryüzünde her şeyin ömrü sınırlıdır, ilelebet var olacak bir şey insan elinden çıkamaz
Kıymetli Bir âlim, varlığını, diğer insanların gösterdiği hürmete borçludur.
Geçmişimi yık geç, bugünümü sil süpür, geleceğimi yok et, ben yine de karanlıkta yaşamayı beceririm!
Yüce bir deha gelip de şu yolunu şaşırmış saatlere çekidüzen vermeden önce, insanoğlunun kaderi nasıl da muazzam bir belirsizliğe gömülmüştü!
Hayatta en çok sevdiğin insanların bile seni anlamaması!
Tanrının dengi olmaya kalkışan, sonsuza dek lanetlenecektir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bu kâinatın, onu kanunlarına tabi kılan Yaradan’ı nasıl ölemezse, ben de ölemem! Onun eşiti haline geldim, gücünü paylaştım! Tanrı sonsuzluğu yarattıysa, Zacharius Usta da zamanı yarattı.
Ölüm bu! Varlığımı dünyaya dağıttığıma göre yaşayacak ne kadar ömrüm kaldı artık? Çünkü ben, Zacharius Usta, imal ettiğim tüm bu saatlerin yaratıcısıyım! Bu demir, gümüş ya da altın kutuların her birine ruhumun bir parçasını hapsettim! O lanet olası saatlerden biri ne zaman dursa, kalbimin durduğunu hissediyorum, zira saatleri kalp atışlarıma göre ayarladım!
Tanrı’nın dengi olmaya kalkışan, sonsuza kadar lanetlenecektir!
Bilgi ağacının meyvelerini yemek gerekir.
Bütün kötülüklerin anası olan kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; çünkü kibirli insan, tabiatı gereği, o mantıklı sözlere kulak tıkar
Havanın güzelleşeceği günleri bekleyin dostlarım! Yorgun bedenlerde yaşamın tekrar canlanmaya başladığı mevsimi! Güneşin çıkıp hepimizi ısıtması lazım!
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Tanrı sonsuzluğu yarattıysa, Zacharius Usta da zamanı yarattı.
Halbuki şimdi uyuma ve güzel rüyalarda biraz neşe bulma zamanı! Yaşadığımız bu kahrolası çağda, mutluluk dolu bir güne uyanacağımız ne malum?
Varoluşumun özünden uzakta nasıl da acı çektiğimi bir bilseydin!
Cenevre şehri, adını verdiği ya da adını borçlu olduğu gölün batı ucunda yer alır.
Kibir, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etmiş.
Zira insan böyledir, her şeyi kendisiyle, kendini de her şeyle karşılaştırır ve o andan itibaren mutluluk ve mutsuzluk sadece kendini kıyasladığı nesnelere bağlı olur.
Geçmişimi yık geç, bugünümü sil süpür, geleceğimi yok et, ben yine de karanlıkta yaşamayı beceririm!
Başaramayacağına ikna olduğu halde, başarısızlık ona imkânsız gibi geliyor;
Günün birinde önemli bir insan olursan, gün ışığının sana gıda kadar gerekli olduğunu anlarsın! Kıymetli bir âlim, varlığını, diğer insanların göster diği hürmete borçludur.
Tanrı sonsuzluğu yarattıysa, Zacharius Usta da zamanı yarattı.
Havanın güzelleşeceği günleri bekleyin dostlarım! Yorgun bedenlerde yaşamın tekrar canlanmaya başladığı mevsimi! Güneşin çıkıp hepimizi ısıtması lazım!
Yaşadığımız şu kahrolası çağda, mutluluk dolu bir güne uyanacağımız ne malum?
Hayatta en çok sevdiğin insanların bile seni anlamaması..
Kıymetli bir alim, varlığını diğer insanların gösterdiği hürmete borçludur.
Hayatta en çok sevdiğin insanların bile seni anlamaması.
Kibir, dedi keşiş misafirlerine, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etti . İnsanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir o. Bütün kötülüklerin anası olan kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; çünkü kibirli insan, tabiatı gereği o mantıklı sözlere kulak tıkar
Ben, Zacharius Usta, ölemem; çünkü zamanı ben düzenlediğime göre, zaman da benimle birlikte son bulur!
İnsanoğlu bilimin kölesi olmalı, onun uğruna yakınlarını ve ailesini feda etmelidir.
Kibir, insanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir o.
hayatta en çok sevdiğin insanların bile seni anlamaması!
Geçmişimi yık geç, bugünümü sil süpür, geleceğimi yok et, ben yine de karanlıkta yaşamayı beceririm!
Kıymetli bir âlim, varlığını, diğer insanların gösterdiği hürmete borçludur.
İnsanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir o. Bütün kötülüklerin anası olan kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; çünkü kibirli insan, tabiatı gereği, o mantıklı sözlere kulak tıkar
İnsanoğlu bilimin kölesi olmalı, onun uğruna yakınlarını ve ailesini feda etmelidir.
– Neredeyim ben? dedi. Sonsuzlukta!.. Zaman sona erdi saatler çalmıyor artık akrepler ve yelkovanlar hareket etmiyor!
Of diye haykırdı ıstırapla, hayatta en çok sevdiğin insanların bile seni anlamaması!
hayatımın çoktan terk ettiği ve bir parçamın ilelebet gömüldüğü o yerlere niçin döneyim!
Yeryüzünde her şeyin ömrü sınırlıdır, ilelebet var olacak bir şey insan elinden çıkamaz.
Halbuki şimdi uyuma ve güzel rüyalarda biraz neşe bulma zamanı! Yaşadığımız bu kahrolası çağda, mutluluk dolu bir güne uyanacağımız ne malum?
Kibir, dedi keşiş misafirlerine, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etti. İnsanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir o. Bütün kötülüklerin anası olan kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; çünkü kibirli insan, tabiatı gereği, o mantıklı sözlere kulak tıkar.
Bakır ve çelikten yapılmış bir makineyi, esintinin çiçekleri hareketlendirmesi gibi bedenlere can veren ve adına ruh denen Tanrı’nın nefesiyle kıyaslayabilir misiniz?
Halbuki şimdi uyuma ve güzel rüyalarda biraz neşe bulma zamanı! Yaşadığımız bu kahrolası çağda, mutluluk dolu bir güne uyanacağımız ne malum?
Kıymetli bir âlim, varlığını,diğer insanların gösterdiği hürmete borçludur.
Bütün kötülüklerin anası olan kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; çünkü kibirli insan, tabiatı gereği, o mantıklı sözlere kulak tıkar..
Usta, işte yine kibir günahı sizi ele geçiriyor.
Kibir ha! Aubert, geçmişimi yık, bugünümü yok et, geleceğimi ortadan kaldır, ben karanlıkta yaşamayı sürdürürüm. Zavallı delikanlı! Elindeki sanatın tümüyle bağlı olduğu inceliklerden hiçbir şey anlamıyorsun! Avcumdaki somut bir aletten başka bir şey değil misin öyleyse? Bak Aubert, zekanın günün birinde o kuramları tasarlayamayacağını bilsem sana acırdım!
hayatta en çok sevdiğin insanların bile seni anlamaması!
Kibir, dedi keşiş misafirlerine, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etti. İnsanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir o.
Sonra bu üç inançlı insan, yüreklerinde bir güven duygusuyla ayağa kalktılar çünkü acılarını Tanrı’ya havale etmişlerdi.
“Yeryüzünde her şeyin ömrü sınırlıdır, ilelebet var olacak bir şey insan elinden çıkamaz.”
Hayatta en çok sevdiğin insanların bile seni anlamaması..!
Başaramayacağına ikna olduğu halde, başarısızlık ona imkansız gibi geliyor.
İnsanoğlu bilimin kölesi olmalı, onun uğruna yakınlarını ve ailesini feda etmelidir.
– Evet ya, diye haykırdı, bu dünyada bilimden ötesi yok!
– Evet ya, diye haykırdı, bu dünyada bilimden ötesi yok!
Beni yargılıyorsunuz bunu gözleriniz de bir çok kez gördüm.
-Kibir,dedi keşiş misafirlerine, iyilik için yaratılmış bir meleği yok eder.
Bu adam yaşamıyordu; saatlerinin rakkası gibi gidip geliyordu; kadavrayı andıran kuru yüzü koyu renklere bürünmüş; saatçi, Leonarda da Vinci’nin tabloları gibi karamsarlığa gömülmüştü.
Kibir, dedi keşiş misafirlerine, iyilik için yaratılmış meleği yok etti. İnsanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir o. Bütün kötülüklerin anası olan kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; çünkü kibirli insan, tabiatı gereği, o mantıklı sözlere kulak tıkar