İçeriğe geç

Yüzüklerin Efendisi – İki Kule Kitap Alıntıları – J. R. R. Tolkien

J. R. R. Tolkien kitaplarından Yüzüklerin Efendisi – İki Kule kitap alıntıları sizlerle…

Yüzüklerin Efendisi – İki Kule Kitap Alıntıları

Uyu, Eowyn uyu, hala uyuyabiliyorken.
Frodo’nun yüzü huzur içindeydi, korku ve endişe izleri gitmişti; fakat yaşlı, yaşlı ve güzel görünüyordu, tıpkı çehrenin görüntüsü değişmese bile ona biçim veren yılların daha önce gizlenmiş birçok ince çizgi halinde şimdi ortaya
dökülmesi gibi. Sam Gamgee buna bu adı vermiyordu tabii. Sanki kelimeleri faydasız bulur gibi başını sallayarak mırıldandı: Onu seviyorum. Böyle işte o; bazen, her nasılsa içindeki parlayıp dışarı sızıyor. Ama ben onu seviyorum, öyle
olsa da olmasa da.
Ben Gollum’a hiç acımıyorum. Ölümü hak ediyor.

Hak ediyormuş! Belki ediyordur. Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı da yaşamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde öyle hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme. Çünkü en bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez.

Talihin dönemeçleri pek gariptir! Genellikle nefret kendine zarar verir!
Dünya değişiyor ve bir zamanlar güçlü görünenlerin artık güvenilmez olduğu çıkıyor ortaya.
Çarpık gözlere gerçeğin yüzü ekşi gelebilir
Sadık bir yüreğin asi bir dili olabilir
hala öykünün en kötü yerlerine sıkışıp kalmış durumdayız ve bu noktada birinin şöyle demesi de çok büyük bir ihtimal; Kapat şu kitabı artık, daha fazla okumamıza gerek yok.’
Yorgunum, hüzünle doluyum ve korkuyorum. Ama benim de ölmeden önce yapmam gereken bir işim var, hiç olmazsa yapmak için gayret göstermem gereken bir iş.
Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı da yaşamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde öyle hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme. Çünkü en bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez.
Yorgunum.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
.. en iyi öğretmen yanan eldir. Ondan sonra ateşe karşı verilen öğüt gönüle kadar iner.
Takdire layık birinin takdiri her şeyden önemlidir.
Güzel olan güzel davranandır.
Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı da yaşamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde öyle hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme. Çünkü en bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez.
Öyle işler vardır ki, sonu karanlık bile olsa, bu işlere başlamak, yapmayı reddetmekten daha iyidir.
“ Bahar kayın yaprağını açıp özsuyu yürüdüğünde dala; Işık vahşi ormandaki dereye vurup rüzgâr vardığında yamaca; Adımlar uzun, nefesler derin, dağ havası keskinden tam, Geri dön bana! Geri dön! Söyle, güzel değil mi ülkem! “
Sadık bir yüreğin asi bir dili olabilir.
Güzel sözler kötü bir yüreği saklayabilir.
Hiçbir baba çocuğunu gömmemeli.
En iyi öğretmen yanan eldir. Ondan sonra ateşe karşı verilen öğüt gönüle kadar iner.
-Gandalf
Birçok ülkede ismim vardır demişti. Elfler arasında Mithrandir, cüceler arasında Tharkûn;gençliğimde, artık belleklerden silinmiş olan Batı’da Olórin idim,Güney’de İncánus,Kuzey’de Gandalf;Doğu’ya hiç gitmem.
Bu günler gerçekten de tuhaf günler, diye mırıldandı. Düşler ve efsaneler otların arasından bitiyor gibi.
Arkamızdan da Mordor‘un fırtınası geliyor. Karanlık bir gece olacak.
Belki de doğru seçim yoktur.
Yine de, arkadan vuran bir silah, kullanan el için de her zaman tehlikelidir.
Öyle işler vardır ki, sonu karanlık bile olsa, bu işlere başlamak, yapmayı reddetmekten daha iyidir.
Kendi topraklarımızın sınırı dışında olanlara pek ilgi duymuyorduk. Türkülerimiz bu şeylerden söz ediyordu ama türkülerimizi unutuyoruz, dikkatsizce devam ettirdiğimiz görenekler olarak onları sadece çocuklarımıza öğretiyoruz.
Tuhaf günler görecek kadar yaşadım.
Dünya değişiyor ve bir zamanlar güçlü görünenlerin artık güvenilmez olduğu çıkıyor ortaya.
. çarpık gözlere gerçeğin yüzü ekşi gelebilir.
İlk darbeyi indiren, eğer yeterince ağır bir darbe indirebilirse, bir daha vurmak zorunda kalmayabilir.
Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı da yaşamayı. Yaşamı onlara geri verebilir misin? O halde öyle hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme. Çünkü en bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez.
en iyi öğretmen yanan eldir. Ondan sonra ateşe karşı verilen öğüt gönüle kadar iner.
Genellikle kötü niyet, kötü şeyleri bozar.
Yok, en iyi öğretmen yanan eldir. Ondan sonra ateşe karşı verilen öğüt gönüle kadar iner.
Ben hem Yolgezer’im, hem de Dúnadan; hem Gondor’a, hem de Kuzey’e aitim.
Birbirimizi mi anlayacakmışız? Korkarım ben senin anlayış sınırının ilerisindeyim.
Eğer gözleriyle Gollum’da delikler açabilecek olsaydı, o anda açmış olurdu.
Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı da yasamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde öyle hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme. Çünkü en bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez.
Onları yönlendiren zorunluluktu.
Ölümü hak ediyormuş! Belki ediyordur. Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı da yaşamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde öyle hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme.
Arifler’in işine burnunu sokma çünkü hem mahirdirler hem de çabucak sinirlenirler.
En iyi öğretmen yanan eldir. Ondan sonra ateşe karşı verilen öğüt gönüle kadar iner.
Sakın beni bırakma! dedim nefesim tıkanarak, çünkü yeniden içimde yaşamı hissetmiştim.
Doğrusu o yönde uzanıyor bütün ümitlerimiz, en büyük korkumuzun çöreklendiği tarafta. Felaket hala pamuk ipliğine bağlı. Yine de ümit var, eğer bir süre daha teslim olmadan ayakta kalabilirsek.
Vay canına, düşününce, biz de hâlâ aynı öykünün içindeyiz! Öykü devam ediyor. Büyük öyküler hiç bitmez mi acaba?
Éomer’e çok şey borçluyum, dedi Théoden. Sadık bir yüreğin asi bir dili olabilir.
Şunu da söyleyin, dedi Gandalf, çarpık gözlere gerçeğin yüzü ekşi gelebilir.
Peki ya yol arkadaşlarınız? Peki ya Legolas ve ben? diye bağırdı Gimli kendini daha fazla tutamayarak. Sizi reziller sizi, sizi yün ayaklı yün kafalı kaçaklar sizi! (İsengard düştüğünde kayanın üstünde pipo ve şarap içen iki hobbit: Merry ve Pippin karşılar bizimkileri)
Sadık bir yüreğin asi bir dili olabilir
Ben tam manasıyla kimsenin tarafında değilim çünki kimse tam manasıyla benim tarafımda değil
Ama en önemli karakterlerden birini unuttun: Aslan yürekli Samwise. Ben daha çok Sam’i dinlemek istiyorum baba. Neden onun konuşmalarını daha çok katmamışlar baba? Ben en çok onu seviyorum, beni o güldürüyor. Üstelik Sam olmasaymış Frodo pek uzağa gidemezmiş , değil mi baba?
Tam da bunu kastediyorum Bay Frodo. Yani bildiğimiz, basit bir istirahati, bir uykuyu ve sonra bahçedeki sabah işlerini yapmak için de uyanmayı kastediyorum. Korkarım benim bütün ümidim hep bundan ibaret olmuştur. Bütün o büyük önemli planlar benim gibilere göre değil. Yine de merak ediyorum acaba bizi şarkılara veya öykülere katacaklar mı diye?
Güzel sözler kötü bir yüreği saklayabilir.
Ben kılıcı keskin diye, oku seri diye, savaşçıyı şanı ve şerefi var diye sevmem. Ben sadece onların savundukları şeyi severim.
Denethor’un oğlunun öldüğünü nereden bildiğimi sormuştun. Ölüm haberinin bir sürü kanadı vardır. Gece genellikle yakın akrabalara getirir haberi, derler. Boromir benim ağabeyimdi.
Ben insanları veya hayvanları gerekmedikçe öldürmem, üstelik gerekli olursa da yaptığım işten memnuniyet duymam. Boşu boşuna da konuşmam.
Ben yalanla bir orku bile tuzağa düşürmeye kalkmam, dedi Faramir.
S. Gamgee tarafından hazırlanan kızarmış balık ile pattes. Buna da hayır diyemezsin. Evet, evet derim. Güselim balığı bosmak, onu kavurmak. Balığı hemen ver bana, o pis patateslerin sana kalsın!
Ah, ümitsiz bir vaka, dedi Sam. Zıbar yat!
Pattes nedir kıymetlim ha, pattes nedir?
Pa-ta-tes, dedi Sam.
Sam aniden güldü, bir şey komik geldiğinden değil, gönül hoşluğundan güldü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir