Şükran Binark kitaplarından Yılanlı Hamam kitap alıntıları sizlerle…
Yılanlı Hamam Kitap Alıntıları
&“&”
Akşam üstü bütün grup istisnasız arsadaydı ve hararetli hararetli konuşmaya dalmışlardı. Kulübeye giren üçlüye diğerleri sitem etmiş, epey bir konuştuktan sonra da hep birlikte kadının cadı olmadığına karar vermişlerdi…
Arif bey onun aklından geçenleri gözlerinden okuyacak sandı, başını eğdi. Sonra aldı Şırnaşık’ı kucağına , sırtını yavaş yavaş okşarken Ihlamur Kuralları’na bir yenisini eklemeye karar verdi
Bu arada nefessiz kalıp ölüyorum sananlar, ağlayanlar, dua edenler, bir daha yaramazlık yapmayacağına tövbe edenler. Pişmandı hepsi.
Kim bunlar? Neler oluyor? En iyisi size baştan anlatayım…
Kim bunlar? Neler oluyor? En iyisi size baştan anlatayım…
Binalar, dokunursan nefes alır. Yalnızlık onları öldürür.
İnsanların sana nasıl baktıklarıyla değil, seni nasıl gördükleriyle ilgilen. Çünkü sana nasıl baktıkları onlarla ilgili, seni nasıl gördükleri senle ilgili bir durum.
Günlerden pazardı ve pazarları hiç sevmiyordu Ertan. Akşamları da…Babaların evde olduğu vakitleri yani…
Kaybettiklerini geri getiremezsin. Sadece yanındakilere sıkıca sarıl.
Dost edinecek, kimseyi üşütmeyecek kadar sıcaklık; karanlığı ardında bırakacak kadar aydınlık. Her şey ölçüsünde."
İçinde yaşanmayan hiçbir yer uzun süre ayakta kalamaz.
Hamamın altında, içinde büyük bir ocak olan ısıtma bölümü var. Buna külhan denir. İşte o ocağın devamlı yanması için kömür atan kişiye de külhanbeyi. O zamanlar sokaklardaki kimsesiz çocukları soğuktan korumak için külhanlara yerleştirirlermiş.
Ama aslında kediler insanların duyamadığı çok düşük ya da çok yüksek frekanstaki sesleri duyarlar.
Bu arada nefessiz kalıp ölüyorum sananlar, ağlayanlar, dua edenler, bir daha yaramazlık yapmayacağına tövbe edenler. Pişmandı hepsi.
Kim bunlar? Neler oluyor? En iyisi size baştan anlatayım…
Kim bunlar? Neler oluyor? En iyisi size baştan anlatayım…