İçeriğe geç

Yeşilin Kızı Anne 2 – Avonlea Kitap Alıntıları – L. M. Montgomery

L. M. Montgomery kitaplarından Yeşilin Kızı Anne 2 – Avonlea kitap alıntıları sizlerle…

Yeşilin Kızı Anne 2 – Avonlea Kitap Alıntıları

&“&”

Daha önce de sık sık duyduğum üzere dünyaya her çeşit insan lazım ama bence bazılarını dışarıda bırakabiliriz."
Düşünceler tıpkı gölgeler gibi… Onları kafese kapatamıyorsun…
…En kötüsüne karşı hazırlıklı olmak en iyisidir."
Görmeyi ve bakmayı bilen gözlere,
Hayal gücü uçsuz bucaksız manzaralar sunar.
Olup biten her şeye rağmen gökyüzünü ve yıldızları görebiliyorsan, küçük hayal kırıklıkları ve kazalar insan hayatında çok da büyük yer kaplamamalı, öyle değil mi?
Her insanın içinde biraz iyilik vardır, yeter ki bulmak iste
Her şeye rağmen en hoş ve tatlı günlerin çok muhteşem, olağanüstü veya heyecan verici şeylerin olduğu günler değil, bir ipte kayan inciler gibi usulca birbirini takip eden basit, küçük mutluluklar getiren günler olduğuna inanıyorum.
… nerede olursak olalım hayatımızı kendi ellerimizle inşa ederiz.
.
Karanlıkta çiçek koklamayı seviyorum" dedi.

"O zaman ruhlarını ele geçir."

Anne bir defa Marilla’ ya , “Her şeye rağmen“ dedi ve şöyle devam etti :“En hoş en tatlı günler çok müthiş veya harikulade ya da heyecan verici şeylerin olduğu değilde bir ipe dizilen inciler gibi doğallıkla peş peşe gelen basit güzellikleri barındıran günlerdir bence.”
Ah,bazen, arkadaş edinmenin iyi bir fikir olmadığını düşünüyorum.Bir süre sonra hayatından çıkıp giderler ve hayatına girmeden öncekinden daha büyük bir boşluk bırakırlar.
Ama ne kadar yeni arkadaşım olursa olsun hiçbiri eski dostlarım kadar değerli olamaz
Bulmak istedikten sonra her insanın içinde biraz iyilik vardır.
.. dünyanın unuttuğu dünyasını uzun zamandır kimseyle paylaşmamıştı.
Bana öyle geliyor ki anne; hiçbir zaman, bir şeyi canı gönülden isteyip elde edemeyince büyük bir kırgınlık yaşama huyundan vazgeçecek kadar büyümeyeceksin.
Ömrünün sonuna gelmeden önce muhtemelen bir sürü ve bundan daha kötü hayal kırıklıkları yaşayacaksın.
Bazen &‘mış gibi’ yapmasam, nefes alamayacak gibi hissediyorum.
Hayatlarımız, içlerinden çıkardıklarımızla değil, onlara kattığımız şeylerle genişler ya da daralırlar.
Düşünüyorum da ruh… Bir insanın ruhu neye benziyor acaba ?
Gerçek şiir onların içinde barınan ruhtur.
Dünyayı unutursan dünya da seni unutur…
Hatalarımızdan pişmanlık duymalı ve onları öğrenmeliyiz ama onları asla geleceğe taşımamalıyız.
Görmeyi ve bakmayı bilen gözlere,
Hayal gücü uçsuz bucaksız manzaralar sunar.
Her sabah taze bir başlangıçtır,
Her sabah yepyeni bir dünyadır."
Gökyüzünü ve yıldızları bu şekilde gördüğümüz zaman küçük kazalar ve hayal kırıklıkları tüm önemini yitiriyor, öyle değil mi?
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Bir daha asla hoşlanmadığım şeyleri güzelleştirmek için bu kadar uğraşmayacağım.
Bu dünyanın güzelliklerinden biri de bu…Hep gelecek baharlar var..
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Her sabah yeni bir başlangıçdır,
Her sabah yepyeni bir dünyadır.
Senin üniversiteye gittiğini görmeyi çok isterim Anne ama gidemesen de buna asla üzülme. Sonuçta nerede olursak olalım kendimize bir hayat kurabiliyoruz, üniversite sadece bunu kolaylaştırıyor. Yollarımız genis de olabilir dar da ama bu bizim onlara nasıl baktığımızla alakalı yani elde ettiklerimizle değil. Hayat burada da her yerde olduğu gibi zengin ve dopdolu. Yeter ki yüreklerimizi bu zenginliğe ve berekete açmayı bilelim.
Lowell ne der bilirsin Anne, Başarısızlık değil, amaçsızlık suçtur."
İnsan ölene dek her zaman şaşılacak şeylerle karşılaşabiliyor.
Bugüne dek hayatı el ele, yanlız ikisine ait anılar biriktirerek yaşamış olsalar daha da güzel olmaz mıydı?
Dünya her gün daha da kötüye gidiyor.
Her insanın içinde biraz iyilik vardır, yeter ki bulmak iste.
Belki de aşk insanın hayatına, atına binmiş parlak bir şövalye gibi gösterişle ve ilhamla gelmiyordu. Belki de eski bir arkadaş gibi sessizce yaklaşıyor, ilk başta kulağa bir şiirden çok düzyazı gibi geliyordu; ta ki ani bir ışık sayfaların üzerine düşüp de ritim
ve müzik el ele verene kadar.
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Bu dünyada en iyisini ümit etmeli, en kötüsü için hazırlanmalı ve Tanrı ne verdiyse onu kabul etmelisiniz.
Sanırım yeminimizi tuttuk. Ne kavga ettik ne de aramıza soğukluk girdi. Beni sevdiğini söylediğin gün yaşadığım heyecanı asla unutmayacağım. Çocukluğum boyunca öylesine yalnız, sevgiye aç bir kalbim vardı ki.. Ne kadar aç ve yalnız olduğunu ancak şimdi anlamaya başlıyorum. Bana bakmak veya benimle ilgilenmek isteyen kimse yoktu. Yokluğunu çektiğim tüm arkadaşlara ve sevgiye sahipmiş gibi yaptığım o küçük, tuhaf hayal dünyam olmasa perişan olurdum. … Sonra seninle tanıştım. Arkadaşlığının benim için anlamını asla bilemezsin. Şimdi, hemen şu an, bana gösterdiğin sıcak ve gerçek sevgi için sana teşekkür etmek istiyorum, canım.
… Gerçek hayattaki kalp kırıklığı kitaplarda olduğu gibi olmuyor. Çürük bir diş gibi düşün… Gerçi bu pek romantik bir benzetme olmadı fakat hani ağrı nöbetleri tutar ve ara sıra sana uykusuz bir gece geçirtir ama sonra, nöbetler arasında sanki hiç öyle bir sorun yokmuş gibi hayattan, hayallerden, yankılardan ve fıstıklı şekerden zevk almana izin verir ya öyle..
Bu dünyada iyi olan şeylerden biri de bu…
Ne olursa olsun baharlar yine gelir.
İnsan hep, en çok ona ihtiyaç duyan insanları seviyor.
İnsan bazen sevmediği şeyleri de orta yolu bulmak uğruna yapabilir.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Hayaller gölge gibidir… onları hapsedemezsin, öyle başına buyruk ve kıvraktırlar ki.
Yanlış olan başaramamak değil pes etmektir. İnsanların idealleri olmalı ve tam olarak başarılı olamasa da onlara erişmek için çabalamalıdır. Onlar da olmasa hayat ne yavan bir meşgale olur.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Hayal kırıklığı yaratan bir dünyada yaşıyoruz.
Görmeyi ve bakmayı bilen gözlere
Hayal gücü uçsuz bucaksız manzaralar sunar."
İnsan hep ,ona en çok ihtiyaç duyan insanları seviyor..!
Bir öğretmenin tesirini iyi yönde kullanıldığında neler olabileceğini asla bilemezdiniz
Kötü şeyler de hep beklediğimiz gibi olmuyor… hemen hemen her seferinde, sandığımızdan çok daha iyi oldukları ortaya çıkıyor.
Eski, terk edilmiş bir ev ne kadar da hüzünlü görünür.
Hayatın boyunca bunun gibi Ve hatta daha kötü hayal kırıklığı yaşayacaksın dedi. Bana öyle geliyor ki Anne, tüm kalbinle İsteyip elde edemedikten sonra umutsuzluğa düşmek huyundan hiç vazgeçmeyeceksin.
Anne Üzüntüyle; Öyle davranmaya meyilli olduğumu biliyorum dedi, güzel bir şey olacağını düşündüğğümde beklentimi çok yüksek tutup havalara uçuyorum. Ve sonra bir bakıyorum pat diye yere düşmüşüm. Ama uçma kısmı hakikaten güzel,Marilla. Devam ettiği sürece, sanki güneş batımına Süzülmek gibi. Bunu yaşamak, pat diye düşmeye değer sanırım.
Bu dünyada en iyisini ümit etmeli, en kötüsü için hazırlanmalı ve Tanrı ne verdiyse onu kabul etmelisiniz.
Hayata her şeyi dönüştürebilen ya da her şeye ilham olabilen bir bakış açısıyla bakabilmek, dünyadaki kimsenin sana veremeyeceği ya da senden alamayacağı bir hediyeydi.
Gerçek hayatın en kötü ya da belki en iyi tarafı da bu, perişan olmana izin vermiyor. Huzurlu olabilmen için uğraşmaya devam ediyor…
Diğer insanlardan farklı olan kişiler hep tuhaf görülür.
Aslında güzel olmasa bile ismini güzelleştirecek şekilde yaşamak… İsminin insanların zihninde son derece güzel ve hoş şeyler uyandırmasını, böylece onu asla sadece bir isim olarak görmemelerini sağlamak…
Bana belli etmedikleri müddetçe insanların hakkımda ne düşündükleri hiç umrumda değil.
Ben mevsim hep bahar olsun, herkesin kalbi de ömrü de bahar dolsun isterdim"
Zaten dünyada yeterince kötü şey var, bir de onları hayal etmeye hiç gerek yok."
Keşke bir şey yapmadan önce düşünseydik çünkü o zaman bazı şeyleri yapmazdık.
Hatalarımızdan pişman olup ders almalıyız ama asla onları kendimizle birlikte geleceğe taşımamalıyız.
Başarısızlık değil, hedeflerini yüksek tutmamak suçtur.
… dünyaya her çeşit insan lazım ama bence bazılarını dışarıda bırakabiliriz.
Hayata her şeyi dönüştürebilen ya da her şeye ilham olabilen bir bakış açısıyla bakabilmek, dünyadaki kimsenin sana veremeyeceği ya da senden alamayacağı bir hediyeydi."
Düşünceler tıpkı gölgeler gibi…
Onları kafese kapatamıyorsun.
Ela avuca sığmayan, dans eden şeyler.
Nihayetinde, nerede olursak olalım hayat yolumuzu kendimiz çizeriz. Ona ne kattığımıza göre geniş ya da dar bir yol olur, ondan ne eksilttiğimize göre değil. Hayat renkli ve dopdoludur burada… her yerde… tüm kalbimizi bu renklere ve doluluğa açmayı öğrenebilirsek."
Belkide Aşk insanın hayatına geceleyin dörtnala giden bir şövalye gibi aniden geliveren bir şey değildi. Belki hep eski bir dost gibi sessizce yanında bekliyor, belki de müziğin ritmine ayak uydururcasına yavaş yavaş belirmeye başlıyordu. Altın renkli bir gülün tohumunu patlatıp yeşermeye başladığı gibi, güzel bir dostluktan doğuveriyordu. "
&‘Güller kırmızı , menekşeler mordur.
Şeker de tatlıdır, tıpkı senin gibi.’
Biliyor musun Bayan Allan, ben dostluklarım için hep şükrederim. Zira hayatı onlar güzelleştiriyor.
İnsanların çoğu pek çok şeyi anlamadığından onlara anlatmamın hiçbir manası yok.
Sanırım ben cennette bazen pırıl pırıl karlarla kaplı araziler ve buzdan ormanlar da olsun isterdim.
Her sabah taze bir başlangıçtır,
Her sabah yepyeni bir dünyadır
Bugün artık bitti ve yarın henüz hata yapılmamış yeni bir gün olacak.
Bu dünyada sadece en iyisini umut etmelisin, en kötüsüne hazır olmalısın ve Tanrı’dan gelen her şeyi kabul etmelisin.
Gilbert, akıllıca davranıp başka bir şey söylemedi; ama kendi sessizliği içinde, Anne’in yanaklarındaki kızarıklıkta önlerindeki dört yıl boyunca gerçekleşecek şeyleri okudu. Dört yıl boyunca samimi ve mutlu bir şekilde çalışacaklardı … ve sonra, yararlı bilgilerin ödülünü ve tatlı bir kalbi kazanacaktı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir