İçeriğe geç

Yeşil Vadi Kitap Alıntıları – Ümit Aktaş

Ümit Aktaş kitaplarından Yeşil Vadi kitap alıntıları sizlerle…

Yeşil Vadi Kitap Alıntıları

Oysa dostluklarımdan hep mahçup çıkmış, imtihanları hep kaybetmiştim. Belkide hayat buydu ve bizim kırılganlığımızdı hayatı dayanılmaz kılan, hatta çığırından çıkaran. Belkide dostluklarıda pekiştiren imtihanlardı. Ama biz hayata idealist bir yönden bakmıştık ; düşüp kalkmalara incinmelere, ihanetlere hazırlamamıştık yüreğimizi.Bu yüzden bağışlama kadar bağışlanmayada hazırlıklı değildik.Yaralanmaların, incinmelerin, ihanetlerin bile hayata dahil oluşuna dair bilinçlendirilmemiştik.Hayat ise ne yazık ki dikensiz bir gül bahçesi değildi.Bilemedik ki aslında dikenlerdir mümkün kılan gülü yetkin..
Geriye bakınca yaparmıydık diyeceğimiz bir yığın pişmanlıklarımız var elbet. Çok mu düzgünüm sanki ben.Geriye dönüpte pişmanlıklarımı izhar edemediğim o aldatılmış insanlara karşı duyduğum o mahcubiyetlerden birazda olsa gevezeliğim tutamadığımız sırlar, yürütemediğimiz dostluklar, vefasızlıklar.. Ama tüm bunlardan sonra bir hakkını helal et diyememek.O fırtınalı günlerde mahzurduk belki yaptıklarımızdan ; en azından bir savaşın içinde olduğumuzu zannediyorduk.Haklılıkları belirleyen doğrudan eylemlerin hızı ve yönüydü.Yine de çok da ayırt edilemesede, o kıyamet içerisinde bile kendisini sakınanlar yok değildi. Ama sonra, artık hiçbir mazeretimizin olmadığı günlerde, belki en kötü şeyleri o zamanlar yaşadık.Acemiydik hayat karşısında çünkü ve bizim bildiğimiz şeylerin çoğu bu hayat içinde hiçbir işe yaramıyordu.O zaman işte ayakta kalabilmek, kendimizi savunabilmek için neler yapılmadı ki! ihbarlar, yitirilen dostluklar, uğranılan haksızlıklar, işkenceler
Salih amel kısacası. Ama biz ne yapsak da sonunda o dostluk ve kardeşlik atmosferinin çökmesiydi asıl beni şaşırtan ;çünkü benim bundan fazla beklediğim bir şey de yoktu. Müslümanlarda bulduğum ise yalnızca bu oldu.Müslümanlarda bulduğum bir çanak sütü bile bölüşmenin o bereketi. Oysa hoyrat bir zihin, ya onu kendisine mal eder ya da nasılsa kimseye yetişmez diye dökerek mahrum ederdi. Süt bir misal elbet. Peygamberin dostlarıyla bölüştüğü o bir dilim ekmek, tatlı bir tebessüm, içtenlikli bir selamlama, paylaşılan bir sırra duyulan sadakat : üretim ve tüketim hesaplarının olmadığı bir insan olma çabası, aşkı, heyecanı : o imkansız olanı başarma cehdi, özveri, sebat..
Paradoksal bir biçimde beni de bu cemaate yaklaştıran bu son özellik, yani aydınlık olma iddiaları, belki de beni bu bohem cemaate yakın kılan yegane temas noktasıydı. Ama ben oldukça ayrıksı ve kesin inançlı biriydim. Onlar gibi sadece seçkinleşmiş bir dünyanın kendine özgü kapanmışlığında bir ayrıcalık veya ulaşılamazlık havası yaratma peşinde değildim
Bırakın şatafatı, tuvaleti banyosu olmayan yerleri bile bir aşkın heyecanıyla sineye çekerken pişman olmadım belki, ama nefs tıpkı bir köpek gibi bağlıdır alışkanlıklarına ve kudurtur teninizi.Ne doyurmak mümkündür onu ne susturmak. İşte cezaevinin o soğuk duvarlarının, arkasında günlerce onun ulumalarını dinleyerek acımı ikiye katladım ve ; o ben yerlerde sürünürken bile, umursuzca izlemekteydi beni uzaktan ve üstüne üstlük yaptıklarımdan dolayı lanetlemekteydi beni, ben ise kimi..
Salih amel kısacası. Ama biz ne yapsak da sonunda o dostluk ve kardeşlik atmosferinin çökmesiydi asıl beni şaşırtan ;çünkü benim bundan fazla beklediğim bir şey de yoktu. Müslümanlarda bulduğum ise yalnızca bu oldu.Müslümanlarda bulduğum bir çanak sütü bile bölüşmenin o bereketi. Oysa hoyrat bir zihin, ya onu kendisine mal eder ya da nasılsa kimseye yetişmez diye dökerek mahrum ederdi. Süt bir misal elbet. Peygamberin dostlarıyla bölüştüğü o bir dilim ekmek, tatlı bir tebessüm, içtenlikli bir selamlama, paylaşılan bir sırra duyulan sadakat : üretim ve tüketim hesaplarının olmadığı bir insan olma çabası, aşkı, heyecanı : o imkansız olanı başarma cehdi, özveri, sebat..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir