Reşat Nuri Güntekin’in eserlerinden Yeşil Gece Kitap Alıntıları sizlerle.
Yeşil Gece Kitap Alıntıları
Ne koyun gibi ahali, Ya Rabbim!
Kafaları değiştirmeden yönetimi değiştirmek hiçbir işe yaramaz.
Susarsam, beni kendi içimdeki ateş yakacak.
İlmi olan insandan korkmam.
Fakat şahısların ölmesinden ne çıkardı? Fikirler yaşıyordu ya.
Yürümeye başlamış fikirleri yollarından alıkoymak mümkün değildir…
Ne koyun gibi ahali, Yarabbim!
Yarabbim… Şunların üç, beşini eksik yarataydın da kalan malzeme ile kafalarına biraz izan, yüreklerine biraz insaf sokaydın.
Bir hayale esir olan insanlar delilerin en büyükleridir.
Bunlar öyle adamlardı ki bir padişah selâmı, üç beş liralık bir ihsan için Allahı da, Peygamberi de tereddütsüz satarlardı.
İnsan, açık düşünmeli, açık söylemeli..
Allah kimseden takati üstünde iş istemez.
Fakat şahısların ölmesinden ne çıkardı? Fikirler yaşıyordu ya.
Okumayan, anlamayan insanların mesut olmalarına nasıl imkan verilir? Cahil insan, her zaman, her yerde ya kendi vehimlerine, batıl fikirlerine, yahut da başkalarının hasis hırslarına ve menfaatlerine kurban oluyor.
Bir hayale esir olan insanlar delilerin en büyükleridir.
Ötede başıma aylarıyla, yıldızlarıyla kocaman bir kâinat yıkılmıştı.
Kendi âdem olmayan gayri nasıl âdem eder.
İnsan, açık düşünmeli, açık söylemeli, derdi.
Bendeniz bir derece ileri gitmek, milletine sadık cumhuriyetperver Türkler yetiştirmek emelindeyim.
Yanık sesiyle Kur’an okumaya başladığı zaman insana varlığını unutturan, gözünde yaşlar, yüreğinde çarpıntılarla yedi kat göklere yükselen, fakat aynı ağızla küfretmeye, kavga etmeye başladığı zaman insanı insan olarak dünyaya geldiğinden utandıran Hafız Remzi…
Zulüm ve haksızlıktan bu kadar zevk duyan insanları ıslaha uğraşmak çocukça bir hayal değil miydi?
İnsan düştüğü yerden kalkar…
Okumayan, anlamayan insanların mesut olmalarına nasıl imkan verilir. Cahil insan, her zaman, her yerde ya kendi vahimlerine, batıl fikirlerine, yahut da başkalarının hasis hırslarına ve menfaatlerine kurban oluyor…
Öyle büyük makamlarda gözüm yok. İptidai hocalığı ben gibi garibe çoktur bile…
Bazı vehimelerimizi beynimizden, kalbimizden tamamıyla söküp atamıyoruz. Ölmüş gibi görünüyorlar… Fakat yine yorgunluk, düşkünlük zamanımızı bulduklarında dalımıza biniyorlar.
İstediğimiz şeye inanmak, istediğimiz şeyi zihninizden çıkarıp atmak kendi elimizde miydi?
İnsan olanın başına her şey gelir…