İçeriğe geç

Vertigo Kitap Alıntıları – Pierre Boileau

Pierre Boileau kitaplarından Vertigo kitap alıntıları sizlerle…

Vertigo Kitap Alıntıları

&“&”

Yine mi aynı hikaye!"
"Evet. Mutlu olduğum zamanların hikayesi."
Hayatı bir peri masalı gibi görürdüm… Yanılmışım!
Ah! Elbette vitrinleri izleyen bir fakir gibi, onun da canı mutluluğun her halini çekmişti.
İmkansızı hayal etmekten, kendine parça parça garip hikayeler anlatmaktan hoşlanıyordu.
İnsan olmaktan yorulmuş, ara vermişti
Çünkü her şeye rağmen söz konusu olan aşktı. Terk edilmiş bir madende yanan ateş gibi gizlice kavrulan, melankolik bir aşktı.
Onun hiç biraz… garip olduğunu düşündünüz mü?"
Yaşlı kadın gözlüklerini alnına kaldırıp, yavaşça kırışık göz kapaklarını ovuşturdu.
"Herkes tuhaf. Ömrünüzü bir otel resepsiyonunda geçirmiş olsaydınız, bana bu soruyu sormazdınız."
Dindar mıdır?"
"Herkes kadar… Pazar ayinine gider. Daha ziyade sosyal bir alışkanlık olarak."
Gitgide yabancılaştığımı, asıl hayatımı geride bıraktığımı hissediyorum… o halde… neden devam etmeliyim?
İnsan olmaktan yorulmuş, ara vermişti.
Dışarıdan dokunulmaz görünüyordu; içinde ise bir yangın sonucu harap ve bitap olmuş, kömürleşmiş hissediyordu. Bir moloz yığını, etrafında dört duvardan ibaret bir yıkıntıydı artık.
Bir sahtekâr için insan kendini feda etmez .
Tahammül edemeyeceğim tek şey belirsizlik …
Daima içinde durmadan salınan gizemli sarkacın oyuncağı olacaktı; korkudan umuda , neşeden melankoliye, şüpheden cürete . Asla ara vermeden. Asla gerçek bir dinlenme , tinsel bir dengelenme olmadan .
Beni korkutuyorsunuz, " dedi Flaviéres, " ama size ihtiyacım var … Belki de korkmaya ihtiyacım var … yaşadığım şu hayatı hakir görmek için… Keşke beni aldatmadığınızdan emin olabilseydim ! "
Sıkıntıya düştüğünde kendine tutunuyordu.
Hali gülünçtü, olsun. Sürüp giden bir işkenceyle acı veren duygular hengamesinde yaşıyordu. Belki de öyleydi! Ama içindeki bu kusursuz huzuru, yakın geçmişini tüm korkuları ve vicdan azabıyla birlikte yutan eksiksiz mutluluk hissini daha önce hiç tatmamıştı: öyle uzun zamandır bu göz kamaştırıcı genç kadını bekliyordu ki! On üç yaşından beri. Hayaletlerin ve perilerin ülkesine; toprağın kalbine eğilip baktığı zamandan beri…"
6 Mayıs tarihine ise şöyle mi yazmalıydı; Onu seviyorum. Artık onsuz yapamıyorum? Çünkü her şeye rağmen söz konusu olan aşktı. Terk edilmiş bir madende yanan ateş gibi gizlice kavrulan, melankolik bir aşktı."
Çocukken, büyüdüğümüzde savunmasız olmayacağımızı düşünürüz.
Ama büyümek savunmasızlığı kabullenmektir.Yaşamak savunmasız olmak demektir."

*Madeleine L’Engle

Tutku, gerçek tutku iki haftada yeşermezdi…
Aşk hakkında ne biliyordu ki? Daha önce kimseyi sevmemişti.
Belki de ekstrem(aşırı) mantık delilik diye adlandırdıklarıdır!
Çocukken, büyüdüğümüzde savunmasız olmayacağımızı düşünürüz.
Ama büyümek savunmasızlığı kabullenmektir.Yaşamak savunmasız olmak demektir."

*Madeleine L’Engle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir