İçeriğe geç

Vajina Monologları Sıkı Vücutlar Kitap Alıntıları – Eve Ensler

Eve Ensler kitaplarından Vajina Monologları Sıkı Vücutlar kitap alıntıları sizlerle…

Vajina Monologları Sıkı Vücutlar Kitap Alıntıları

Vajinalar hakkında konuşmak gizemi bozuyor mu? Yoksa bu onları karanlıkta, ışıksız ve ilgisiz bırakmak için uydurulmuş bir başka hurafe mi?
İnleme çeşitleri olduğunu tespit ettim. Klit inleme (yumuşak, ağız içinde dolanan bir inleme), vajinal inleme (derin, genizden gelen bir inleme), klit-vajinal birleşik inleme. Sonra ön-inleme (var ile yok arası bir ses), neredeyse inleme (gelip giden sesler), tam yerinde inleme (derin ve keskin bir ses), zarif inleme (cilveli gülen bir inleme), Grace Slick tarzı inleme (rock ritimli inleme), WASP inleme (sessiz), dinsel çağrışımlı inleme (ilahilerin melodilerine benzer sesler), dağ zirvesi inlemesi (ses çıkarırken dili oynatmak), bebek inlemesi (agucuklu sesler), havhav inlemesi (kısa, kesik sesler), güneyli inlemesi (uzatarak evet, evet), meydan okuyucu, militan biseksüel inlemesi (derin, kışkırtıcı, çarpıcı sesler), makineli tüfek inlemesi, işkence gören Zen inlemesi (saran, istekli bir ses), diva inlemesi (tiz, opera notaları), başparmak-sarması-orgazm inlemesi ve son olarak, sürpriz üçlü orgazm inlemesi.
Nereye gidersem gideyim, oyundan sonra mutlaka beni kadınlar görmeye gelir. Önerilerde bulunmak için, düşüncelerini söylemek için. Bu oyunla dolaşmanın en keyifli kısmı da bu. Bu sayede gerçek ve hayranlık uyandırıcı hikayeleri duyma fırsatını yakalıyorum. Benimle hikayelerini içtenlikle paylaşıyorlar. Her defasında kadınların ne kadar inanılmaz, ne kadar etkileyici hayatlar yaşadığına tanık oluyorum. Kadınların aslında ne kadar yalnız olduklarını ve bu yalnızlıkları içinde ne kadar baskı altında yaşadıklarını görüyorum.
Ben bu oyunla yıllardır bütün Amerika’yı (şimdi de dünyayı ) dolaşıyorum. Ziyaret ettiğim: vajinasever şehirlerde vajinasever bir bilinç yaratılması için insanları zorluyorum. Vajinasever şehirlerin sayıları giderek artıyor. Birçok sürpriz de yaşadım; Oklahoma City şaşırttı beni. Orada vajinalara bayılıyorlardı . Pittsburg şaşırttı . Pittsburg’da vajinalara aşıklar. Üç defa çağırıldım oraya.
Afrika’nın bazı bölgelerinde kadınların sünnet edilmesi geleneğinden sessizce vazgeçildiği görülüyor. Mesela, Gine’de başkent Conakry’de yaşayan ve batılı insan hakları grupları tarafından yıllarca hedef ilan edilen, baş sünnetçi Aja Tounkara Diallo Fatima, birkaç yıl önce birden bir itirafta bulundu: Ben hiç kimseyi sünnet etmedim. Sadece kızların klitorislerini biraz çizip bağırmalarını sağlıyordum, dedi. Bandajı da çok sıkı yapıyordum ki, yürüdüklerinde sanki acı çekiyorlarmış gibi görünsün.
Fakir kadınlar inanılmaz ölçülerde cinsel şiddete maruz kalıyorlar ve hiçbiri kayda geçmiyor. Bu kadınlar, sosyal sınıflarından dolayı tedavi veya terapi imkanlarından da faydalanamıyorlar. Üst üste yaşadıkları çeşitli şiddet olayları özgüvenlerini ve kendilerine duydukları saygıyı kökünden yok ediyor. Fuhuş , uyuşturucu, AİDS ve pek çok defa da ölüm onların kaçınılmaz sonu oluyor
Grup terapileri düzenliyorum. Bir grup, ensest ilişkisi yaşamak zorunda bırakılmış kadınlardan oluşuyor, diğeri alkol ve madde bağımlısı kadınlardan. Onlarla sinemaya gidiyorum. Yemeklere çıkıyorum. Geziyorum. Geçen 10 yıl içinde yüzlerce kadınla söyleşi yaptım. İçlerinden yalnız iki tanesi genç kızken ensest yaşamamıştı ve tecavüze uğramamıştı . Edindiğim bütün bilgilerden sonra anladım ki yuva bu kadınlar için hep ürkütücü bir yer olmuş . Kaçacak kadar korktukları bir yer. Onlarla tanıştığım kadın sığınakları birçoğunun güven ve huzur buldukları ilk yer olmuş . Başka kadınlarla dayanışma duygusu onları rahatlatmış .
Vajinam dev bir bebeğin gün ışığına çıkmasına yardım etti. Daha başkaları da olacak sandı ama olmadı. Şimdi gezmek istiyor. Başında kalabalık istemiyor. Okumak, öğrenmek istiyor ve eğlenmek. Sevişmek istiyor. Sevişmeye bayılıyor. Daha derinlere gitmek istiyor. Derinliğe aç. Nezaket istiyor. Değişim istiyor. Huzur ve özgürlük ve yumuşak öpücükler ve ılık sıvılar ve derin dokunuşlar istiyor. Çikolata istiyor. Çığlık atmak istiyor. Kızgın olmaktan vazgeçmek istiyor. Akmak istiyor. İstemek istiyor. İstiyor. Vajinam. Vajinam. O her şeyi istiyor.
Vajinalar rahatı sever. Onları şımartmak gerek, zevk almalarını sağlamak gerek. Ama bunu asla yapmazlar. Bir kadının zevk almasına dayanamazlar, hele bu cinsel zevkse! Mesela, pamuklu bir külot yapsalar içine de bir vibratör yerleştirseler fena mı olur? Kadınlar gün boyunca akarlardı. Süper markette, metroda, her yerde akan mutlu vajinalar olurdu. Buna dayanamazlar tabii. Nereye baksalar enerji dolu, meydan okuyan, sıcak, mutlu vajinalar.
Ön sevişmenin önemi de burada işte. Vajinayı ikna etmek gerekiyor, onu yumuşatmak, güvenini kazanmak gerekiyor.
İlk yolculuğumdan döndüğüm zaman kin ve nefret doluydum. 1993 yılında, Avrupa’nın ortasında, onbinlerce kadın bir savaş taktiği olarak tecavüze uğruyordu ve bunu durdurmak için kimse parmağını oynatmıyordu. Bunu aklım almıyordu, içim isyan ediyordu. Bir arkadaşım bana neden bu kadar tepki gösterdiğimi sordu. Çok şaşırdığımı görünce, yaşadığımız ülkede her yıl 500.000 kadının tecavüze uğradığını söyledi. Üstelik ortada savaş falan da yoktu.
Klitorisin varlık nedeni çok belirgin. Zevk almamız için özel olarak tasarlanmış tek organ. Klitoris bir sinir demeti. Tam olarak 8,000 sinir ucundan oluşuyor. Bu, vücudumuzda bulunan en yüksek sinir ucu yoğunluğu. Parmak uçlarından, dudaklardan ve dilden çok daha yüksek ve penistekinden de iki kat daha yüksek.
İlk derste, vajina kursunu veren kadın bize kendi eşsiz, güzel ve mükemmel vajinamızın resmini yapmamızı söyledi. Vajinayı böyle tanımlıyordu. Bu eşsiz, güzel ve mükemmel vajinamızı nasıl gördüğümüzü öğrenmek istiyordu. Hamile bir kadın, içinden madeni paraların fırladığı, kocaman kırmızı bir ağız çizdi. İri kemikli başka bir kadın, üzerinde Devonshire deseni olan büyük bir tepsi çizdi. Ben, kocaman siyah bir daire çizdim ve çevresine kıvrık çizgiler ekledim. Siyah daire uzaydaki bir kara deliği, etrafındaki çizgiler de, bu deliğin yutacağı insanları veya atomları temsil ediyordu. Ben vajinamı, çevresindeki partikülleri veya nesneleri içine çeken bir vakum gibi düşünürdüm. Vajinamı bağımsız bir varlık olarak algılardım. Kendi galaksisinde varolan bir yıldız gibi. Sonunda kendi enerjisi ile yanıp yok olacak veya patlayarak kendi galaksilerinde yaşayacak binlerce başka küçük vajinalara ayrışacak; bir yıldız. Vajinamı somut veya biyolojik bir tanım içinde hiç düşünmezdim. Mesela, onu bacaklarımın arasında ve vücudumun bir parçası olarak görmezdim. Kurs sırasında bizden vajinalarımıza el aynaları yardımıyla bakmamız istendi. Özenli bir incelemeden sonra, gördüklerimizi katılanlara anlatmamız gerekiyordu. İtiraf etmeliyim ki, o ana kadar vajinam hakkında bildiklerim kulaktan dolma ve uydurma bilgilerden ibaretti. Daha önce onu hiç görmemiştim. Ona bakmak asla aklımdan geçmemişti. Benim için vajinam soyut bir ortamda bulunuyordu. Kursta mavi minderlerin üstünde oturarak, elimde aynayla, gösterilen şekilde, vajinama bakma fikri bana son derece aşağılayıcı ve itici geldi. İlkel teleskoplarla yıldızlara bakmaya çalışan ilk astronomlar geldi aklıma ve onların hissettiklerini çok iyi anladığımı düşündüm. Vajinamı ilk gördüğümde rahatsız oldum. Hani ilk defa bir balığın yarılmış gövdesini gördüğünüzde derisinin altındaki kanlı dünyayı fark edersiniz ya. O kadar çiğ, kıpkırmızı ve canlıydı. Beni en çok şaşırtan ise kat kat oluşuydu. Bir katmanın üzerinde başka bir katman.

Vajinam beni hayrete düşürdü. Kursta anlatma sırası bana gelince konuşamadım. Dilim tutulmuştu. Kurs öğretmeninin vajina hayranlığı olarak adlandırdığı durumu yaşıyordum. Minderin üstünde öylece yatıp, bacaklarımı ayırıp sonsuza kadar vajinamı incelemek istiyordum.

1593 yılında görülen bir cadılık davasında savcı (evli bir adam) büyük ihtimalle klitorisi ilk defa keşfediyor ve onu şeytan memesi olarak tanımlıyor. Kesin bir cadılık kanıtı. Tarifi: Küçük meme biçiminde yaklaşık bir santim uzunluğunda et parçası. Kolayca fark edilmesini önlemek için bakılması uygunsuz, gizli bir yere yerleştirilmiş olmasına rağmen, gardiyan bu kadar önemli bir konunun ört bas edilmemesi gayretiyle, meraklı izleyicilere savcının keşfini göstermiş. İzleyiciler böyle bir şeyi ilk defa görmüşler. Cadının suçu sabit görülmüş.
Kadınlar önce konuşmaya çekindi. Utangaç davrandılar. Ama bir açılınca onları tutmak mümkün olmuyordu. Kadınlar aslında vajinaları hakkında konuşmaya bayılıyorlardı. Kimse onları daha önce bu konuda konuşturmadığı için çok heyecan duyuyorlardı.
Afganistan’da bulunan RAWA (Afgan Kadınlarının Devrimci Dayanışma Hareketi), kadınları Taliban’ın uygulamakta olduğu insanlık dışı baskıdan korumaya çalışıyor. Orada kadınlara çalışmak, okumak, doktora gitmek veya yanlarında erkek refakatçi olmadan evden dışarı çıkmak yasak. Bürünmek zorunda bırakıldıkları çarşaflar ise onları ne tecavüzden ne de öldürülmekten koruyabiliyor.
Öncelikle, kadınlara uygulanmakta olan şiddeti durdurmak gerektiğini kavradım. Kadınlara tecavüz edildikçe, dayak atıldıkça, onlar sakat bırakıldıkça, sünnet edildikçe, yakıldıkça, gömüldükçe ve korkutuldukça dünyadaki temel yasam enerjisinin zarar gördüğüne inanıyorum. Ben öyle radikal bir insan değilim ama, kadınların bu şekilde aşağılanması, hayatın kendilinin de hiçe sayıldığını gösteriyor. Bu durumun düzeltilmesi gerektiğini, aksi takdirde hepimizin sonunun geleceğini düşünüyorum. Açık, güven dolu, koruyucu, yaratıcı ve hayat dolu olması gereken kadınlar, boynu bükük, kısır ve kırık olmaya zorlanmamalı.
Her gece benzer hikayeler dinliyordum; genç kızken, üniversitede okurken, çocukken, yaşlıyken tecavüze uğramış kadınlar, kocalarından ölesiye dayak yemekten sonunda kurtulmayı başarmış kadınlar, kocalarını terk etmekten korkan kadınlar, daha cinselliğin ne olduğunu bile bilmeden üvey babaları, erkek kardeşleri, kuzenleri, amcaları, anneleri ve babalan tarafından iğfal edilmiş kadınlar
Yürek fedakarlık yapmaya hazırdır.
Vajina da öyledir.
Yürek bağışlayıcıdır ve şefkatlidir.
Bizi sarıp içine alacak kadar esnektir.
Biz serbest bırakacak kadar da genişleyebilir.
Vajina da öyledir.
Bizim için sancılanır, bizim için yumuşar, bizim için ölür, bizim için kanar ve kanar ve bu zor, aynı zamanda harika dünyada bizi yaşatır.
Vajina da aynısını yapar.
Kadınları sevmek, vajinaları sevmek, onları tanımak, onlara dokunmak, kendimizi ve ihtiyaçlarımızı tanımak. Kendimizi tatmin etmek, sevgililerimize bizi nasıl tatmin edebileceklerini öğretmek. Vajinalarımızın içinde var olmak, çekinmeden onların içinden konuşabilmek, onların açlığını, acılarını, yalnızlığını ve coşkusunu açığa çıkarmak.
6 YAŞINDAKİ BİR KIZ ÇOCUĞUNA SORDUM
-Vajinan ne giyerdi?
-Göbeği açık bırakan kırmızı tişört ve ters takılmış beyzbol şapkası.
-Konuşabilseydi ne derdi?
-V harfi ve T harfi ile başlayan kelimeler söylerdi.Tavus kuşu ve vanilya gibi.
-Vajinan deyince aklına ne geliyor?
Koyu renkli, güzel bir armut.Ya da bir hazinenin içinde bulduğum ve yalnız benim olan bir elmas.
-Senin vajinanın özelliği ne?
İçinde, derinde bir yerlerde, olağanüstü zeki bir beyni olduğunu biliyorum.
-Vajinan nasıl kokuyor?
Kar taneleri gibi.
Klitorisin varlık nedeni çok belirgin. Zevk almamız için özel olarak tasarlanmış tek organ. Klitoris bir sinir demeti. Tam olarak 8,000 sinir ucundan oluşuyor. Bu, vücudumuzda bulunan en yüksek sinir ucu yoğunluğu. Parmak uçlarından, dudaklardan ve dilden çok daha yüksek ve penistekinden de iki kat daha yüksek. Elinizde yarı otomatik bir silah varken tabancaya ne gerek var?
Ben ayrılmak üzereyken varıyorum.
Annem bana sıcak su ve şarap getirdi ve uyudum.
Annem tamponlara karşıydı, şeker kutuna hiçbir şey koymamalısın derdi.
O zaman anladım ki, kılların orada olmasının bir nedeni var; çiçeğin etrafındaki yapraklar gibi, evin etrafındaki çimen gibi. Kılları sevmelisiniz, yoksa vajinayı sevemezsiniz. İçinden yalnızca beğendiklerinizi seçemezsiniz.
Vajina sözcüğü ile başlayalım. Sanki bir bulaşıcı hastalık adı ya da iyimser yorumla: tıbbi uygulamalarda kullanılan bir alet: Çabuk, hemşire, bana vajinayı getir. Vajina . Vajina . Kaç defa tekrarladığınız fark etmiyor, asla söylemekten hoşlanacağınız bir kelimeye dönüşmüyor. Son derece aptalca, tamamen itici bir kelime. Sevişirken, kullandığınızı düşünün – sevgilim vajinama vurur musun? – işin büyüsü anında bozulur.
Bürünmek zorunda kaldıkları çarşaflar ise onları ne tecavüzden ne de öldürmekten koruyabiliyor.
Bir şeyleri isimlendirmek hep bir tutku olmuştur bende, isimlendirdiğimi tanıyabilirdim. Tanıdığımı ehlileştirebilirdim, arkadaş olabilirdim.
Sevişmek istiyor. Sevişmeye bayılıyor. Daha derinlere gitmek istiyor. Derinliğe aç. Nezaket istiyor. Değişim istiyor. Huzur ve özgürlük ve yumuşak öpücükler ve ılık sıvılar ve derin dokunuşlar istiyor.
Klitorisin varlık nedeni çok belirgin. Zevk almamız için özel olarak tasarlanmış
tek organ. Klitoris bir sinir demeti. Tam olarak 8,000 sinir ucundan oluşuyor. Bu,
vücudumuzda bulunan en yüksek sinir ucu yoğunluğu. Parmak uçlarından,
dudaklardan ve dilden çok daha yüksek ve penistekinden de iki kat daha yüksek.
Elinizde yarı otomatik bir silah varken tabancaya ne gerek var?
Konu şöyle: Kıl sevmiyorsanız vajinayı da sevemezsiniz. Çoğu insan kıl ve tüyden hoşlanmaz. Benim ilk ve tek kocam kıldan nefret ederdi. Yapış yapış ve kirli olduğunu söylerdi. Vajinamı tıraş etmemi isterdi. Çıplak, şişko ve küçük bir kız çocuğu gibi görünürdü. Bu onu uyarırdı. Benimle seviştiği zaman vajinamı bir sakal gibi hissediyor olmalıydı. Sürtündükçe hem hoşuma gidiyordu hem de acı veriyordu.
Vajinamı bağımsız bir varlık olarak algılardım. Kendi galaksisinde varolan bir yıldız gibi. Sonunda kendi enerjisi ile yanıp yok olacak veya patlayarak kendi galaksilerinde yaşayacak binlerce başka küçük vajinalara ayrışacak; bir yıldız. Vajinamı somut veya biyolojik bir tanım içinde hiç düşünmezdim. Mesela, onu bacaklarımın arasında ve vücudumun bir parçası olarak görmezdim
Her gün başka biri, dışkı gibi, bozuk et gibi kokarak içime kirli spermlerini döktükçe, zehirli atıklarla ölen bir akar­ suya dönüştü. Balıklar ve yumurtalar öldü, ve goncalar da. Hepsi öldü.

Vajinam, bereketli pınarların besledigi köyüm.
Onu işgal ettiler. Yıktılar ve yaktılar.
Ona dokunmuyorum artık.
Gidip görmüyorum.
Başka yerde yaşıyorum.
Nerede oldugunu bilmedigim başka bir yerde.

Kendimize yönelik nefretimiz aslında erkek egemen kültüre duyduğumuz nefretin bastırılması ile oluşmuştur. Gerçek değildir.
Sevişmek istiyor. Sevişmeye bayılıyor. Daha derinlere gitmek istiyor. Derinliğe aç. Nezaket istiyor. Değişim istiyor. Huzur ve özgürlük ve yumuşak öpücükler ve ılık sıvılar ve derin dokunuşlar istiyor.
Her defasında kadınların ne kadar inanılmaz, ne kadar etkileyici hayatlar yaşadığına tanık oluyorum. Kadınların aslında ne kadar yalnız olduklarını ve bu yalnızlıkları içinde ne kadar baskı altında yaşadıklarını görüyorum.
grup terapileri düzenliyorum. bir grup, ensest ilişkisi yaşamak zorunda bırakılmış kadınlardan oluşuyor, diğeri alkol ve madde bağımlısı kadınlardan.
onlarla sinemaya gidiyorum. yemeklere çıkıyorum. geziyorum. geçen 10 yıl içinde yüzlerce kadınla söyleşi yaptım. İçlerinden yalnız iki tanesi genç kızken ensest yaşamamıştı ve tecavüze uğramamıştı. edindiğim bütün bilgilerden sonra anladım ki yuva bu kadınlar için hep ürkütücü bir yer olmuş. kaçacak kadar korktukları bir yer. onlarla tanıştığım kadın sığınakları birçoğunun güven ve huzur buldukları ilk yer olmuş. başka kadınlarla dayanışma duygusu onları rahatlatmış.
19. yüzyılda mastürbasyon yaparak orgazm yeteneklerini keşfeden genç kızların tedavi edilmesi gereken bir sorunları olduğu kabul ediliyordu. çoğu zaman bu sorun klitorisin yakılması veya kesilerek alınması ile düzeltiliyordu.

yaygın bir başka tedavi metodu da, vajina dudaklarının dikilmesi ile klitorisin güvence altına alınmasıydı. hatta, yumurtalıkların çıkarılması ile kısırlaştırma bile yapılıyordu. oysa, tıp literatüründe erkeklerde mastürbasyonu engellemek için testislerin veya penisin kesilerek alındığına dair hiçbir bilgi bulunmuyor.

amerika birleşik devletleri’nde uygulanmış olan en son kayıtlı mastürbasyon tedavisi 1948 yılında yapılmıştır. klitorisi alınan kız çocuğunun yaşı 5.

ilk yolculuğumdan döndüğüm zaman kin ve nefret doluydum. 1993 yılında, avrupa’nın ortasında, onbinlerce kadın bir savaş taktiği olarak tecavüze uğruyordu ve bunu durdurmak için kimse parmağını oynatmıyordu. bunu aklım almıyordu, içim isyan ediyordu. bir arkadaşım bana neden bu kadar tepki gösterdiğimi sordu. çok şaşırdığımı görünce, yaşadığımız ülkede her yıl 500.000 kadının tecavüze uğradığını söyledi. üstelik ortada savaş falan da yoktu.
kendimize yönelik nefretimiz aslında erkek egemen kültüre duyduğumuz nefretin bastırılması ile oluşmuştur.
anneme gittim ve aybaşı nedir? diye sordum. her ayın ilk günüdür dedi. babanın maaşını aldığı gün yani.
1593 yılında görülen bir cadılık davasında savcı (evli bir adam) büyük ihtimalle klitorisi ilk defa keşfediyor ve onu şeytan memesi olarak tanımlıyor. kesin bir cadılık kanıtı. tarifi: küçük meme biçiminde yaklaşık bir santim uzunluğunda et parçası.
vajina sözcüğü ile başlayalım. sanki bir bulaşıcı hastalık adı, ya da iyimser yorumla: tıbbi uygulamalarda kullanılan bir alet: çabuk, hemşire, bana vajinayı getir. vajina . vajina . kaç defa tekrarladığınız fark etmiyor, asla söylemekten hoşlanacağınız bir kelimeye dönüşmüyor.
Çoğu yerde bu ameliyat sünnet olarak aklanmaya çalışılmaktadır. Afrika uzmanı Nahid Toubia,
Aynı işlem erkeğe uygulanacak olsaydı, penisinin büyük bir bölümünün kesilmesi, hatta testislerinin ve onları çevreleyen yumuşak dokunun ve derinin de yok edilmesi gerekirdi, diyor.

Operasyon sonrasında, genelde ilk aşamada, tetanos, kan zehirlenmesi, hemoroit, idrar yolunda çizilmeler, vajina yolunda kesikler ve anal kısımda yaralar görülmektedir. Uzun vadedeki etkiler ise: Kronik idrar yolu iltihabı, yürümeyi kalıcı şekilde engelleyecek büyük yara izleri, fîstül oluşumu, doğum yapmaya karşı aşırı derecede korku ve erken yaşta ölüm.

19. yüzyılda mastürbasyon yaparak orgazm yeteneklerini keşfeden genç kızların tedavi edilmesi gereken bir sorunları olduğu kabul ediliyordu. Çoğu zaman bu sorun klitorisin yakılması veya kesilerek alınması ile düzeltiliyordu.

Yaygın bir başka tedavi metodu da, vajina dudaklarının dikilmesi ile klitorisin güvence altına alınmasıydı. Hatta, yumurtalıkların çıkarılması ile kısırlaştırma bile yapılıyordu. Oysa, tıp literatüründe erkeklerde mastürbasyonu engellemek için testislerin veya penisin kesilerek alındığına dair hiçbir bilgi bulunmuyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulanmış olan en son kayıtlı mastürbasyon tedavisi 1948 yılında yapılmıştır. Klitorisi alınan kız çocuğunun yaşı 5.

İlk yolculuğumdan döndüğüm zaman kin ve nefret doluydum. 1993 yılında, Avrupa’nın ortasında, onbinlerce kadın bir savaş taktiği olarak tecavüze uğruyordu ve bunu durdurmak için kimse parmağını oynatmıyordu. Bunu aklım almıyordu, içim isyan ediyordu. Bir arkadaşım bana neden bu kadar tepki gösterdiğimi sordu. Çok şaşırdığımı görünce, yaşadığımız ülkede her yıl 500.000 kadının tecavüze uğradığını söyledi. Üstelik ortada savaş falan da yoktu.
Tamam biliyorum: Vajinalar güzeldir. Kendimize yönelik nefretimiz aslında erkek egemen kültüre duyduğumuz nefretin bastırılması ile oluşmuştur. Gerçek değildir.
19. yüzyılda mastürbasyon yaparak orgazm yeteneklerim keşfeden genç kızların tedavi edilmesi gereken bir sorunları olduğu kabul ediliyordu.
İnsanlığın devam edebilmesi için kadınların güçlü ve güvende olması gerekiyor.
Bu sıradan bir düşünce. Ama tıpkı vajina gibi, hayata geçebilmesi için olağanüstü ilgiye ve sevgiye ihtiyaç duyuyor.
İçlerinden bir kadın 72 yaşındaydı ve vajinasını hiç görmemişti. Sadece yıkanırken, o zaman da bilinçsizce vajinasma dokunuyordu. Hiç orgazm olmamıştı. 72 yaşındayken, bir terapiste gitmiş ve onun telkinleriyle bir gün terapi sonrası evine gelmiş, kokulu mumlar yakmış, uzun bir banyo yapmış ve sevdiği müziklerin eşliğinde vajinasını keşfetmeye başlamış. Bana bir saatten fazla uğraştığını anlattı, çünkü vücudundaki kireçlenmeler yüzünden zorlukla hareket edebilmiş. Sonunda, klitorisini gördüğü zaman, sevinçten ağlamış.
Yaklaşık 100 milyon kız çocuğunun ve genç kadının cinsel organları kesilmiştir.
Halen bu geleneğin sürdürüldüğü ülkelerde, genelde Afrika’da, her yıl yaklaşık 2
milyon genç kız bir bıçağın veya tıraş bıçağının veya keskin kenarlı bir cam
parçasının, klitorislerinin bir parçasını veya tümünü keseceği ve/veya vajina
dudaklarının bir kısmının veya tümünün ilkel yöntemlerle dikileceği günü
beklemektedir.
Çoğu yerde bu ameliyat sünnet olarak aklanmaya çalışılmaktadır.
Vajina Gerçeği 1593 yılında görülen bir cadılık davasında savcı (evli bir adam) büyük ihtimalle klitorisi ilk defa keşfediyor ve onu şeytan memesi olarak tanımlıyor. Kesin bir cadılık kanıtı.
Her defasında kadınların ne kadar inanılmaz, ne kadar etkileyici hayatlar yaşadığına tanık oluyorum. Kadınların aslında ne kadar yalnız olduklarını ve bu yalnızlıkları içinde ne kadar baskı altında yaşadıklarını görüyorum.
Yürek fedakarlık yapmaya hazırdır. Vajina da öyledir. Yürek bağışlayıcıdır ve şefkatlidir. Bizi sarıp içine alacak kadar esnektir. Biz serbest bırakacak kadar da genişleyebilir. Vajina da öyledir. Bizim için sancılanır, bizim için yumuşar, bizim için ölür, bizim için kanar ve kanar ve bu zor, aynı zamanda harika dünyada bizi yaşatır.
Vajina da aynısını yapar.
Klitorisin varlık nedeni çok belirgin. Zevk almamız için özel olarak tasarlanmış
tek organ. Klitoris bir sinir demeti. Tam olarak 8,000 sinir ucundan oluşuyor. Bu,
vücudumuzda bulunan en yüksek sinir ucu yoğunluğu. Parmak uçlarından,
dudaklardan ve dilden çok daha yüksek ve penistekinden de iki kat daha yüksek.
Elinizde yarı otomatik bir silah varken tabancaya ne gerek var?
Yığınla tatminsiz kadın vardı ortada. Cinsel mutluluğa ulaşamamış pek çok kadın..
Vajinayı önce alıştırmak gerekiyor, nesneleri ona tanıtmak onu hazırlamak gerekiyor. Ön sevişmenin önemi de burada işte. Vajinayı ikna etmek gerekiyor, onu yumuşatmak, güvenini kazanmak gerekiyor..
Sevişmek istiyor. Sevişmeye bayılıyor. Daha derinlere gitmek istiyor. Derinliğe aç. Nezaket istiyor. Değişim istiyor. Huzur ve özgürlük ve yumuşak öpücükler ve ılık sıvılar ve derin dokunuşlar istiyor..
anladım ki, kılların orada olmasının bir nedeni var; çiçeğin etrafındaki yapraklar gibi, evin etrafındaki çimen gibi. Kılları sevmelisiniz, yoksa vajinayı sevemezsiniz. İçinden yalnızca beğendiklerinizi seçemezsiniz..
Klitorisin varlık nedeni çok belirgin. Zevk almamız için özel olarak tasarlanmış tek organ. Klitoris bir sinir demeti. Tam olarak 8000 sinir ucundan oluşuyor. Bu, vücudumuzda bulunan en yüksek sinir ucu yoğunluğu. Parmak uçlarından, dudaklardan ve dilden çok daha yüksek ve penistekinden de iki kat daha yüksek. Elinizde yarı otomatik bir silah varken tabancaya ne gerek var?
Afrika’nın bazı bölgelerinde kadınların sünnet edilmesi geleneğinden sessizce vazgeçildiği görülüyor. Mesela, Gine’de başkent Conakry’de yaşayan ve batılı insan hakları grupları tarafından yıllarca hedef ilan edilen, baş sünnetçi Aja Tounkara Diallo Fatima, birkaç yıl önce birden bir itirafta bulundu: Ben hiç kimseyi sünnet etmedim. Sadece kızların klitorislerini biraz çizip bağırmalarını sağlıyordum, dedi. Bandajı da çok sıkı yapıyordum ki, yürüdüklerinde sanki acı çekiyorlarmış gibi görünsün.
Klitorisin varlık nedeni çok belirgin. Zevk almamız için özel olarak tasarlanmış tek organ. Klitoris bir sinir demeti. Tam olarak 8,000 sinir ucundan oluşuyor. Bu, vücudumuzda bulunan en yüksek sinir ucu yoğunluğu. Parmak uçlarından, dudaklardan ve dilden çok daha yüksek ve penistekinden de iki kat daha yüksek.
Elinizde yarı otomatik bir silah varken tabancaya ne gerek var?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir