İçeriğe geç

Unutma Beni Kitap Alıntıları – Aslı Eti

Aslı Eti kitaplarından Unutma Beni kitap alıntıları sizlerle…

Unutma Beni Kitap Alıntıları

Eminim hala orada, toprağında ve sessizce geri dönmemi bekliyor.
Gidenlerin bize eklendiğini, hiçbir şeyin yok olmadığını
Büyüdükçe her şeyi anlayacağını sanırken,
bildiklerini de unutacaksın.
Büyümek, derin bir uykuya dalmak gibi
Artık biliyorsun her şeyin sana bağlı olduğunu
Yolculuğunun sonunda amacına ulaşacaksın, ama yolculuğun bitmeyecek
Yalnızlık,
eve dönmeyi deli gibi isteyip de
artık orada bir ev olmadığını fark etmektir.
Doğru söylüyordu, artık ikisinin de eskiye dönmesi mümkün değildi. Peki ev dedikleri yer, gerçekten hala evleri miydi?
İçimin en diplerinde diye söze başladı lale, durakladı bir an, sonra devam etti. İçimin en diplerinde bir şey saklıyorum. Ve sana söylemek istemiyorum. Yani istemiyordum, ama artık söylemek zorundayım.
Zamanın da,
İnsanın da,
Kanatları vardır.
Uçup gider ikisi de,
Özgürce.
Unutma,

Hiçbir şey yok olmaz,
Gelip eklenir bize.

Hani görünmez bir ip olduğunu söylemişti yıldızıyla arasında
Evet. ..
İşte aynı o ipten bizim aramızda da var Görünmez bir iple bağlıyız birbirimize. Dokununca hissetmesek de, bakınca görmesek de o ip hep aramızda
Kesinlikle, demişti İda, sonsuza dek o iple bağlıyız birbirimize.
Bir avuç toprak,
Bir parça hava,
Bir damla su orman doğurabiliyorsa,
Yeryüzünde her şey mümkün demektir.
Magariba hemen arkasındaki yaşlı ağaca baktı, bir de ayaklarının dibindeki uçuruma. Çok yüksekti uçurum. Aşağısı kapkaranlık uzaydı. Kendini böyle bir uçurumdan aşağıya nasıl bırakacaktı ki?
Kimse sıradan değildir, diye atıldı lale, kendinden emin bir sesle. Sakın bırakma kendini.
Magariba, ‘alacakaranlık’ demektir, diye yanıtladı Boika. Gün doğmadan önceki karanlık.
Herkes sadece kendini düşünmese, her şey ne kadar kolay olurdu, diye geçirdi içinden.
Eksik yaptığınız bir şey yok. Yola çıkacak cesaretim yok, o kadar, dedi Magariba titreyen sesiyle.
Kendini iyileştirmeye, başkalarından başla.
Acıyı unutmak, yeryüzünden onu silmeye başlamakla mümkün.
Küçük bir çocuk için hiçbir şey imkansız değildir, dedi bilge. Sadece ne aradığını bilmen gerekiyor.
Neden yapmayayım? dedi yaşlı adam. Bilge, her yerde bilgedir.
Evet ama sizi dinleyecek kimse yoksa eğer, ne işe yarar bilgeliğiniz?
Bilgelik daima işe yarar, dedi kararlı bir sesle. Yalnız da olsan.
Yani demek istediğim, kimse her şeyi bilemez. Herkes sadece bir kısmını bilir.
Yolculuğunun sonunda amacına ulaşacakmışsın, ama yolculuğun bitmeyecekmiş, dedi Jal, Patia’yı dinledikten sonra.
Nasıl yani? Bir şey anlamadım
Böyle dedi Bir şey daha: Bir damla, orman doğurabilirmiş. Bunu hiç unutmamalıymışsın.
Hiç dokunmadan eline,
Çok uzaklardan
Girebilmek kalbine,
En büyük sihirdir
Yeryüzünde.
Çok uzak olsak da birbirimizden,
Tekrar sarılacağız bir gün,
Güneş’le Ay gibi.
Günbatımıyla birlikte başladı düğün şöleni. Ay ve Güneş aynı anda gökyüzündeyken başlarmış meğer tüm şölenler. İda nedenini sordu Jal’e.
En imkansız görünen şeylerin bile bir araya geldiği, her şeyin mümkün olduğu bir andır çünkü, diye yanıtladı Jal. Büyülüdür. Mutluluk getirir.
İda, giderek daha yorgun hissediyordu kendisini. Sabahları her şeyin daha olası, gün batarkense imkansız göründüğünü düşünüyordu. Belki de o böyle hissediyordu
Yeryüzü senin evin.
Köşeye sıkışmış olamazsın.
Ay gökte yükselip ormanı aydınlatmaya başladı. İda, lale ve ağaç, ay ve yıldızlarla baş başa kaldılar. Ve İda, gözlerini kapatır kapatmaz derin bir uykuya daldı.
Beni ilk kez görüyormuş gibi bakıyorsun, dedi ağaç,sesi keyifliydi.
İlk kez görüyorum zaten. Yani çok ağaç gördüm ama seni görmemiştim.
Bırakmayacağım seni diye devam etti sözlerine.
Dayanabilirim. ”
Eğer dikkatle dinlersen, bir ağacın fısıldadığını duyabilirsin.
Ve çok daha fazlasını
Hem bir yerde bir kötülük varsa üzüntüsü er geç bize gelir. Hep böyledir.
Başladıysan bitecek demektir.
Sakın durma.
Her şeyi hatırlamam gerekiyor tekrar. İşte bu yüzden anlatıyorum bugün kitaba yazılanları, yeniden. Kendim için. Çoktan unuttuğum ne varsa, hatırlamak için.
Bazı sözler çok sonra anlaşılmak için söylenir.
Yalnızlık, eve dönmeyi deli gibi isteyip de artık orada bir ev olmadığını fark etmektir.
Hayatta onun olduğunu sandığını birçok şey onun değildi aslında, kimsenin değildi. Bırakın dostları; hava, su, ağaçlar, rüzgar, yağmur bile
Lea yanındayken gittikleri her yer evleri oluyormuş.
En basit gerçeklerin en bilinmeyenler olduğunu, ilk on­ların unutulduğunu biliyorum artık.
Henüz adı konmamış Sen’i bulabilirsen bir yerlerde, bu dünyada ne yapman gerektiğini de biliyorsun demektir. Ve o zaman, en çok istediğin adı sen kendin koya­bilirsin kendine.
Büyüdükçe her şeyi anlayacağını sanırken, bildiklerini de unutacaksın.
Büyümek, derin bir uykuya dalmak gibi
Unutma. Uçurumdan düştüğünde kimse gelip bir çift kanat vermez. Oturup o kanatları kendin yapmalısın
Kendini iyileştirmeye, başkalarından başla.
Acıyı unutmak, yer yüzünden onu silmeye başlamakla mümkün.
Zamanın da,
İnsanın da,
Kanatları vardır.
Uçup gider ikisi de,
Özgürce.
Unutma,
Hiçbir şey yok olmaz,
Gelip eklenir bize.
Yeryüzü senin evin.
Köşeye sıkışmış olamazsın.
Hem bir yerde bir kötü­lük varsa üzüntüsü er geç bize gelir. Hep böyledir.
Büyük şeyler sanıldığı kadar büyük olmayabilir.
Sadece seviyorlar öyle görünmeyi
Başladıysan bitecek demektir . Sakın durma.
Birini yok edecek güce sahipsek eğer , yaratacak güce de sahip değil miyizdir?
Unutma. Uçurumdan düştüğünde kimse gelip bir çift kanat vermez. Oturup o kanatları kendin yapmalısın.
Şimdi ne olacak? diye fısıldadı İda, Jal’in kulağına. Sessizliği bozmamaya özen göstererek.
Şiirler okunacak, diye yanıtladı Jal. Bu bir gelenektir. Önce ağaçlara, kuşlara, gökyüzüne aşkını sunacak Tobar. Sonra ailemize. En sonda da Fifika’ya.
Ya, dedi İda, çok romantik.
Öyledir, diye gülümsedi Jal. Diğerleri de katılacak şiire. Onlar da sözlerini söyleyecekler. Tek bir şiir olmuş olacak sonunda hepsi. Bu çok önemlidir.
Neden? diye sordu İda merakla. Hiçbir yerde duymadığı bir gelenekti bu, çok güzeldi.
Çünkü biz her şeyi hep birlikte severiz, ayrı ayrı değil,
dedi Jal. Herkesin katıldığı tek bir şiir olmalı.
Bu harika, dedi İda, Her şeyi seven tek bir şiir.
Zamanın da,
İnsanın da,
Kanatları vardır.
Uçup gider ikisi de,
Özgürce.
Unutma,
Hiçbir şey yok olmaz,
Gelip eklenir bize.
Yani demek istediğim, kimse her şeyi bilemez. Herkes sadece bir kısmını bilir. Ne çoban, ne ağaç, ne Jal, ne Patia, ne leylek, ne lale, ne de kendisi Hiçbiri tüm yanıtları bilmiyordu.
Doğru, dedi bilge. Ben her şeyi bilmediğimi de biliyorum. Kahkahası hafifçe yankılandı loş duvarlarda. Senin de bilmene şaşırdım doğrusu, pek kimse bilmez bunu.
Bir avuç toprak,
Bir parça hava,
Bir damla su orman doğurabiliyorsa,
Yeryüzünde her şey mümkün demektir.
Ama korkmamanı, yıldızların senin yanında olduğunu söylüyor. Avuçların yıldız doluymuş, bu iyi kalpli biri olduğunu ve amacına ulaşacağını gösterirmiş.
Yukarı bak, yıldızlar yanıyor, dedi. Kaçırma bunu.
Yürüdüğüm yoldaki her taş,
Bir sırrı anlatır bana,
En mavi gökyüzünden,
En karanlık denize,
Aldığım her nefes,
Hediyedir bana.
Ne güzel bir dünyanız var! dedi lale, birkaç derin nefes aldı art arda.
Öyledir, dedi Jal. Ama bütün dünyalar güzeldir bence.
Eğer dikkatle dinlersen, bir ağacın fısıldadığını duyabilirsin. Ve çok daha fazlasını
Bazı sözler çok sonra anlaşılmak için söylenir.
Bir bulut olsam gökyüzünde,
Ya da denizde bir dalga,
Bir avuç toprak olsam,
Ya da yağmurda bir damla,
Kocaman bir dünyayım ben,
İçimde gökler, yıldızlar, okyanuslarla .
Bir bulut olsam gökyüzünde,
Ya da denizde bir dalga,
Bir avuç toprak olsam,
Ya da yağmurda bir damla,
Kocaman bir dünyayım ben,
İçimde gökler, yıldızlar, okyanuslarla .
Kendini iyileştirmeye, başkalarından başla.
Acıyı unutmak, yeryüzünde onu silmeye başlamakla mümkün.
Unutma. Uçurumdan düştüğünde kimse gelip bir çift kanat vermez. Oturup o kanatları kendin yapmalısın.
Beceriksizliğin yaşayamamaktan
Sana verilen bir şans var,
onu da ellerinle çöpe atma.
Zamanın da,
İnsanın da,
Kanatları vardır.
Uçup gider ikisi de,
Özgürce.
Unutma,
Hiçbir şey yok olmaz,
Gelip eklenir bize.
Giden ve dönen, aynı kişi değildir asla.
Çok uzak olsak da birbirimizden,
Tekrar sarılacağız bir gün,
Güneş’le Ay gibi.
Bir bulut olsam gökyüzünde,
Ya da denizde bir dalga,
Bir avuç toprak olsam,
Ya da yağmurda bir damla,
Kocaman bir dünyayım ben,
İçimde gökler, yıldızlar, okyanuslarla.
Giden ve dönen asla aynı değildir
Büyük şeyler sanıldığı kadar büyük olmayabilir. Sadece seviyorlar öyle görünmeyi.
Unutma. Uçurumdan düştüğünde kimse gelip bir çift kanat vermez. Oturup o kanatları kendin yapmalısın.
“Unutma. Uçurumdan düştüğünde kimse gelio bir çift kanat vermez. Oturup o kanatları kendin yapmalısın.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir