İçeriğe geç

Türklərin Qızıl Dövrü Kitap Alıntıları – İlber Ortaylı

İlber Ortaylı kitaplarından Türklərin Qızıl Dövrü kitap alıntıları sizlerle…

Türklərin Qızıl Dövrü Kitap Alıntıları

Rusya, Altın Orda Hanlığı’nın yıkılışından sonra Moskova Büyük Knezliği’nin etrafında birleşerek ortaya çıkmıştır.
Sonuçta Rusların üzerinde oturdukları coğrafi ve siyasi miras çok büyük ölçüde Altın Orda Hanlığı’nın mirasıdır.
İslam devrinin parlak çağındaki kelamcılar ve hadisçiler İbranca ve Aramca bilirlerdi.
Türkiye’de aydın dediğimiz kesim ne yakın tarihi ne de Osmanlı tarihini bilir. Bu kesimin oluşumunda tarihin ve tarihî bilginin pek rolü olmamış göründüğü kadarıyla.
Bu millet şu anda sol kanatta da , sağ kanatta da maalesef tarihin kendisiyle değil, kendilerine göre yeniden yazılmış, yeniden inşa edilmiş bir biçimiyle düşünmeyi tercih ederler.
Yunanca ve Latincesiz Fransızca, İngilizce aydınların değil, liman hamalı ve otel resepsiyonistlerinin Fransızcasıdır, İngilizcesidir.
Cumhuriyet’in köklerinde Osmanlı var. Elbette Osmanlı’nın halefi biziz. Türkiye bir redd-i miras hakkına sahip değildir.
1960’larda Suriye’ye gittiğimde her yerde Türkçe konuşurdum.
Fatih Sultan Mehmed bir Rönesans aydınıydı. Batıdaki Rönesans aydınları o dönemde Latince ve Yunanca öğrenmeye başlamışlar. Fakat bu kişiler Arapça, Farsça ya da Slav dillerini bilmezler. Hâlbuki Fatih Yunanca ve Italyancayı bilmenin yanı sıra, Farsça ve
Arapça kalem oynatıyor. Bu dillerin edebiyatını da iyi biliyor. II.Mehmed değişik bir dünyası olan, ömrü sefer-i hümayunda geçen bir padişah. Fatih, İstanbul’un fethinden sonra 28 sene yaşadı ve
Avrupa’nın yarısını aldı.
Fatih’in hiç anlaşılamayan
tarafı, tarihteki bazı büyük
Roma imparatorları
gibi etrafındaki dünyayı
yönlendirmesindeki
marifetidir.
Osmanlı o kadar güçlüdür ki, bugün bağımsız olan bazı Afrika devletleri, o dönemde Osmanlı tarafından yönetildiklerini ileri sürmektedirler.
Tuna kalelerini övünmek için değil ama tarihi anlamak için görmek gerekir. Tuna Nehri çağdaş Türk tarihinin akıp geçtiği önemli bir podyumdur.
Türkler bütün yok etme girişimlerine, baskı ve sürgünlere rağmen Kırım’da her zaman var olmuşlardır. Özellikle Eski Kırım Türklerin ağırlıklarının olduğu yerdir. Burası Tatarların ve kıpçak kabilelerinin 13. Asırda Müslümanlığı benimsemeleri ile ortaya çıkmıştır.
Yavuz’ un iki sene içinde ele geçirdiği bölge, dört asır boyunca imparatorlukta kaldı.
Hazine mührü Yavuz Sultan Selim Han’ ın mührüdür, kimse onun kadar o hazineyi dolduramamıştır.
Cem Sultan olayı, Osmanlı tahtında bir tek hükümdar, bir tek fert, bir tek varis olması gerektiği fikrini kuvvetlendirmiştir.
Osmanlı o kadar güçlüdür ki, bugün bağımsız olan bazı Afrika devletleri, o dönemde Osmanlı tarafından yönetildiklerini ileri sürmektedirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir