İçeriğe geç

Türk Dış Politikası – Cilt 1 (1919 – 1980) Kitap Alıntıları – Baskın Oran

Baskın Oran kitaplarından Türk Dış Politikası – Cilt 1 (1919 – 1980) kitap alıntıları sizlerle…

Türk Dış Politikası – Cilt 1 (1919 – 1980) Kitap Alıntıları

1978’de İran’da ve Türkiye’de sokak çatışmaları başladı. Türkiye’deki sokakların marjinal grupların denetimine girmesine karşılık, İran’da sokaklara egemen olan büyük kitlelerdi. Bu durum, ABD politikasında Türkiye lehine değişikliklerin görülmesine neden oldu. İlk aşamada silah ambargosu kaldırıldı. Çünkü, ambargoya karşı Türkiye’nin kullandığı ABD tesislerini kapatma kozunu etkisiz hale getirmek için İran’da Hazar kıyısında tesisler kuran ABD’nin Türkiye’den başka alternatifi kalmayacak gibi gözüküyordu
1960-1980 döneminde, önce bir durgunluk sonra da soğukluk dönemine giren Türkiye-İsrail ilişkileri, 1980’lerde de bu soğuk mirasın etkisiyle şekillenecek, fakat 90’ların başından itibaren sıcak bir döneme girecektir.
1980’den itibaren, 12 Eylül yönetiminin Washington kaynaklı Yeşil Kuşak teorisinin bir parçası olmasıyla birlikte, Türkiye gitgide laiklik ilkesinden ödün verecek ve lKÖ’yle, özellikle de lKÖ içindeki başta S. Arabistan olmak üzere gerici yönetime sahip ülkelerle yakın ilişkiler kurmaya başlayacaktır.1970’lerde lKÖ’ye karşı izlenen politikalarla, 1980’lerdeki politikalar arasında ciddi ve kaygı verici nitelik farklılıkları yaşanacaktır.
27 Mayısta iktidarı ele geçiren subayların en büyük korkuları ABD’nin hareketi yanlış değerlendirmesi ve 1959 anlaşmasına dayanarak Türkiye’ye müdahale etmesiydi.
Nisan 1978’de Sovyet Genelkurmay Başkanı Mareşal Ogarkov Türkiye’yi ziyaret etti. Bu, 1920’lerden bu yana ilkti.
SSCB-Türkiye ilişkileri 1965’Len başlayarak, 1979’da SSCB’nin Afganistan’a müdahalesine değin karşılıklı üst düzey ziyaretler, imzalanan iki önemli anlaşma ve SSCB’den sağlanan ekonomik yardımlarla tam anlamıyla işbirliği içerisinde geçti.
Teoriye göre sosyalist ile komünist aşama arasındaki fark, ikincisinde herkesten gücüne göre alınacak, herkese ihtiyacına göre verilecek ilkesinin uygulanabileceği bir gönenç toplumuna artık erişildiğinin kabulü idi.
Sovyetler kuzeyden Müttefikler de Türkiye üzerinden güneyden harekete geçerlerse bunun kısa sürede Almanları yenilgiye uğratabileceğini ifade ederek Türkiye’nin 1943 yılı sona ermeden Müttefikler safında savaşa girmesini istedi. lnönü ise bu teklife karşılık öncelikle Türk silahlı kuvvetlerinin savaşa katılabilecek düzeyde teçhizatlandırılması gerektiğini, ayrıca Türkiye’nin SSCB’den emin olmadığını ve Almanya’nın yenilmesinden sonra Avrupa’da hakim olmasından endişe ettiğini bildirdi.
Almanlar Fransızlara teslim belgelerini 1918’de Almanya’nın teslim anlaşmasını imzaladığı Compiegne ormanında, aynı tren vagonunda imzalattırarak Birinci Dünya Savaşının rövanşını aldılar. Bu arada, her şey aşağı yukarı kesinleştikten sonra 10
Haziranda ltalya da Fransa’ya savaş ilan ederek savaşa dahil oldu.
Norveç’teki başarısızlıklar üzerine lngiliz Başbakanı Chamberlain 10 Mayıs 1940’da istifa etti ve hükümeti Winston Churchill devraldı. Almanya, savaşı sonbahardan önce bitirmek amacıyla aynı gün Hollanda, Belçika ve Fransa’ya saldırdı. Hollanda sadece 4 gün dayanırken, Belçika yardıma gelen İngiliz güçleriyle bir süre daha direndi. Bu arada, Maginot Hattını delen Alman birliklerinin bir grubu Paris’i ele geçirmek için ilerlerken, diğer bir grubu da geri çekilmeye başlayan lngiliz, Fransız ve Belçika ordularını Dunquerque limanı civarında sıkıştırdılar. Bu üç ordu
(335 .000 asker) bütün malzemesini bırakarak canını lngiltere’ye güç atacaktır.
Müttefiklerin aksine, Türkiye 2 cepheden birden (Mihver ve SSCB) tehdit altındaydı. (Mihver -eksen- terimi, Ekim 1936’daki Nazi-Faşist anlaşması biçiminde gerçekleşen Berlin-Roma Ekseninin, Almanya ve ltalya tarafından Avrupa’nın Dikey Mihveri ilan edilmesinden gelir). lnönü bu dezavantajı da başarıyla kullandı. Savaşa girmesi için sıkıştıran Müttefiklere karşı Alman tehdidini ileri sürerken, 1940’da Üçlü ittifakı işletmemek için Sovyet tehdidini ileri sürdü (Hale, s. 103).
Türkiye savaşa girmemek için; gerek iki taraf arasındaki, gerekse her iki tarafın kendi içindeki çelişkilerden yararlandığı gibi, bizzat kendi zayıflığının yarattığı çelişkileri de sonuna kadar kullandı. (II. Dünya Savaşı)
Cumhurbaşkanı İnönü Bulanık zamanı bir daha ele geçmez bir fırsat sayan eski batakçı çiftlik ağası ve elinden gelse teneffüs ettiğimiz havayı ticaret malı yapmaya yeltenen gözü doymaz vurguncu tüccar ( ) büyük bir milletin bütün hayatına küstah bir surette kundak sokmaya çalışmışlardır diyor.
Çoğu zaman, ülkelerin iç düzeni onların dış politikasını belirler veya ona genel çizgisini verir. Fakat bu olağan dönemler için ve orta-uzun vadede söz konusudur; olağanüstü dönemler ve kısa vadelerde uluslararası ortamın iç düzeni etkilediği ve hatta belirlediği görülür. Savaş, böyle bir ortamın tanımına fazlasıyla uymaktadır.
Türkiye’yi çok ilgilendiren ikinci gelişme, Almanya’nın Haziran 1941’de SSCB’ye saldırması oldu. Bu olay, Türkiye’yi Polonya Sendromu diye anılan en büyük korkusundan, yani aynı anda Almanya ile SSCB’nin ortak işgaline uğramaktan kurtardı.
l939’da İngiltere ve Fransa’yla Üçlü lttifak’ı yaparken, Türkiye’nin dayandığı temel mantık; Fransa’nın hem bir Alman saldırısını yeterince uzun zaman meşgul edip yıpratacağı, hem de Fransız donanmasının ltalya’yı Akdeniz’e inmekten alıkoyacağı varsayımı üzerine kurulmuştu.
Norveç’teki başarısızlıklar üzerine lngiliz Başbakanı Chamberlain 10 Mayıs 1940’da istifa etti ve hükümeti Winston Churchill devraldı. Almanya, savaşı sonbahardan önce bitirmek amacıyla aynı gün Hollanda, Belçika ve Fransa’ya saldırdı. Hollanda sadece 4 gün dayanırken, Belçika yardıma gelen İngiliz güçleriyle bir süre daha direndi. Bu arada, Maginot Hattını delen Alman birliklerinin bir grubu Paris’i ele geçirmek için ilerlerken, diğer bir grubu da geri çekilmeye başlayan lngiliz, Fransız ve Belçika ordularını Dunquerque limanı civarında sıkıştırdılar. Bu üç ordu
(335 .000 asker) bütün malzemesini bırakarak canını lngiltere’ye güç atacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir