İçeriğe geç

Tükendi Vakti Umuda Tamahın Kitap Alıntıları – Mustafa Oğuz

Mustafa Oğuz kitaplarından Tükendi Vakti Umuda Tamahın kitap alıntıları sizlerle…

Tükendi Vakti Umuda Tamahın Kitap Alıntıları

Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde
Yazar mıydım hiç içimden geleni, giden olmasaydı
,
Susturamazsınız duymak istediklerini dinlemeye alışanı.
~
,
Artık bir yağmur damlasının sigarama
denk gelmesinden başka korkum yok.
~
ey benim kendimi bir tek kendisinde belli ettirebildiğim rengim
seninle güneşi boyayıp
mimozaları süsleyeceğim
sende dirilecek vurulan bütün güvercinlerim
çığlıklarımız makyajı olacak dağların!
Susturamazsınız duymak istediklerini dinlemeye alışanı.
Arayışımızdaki zorluk, bulmak istediklerimizden soğuttu bizi.
Yolda tanıştırıp yolculuğu unutturan duygunun adıdır aşk.
Yaşıyorsam, uğruna ölünecek bir şey bulamayışımdandır..
Usulca yaz şiirlerini,
Bir gün elbet sahiplenen çıkar..
Kuraklığın zeminine gömdüm susuzluğunun tohumlarını. Yüzü suyu hürmetine affetme beni..
Gerçeğin dahi hakikisi aranır olmuş..
Ya herkes hak etmediği yerde,
Ya da hiç kimse hak ettiği yerde.
Artık bir yağmur damlasının sigarama denk gelmesinden başka korkum yok.
– ( ) Yaşıyorsam, uğruna ölünecek bir şey bulamayışımdandır
Cevap doğru da olsa sorunun klasikliği seni öldükten sonra fark ettirecek, bu yüzden yaşamak için ölmen gerekecek.
Ne senle yok ne de sensiz var olabilirim. Gel birlikte biz olalım da diyemem. Birlikte sen birlikte ben de olamayız. Yalnızken de ben olamazsın yalnızken de sen olamam yalnızken de biz olamayız. Ne beraberken bir bütünün adı olabiliriz ne de ayrıyken o bütünün parçası. Ne beraberken yarım ne de ayrıyken tam kalabiliriz.
Bize yaşamak istemeyen bir can gösterin. Sonra ona canımızı gösterin.
Türkü dinlemeyen ne anlar yârdan, yaradan, yaradandan.
Kuraklığın zeminine gömdüm susuzluğunun tohumlarını. Yüzü suyu hürmetine affetme beni.
Her şeyi gördüğümüz kadar zannettik, belkide bu yüzden hiçbir güzel şey görmeden kapanacak gözlerimiz.
Usulca yaz şiirlerini, bir gün elbet sahiplenen çıkar.
Geceler çok özletir uykusuz bırakır, sabahlar boşuna özlemişsin der yalnız bırakır.
Olsun dedim, olmadı.
Çocukluğumu çocuklarıma sakladım.
Ölüm: En tesirli teselli.
Belki de herkesin birbirinden farklı oluşudur hiç kimseden farklı olmayışımızın sebebi.
Çocukken Tanrı denilince insan dışında kalan her şey gözümde canlandırdı. Şimdi insan denilince Tanrı dışında kalan her şey gözümde canlanıyor. Sanırım bu yüzden yaşlılar görme yetisini kaybediyor.
Kırmızı hırkasıyla resimler çektirip keşfedilmek için Beyoğlu’nda gezen kızlara şarkılar ola.
Oysa önce İstanbul sonra şiir yaratılmıştı.
Gözlerim kalbimin bestesidir, sesi değil sessizliği güzel olan yorumlayabilir.
Panik yapmak serbest zira çıkışı yok dünyanın.
Öldüren bilgin olma, yaşatan cahil ol. Öldüren cahil olma, yaşatan bilgin ol.
Cüzdan büyüklüğünde vatanı olana vatanımız büyüklüğünde kinimiz olsun.
Öyle ki resmimizi çizdi yalnızlık.
Paranın ilah görevi gördüğü bu dünyada şirke girmenin mükâfatını düşünerek bekliyorum ölümü.
Bizim sigaramızı kalemimizle yakıp yazdığımız türküyü, onlar votkalarına meyvelerini koyarken dinleyecekler.
Yaşıyorsam, uğruna ölünecek bir şey bulamayışımdandır.
Tanrı ibadetinden sonraki beş dakikalık otokontrolünle değil, doğumundan sonraki bir ömürlük eylemlerinle muamele edecek sana.
Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde.
Yazar mıydım hiç içimden geleni, giden olmasaydı?
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
Dillendirilsin dilden dile sükûtum
Duyun artık duyuramayışımı
Yazar mıydım hiç içimden geleni, giden olmasaydı ?
Yazar mıydım hiç içimden geleni, giden olmasaydı?”
Yazar mıydım hiç içimden geleni, giden olmasaydı?”
Yazar mıydım hiç içimden geleni, giden olmasaydı?”
“Yazar mıydım hiç içimden geleni, giden olmasaydı?”
Yazar mıydım hiç içimden geleni, giden olmasaydı?
Yazar mıydım hiç içimden geleni, giden olmasaydı?
“Yazar mıydım hiç içimden geleni, giden olmasaydı?”
“Belki de sistemdir deccal ”
mutlak bir diriliş tütecek
zulmün sıcak muştulu ocağında
hazanda ılık bir yel esecek
yorgun karıncanın bacağında
meşru bir muhabbet çalacak
kara kaplı kitaplar açıldığında
âdemoğlu sabır taşını cilalayacak
musluk buluttan su çaldığında
Muhammed zırhta tekbir çınlatacak
ordusu daim, muzaffer olduğunda
Ali, Bektaşî’den zülfikarını kuşanacak
türküler sazları ürkütmediğinde
ve ben yarına saklanacağım
dünün yezitleri fikrimden arındırıldığında!
rüzgarın en cilvelisi onların ağaçlarında
en güzel şarkıları onlar için söylüyor yaprak
onlar basıyor toprağın en kahverengisine
onların denizlerinde mavinin en canlısı
ve martılar orada yiyor simidin en susamlısını en sıcağını ekmeğin!
orada şairlerin en allısı en pullusu şiirlerin
orada duaların kabulü muştuların en ilahisi
orada uluların kullarla vuslatı kulların sultanlara itaati
orada kuşatmaların en bahanelisi istilanın siyasisi
ve oranın adında harflerin en yakışıklısı!
ölümün en acısızı onların bedenlerinde
en güzel ninniyi onlar için söylüyor cellat
onlar giriyor toprağın en verimlisine
onların mezarlarında ağıtların en fiyakalısı
ve çiyanlar orada yiyor etin en tüysüzünü en çekiğini gözün!
orada savaşların en kansızı en heybetlisi kumandanların
orada marşların zaferlisi zurnaların deliklisi
orada yurtlusu halkın halklısı yurdun
orada esaretin zincirsizi zincirin passızı
ve oranın hakkı fatihin en fetihlisi!
emeğin en terlisi onların işçilerinde
en güzel zil onlar için söylüyor paydosu
onlar giriyor tulumların en geniş ceplisine
onların sofralarında çorbanın en tuzlusu
ve yiyiciler orada yiyor hakların en yetimlisini en öksüzünü mükâfatın!
orada zalimlerin en zulümlüsü en günahkârı mazlumların
orada imtihanın en varlıklısı cezanın en affedilmişi
orada mânânın en cübbelisi zırhlısı takkenin
orada kefenlerin en yanmazı en manzaralısı kabirlerin
ve oranın hakkı ölünün en cennetliği!
dudakların en buselisi onların yanaklarında
en güzel aşk onlar için söylüyor erişmeyi
onlar giriyor koynun en yârlısına
onların yataklarında gecenin en yıldızlısı
ve tenler orada yiyor terlerin en tuzsuzunu en tutkulusunu bakışların!
orada solukların en kokusuzu en toku açların
orada kuraklığın en bulutlusu kıtlığın en çavdarlısı
orada karanlığın en elektriklisi işkencesizi şokun
orada zindanların en aflısı en ödüllüsü mahkûmların
ve oranın cübbesizi hakimin en tırşikçisi!
çocukların en beyaz yüzlüsü onların döllerinde
en güzel ses onların kulaklarına söylüyor ezanı
onlar giriyor kucağın en analısına
onların kundaklarında şefkatin en serini
ve bebeler orada yiyor memelerin en sütlüsünü en tok tutanını mamaların
orada devrimcilerin en devrikleri en milliyetsizi milliyetçilerin
orada davanın en avanesizi maddenin en manasızı
orada bozkırsızı Kürdün en kıllısı Türkün
orada barışın en ülküsüzü en sömürüleni kendilerinden olmayanların
ve oranın kahramanı her kesimin lanetlisi!
kanıyla yazmış kitabını
kanıyla çizmiş resmini
duvarlarında kendisi yazılı
duvarlarında kendisi asılı
raflarına kendisini koymuş
kendisini konuşur
kendisini dinler
bir de halkı var
kendisinde!
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”
son bir türküm kaldı
en kötü günleri geride bırakmanın hazzı
daha kötü günleri atlatmanın hazırlığı
“Ya herkes hak etmediği yerde ya da hiç kimse hak ettiği yerde ”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir