İçeriğe geç

Tuhaf Dergi – Sayı: 36 Kitap Alıntıları – Tuhaf Dergi

Tuhaf Dergi kitaplarından Tuhaf Dergi – Sayı: 36 kitap alıntıları sizlerle…

Tuhaf Dergi – Sayı: 36 Kitap Alıntıları

İyi bugün artık yeterli değil. Biz hep iyiyi aradık ama iyi orospu da var, iyi esrarkeş de var, iyi seri katil de var. Demek ki iyinin yanına etiği katmak zorundayız. İyi olacak ama etik de olacak, güzel olacak ama estetik de olacak.
İnsanı insan yapan olgu sanat. O zaman biz sanatı geliştireceğiz, yayacağız. Emeğinizi, beynimizi, gönlümüzü de buna vereceğiz. Bununla büyüyeceğiz. Başka çaremiz yok.
Iyi şiir yanlışlara, haksızlıklara karşı her zaman bir doğruluk kaynağı oluşturur.
Yalnizlik hissi kimse sizi takmadiginda değil, ilgisini beklediğiniz kişi sizi takmadiğinda oluşuyormuş.
Bazen onu kaybettim. Bazen buldum sandım. Ama onu her zaman aradım. Bu arayışta aldanişlarimda inanışlarım kadar güzeldi. (Şevket Süreya Aydemir)
Radikallerin kötülük, suçluluk yada vicdana dair bir farkindaliklari yok.
Dinler insanları kontrol etmek için vardır.
Sen olmayınca, yokluğun karanlığına yuvarlanıp kayboluyorum. Kimseler inanmıyor bir hayatım olduğuna. Elimi tut. Yüzüme bak, beni hatırla, rahminde iki kişilik umut büyüt, iki kişilik rüya. Varlığıma şahitlik et.
Dünya cinnet geçiriyor.
‘Iyiyi ve güzeli aramaktan vazgeçmeyeceğiz’
Birbirinin inanç ve kültürünü küçümseyerek değiştirmeye kalkmak değil, öğrenmek gerekir.
Sen olmayınca, yokluğun karanlığına yuvarlanıp kayboluyorum. Kimseler inanmıyor bir hayatım olduğuna. Elimi tut, yüzüme bak
Yağmura gitmeli, gözlerimizi yıkamalı ve dünyayı başka gözlerle görmeliyiz
Kendini beğenmek ve kendini beğendirmek, güzelliğin dışındaki eylemlerdir.
Güzellik, açıklanamaz. Eğer resimse bakılır, manzaraysa izlenir, şiirse okunur, şarkıysa söylenir. Güzel olan eğer bir yüzse seyredilir.
Kusur aramayın önce kendinize bakın.
Sosyal mecralarda geçirdiğiniz her bir saat için kendinize ceza kesin. Iki katı kadar kitap okuyun ve bu kitap bir düşünce ya da sanat kitabı olsun.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Uygun bir yer bulduğunuzda göğe doğru çığlık atın. Sesinizin yankısı içinizde çürümeye yüz tutmuş şeyleri ayağa kaldırabilir.
Adımız niçin bu kadar önemli?
Ben buyum, diye bizi başkalarından ayırt ettiği için mi?
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Insanlığın kendini anlatma derdi var olduğu sürece fotoğrafçılığın hayatta kalacak bir meslek olduğunu iddia ediyorum.
“İyiyi ve güzeli aramaktan vazgeçmeyeceğiz!”
Yetenek geliştirilebilir, görmek öğrenilebilir fakat derin bir tutku olmadan bu işi yapabilmek kesinlikle mümkün değildir. Çalışkan ve meraklı olmak sizi oyunun içinde tutar
Bazen onu kaybettim. Bazen buldum sandım. Ama onu her zaman aradım. Bu arayışta aldanışlarım da inanışlarım kadar güzeldi.

Şevket Süreyya Aydemir

Dinlediğim müzik bir kokuyla birleşince başka, doğadan bir sesle birleşince başka, açken tokken başka, gece ile gündüzde başka ve mevsimlerde de başka hissettiriyor. Ama birbirinin etrafında dolaşan kenetlenmiş hisler bunlar ve ben de bunların tam ortasındayım.
Kusur aramayın, önce kendinize bakın.
Sosyal mecralarda geçirdiğiniz her bir saat için kendinize ceza kesin. İki katı kadar kitap okuyun ve lütfen bu kitap bir düşünce ya da sanat kitabı olsun.
Güzelliğin sırrı onun tekrar yaşanamaz oluşundadır.
Okumak hep illegal bir eylemmiş gibi başladı bende.
Sen olmayınca, yokluğun karanlığına yuvarlanıp kayboluyorum. Kimseler inanmıyor bir hayatım olduğuna.
Ne yazık ki yüzeysellik ve sığlık, ağır ağır yükselen bir su gibi her tarafımızı kaplıyor.
38’de güneş battı bu ülkede.
” Bazen onu kaybettim. Bazen buldum sandım. Ama onu her zaman aradım. Bu arayışta aldanışlarım da inanışlarım kadar güzeldi. ”
– Şevket Süreyya Aydemir
” Mesafelerin makas arasını kısan bazı şeylerim var. ”
” Mesafeler değil ki zaten uzaklığı hissettiren. Belki alışkanlıklarının, sana bakan gözlerin arkada kalması ”
” Yalnızlığı zaten ezbere biliyorum. Seninle olmak istiyorum. ”
” Bir yarayı kimin ya da neyin açtığı belli değilse, acı piyasasındaki değeri daha da artar. ”
” Sade resimler değil putlaştırdığımız, kelimelerin arkasını da göremez olduk. ”
” İlericilik-gericilik meselesinde sanatları da böldük. ”
” Düşüncenin de en saygın biçimi, en soylu biçimi sanat. ”
” 1980 öncesinde sokakta herhangi birisi için ” Bu adam solcudur dediğinizde ” dükkanının, evinin anahtarını teslim edebilirdi insanlar. Niye? Solcu dediğiniz dürüsttür, yalan söylemez, merttir, gizli gündemi yoktur. 2020 #8242; de insanlara şu adam solcudur dediğinizde o insanların zihin dünyasında oluşan şeyler bugün artık çok farklı artık. ”
” Biz önceleri tiyatroda hep lümpen, kırsal kesimin insanlarını eleştirdik. Bunun yanlış olduğunu uzun yıllar sonra anladık. ”
” Bir benzinci ve tiyatro yan yanaysa hangisi kapatılır Türkiye’ de? Tiyatro kapatılır. Benzinci ihtiyaç. Tiyatro ihtiyaç falan değil. ”
Birinin inanç ve kültürünü küçümseyerek değiştirmeye kalkmak değil, öğrenmek gerekir
Başka bir isimle de olsa, gül yine gül gibi kokardı

W. Shakespeare

Yetenek geliştirilebilir, görmek öğrenilebilir
Dünyayı yaşanası kılan insanların mirasçıları olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor ayakta durmak için, güç kazanmak için.
Yalnızlığı zaten ezbere biliyorum. Seninle olmak istiyorum
Bir çocuk ortaya koyduğu eylemlerden yetişkinlere oranla daha az sorumludur
Biri benim ben olduğumu söylemezse, ben, ben olmaktan çıkıyor muyum? Ben yanınızdayım işte ve ben ben olduğumu söylüyorum. Bunun için yemin edebilirim.
Sen olmayınca yokluğun karanlığına yuvarlanıp kayboluyorum kimse inanmıyor bir hayatım olduğuna.
tarık tuFan
Hayatım boyunca hep bir bahçem olsun, bir bahçeli evim olsun istedim. Mutluluk hayal ettiğim zaman, hep kendimi bir bahçede düşünürüm.
Sıkıntıdan kurtulmak için seçilecek yol sanattır. Başka yolu yok.

| Metin Akpınar

İşin aslı şu ki, dinler insanları beşikten mezara kontrol etmek için vardır. Insanlara sonsuz bir hayat sunarlar. Bu sebeple mutlakçı ideolojilerdir. Liberal demokrasilerde bu yüzden kilise ve devletin ayrı olması için mücadele edilir.
Sen olmayınca, yokluğun karanlığına yuvarlanıp kayboluyorum. Kimseler inanmıyor bir hayatım olduğuna. Elimi tut, yüzüme bak, beni hatırla, rahminde iki kişilik umut büyüt, iki kişilik rüya. Varlığıma şahitlik et.
Kendimi eve hapsettim; koltuğun üzerinde, uzandığım yerde bir ceset gibi çürüyeceğim, sonunda komşular ölümü andıran ağır kokudan rahatsız olup belediyeden yardım isteyecekler, yokluğa yüz tutmuş bedenimi çöpe atmak için.
Bazen onu kaybettim, bazen buldum zannettim. Ama her zaman onu aradım. Bu arayışta aldanışlarım da inanışlarım kadar güzeldi.
Sade resimler değil putlaştırdığımız, kelimelerin arkasını da göremez olduk.
Bayrak deyince mesela, bayraksız bir dünya düşünemiyoruz.
Dünyada bir yer bir yere ne kadar uzak olabilir ki? Di mi? Mesafeler değil ki zaten uzaklığı hissettiren. Belki alışkanlıklarının, sana bakan gözlerin arkada kalmadı belki de büyük cümleler kurmamalıyım.
Ne garip, hiç tanışmamış, öpüşmemiş sarılmamış gibi uzaktı herkes. Dört yaşındaki halinin,büyüdüğü evin terasında yavruağzı çiçekleriyle konuşurken hiçbir dile ihtiyaç duymadığını anımsadı. Keşke daha geç makyaj yapsaydım, diye söylendi. Belki o zaman yüzünün haritasına mürekkep bulaşmazdı.
Kağıdın ne müthiş sabrı var, demişti. Ne yazarsan kabul ediyor.
Başka bir isimle de olsa, gül gene gül gibi kokardı
Bir benzinci ve tiyatro yan yanaysa hangisi kapatılır Türkiye’de? Tiyatro kapatılır. Benzinci ihtiyaç. Tiyatro ihtiyaç falan değil.
“Okumanın bir yeraltı hareketi olduğuna inanırım. Bir çetecilik, bir inat, bir militanlık durumu.”

Yıldırım Türker

Sen olmayınca, yokluğun karanlığına yuvarlanıp kayboluyorum. Kimseler inanmıyor bir hayatım olduğuna.
Belden aşağı espiri yaparsanız herkes alır. Seviyeyi biraz yukarı, mesela göğüs hizasına taşırsanız alanlar azalır. Daha yukarı, baş hizasına çıktığınızda alanlar daha azalır. Bunu da yapabilirsiniz ama baş üstüne geçmeyin. Seyirci kafasını kaldırıp yakalamaz. Boş bakar, emeğiniz de boşa gider.
“Yüzeysellik ve sığlık, ağır ağır yükselen bir su gibi her tarafımızı kaplıyor.”

-Zülfü Livaneli

“Sen olmayınca, yokluğun karanlığına yuvarlanıp kayboluyorum. Kimseler inanmıyor bir hayatım olduğuna.”

-Tarık Tufan

“İyiyi ve güzeli aramaktan vazgeçmeyeceğiz!”

-Metin Akpınar

Uygun bir yer buldugunuzda göğe doğru çığlık atın. Sesinizin yankısı içinizde çürümeye yüz tutmuş şeyleri ayağa kaldırabilir.
Güzel olan asla bir işe yaradığı için güzel değildir. Varlığında kişiye yokluk duygusunu hissettirdiği için güzeldir.
Kendinden başka herşeye dikkat kesinlenler kusurları ilk görenlerdir.
Ikincisinde pürüz başlar . Pürüz çıkıntıdır kusurdur .
Güzellik anlatılamaz çünkü insan hayret ettiği şeyler üzerine konuşamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir