İçeriğe geç

The Power of Habit Kitap Alıntıları – Charles Duhigg

Charles Duhigg kitaplarından The Power of Habit kitap alıntıları sizlerle…

The Power of Habit Kitap Alıntıları

Bütün hayatımız bir yığın alışkanlıktan başka birşey değildir.
Beynim bir anının diğerinden daha önemli olduğuna nasıl karar veriyor?
Bütün hayatımız, bir yığın alışkanlıktan başka bir şey değildir
Unutmayın ki tüm değişimlerin gücü beyniniz ile ilgilidir. Siz alışkanlıklarınızı doğru uyguladığınız ya da onlardan vazgeçebildiğiniz takdirde başarı sizin için de kaçınılmaz olacaktır.
“Bütün hayatımız, bir yığın alışkanlıktan başka bir şey değildir”
Hayatta bir amaca ihtiyacı olduğunu düşündü. Ulaşmak için çaba harcayacağı bir şeye.
“Hayat pek yolunda gitmiyordu benim için”
Bütün hayatımız, bir yığın alışkanlıktan başka bir şey değildir.
İnsanlar hayatlarında önemli bir olayın meydana geldiği dönemlerde satın alma alışkanlıklarını değiştirmeye daha meyilli olurlar. Örneğin kişi evlendiği zaman, yeni bir tür kahve satın almaya başlaması daha muhtemeldir. Yeni bir eve taşındığında, farklı bir tür tahıl gevreği satın almaya daha eğilimlidir. Boşandığı zaman, farklı bira markaları almaya başlama ihtimali yüksektir.
Bir kriz aslında o kadar kıymetlidir ki, bazen onun körelip sönmesine izin vermektense, ufukta bir felaketin belirdiği duygusu uyandırmak denenmeye değer bir yoldur.
Yapmış olduğunuz bütün kötü şeyleri bir başkasına itiraf etmek de, her şeyin kontrolden çıktığı anlarım farkına varmak için çok iyi bir yoldur.
Uyurgezerlik, uyku ile uyanıklık halinin birbirini dışlayan durumlar olmadığının bir hatırlatıcısıdır.
Öz-disiplin akademik performansın IQ’dan daha sağlam bir göstergesiydi.
İrade yalnızca bir beceri değildir. Kol ve bacaklarınızdaki gibi bir kastır. Çok çalıştığı zaman yorulur, dolayısıyla başka işlere daha az gücü kalır.
Bütün hayatımız, bir yığın alışkanlıktan başka bir şey değildir. Günbegün yaptığımız seçimlerin çoğu, uzun uzun düşünülerek verilmiş kararların sonuçlarıymış gibi görünebilir, ama aslında değildir. Onlar alışkanlıklardır.
Bir bakıma, diyordu, toplum denen şey binlerce insan arasında oluşan devasa bir alışkanlıklar topluluğudur ve bu insanlar, nasıl etkilendiklerine bağlı olarak, şiddete veya barışa sebep olabilirler.
Ne kadar yemek yiyeceğimize, ofisimize vardığımız zaman neye odaklanacağımıza, hangi sıklıkla içki içeceğimize, ne zaman koşuya çıkacağımıza belli bir noktada hepimiz bilinçli olarak karar verdik. Sonra seçim yapmayı bıraktık ve davranış otomatikleşti.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Günbegün yaptığımız seçimlerin çoğu, uzun uzun düşünülerek verilmiş kararların sonuçlarıymış gibi görünebilir, ama aslında değildir. Onlar alışkanlıklardır.
Değişim hızlı olmayabilir, her zaman kolay da değildir. Ama gereken çaba gösterildiği takdirde hemen her alışkanlık zamanla yeniden şekillenebilir.
Çerçeve:
*Rutini tanımla
*Ödülleri dene
*İşareti belirle
*Plan yap
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Ve şuna bütün kalbimle inanıyorum ki ,eğer insanlara başarılı olmak için gereken her şeye sahip olduklarını söylerseniz sizi haklı çıkarırlar.
Hayatımda daha yüce bir güç bulunmadığı sürece ,kendi güçsüzlüğümü kabullenmediğim sürece ,hiçbir şey işe yaramayacaktı.
Bütün hayatımız iyiliğimiz veya kötülüğümüz için sistematik olarak düzenlenmiş ve bizi karşı konulamaz bir şekilde kaderimize doğru taşıyan bir yığın(fiziksel, duygusal ve düşünsel) alışkanlıktan başka bir şey değildir.
Nasıl çalıştığını anladığımız takdirde her alışkanlığı değiştirebiliriz.
Yeni bir şeyi eski alışkanlıklarla paketlerseniz, insanların onu kabul etmesi kolaylaşır.
İnanma isteği, değişim inancı yaratmanın en önemli unsurudur. Ve o inancı yaratmanın en önemli yöntemlerinden biri de alışkanlıklardır.
Alışkanlıklar aslında hiçbir zaman yok olmaz. Beynimizin yapılarına şifrelenmiş halde beklerler. Sorun, beynimizin iyi alışkanlığı kötü alışkanlıktan ayırt edememesidir. Dolayısıyla eğer kötü bir alışkanlığınız varsa, her zaman orada bir yerde pusuya yatmış, doğru işaret ve ödülleri bekliyor olacaktır.
İnsanlar daha az önemsedik’leri şeyleri yapmaya kendilerini zorlama motivasyonun’dan yoksundurlar.
Sosyologlara gore çoğu insanın genellikle kendine benzeyen arkadaşları olur en derin ilişkilerimizi genellikle bize benzeyen, bizimle aşağı yukarı aynı miktarda para kazanan, bizimkine benzer altyapıları olan insanlarla kurarız.
Kişiler dürtülerini düzenlemekte ustalaşırlar. Dikkatlerini ayartıcı unsurlardan uzaklaştırıp başta taraftara yöneltmenin yollarını öğrenirler. İradenizi kullanmayı adet haline getirdiğiniz an, beyniniz bir amaca odaklanmanızı sağlamakta ustalaşmış demektir.
Bütün hayatımız, bir yığın alışkanlıktan başka bir şey değildir.
Alışkanlıkları arzular doğurur. Insanlarda arzu uyandırmanın yolunu bulmak, yeni bir alışkanlık yaratmayı kolaylaştırır.
“Bütün hayatımız’ iyiliğimiz veya kötülüğümüz için sistematik olarak düzenlenmiş ve bizi karşı konulamaz biçimde kaderimize doğru taşıyan bir yığın (fiziksel,duygusal,düşünsel) alışkanlıktan başka bir şey değildir.” (William James)
Sorun, beynimizin iyi alışkanlığı kötü alışkanlıktan ayırt edememesidir.
Bütün hayatımız ,bir yığın alışkanlıktan başka bir şey değildir.
“Kendinizi spor salonuna gitmeye, ev ödevinize başlamaya, hamburger yerine salata yemeye zorlamayı öğrendiğiniz zaman olan şeylerden biri de şudur: Düşünme tarzınızı değiştiriyorsunuzdur” dedi Dartmouth College’ın iradeye yönelik çalışmalarda yer almış araştırmacılarından Todd Heatherton. “Kişiler dürtülerini düzenlemekte ustalaşırlar. Dikkatlerini ayartıcı unsurlardan uzaklaştırıp başka taraflara yöneltmenin yollarını öğrenirler. İradenizi kullanmayı adet haline getirdiğiniz an, beyniniz bir amaca odaklanmanızı sağlamakta ustalaşmış demektir.”
İrade öğrenilebilir bir beceridir, çocuklar toplama çıkarma yapmayı ve “teşekkür ederim” demeyi nasıl öğreniyorlarsa, irade de aynı şekilde öğretilebilecek bir şeydir.
“Öz-disiplin akademik performansın IQ’dan daha sağlam bir göstergesiydi. Öz-disiplin ayrıca, ders yılının ilerleyen dönemlerinde hangi öğrencilerin notlarını düzelteceklerini de öngörüyordu, halbuki IQ bunu yapamazdı. Öz-disiplinin akademik performans üzerindeki etkisi, entelektüel yetenekten çok daha büyüktür.”
“Kimsenin hiçbir lafı seni incitmeyecek. Sen her zaman, olmak istediğin kadar güçlü olacaksın.”
“Fabrika müdürü olarak göreve getirildiğimde,” dedi Alcoa yöneticilerinden Jeff Shockey, “arabamla otoparka girdiğim ilk gün, ön kapılara yakın bütün park yerlerinin üzerinde isimlerin yazılı olduğunu gördüm. Bölüm başkanlarının adlarıydı bunlar. Önemli şahıslar en iyi park yerlerini alıyorlardı. Yaptığım ilk iş, bakım ve onarım şeflerinden birine o isimlerini boyayarak kapatmasını söylemek oldu. En iyi park yerlerini işe en erken gelenlerin kapmasını istiyordum. Herkes mesajı almıştı: Her insan önemlidir.”
“Bir öğrenme fırsatını paylaşmamak büyük günahtır.”
Bir Cornell profesörü 1984’te, “Küçük başarılar küçük bir avantajın istikrarlı bir şekilde kullanılmasından doğar” diye yazmıştı. “Küçük bir başarı elde edilir edilmez, bir küçük başarı daha elde edilmesini kolaylaştıran güçler harekete geçer.” Minik avantajlardan yararlanılarak elde edilen küçük başarılar, daha büyük başarıların ulaşılabilir olduğuna insanları ikna eden paternler yaratarak dönüştürücü değişimlere güç verir.
Kilit taşı alışkanlıklar akademik literatürde “küçük başarılar” diye bilinen şeyi sunar. Yeni yapılar yaratarak, diğer alışkanlıkların gelişmesine yardımcı olurlar. Değişimin bulaşıcı hale geldiği kültürler oluştururlar.
En önemli alışkanlıklar, değişmeye başladığı zaman diğer paternleri de bozup yeniden yapılandıran alışkanlıklardır.
O’Neill’in inancına göre bazı alışkanlıklar bir zincir reaksiyon başlatma gücüne sahiptir; bunlar organizasyona yayıldıkça diğer alışkanlıkları da değiştirebilirler. Başka bir ifadeyle, bazı alışkanlıklar işyerlerinin ve özel hayatların yeniden yapılandırılmasında diğerlerinden önemlidir. Bunlar “kilit taşı alışkanlıklar”dır ve insanların çalışma, yiyip içme, eğlenme, yaşama, para harcama, iletişim kurma tarzlarını etkileyebilirler. Kilit taşı alışkanlıklar zamanla her şeyi dönüştüren bir süreç başlatırlar.
“Alcoa’yı dönüştürmem gerektiğini biliyordum” dedi O’Neill bana. “Ama insanlara değişmelerini emredemezsin. Beyin öyle işlemez. Ben de önce tek bir alana odaklanmaya karar verdim. Tek bir alanda oluşmuş alışkanlıkları bozabildiğim takdirde, değişim şirketin tamamına yayılacaktı.”
Kanıtlar çok açık: Bir alışkanlığı değiştirmek istiyorsanız alternatif bir rutin bulmak zorundasınız. Değişmeyi bir grubun üyesi olarak taahhüt ettiğinizde, başarı şansınız çarpıcı ölçüde yükseliyor. İnanıyor olmak şart. Ve bu inanç toplumsal bir deneyimden doğuyor, söz konusu toplum iki kişiden ibaret olsa da.
Rhode Island Üniversitesi araştırmacılarından James Prochaska, “Egzersiz alışkanlığı egzersizle sınırlı kalmaz” diyor. “Diğer iyi alışkanlıkları da kolaylaştıran bir özelliği vardır.”
“Hükümetin hangi tarafına baksam, başarının veya başarısızlığın sebebini açıklar gibi gözüken bu tür alışkanlıklar buluyordum” dedi O’Neill bana. “En başarılı daireler rutinlerin önemini kavramış olanlardı. En başarısızlarsa bu konuya hiç kafa yormayan, sonra da emirlerine neden kimsenin uymadığını merak eden insanlar tarafından yönetiliyordu.”
“Gülünç derecede basit görünüyor ama alışkanlığınızın nasıl işlediğinin farkına vardığınız, işaretleri ve ödülleri tanıdığınız an, değişime giden yolu yarılamış sayılırsınız”
İrade öğrenilebilir bir beceridir, çocuklar toplama çıkarma yapmayı ve ‘teşekkür ederim’ demeyi nasıl öğreniyorlarsa, irade de aynı şekilde öğretilebilecek bir şeydir.
Bir alışkanlığı dönüştürmek her zaman kolay ve çabuk olmaz. Her zaman basit de değildir. Ama mümkündür, ve nasıl mümkün olduğunun artık farkındayız.
Başka bir ifadeyle alışkanlık; beynimizin otomatikman takip ettiği bir formüldür
Önsözde, her alışkanlığın hayatımızın bir noktasında düşüne taşına yaptığımız ve sonra hakkında düşünmeyi bıraktığımız, ama hemen her gün yapmaya devam ettiğimiz bir seçim olduğunu öğrenmiştik.
Değişebileceğinize inanırsanız
(ve bu inancı bir alışkanlığa dönüştürebilirseniz) değişim gerçek olur.
İnanma isteği, değişim inancı yaratmanın en önemli unsurudur. Ve o inancı yaratmanın en önemli yöntemlerinden biri de alışkanlıklardır.
Çocukları piyano derslerine veya spor kurslarına yazdırmak işte bu yüzden çok önemlidir. Amaç iyi bir müzisyen yetiştirmek ya da beş yaşında bir futbol yıldızı yaratmak kesinlikle değildir

Kendinizi bir saat egzersiz yapmaya ya da on beş tur koşmaya zorlamayı öğrendiğiniz zaman kendinize-hakim-olma gücünüzü geliştirmeye başlarsınız

Kendinizi spor salonuna gitmeye, ev ödevinize başlamaya, hamburger yerine salata yemeye zorlamayı öğrendiğiniz zaman olan şeylerden biri de şudur: Düşünme tarzınızı değiştiriyorsunuzdur
İleri derecede özdenetimli insanlar bazen çok çaba sarf etmiyormuş gibi görünebilirler. Bunun sebebi, onların çalışmayı otomatikleştirmiş olmalarıdır,
Küçük başarılar küçük bir avantajın istikrarlı bir şekilde kullanılmasından doğar.
Bireylerin alışkanlıkları vardır, gruplarınsa rutinleri
Kural şudur: Eğer aynı işareti kullanır, aynı ödülü temin ederseniz, rutinle oynayarak alışkanlığı değiştirebilirsiniz.
Bir alışkanlığı değiştirmek istiyorsanız, eski işareti tutmalı, eski ödülü vermeli, ama rutini değiştirmeliydiniz.
Beynin, tüm hatıraları uçup gittiğinde dahi mutlu olabilmek gibi mucizevi bir yeteneği var.

Ama kişinin zararına işlemeye başladığı zaman bu yeteneği devreden çıkarmak çok zor.

Ama alışkanlıklar bizden izin almaksızın ortaya çıkar.
Değişim hızlı olmayabilir, her zaman kolay da değildir. Ama gereken çaba gösterildiği takdirde hemen her alışkanlık zamanla yeniden şekillendirilebilir.
”Bazı düşünürlere göre, ” diye yazar Aristoteles, Nikomakhosa Etik adlı eserinde, ”insanların iyiliği yaradılıştan gelir, bazılarına göre alışkanlıklardan, bazılarına göreyse eğitimden kaynaklıdır. Aristoteles’e göre bu faktörlerden en önemlisi alışkanlıklardır. Düşünmeden ortaya koyduğumuz davranışların en gerçek benliklerimizin kanıtı olduğunu söyler. ”Tohumu beslemesi istenen toprak parçası nasıl önceden hazırlanmalıysa, doğru şeyleri sevip doğru şeylerden nefret etmesi istenen öğrencinin aklı da alışkanlıklarla donatılıp hazırlanmalıdır. ”
İnanma isteği, değişim inancı yaratmanın en önemli unsurudur. Ve o inancı yaratmanın en önemli yöntemlerinden biri de alışkanlıklardır.
Değişim hızlı olmayabilir, her zaman kolay da değildir. Ama gereken çaba gösterildiği takdirde hemen her alışkanlık zamanla yeniden şekillendirilebilir.
Alışkanlıkları arzular doğurur. İnsanlarda arzu uyandırmanın yolunu bulmak, yeni bir alışkanlık yaratmayı kolaylaştırır. Bu durum bir asır önce olduğu kadar günümüzde de geçerli. Her gece milyonlarca insan ağzı yansın diye dişlerini fırçalıyor; milyonlarca insan arzulamaya öğrendiği bir endorfin patlaması yaşamak için ayaklarına koşa ayakkabılarını geçiriyor.
Davranış tarzımızın temelinde bellek ve mantık kadar alışkanlıklarımızında yattığı gözlemlenmiştir. Alışkanlıklarımızı yaratan deneyimleri hatırlamıyor olabiliriz, ama onlar beyinlerimize yerleşir yerleşmez davranışlarımızı etkilemeye başlar ve çoğu zaman biz bunun farkında bile olmayız.
Alışkanlıkların ortaya çıkış sebebi, bilim insanlarına göre, beynin enerjiden tasarruf etmek için durmaksızın yeni yollar aramakta olmasıdır. Beyin kendi haline bırakıldığı takdirde hemen her rutini alışkanlığa çevirmeye çalışacaktır, çünkü alışkanlıklar zihnimizin daha az efor harcamasını mümkün kılar.
İnsan belleği beni hayatım boyunca büyülemişti dedi Squire bana. Sonra E.P.’yi tanıdım ve yaşadıklarınızı hatırlayamadığımız zaman bile hayatın ne kadar zengin olabileceğini gördüm. Beynin, tüm hatıraları uçup gittiğinde dahi mutlu olabilmek gibi mucizevi bir yeteneği var.
Ve şuna bütün kalbimle inanıyorum ki, eğer insanlara başarılı olmak için gereken her şeye sahip olduklarını söylerseniz sizi haklı çıkarırlar.
Şampiyonlar olağanüstü şeyler yapmazlar, olağan şeyler yaparlar, ama onları düşünmeden yaparlar, öbür takımın karşılık veremeyeceği kadar hızlı yaparlar. Öğrenmiş oldukları alışkanlıkları takip ederler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir