İçeriğe geç

The Murder of Roger Ackroyd Kitap Alıntıları – Agatha Christie

Agatha Christie kitaplarından The Murder of Roger Ackroyd kitap alıntıları sizlerle…

The Murder of Roger Ackroyd Kitap Alıntıları

Yanlış zamanda söylenen sözlerin zararı büyük olur.
– Mən həqiqəti bilmək istəyirəm, – Flora düz onun gözlərinin içinə baxaraq dedi.
– Məhz həqiqəti?
– Məhz həqiqəti.
Namünasib an deyilən söz adama ziyan gətirər.
Yanlış zamandı, dedi. Yanlış zamanda söylenen sözlerin zararı büyük olur.
Elə günahlar vardır ki, onları bağışlamaq qeyri-mümkündür.
– Pəncərə bağlıdır?
– Bağlıdır. Necə bəyəm?
– Bütün gün ərzində mənə elə gəlib ki, kimsə məni izləyir. Bu nədir?..
– Fəhmə, ürəyədammaya inanırsanmı? – mənə baxıb soruşdu.
– İnanıram, dedim, – ancaq fəhm məntiqə zidd olmamalıdır.
– Deyəsən, həmin adamı tapmaq istəyirsən. Bir şey var ki, həmin adamı tapanda bərk hay-küy qopacaq.
– Ona nə dedin? – deyə soruşdum.
– Nə deyə bilərdim? O, hər şeyi boynuna alıb mənə danışandan sonra mən də onun cinayət ortağı olurdum.
Corc Ellist Su dəyirmanı əsərini adi qələmlə yazıb; sənətkarı sevən şəxs həmin qələmi yadigar saxlamaqdansa, əsərin özünü oxusa daha yaxşı olar.
Ah , para! Dünyadakı bütün felaketlerin nedeni para Ya da parasızlık.
“Alışkanlıkların koparılamaz zincirleri Bir amaca ulaşmak için çalışırız, amaca ulaştıktan sonra da o amaca ulaşmak uğruna çabaladığımız günlerin özlemini çekeriz.
Kadere inanırım ben. Shakespeare’in o unutulmaz dizelerinde dediği gibi:
‘Ne kadar gelişigüzel belirlesek de amaçlarımızı, onlara biçim veren ilahi bir güç var.’
Çok tuhaf, nedense içtenlikle inandığınız ama açıklamak istemediğiniz bir şeyi başkasının ağzından duydunuz mu hemen öfkeyle inkâr etmeye girişirsiniz.
Ah, para! Dünyadaki bütün kötülükler paranın ya da parasızlığın sonucu değil mi?
Bir tuzak kurup kendimi de yem olarak kullanacağım, öyle mi? Merci, mon ami! O kadar cesur değilim.
Ah, para! Dünyadaki bütün kötülükler paranın ya da parasızlığın sonucu değil mi?
Bir amaca ulaşmak için çalışırız, amaca ulaştıktan sonra da o amaca ulaşmak uğruna çabaladığımız günlerin özlemini çekeriz.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Qəribədir, dilinə gətirmək istəmədiyin həqiqəti başqasından eşidəndə, adam yaman əsəbiləşir.
Siz körsünüz, mösyö. Kör.
Ben tecrübeli bir kadınım ve onun da annesiyim.
Önce bana gelip fikrimi almalıydı.
~Eğlencemizi tek bir kelimeyle anlatabilirim: Dedikodu. ~
~Yanlış zamanda söylenen sözlerin zararı büyük olur. ~
Ah, para! Dünyadaki bütün felaketlerin nedeni para Ya da parasızlık.
Merak yakamı bırakmayan günahlarımdan değil
Həqiqət nə qədər dəhşətli olsa da maraq doğurur
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Ben kendimi toparlama yeteneğimi çoktan yitirdim.
Yanlış zamanda söylenen sözlerin zararı büyük olur.
Bir amaca ulaşmak için çalışırız, amaca ulaştıktan sonra da o amaca ulasmak uğruna çabaladığımız günlerin özlemini çekeriz.
Ah , Para!
Dünyadaki bütün felaketlerin nedeni para
Ya da parasızlık
Yanlış zamanda söylenen sözlerin zararı büyük olur.
Akıl hastanesindekilerin keyiflerinin çok yerinde olduğunu okudum. Lüks bir kulüp gibiymiş.
Neyse ki sözcükler zekice kullanıldıklarında çıplak gerçeğin çirkinliğini örtebiliyorlardı.
Alışkanlıkların koparılamaz zincirleri Bir amaca ulaşmak için çalışırız, amacı ulaştıktan sonra da o amaca ulaşmak uğruna çabaladığımız günlerin özlemini çekeriz.
Çok tuhaf, nedense içtenlikle inandığımız ama açıklamak istemediğiniz bir şeyi başkasının ağzından duydunuz mu hemen öfkeyle inkar etmeye girişirsiniz.
“Ne kadar gelişigüzel belirlesek de amaçlarımızı, onlara biçim veren ilahi bir güç var.”
Herhalde cinayet gibi bir suç işleyen biri, bu yaptığının meyvelerini pişmanlık gibi zaaflar göstermeden toplayacak kadar soğukkanlı olur
Bir insan düşünün mösyö, belli bir amaç edinip bunun için çabalıyor. Amacı biraz huzura, belli bir rahatlığa kavuşmak, ama tam da istediği rahatlığı bulduğunu sandığı anda bir de bakıyor ki, o eski, hareketli günlerini, bırakmaya can attığı mesleğini özlüyor.
Eğlencemizi tek bir kelimeyle anlatabilirim: Dedikodu.
Ralph Paton’ın nerede saklandığını sahiden tahmin edebiliyor musunuz? diye sordum inanamayarak.
Siz tahmin diyorsunuz, ben bilmek diyorum, sevgili dostum.
Poirot bir an ona baktı, sonra gülümseyerek başını iki yana salladı.
Kanıtlanmayan hiçbir şeyi kabul etmiyorum!
Yaşam gerçekten çok zor.
Hiç kuşkusuz, bir kadın cinayet gibi bir suç işleyebiliyorsa, pişmanlık gibi duygusal zaaflar göstermeden bu cinayetin meyvelerini toplayabilecek kadar soğukkanlıdır.
Yanlış zamanda söylenen sözlerin zararı büyük olur.
Ah, para! Dünyadaki bütün kötülükler paranın ya da parasızlığın sonucu değil mi?
Artık gitme zamanı. Bu yaşama ayak uyduramıyorum. Buraya uygun değilim. Kaba saba bir adamım ben, toplum içinde yaşamanın inceliklerini bilemiyorum. Söylemem gerekenleri anımsayamıyorum. Ne zaman ne söylemek gerektiğini bilemiyorum. Benim için gitme zamanı geldi.
“Herkesin gizlediği bir şeyler vardır.”
“Kadınlar,bilinçaltından farkına bile varmadan binlerce küçük ayrıntıyı görürler.Yine bilinçaltında bu küçük şeyleri toplar ve sonucuna da önsezi derler.”
“Yanlış zamanda söylenen sözlerin zararı büyük olur.”
Bir kadın cinayet gibi bir suç işleyebiliyorsa, pişmanlık gibi duygusal zaaflar göstermez..
Anahtar basitliktir
”Poirot ciddi ciddi, ‘küçük gri hücrelerinizi kullanmalısınız,’ dedi. ”
”Alışkanlıkların koparılamaz zincirleri Bir amaca ulaşmak için çalışırız, amaca ulaştıktan sonra da amaca ulaşmak uğruna çabaladığımız günlerin özlemeni çekeriz. ”
Yanlış zamanda söylenen sözlerin zararı büyük olur.
Ne kadar da gelişigüzel belirlesek de amaçlarımızı,onlara biçim veren ilahi bir güç var.
Herkesin sağlayacağı bir şeyler vardır.
Merhamet ekmeği ne acıdır ,değil mi?
Yanlış zamanda konuşmak daima zararlı sonuçlar doğurur.
Ölümüm onu üzecek, ama üzüntüler atlatılır
Davranışlarımın gerisinde hep bir neden vardır.
Bir erkeğe neler söylediğin konusunda hiç kaygılanmamalısın. Öyle kibirlidirler ki, iyi bir şey değilse ciddi olduğuna hiç inanmazlar.
İlgisiz küçük olayların hepsinin bütünle bir ilgisi vardı.
İnsanların dertlerini birilerine açabilmeleri büyük rahatlık.
Size göre her şey ortada. Ama beni bir sisin içinde bırakıyorsunuz.
Pek de aptal denemez, dedi. Yalnızca aşkın sersemliği.
Ama emeklilik ne sıkıcı! Günbegün hayatın tekdüzeliğini hayal bile edemezsiniz.
İnsan bir adamı istediği kadar zorlayabilir, ama bir kadın söz konusuysa, fazla üstüne gitmemek gerekir. Zira kadının kalbinde her zaman doğruyu söyleme arzusu vardır.
Ama zayıflığın sonu nereye varır?
İnsanların doğruyu söyleyip söylemeyecekleri hep ilgimi çekmiştir.
Merak günahlarım arasında yok.
Ben çocukluğumdan beri hep içimden geldiği gibi davranmışımdır. Aklıma eseni o anda yaparım.
Gelişigüzel bir şeyler uydururlar ve mucize eseri haklı çıkarlar. Gerçekten de öyle olduğundan değil. Kadınlar bilinçaltından, farkına bile varmadan binlerce küçük ayrıntıyı görürler. Yine bilinçaltında bu küçük şeyleri toplar ve sonucuna da önsezi derler.
Les femmes harikadır!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir