İçeriğe geç

Tersine Dünya Kitap Alıntıları – Orhan Kemal

Orhan Kemal kitaplarından Tersine Dünya kitap alıntıları sizlerle…

Tersine Dünya Kitap Alıntıları

Kadın erkeğin küçük cennetidir.
Bir kadın erkeğinin küçük tanrısıydı.
Kanuna karşı boynum kıldan ince kılıçtan keskindir.
Erkek milletine itimat olmaz! Havva anamızı cennetten kovduranın soyundan gelme değil misin?
Hadi hadi. Güle ne hacet. Ne çiçektir biliriz kızım. Maceraların dillerde destan. Ama helal olsun. Allah erkekleri kadınlar için yarattı. Erkeksiz dünyanın ne tadı olur?
Cezaevinin önü öylesine kalabalıktı ki, karılarını ziyarete gelmiş kocalarla. Yanlarında kızlı oğlanlı çocukları, ellerinde sepetler, yiyecek çıkınları ya da karıları içeriye yeni düşmüşlerin yatak yorganları.

Zorla sıyrılıp çıkarken, hâlâ ziyaret yerine girememiş erkeklerden çoğu gene başlamışlardı:
E dünya, yakışıklı erkeklerin oğlum!
Bir saattir ayaklarımıza kara sular indi de hâlâ bekliyoruz
Ananla babana suç bul arkadaş
Niye?
Yakışıklı olsaydın seni de şipşak alıverirlerdi içeriye!
Doğru.

Bitirim Leyla kocasından sonra çocuklarını sevmiş, okşamış, sonra da bir kıyıya ilişerek kocasına sormuştu:
Paran var mı?
Adamcağız kocaman bıyığını elinin tersiyle okşadıktan sonra, Nerden olsun? dedi. Bilmiyor musun olmadığını?
Bitirim Leyla derin bir iç geçirdi:
Biliyorum kocacığım, biliyorum Peki, bundan böyle nasıl geçineceksiniz?
Adamın gözlerinde yiğitçe bir ışık parladı:
Sen bizi düşünme, dedi. Hiç düşünme bizi!
Bitirim Leyla şaştı:
Nasıl düşünmem? Sen benim namusumsun!
Doğru, haklısın karıcığım ama, bir erkek namusunu karısı için değil, kendisi için taşır!
Dünya bozuldu. Senin gibi genç, yakışıklı bir erkek Bu zamanda
Benim gençliğim, yakışıklılığım karım içindir. Allah bana senden başka karı nasip etmesin!
Gardiyan kadın bitmişti Bitirim Leyla’nın kocasına. O ne boy pos, o ne koç bıyık, o ne kocaman ayaklar, iri yumruklarla ateş gibi bakıştı öyle! Bir an, hani utanmayı, korkuyu falan torbaya koyabilse, adamın boynuna sarılıp yanaklarını şapır şupur öpebilirdi.
Başgardiyan bayan şimdilik üstelemekten vazgeçmeyi uygun bulmuştu. Öylesine yakışıklı kocası olan bir kadın fazla üstelenmezdi, üstelenmemeliydi.

Aslan gibi kocan var. Bir kadın için öyle bir kocaya sahip olmak nimetlerin en büyüğüdür be. Şimdi ne olacak? Yüzüne bakılınca kulak memelerine kadar kızaran bir erkeği dışarda bırak, gir içeri. Adamın namusu kime emanet? Ya ardına düşer de baştan çıkarırlarsa? Ha?

Leyla içini çekti.
“Dünyanın bozulduğunu bilmiyor musun? Karılar ortalıkta cirit atıyor. Öyle yakışıklı bir erkeği meydanda bırakırlar mı?

Aması maması yok. Koskoca adam. Namusuna mukayyet olsun. Bir erkek, namusunu karısı için taşımaz!
Bak buna dayanamazdı işte. Dövsün, sövsün, vurup bir yanını kırsındı isterse. Karısıydı. Bir kadın, erkeğinin küçük tanrısıydı. Ama komşu oğlanlarıyla

Birden üst kat pencereden Yasin’e atılan bir kâğıt parçasının yere düştüğünü görerek davrandı. Demek karısı, komşu oğluna aşk mektubu atmak istemişti de mektup yere düşmüştü?
Çıplak ayaklarıyla sokağa fırladı. Yasin de aynı şeyi yapmak istemişti ama gecikmişti. Adam mektubu almış, bas bas bağırmaya, mahalleyi indirip kaldırmaya başlamıştı:
Utanmaz arlanmaaaz! Evli barklı, çoluk çocuk sahibi karımla sevişiyor komşulaaar, duyduk duymadık demeyin komşulaaaaar!

Mahalleli zampara iki kadından sarışını, Şu Leyla’nın kocasına bitiyorum, dedi.
Kumralı ondan geri kalmadı:
Ya ben?
Para gösterdim, öpücük yolladım hava!
Ben de tıpkı senin gibi ama
O serseriye çok bağlı!
Çok. Çok ama, karıdan korkuyor
Namuslu da canım, hakçası. Namuslu olmasa, hangi erkek he demez?
Hiç canım. Erkeğin he demeyeni yoktur. Yeter ki istemesini bilmeli!
Sapına kadar kadın olan hovarda önce keseye el atar sonra erkeğe
Erkek erkeğin şeytanı be
Erkek değil mi ? Madem bıyığı var hayır gelmez. Neden dersen, Havva anamızı cennete. Kovduran Adem babamızın bel kemiğinden gelmiyorlar mı ? En iyisinin…
-Kim bu Lokman Hekim’in ye dediği be abla?
-ben de tanımıyorum
Kimdi bu?” Belli etmemeye çalışarak: “Hiç,” dedi. “Eski göz ağrım
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Palabıyık Hasan dargın dargın,’ Git git’dedi. Sana benim gibi arlı namuslu, karısından başkasında gözü olmayan erkek yaramaz. Kadın değil misiniz, sidiğinize basan uyuz olur.
Hiç kimse el kapılarında çalışan babalara namuslu gözüyle bakmazdı. Böyle erkekler ‘o biçim’ di. İşyerlerindeki usta, ustabaşı ya da katip karılar, namusuyla çalışmak, evinin nafakasını kazanmaktan başkasını düşünmeyen erkekleri kötü yola sürükler, ortalara düşürür, sonra da zavallılar ya genelevlerde soluğu alırlar, ya da eli yüzü düzgünse, barda pavyonda konsomatr olurdu.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Aferin oğluma benim. Erkek evlat, anasından sonra evinin namusunu düşünen tek kişidir. Annen hapis, baban ekmek parası için el kapılarında didinecek. Sana da düşen, mahallenin yaramaz kadınlarından korunmak!
Yirmi yaşlarındaki genç kız bıçak taşır, kumar oynar, kafası kızdı mı vurur, vurulur, içeri girerdi. Dünyadan pervası yoktu. Bu yüzden hiçbir triko sahibi iş vermiyordu. Asıl sebep de, işçi erkeklere takılması, ırz, namus dinlememesiydi.
Çünkü bir kadın, erkeğin küçük tanrısıdır!
“Hiç,” dedi. “Eski göz ağrım ”
Allah insanın, alnına kötü kader yazmasın.
Olan olur, geçen geçer.
“Allah insanı şaşırtmasın. Şeytanı düşürmesin önüne ”
“Kimdi bu?”
Belli etmemeye çalışarak:
“Hiç,” dedi. “Eski göz ağrım ”
“Sen bizi düşünme,” dedi. “Hiç düşünme bizi!”
Bitirim Leyla şaştı:
“Nasıl düşünmem? Sen benim namusumsun!”
“Doğru, haklısın karıcığım ama, bir erkek namusunu karısı için değil, kendisi için taşır!”
“Dünya bozuldu. Senin gibi genç, yakışıklı bir erkek Bu zamanda ”
“Benim gençliğim, yakışıklılığım karım içindir. Allah bana senden başka karı nasip etmesin!”
“Senin o koca bıyığını yerim!”
“Rica ederim gardiyan bayan ”
“Boşver ricayı micayı Başgardiyan seni gözüne kestirdi anlaşılan. Biz de Allah’ın kuluyuz. Çirkin erkeklere hiç yüzü yoktur. Anlıyorsun ya? Ona şapur şupur, bize Allah’a şükür olmaz!”
“Neler söylüyorsunuz?”
“Bitiyorum sana yavrum!”
“Rica ederim kendinize gelin. Vazifenizin kutsallığını unutmayın. Siz burada yalnız gardiyan değil, aynı zamanda bizim gibi namuslu erkeklerin de namuslarının bekçisisiniz!”
“O dillerini, dişlerini yerim senin koca ayaklı!”
“Erkek değil mi? Madem bıyığı var, hayır gelmez. Neden dersen, Havva anamızı cennetten kovduran Âdem babamızın bel kemiğinden gelmiyorlar mı? En iyisinin ”
“Çok eski devirlerde dünya tersineymiş. Kadınlar kocalarına boynuz taktırır, erkeklere kaçar, erkekler karılarını döver, hatta bıçağını, tabancasını çekip vururlarmış. Şimdi de dünya azmıştı bir hayli galiba. Cezaevini dolduran yığınla katil kadınlardan çoğu, kocalarının ‘inekliği,’ yani, karılarına boynuz taktırmaları yüzünden ellerini kana boyayıp içeri düşmemişler miydi?”
“Ortalıkta ahlak mı kaldı? Sen şurada yan, tutuş, geber istersen. Kocanın eli yüzü düzgün mü? Hele yüzüne de az buçuk bakılır da, genç mi? Tamam. Karılar azmış şerefsizim. Kaltaklarda mangır tonla. Nerden, nasıl kazanırlar bilmem. Bizse fabrika köşelerinde, inşaatlarda çalış Allah çalış!”
Erkek başımla ben ne yaparım şimdi ortalarda?
– Kimdi bu?
+ Hiç, eski göz ağrım..
Anlıyorsun ya ? Ona şapur şupur, bize Allah’a şükür olmaz!
Ama nasıl olur? Açıktan açığa ilan-ı aşk ediyorsunuz!
Sana başka ne edilebilir ilan-ı aşktan gayri ?
Bir kadın erkeğinin küçük tanrısıydı.
Çünkü bir kadın, bir erkeğin küçük tanrısıdır!
Kaçılmaz. Erkek misin ki kaçacaksın? Kadınlık öldü mü? Bir kadın bu dünyada ne için yaşar?
“Koskoca adam. Namusuna mukayyet olsun. Bir erkek, namusunu karısı için taşımaz!”
– Kadınlık öldü mü?
– Ölmedi.
– Hiçbir zaman da ölmez!
Kimdi bu?
Belli etmemeye çalışarak:
Hiç, dedi. Eski göz ağrım
Dünya yansa içinde hasırı yoktu.
Ben onu bunu bilmem arkadaş. Bu zamanda kendini bilen namuslu bir kadın, kocasını el kapısında çalıştırmaz! ????
Seni çok sevdim. Yaralı kalbime ancak sen merhem olabilirsin.
Allah insanın, alnına kötü kader yazmasın. Yazdı mı? Fayda yok!
Namuslu bir ev erkeği ya da namuslu bir genç delikanlı laf atanmara sövüp saymaz , başını önüne eğerek geçer giderdi.
Çok eski devirlerde dünya tersineymiş.
Erkek milettine itimat olmaz! Havva anamızı cennetten kovduranın soyundan gelme değil misin?
Şu dünyada, namuslu erkeklere rahat yüzü yok muydu?
Bir erkek köpek kuyruğunu sallamazsa, kancık köpekler ardından koşmazlardı.
Erkek evlat, anasından sonra evinin namusunu düşünen tek kişidir.
Bir erkek, namusunu karısı için taşımaz!
Hiç canım. Erkeğin de he demeyeni yoktur. Yeter ki istemesini bilmeli?
Kimdi bu?
Belli etmemeye çalışarak:
Hiç, dedi. Eski göz ağrım
Dünya yansa içinde hasırı yoktu.
Yaralı kalbime ancak sen merhem olabilirsin.
Bıyığı olanın, dini imanı olmazdı.
Oğluna gelince, kenarına bak bezini al, babasına bak oğlunu al derler.
Bir erkek köpek kuyruğunu sallamazsa, kancık köpekler ardından koşmazlardı.
Aferin oğluma benim. Erkek evlat, anasından sonra evinin namusunu düşünen tek kişidir. Annen hapis, baban ekmek parası için el kapılarında didinecek. Sana da düşen, mahallenin yaramaz kadınlarından korunmak!
Kaçılmaz. Erkek misin ki kaçacaksın? Kadınlık öldü mü ? Bir kadın bu dünyada ne için yaşar?
Dövsün, sövsün, vurup bir yanını kırsındı isterse. Karısıydı. Bir kadın erkeğin küçük tanrısıydı
Hiç kimse, el kapılarında çalışan babalara namuslu gözüyle bakmazdı. Böyle erkekler ‘o biçim’ di. İşyerlerindeki usta, ustabaşı ya da katip karılar, namusuyla çalışmak, evinin nafakasını kazanmaktan başkasını düşünmeyen erkekleri kötü yola sürükler, ortalara düşürür, sonra da zavallılar ya genelevlerde soluğu alırlardı ya da elinyuzu düzgünse barda, pavyonda konsomatr olurdu.
Bir kadın erkeğinin küçük tanrısıydı.
Erkek milletine itimat olmaz! Havva anamızı cennetten kovduranın soyundan gelme değil misin?
Sen erkekleri tanımazsın, henüz ağzın süt kokuyor. Saçı kısa olanlar biraz aklı kısa olurlar.
Ben onu bunu bilmem arkadaş, dedi. Bu zamanda kendini bilen namuslu bir kadın, kocasını el kapısında çalıştırmaz!
Hayır hayır Namusunu karısı için taşımıyordu o. Namuslu bir erkek namusunu kendisi için taşırdı.
Bütün mesele kocasının namus koşturmasındaydı. Bir erkek köpek kuyruğunu sallamazsa, kancık köpekler ardından koşmazlardı.
Bir delikanlı, namuslu bir delikanlı nasıl bakardı belalı bir genç kızın yüzüne?
Dünyanın bozulduğunu bilmiyor musun? Karılar ortalıkta cirit atıyor. Öyle yakışıklı bir erkeği meydanda bırakırlar mı?
Yooook dedi. Kaçılmaz. Erkek misin ki kaçacaksın? Kadınlık öldü mü? Bir kadın bu dünyada ne için yaşar?
Gene kendi cevapladı:
Erkeğinin namusu, arkadaş hatırı ve
Naime hala tamamladı:
Kabadayılığın raconunu yerine getirmek için!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir