İçeriğe geç

Taşları Yemek Yasak Kitap Alıntıları – İsmet Özel

İsmet Özel kitaplarından Taşları Yemek Yasak kitap alıntıları sizlerle…

Taşları Yemek Yasak Kitap Alıntıları

Özü gür olmayan insanın hakikatle teması mümkün değildir. O ancak dünya hayatında avunmayı ve dünya hayatı tarafından yüceltilmiş bir tatmin bölgesinde uyuşmayı seçmiştir.
İslam özgür olmanın bilgisidir. Hâlbuki kişilikleri silmek ve bir yorumla sistemleştirilmiş bir yapıda gerçeği mutlaklaştırmak yalnızca kulun kula kulluğunu getirir ki bu da İslâm’ı kundaklamaktan başka bir şey olmaz.
Yaşadığımız dünyada sözlerin teminatı yok, çünkü sözlerin bizi insan ettiği veya insanlıktan çıkardığı konusunda bilgilerimizi kaybettik ve kaybetmekteyiz.Kaldı ki insan kalmak, insan vasıflarına hassasiyet göstermek anlamlı şeyler midir günümüzde?
İnsanlar genel doğruların gölgesine sığınıp olmadık yanlışları işleyip durmuyorlar mı?
Güzellik gönüldedir. Gönüldür tek hamleyle hem kavrayış, hem inanışı, hem de davranışı ihata eden.İhsana erenler gönüllülerdir.
Beşerin gönlü tutturduğu istikametle şekil alır.
Yasaklardan kaçınmak İslamî ahlakın bütünlenmesine kifayet etmez. Kötülükden korunmak kendini ancak iyiliğe, faydaya bağımlı kılmakla mümkin görülür..
Bir müslümanın hayatını belirleyen yapma hükümleri değildir. Böyle olsa idi müslümanlar pasif bir kimlik sahibi olurdu . İslamın beş şartına bakınız hepsi de yap yönündedir..
Türkiye’de batı düşüncesi ne temessül (bir şekil ve surete girmek) edebilmiş,ne de özgün yapı içinde bir yere oturtulabilmiştir.
İnsanın şerefi gururda,tekebbürde,iktidar hevesinde değil takvada yatar.Takva ise sakınmadır.Ama nasıl sakınma?
Gücü yetmediği için,beceremediği için,üstesinden gelemediği için sakınma değil;güçlü olduğu halde,başarabildiği halde,elinden geldiği halde Allah’ın kendi hayırlarına olsun diye insanlar için koyduğu yasaklara uzanmaktan sakınmadır.
Hadımları zina yapmıyorlar diye,dilsiz insanları küfretmiyorlar diye şerefli sayamayız.İnsanın şerefi kafir olmamayı seçebilecek şuuru göstermedeki dirayetidir.
Bugün artık Firavun yoktur, ama sıradan insanların firavunlaşmasına müsait bir sistemin kıskacı vardır.
《 Yalnız benzetmeler değil, kelimelerin kendileri bile gerçeğe tam tamina tekabül etmekten uzaktır çoğu zaman. Ama bir durumu, başka bir durumla açıklamak zihne esneklik kazandırıyor denilebilir. Zihni esnek tutmak esas olmalıdır, çünkü sonsuz bir akış içinde bulunan hayat, düşünceleri hep gerisinde bırakacaktır. Düşünceyi esnek sınırlarla korumak hayata ters düşmeyi bir ölçüde önler.》
《 Müslümanların yaşadığımız dünyadaki durumları aşağı yukarı sağlam ve güçlü bir gemide bulunan bir piyadenin durumuna yakındır. İtikadı sağlam, yani kılıç kullanmakta üstüne yok. Askerliği de fevkalâde. Ama piyade olduğunu hiç hesaba katmadan denize açılmak istiyor. Hâlbuki o denizlerde yalnızca tacirler ve korsanlar var, sadece onlar rahatlıkla seyredebiliyorlar. Tüccarlaşmadan ve korsanlaşmadan zaten o denizlerde barınmanın imkâni yok. Hele bir de denizcilikten anlamıyorsanız su üstünde bahadırlık göstermek yerine becerisizlik göstereceksiniz demektir.》
《 Modern insanların anlamakta zorluk çektikleri husus insanın nasıl olup da tabiatın bir parçası olduğu halde tabiat içinde bir bütün olabileceği hususudur. Modern insanlar dışlarında, karşılarında olan her şeyi de bilinen nesne saymakla kendilerinin bir âlem olduğu fikrini reddetmiş oluyorlar. Bilmiyorlar ki kendilerinin bilen tarafı da bilinen özellikte yaratılmıştır. 》
《 Her insan teki biriciktir. Bu, hem yaratılıştan böyledir, hem de farklı yetişme şartları insanları biricik kılar.》
《 Modern toplum içinde aldığımiz resmî ve
gayr-i resmî eğitim insanın özüne yönelmeyi değil, kabuğunu korumayı gözetiyor.》
《 Bazı değerleri korumak insanların ihtimamını ister, bazı değerler ise insana ihtimam gösterirler. Birincisini insanlar korur, ikinciler insanı korur.》
《 Ama birisi kalkıp da modern yaşama biçimi ile birlikte ortaya çıkan yozlaşmanın aslında hayatımıza giren cihazlardan değil de bu cihazların gerçek fonksiyonlarını anlama seviyesine gelmemiş insanların bilinç seviyelerinden doğduğunu söylerse büyük bir yanlış yapmış olmaz. Gerçekten, günümüz dünyasındaki kargaşa Batı medeniyetinin ticarî imparatorluğu ile neyi verip neyi aldığını bilmeden bu ticarete yol açan insanlar arasındaki boşluktan doğan kargaşadır. 》
《 Batı medeniyeti bütün cehaletine rağmen baskın bir unsur olarak yer sahibiyse bunun mümkün olmasını sağlayan İslâm camiasının sorumluluk yüklenmekten kaçınır olmasıdır. Bütün insanlığın sorumluluğu neden benim omuzlarımda olsun diyeceksiniz, ben de sizi Müslüman olarak hesaba katmamız nasıl mümkün olacak diyeceğim.》
Batılı hayat biçimi denilen şey teknolojinin denetiminde bir robotlaşmadan başka bir şey değildir.
《 Nedir Batı’da modası geçen ama esir milletlerin benimsedikleri bu inançlar? Bu inançların başında insanlığın bir ilerleme içinde olduğunun kabulü yer alıyor. Batı’yı Batı yapan temel anlayış tabiatta ve insan toplumlarında basitten mürekkebe, ilkelden mükemmele, kötüden iyiye, felâketten saadete, karanlıktan aydınlığa doğru kaçınılmaz bir ilerleme olduğu anlayışıdır. Batı medeniyeti bu ilerlemenin son safhası olduğuna göre henüz karanlıkta ve ilkel olan bütün diğer kültürler Batı üstünlüğü karşısında önemsiz bir yere sahiptir. Bu inanç içindeki insanlar kendi kültürlerinin tahribine, yaşama usûllerinin yok olmasına direnmedikleri gibi, ilerleme adına yangına körükle gittiler.》
《 Sık sık görüldüğü üzere yüzünü Batı’ya dönmüş aydın(!) lar kraldan çok kralcı idiler.》
《 Kısacası yerinde sayanlar ve yerinde emir verenler yürüyenlerden çok fazla gürültü yaparlar. Ustelik toz da kaldırırlar.》
《 Günümüz Batı dünyasını ne arkaik çağların Babil’iyle ne de antikitenin Roma’sıyla karşılaştırmak doğru olabilir. Bugün artık Firavun yoktur, ama sıradan insanların firavunlaşmasına müsait bir sistemin kıskacı vardır.》
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
《 Batılılaşma çabasına ilk adım atanların safiyane bir hülyaları vardı. Bazı tedbirler alarak dünya hâkimiyetini paylaşanlar arasına katılmak. Bu hülya bugün bizim dünyadaki güçler merkezinden daha çok uzaklaşmamızı temin etti. Eğer amacımız şahsiyetimizi kazanmak, Müslüman hüviyetimizin değerine kavuşmak ise bu yolla bir kurtuluşun kurtuluş olduğuna inanıyorsak iki yüzyıl boyunca yapmaya çalıştığımızın dışında bir şeyler yapmamız kaçınılmaz.》
《 XIX. yüzyıl boyunca dünyanın dört kıtası Batı medeniyetinin ajanları tarafından kandırmaca, tehdit, yerli halkın birbirine kırdırılması, katliamlar yoluyla ve çoğu zaman silah zoruyla yağmalandı. Dünya edebiyatının roman zevki Batılının yağmalama zevkine çok şey borçludur.》
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
《 Bugün bütün dünya homogenize ve standardize edilmiş bir siyasî-iktisadî- kültürel taban üzerinde yaşamak zorunda bırakılmıştır. 》
Eğer şimdiye kadar başımıza gelenler bize bir şey öğretmediyse, bundan sonra bildiklerimiz hiç işe yaramayacaktır.
Oysa ne dar görüşlülüğün dar mekanla ne de geniş görüşlü olmanın geniş mekanlarda yaşamakla bir bağlantısı var. Belki tersi bile doğrudur: Şehirler kalabalıklaştıkça insanların yanlızlaşması başka nasıl açıklanabilir?
《 Ama adına Batı medeniyeti dediğimiz ve bir kabadayılık felsefesinden fazlasına sahip olmayan hayat tarzı Müslümanların duygu ve düşünce atmosferini parçaladıktan sonra, Müslümanların bir kIsmini kendi müttefiki haline getirdikten sonra Islâm kritik bir durumla karşı karşıya geldi.》
《 Hâlbuki İslâm bir Arap dini olmadı, bir Pers, bir Türk, bir Hint, bir Afrika dini olmadı. Hiçbir kavmin üstünlüğünün timsali kılığına sokulamadı. Balkanlarda Pomaklar, Boşnaklar, Arnavutlar kitle halinde Müslüman olduklarında ne kendilerinden önce Müslümanlaşmış kavimler karşısında statü kaybını yaşadılar ne de bu yeni kimlikleriyle diğer Müslüman kavimlere üstün bir durumu ele geçirdiler.》
《 Öyle ki Avrupa’da özü boşalmış bir Hıristiyanlık hüküm sürmekteyken Orta ve Güney Amerika yerlilerini, zenci köleleri ve Afrikalıları Hıristiyanlaştırmak bir inanci yaymak amacını gütmeksizin yalnızca Beyaz Batı’nın boyunduruğunu sağlamlaştırmak için bir mazeret ve bahane olarak kullanıldı.》
《 Netice itibariyle Yahudilik ve Hıristiyanlık yeryüzünde yalnızca birer mazeret ve bahane olarak varlıklarını korumaktadırlar. Bir din canlılıklarını kaybetmişlerdir.》
《 Kısacası, eğer İslâm’ı olduğundan farklı bir tarzda anlamak isteyen, bir Müsliüman ise önünde kendini kandırmak için yeterince imkân ve malzeme vardır.》
《 Dolandırıcılıkta, dolandırılan kimsenin hileyi sezmesi gibi bir tehlike vardır. Ama insan kendi kendini kandırmayı seçmişse bu aldanışın ucuz ve kolay yolunda aldanan ve aldatan aynı tarafta olacak, sonuçtan sorumlu olan da aynı taraf olacaktır.》
《 Sosyalist veya kapitalist hedefler uğruna Müslüman halkın duygularının sömürülmesi geçmişte olduğu gibi günümüzde de yaşanan olaylardandır. Bunda şaşılacak bir yan da yok.》
《 Kendimizi avutmak için bir yol mu arıyoruz? Durum çok berbat olduğu için, borç bini aştığından ötürü bal börek mi yemeye başladık? Belki.. Ama belki de değil.》
《 Müslümanların parça parça olmalarını sağlayanlar kendi güçlerini de bölmüş oluyorlar. Kısacası, Müslümanların huzurunu kaçıranlar kendi huzurlarını kaybetmiş oluyorlar.》
《 Bir şeyler kaybediliyorken, bir şeyler kazanılıyor demektir.》
《 İslam kitaplarda ve Müslümanlar mezarda.》
《 Gerçek ve akıl arasındaki ilişki, gerçeğin algılanış alanında değil, daha ötede gerçeğin kavranış alanında kurulur. Gerçeğin kavranış alanı tasvir edilemez çünkü sabit, statik değildir.》
《 Düşünce dünyasını hem değerli buluyorum, hem de düşünce dünyası insanı kurtarmaz diyorum.》
《 Uşaklıkta ne kadar kıdemli olursanız o kadar iyi bir uşak olursunuz. Çok uşaklık ettiğiniz için bir efendi olma ihtimaliniz yoktur.
Ama iyi öğrenci olursanız öğrendiklerinizin kullanılma alanına hâkimiyetinizin artma ihtimali fazladır.》
《 Kendisi özgün olamayan başkalarının özgünlüklerine de bir değer biçemeyecektir. 》
《 Bilgiyi dönen çarkın uygun yerine yerleşmek için öğrenen kişi, öğreniminde hangi yüksek seviyeyi tutturmuş olursa olsun, hangi makamı işgal ederse etsin sıradan, avamî bir kişidir ve diğerleri ile birlikte sürüklenmektedir.》
《 Ahaliden kişiler sadece kendi başlarına bir belâ gelince düşünürler. Yalnız kendi canları yandığı zaman haykırırlar, yalnız kendileri zarara uğradıklarında harekete geçerler. Bütün insanların, bir milletin başına gelen belâyı düşünmek, insanlığın, toplumun kanayan yarasını görmek, insanlar için insanlardan önce yola çıkmak sadece bilginlerin, sanatçıların, düşünce ve aksiyon erlerinin payına düşmüştür. Filozoflar da bunlar arasındadır.》
《 Hepimiz zorluk karşısında kalan sıradan birçok kişinin kolayca filozof kesildiğini görmüşüzdür. Gerçekten filozof olan insanlar ise bütün insanların karşısında duran, ama herkesin göremediği büyük zorluğu göğüsleyen kişilerdir.》
《 Düşünce dünyasının bazı ifadeleri, hatta bütün ünlü ifadeleri bir belâgat örneği oldukları için kolayca yaygınlaşırlar. Bu kolay yaygınlık onların düşünmeye fazla zaman ayırmayan ahali tarafından doğru kabul edilmelerine yol açar. 》
《 Ama Batı’nın bir medeniyet cephesi var ki, sarhos ediyor Müslümanları. Bu cephenin en tesirli iksiri de iktidar sarhoşluğu veriyor.
Ayık kafayla kendi kültür dünyamızı kurabilirsek, elbet bizim de içinde güvenlik hissedeceğimiz ürünler doğacak. 》
Bazı şeyleri anlamamak, hatta anlayamamak Müslümanın güzel taraflarından biri olmalıdır. Eğer bilmemiz istenen şeyler bizi ateşten uzaklaştıracak ve bahçeye yaklaştıracak özellikte değilse onlardan habersiz olmayı övünçle üzerimizde taşıyabiliriz. Zıtlık gibi görünse bile şu düşünceyi ileri sürebiliriz: Cehaletten kurtulmanın yolu bazı şeylerin cahili olmaktan geçer. Müslüman olarak bizi cehaletten kurtaracak olan lehimizde ve aleyhimizde nelerin bulunduğunu bilmemizdir.
Kâfirce va’zedilmiş bir mesele Müslümanca çözüme kavuşturulamaz.
《 Apaçık görüldüğü üzere akılcılıkta baskı altına alınmış bir akıllılık, akıllılıkta ise disipline sokulmuş bir akılcılık vardır. Bütün mesele aklın bir şirk unsuru haline girip girmediğindedir.》
《 Akılcılığın vardığı nokta Batı medeniyeti, akıllılığın vardığı yer ise İslâm’dır. 》
《 Batı, insanın varoluşunu, bilgi ve görgü edinme tarzını İlâhî kaynağından kopardığı ölçüde Batı olabilmiş, İslâm ise insan davranışlarının, bilgi edinme yollarının, varoluşun bütün tarzlarının Kur’ân ve Sünnet’e bağlı bulunmasıyla İslm kalabilmiştir. 》
《 İslâm ve Batı, Hakk ve bâtıl gibi biri diğerine yaşama alanı bırakmayan iki zıt değerler manzumesidir. 》
《 Yaradan bizi en uygun zamanda yaratmıştır. Allah’ın bizim için seçtiği şartlar, yer ve zaman en isabetlisidir. Olmamız gereken yerde bulunuyoruz. Öyleyse bunun kıymetini bilmeli, israf etmemeliyiz. Başarabilirsek bizimle birlikte bütün kâinat kârlı çıkar. Bize verilen imkânları kullanamazsak, bizimle birlikte kâinat da kaybeder.》
Bir şeyler yapmakta gösterdiğimiz gayreti, bir şeyleri anlamakta göstermiyoruz.
Güzellik gönüldedir. Gönüldür tek hamleyle hem kavrayışı, hem inanışı, hem de davranışı ihata eden. İhsana erenler gönüllerdir.
《 Batı medeniyeti ve İslâm, biri diğerini tehdit eden iki kavrayış ve açıklayış biçimi, evrenin düzeni hakkında iki zıt yaklaşım olarak canlılıklarını korurlarken yerküre üzerinde bulunan bütün diğer yorumlar ölü kültürler haline geldiler. Bu çok açık bir gerçek olduğundan Batı medeniyeti ölülere itibarını iade etmekte hiç sakınca görmedi. Bugün bile gerçek yüzü ile İslâm’ın Batı için ölümcül derecede korkutucu 》
《 İnsanlar hele yoksulluğu, hastalığı, mahrumiyeti geride bıraksınlar, sonra akılları başlarına gelir demek bütün bilgi kaynaklarını yok etmekle âlim olunabileceğini iddia etmek gibidir. Öyle de olmuyor mu zaten?》
《 İnsanoğlu yeryüzüne inen İlâhî bilgiden istifade eder etmez kurtuluş kapısına varır. Kurtuluşumuz, ne olduğumuzu hatırlamakla, görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmekle, kısaca haddimizi bilmekle mümkündür.》
《 Hayvanlaşmanın da büyük avantajları vardır. Böylece insan daha sorumsuz, dünyadaki tatmin vasıtalarından daha çok lezzet alan, izzetsiz olmayı bir kayıp saymadığı için benzerleri arasında en çok rahat edebilen duruma gelir.
Öyle ki mahvoluşunun bile tadına vararak yaşar.》
《 Tanımak, bilmek, yaşamak insan dışında kalan yaratıklarda birbirinden ayrılmış değildir. Doğuştan özgürlük bilgisine insan dışında bütün yaratıklar sahiptir.》
《 Özgür insan akıllıdır ve akletmeyi bilir, çünkü akletme gücü ona Yaradan’ın ve verdiği değerlerden biridir.》
《 Zira sabitleştirilmek istenen, bir sistem halinde dondurulma gayretiyle sınırlandırılan bir düşünce her zaman dışında bıraktıkları tarafından kemirilecek ve sonunda benzer veya zıt başka bir sistemin doğmasını gerektirecektir.》
《 Evet, haklısınız. Yaşadığımız dünyada sözlerin teminati yok, çünkü sözlerin bizi insan ettiği veya insanlıktan çıkardığı konusunda bilgilerimizi kaybettik ve kaybetmekteyiz.》
《 Zaten insanlar genel doğruların gölgesine sığınıp olmadık yanlışları işleyip durmuyorlar mı?》
《 Gücümüzün yettiğinin ötesinde hedefleri önümüze koymadan, ama gücümüzün yettiğini de ifâ etmekten geri durmaksızın ve sorumluluklarımızı siyaset şemalarına hapsederek onları ahlâkî özlerinden koparmadan görevlerimizi yerine getirebilirsek bundan Allah’ın rızası umulur.》
《 Biz yapabileceğimizi yapmaktan kaçmak için kendimize varamayacağımız hedefler seçiyoruz. İkinci kaçamağımız sorumlulukları mensup olduğumuz gruba, çevreye, yapıya yıkmaktır. 》
《 Güzellik gönüldedir. Gönüldür tek hamleyle hem kavrayışı, hem inanışı, hem de davranışı ihata eden. İhsana erenler gönüllerdir.》
Kim bilir kaç Avrupalı vaftizden sonra vücudu hiç su görmeden ölüp gitmiştir.
《 Eğilip bükülmek köksüzlerin işidir. Köklere sahip idiysek, bu bizim dik durmamıza yarardı.》

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir