İçeriğe geç

Talihsiz Serüvenler Dizisi 5 – Katı Kurallar Okulu Kitap Alıntıları – Lemony Snicket

Lemony Snicket kitaplarından Talihsiz Serüvenler Dizisi 5 – Katı Kurallar Okulu kitap alıntıları sizlerle…

Talihsiz Serüvenler Dizisi 5 – Katı Kurallar Okulu Kitap Alıntıları

&“&”

Utangaçlık, yani sıkılganlık garip bir şeydir, çünkü aynen bataklık kumuna benzer. Hiç beklenmedik anda sizi içine çektiği gibi, bakışlarınızın bir anda aşağıya çevrilmesine yol açar.
Bütün gece uyanık kalma pahasına, bu bahtsız çocukların hayatını araştırmak ve yazıya dökmek benim için ciddi bir görevdi. Ama sen güzel bir gece uykusu çekmeyi tercih edebilirsin.
Böyle bir eğilimin varsa, başka bir kitap seçmen herhalde daha doğru olacak."
En derin saygılarımla,
Lemony Snicket
Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi, bu dünyada iki tür &‘Ne?’ vardır. Birincisi dosdoğru, &‘Kusura bakmayın, ne söylediğinizi duyamadım, bir daha tekrarlar mısınız?’ anlamına gelir.
İkincisi ise biraz daha dolambaçlıdır ve &‘Kusura bakmayın, ne söylediğinizi duymasına duydum ama bunu ciddi söylediğinize inanamıyorum’ gibi bir anlam taşır daha çok."
Elbet şans bir gün bize de gülecek,
Koç Cengiz’in başına taşlar düşecek."
Triptik her birinde ayrı bir resim bulunan üç panolu bir tablodur. Sözgelimi yakın dostlarımdan Profesör Reed’in benim için yaptığı bir triptik var. Panoların birinde yangın, diğerinde daktilo ve üçüncüsünde zeki bakışlı bir kadın resmi yer alıyor. Dostumun &‘Beatrice’in Başına Gelenler’ adını verdiği bu triptiğe ne zaman baksam, göz yaşlarımı tutamam."
İster bir sergiyi gezmek, ister polisten kaçmak amacıyla olsun, yakın zamanda bir müzeye gitmişseniz, triptik denen bir tablo türü dikkatinizi çekmiş olabilir."
Herkes eninde sonunda ölür, ama çok az kimse bu gerçeğin hatırlatılmasından hoşlanır."
Dostlarımız dünyayı olduğundan daha küçük ve daha sevecen görmenizi sağlayabilir ; çünkü aynı feleğin çemberinden geçmiş olanlar, yani hayatın akışında aynı şeyleri yaşamış olanlar birbirlerine yakınlık duyarlar."
&‘Eğer yanılmıyorsam,’ dedi çok az yanılan Klaus, bu &‘Memento Mori’ sözü &‘Ölümü Unutma’ demek."
Beatrice için –
Her zaman gönlümde,
beynimin kıvrımlarında
ve mezarında olacaksın.
“Ne pahasına olursa olsun insanın kaçması gereken, yorucu ve anlamsız bir koşturmaya benziyordu bu.”
Triptik her birinde ayrı bir resim bulunan üç panolu bir tablodur. Sözgelimi, yakın dostlarımdan Profesör Reed’in benim için yaptığı bir triptik var. Panoların birinde yangın, diğerinde daktilo ve üçüncüsünde zeki bakışlı bir kadın resmi yer alıyor. Dostumun &‘Beatrice’in Başına Gelenler’ adını verdiği bu triptiğe ne zaman baksam, göz yaşlarımı tutamam."
“Utangaçlık, yani sıkılganlık garip bir şeydir, çünkü aynen bataklık kumuna benzer. Hiç beklenmedik bir anda sizi içine çektiği gibi, bakışlarınızın bir anda aşağıya çevrilmesine yol açar.”
Kütüphane, engin cehalet denizinde ada gibidir.
Eğer yanılmıyorsam bu &‘Momento Mori’ sözü &‘ölümü unutma’ demek."
Kütüphane, engin cehalet denizinde ada gibidir.
Varsayımla yola çıkmak tehlikeli bir şeydir.
Herkes eninde sonunda ölür, ama çok az kimse bu gerçeğin hatırlatılmasından hoşlanır.
“Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi, bu dünyada iki tür ‘Ne?’ vardır. Birincisi dosdoğru, “Kusura bakmayın, ne söylediğinizi duyamadım, bir daha tekrarlar mısınız?” anlamına gelir. İkincisi ise biraz daha dolambaçlıdır ve “Kusura bakmayın ne söylediğinizin duymasına duydum, ama bunu ciddi söylediğinize inanamıyorum,” gibi bir anlam taşır daha çok.”
“Dostlarımız dünyayı olduğundan daha küçük ve daha sevecen görmemizi sağlayabilir; çünkü aynı feleğin çemberinden geçmiş olanlar, yani hayatın akışında aynı şeyleri yaşamış olanlar birbirlerine yakınlık duyarlar.”
“Eğer yanılmıyorsam,” dedi çok az yanılan Klaus, “ bu ‘Momento Mori’ sözü ‘Ölümü Unutma’ demek.”
“Utangaçlık, yani sıkılganlık garip bir şeydir, çünkü aynen bataklık kumuna benzer. Hiç beklenmedik bir anda sizi içine çektiği gibi, bakışlarınızın bir anda aşağıya çevrilmesine yol açar.”
“Ne pahasına olursa olsun insanın kaçması gereken, yorucu ve anlamsız bir koşturmaya benziyordu bu.”
“Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi, bu dünyada iki tür ‘Ne?’ vardır. Birincisi dosdoğru, “Kusura bakmayın, ne söylediğinizi duyamadım, bir daha tekrarlar mısınız?” anlamına gelir. İkincisi ise biraz daha dolambaçlıdır ve “Kusura bakmayın ne söylediğinizin duymasına duydum, ama bunu ciddi söylediğinize inanamıyorum,” gibi bir anlam taşır daha çok.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir