İçeriğe geç

Tabu Kitap Alıntıları – John Katzenbach

John Katzenbach kitaplarından Tabu kitap alıntıları sizlerle…

Tabu Kitap Alıntıları

Şiddet şiddeti doğurur.
Açgözlülük diye düşündü, çok güçlü bir uyuşturucu…
Tanıdığın düşman, tanımadığın dosttan iyidir…
Örneğin, uyuşturucudan kafası iyi bir baba tarafından sistematik olarak parmakları kırılan bir çocuk. Metal bir giysi askısıyla dövülen sekiz aylık hamile bir kadın. Bunun gibi şeyler. Çok rutin. Çok sıradan. Çok acımasız. Hayat diye bahsedilen olağan çirkinlikler… Ne kadar dikkat çekici, değil mi birbirimize karşı bu kadar acımasız olmamız…
Ama insanı elden ayaktan düşüren gerçek korku aslında belirsizlikten kaynaklanır. Bu tür bir duygu insanın bütün savunma mekanizmasını kemirir, hiç yok olmaz ve insanın yüreğini hiç terk etmez.
Bazı dünyalarda hiçbir şey sır olarak kalmıyor.
“Ama fazla acele edilen işlerin sonuçta kaçınılmaz olarak kafa karışıklığına veya daha da kötüsü bir takım hatalara neden olduğunu görmüşümdür hep.”
“Bizi ne koruyor? Sanırım dindar fanatikler iman diyecektir. Akademisyenler ise bilgi. Bir hekim de beceri ve eğitim der. Bir polis memuru yarı-otomatik dokuz milimetrelik bir silah, politikacı da yasalar diyecektir. Ama gerçekten de bizi koruyan nedir?”
“Bu adil değildi. Farklı olmak senin suçlu olduğunu göstermez ki.”
Bilirsiniz, sorunlar sadece onları hiç beklemediğimiz zamanlarda değil, onlarla baş edebilecek en az ekipmana sahip olduğumuz anlarda gelir.
Evet. Tehlike ufukta belirdi vakit, onu fark ettiğimizi varsaymak bizim hoşumuza gider. Çanlar çalarak, ıslık çalarak, kırmızı ışıklar yakarak ve siren düdükleri öttürerek gelen bir tehlikeden herkes uzak durabilir. Neyle uğraştığınızı tam olarak bilmediğiniz zaman işler çok daha güçleşir.
Birini sırf öldürmek için öldürmezsin. Bunu, gerçekten istiyorsan yaparsın. Ve ne yaptığını gerçekten biliyorsan, kimse seni yakalayamaz.
Bizi en derinden korkutan şeyler bazen bilmediklerimiz değil, anladığımız ve beklediğimiz şeyler değil mi?
En güzel tehdit, diye düşündü, açıkça söylenmeyen ama hayal edilendir.
Savaşın gerçek doğasını göstermek ve insanları şok etmek için sanatı kullanmak, savaşa hiçbir zaman engel olamıyor ve ortaya çıkan ürünler birer sanat eseri olarak topluma mal oluyor ve herkesçe kabul görüyor.
“Ölümün insanları eşitleyici bir özelliği var, diye düşündü.”
Duymadığımız bazı şeyler duyduklarımızdan çok daha önemli.
Ama insanı elden ayaktan düşüren gerçek korku aslında belirsizlikten kaynaklanır. Bu
tür bir duygu insanın bütün savunma
mekanizmasını kemirir, hiç yok olmaz
ve insanın yüreğini hiç terk etmez.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Tanıdığın düşman, tanımadığın dosttan iyidir
“Hayatın tek bir saniyede bile ne
kadar değişebileceğini hiç düşündünüz
mü? Pek çok şey küçük gibi görünür
ama büyük şeylere yol açabilir.
Kazanmak, içimizdeki mutluluğu, kaybetmek ise karakterimizi ortaya çıkarıyor, diye düşündü.
Sadece tek bir gerçek var, diye düşündü: bir anne çocuğunu korumak için her şeyi göze alırdı.
Hepimiz hayatımızın belirli aşamalarında hatalı seçimler yaparız.
Yani sonradan pişman olduğumuz
şeyler.
Şimdi yeni ve farklı bir dünyada
yaşıyor olsa da, eski bir arkadaşı
görmek kadar insanı rahatlatan başka
bir şey yok,
Umarım ne derdin varsa gebermeden önce canını iyice yakar.
Hiç kimse seni, benim sevdiğim kadar sevemez. Ve asla da sevemeyecek.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
“Şiddet şiddeti doğurur,”
Tanıdığın düşman, tanımadığın dosttan iyidir
Kazanmak, içimizdeki mutluluğu, kaybetmek ise karakterimizi ortaya çıkarıyor,
Peki, seller bizi yakalayınca, boğulur muyuz?
Aferin. Anlamak, aydınlanmaya giden yoldur, derler.
Tabiri caizse, kaldırmadık taş bırakmamak gerekiyor
Benim olanı kimse benden alamaz.
Biz aşkı, Sevgililer Günü’ndeki güllerle veya kutlama kartı üzerine yazdıklarımızla özdeşleştirmişiz. Veya kırmızı, kalp şeklindeki çikolatalarla veya elinde bir ok ve yay tutan, kanatlı melek şeklindeki aşk tanrısıyla Tam bir Hollywood romantizmi
Para benim umurumda değil, para bana aşkı satın alamaz.
“Bütün gece boyunca kucağınızda tutmakla onu iyileştirebileceğinizi mi sandınız?”
Bütün dünyada bir köpeğin sahibini karşılaması kadar duygusal ve karşılık beklemeksizin yapılan başka bir şey yok, diye düşündü.
Dikenli çalılar zehirli değildir, ama Michael O’Connell zehirlidir.
En güzel tehdit, diye düşündü, açıkça söylenmeyen ama hayal edilendir.
Fazla acele edilen işlerin sonuçta kaçınılmaz olarak kafa karışıklığına veya daha da kötüsü birtakım hatalara neden olduğunu görmüşümdür hep.
Hiç kimse seni benim sevdiğim kadar sevemez. Ve asla da sevemeyecek. Biz birbirimiz için yaratılmışız ve bunu hiçbir şey engelleyemez. Hiçbir şey. Biz sonsuza dek birlikte olacağız. Öyle ya da böyle.
Suç, masumiyeti tadilattan geçirir
Sorunlar sadece onları hiç beklemediğimiz zamanlarda değil, onlarla baş edebilecek en az ekipmana sahip olduğumuz anlarda gelir.
En güzel tehdit, açıkça söylenmeyen ama hayal edilendir.
Bir an için, keşke oda arkadaşım veya bir dostum olsaydı diye düşündü. Sırlarını açabileceği, güvenebileceği, karyolanın bir ucunda oturup, çay yudumlayan ve onunla birlikte gülmeye ve ağlamaya veya onun en ufak imasıyla ona ilgi göstermeye hazır biri.
Ya mayın ol, ya da mayınlı arazi.
Kazanmak içimizdeki mutluluğu, kaybetmek ise karakterimizi ortaya çıkarıyor.
En güzel tehdit, açıkça söylenmeyen ama hayal edilendir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir