İçeriğe geç

Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat Kitap Alıntıları – Şemseddin Sami

Şemseddin Sami kitaplarından Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat kitap alıntıları sizlerle…

Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat Kitap Alıntıları

Ah seviyorum dedim, seviyorum ama ne yapayım? O beni sevmiyor! Vazgeçsem Ah, vazgeçemeyeceğim. Nasıl vazgeçebilirim? Ama vazgeçmeyip de ne yapacağım? O beni sevmiyor.
— Beni unutunuz!
— Seni unutayım!.. Demek ki sen beni o kadar çabuk unutacaksın!..
Gerçekte erişmem imkânsız olan bir nimete hayal yoluyla erişiyordum. Dertli gönlümü bu şekilde eğlendirir, böyle teselli bulurdum. Ah! O hayallerle geçirdiğim dakikalar, ömrümün en tatlı anlarıydı. Yazık! Yazık ki o hayallerin de kapısı kapandı. Şimdi öyle hayaller de kuramam.
Sevilen insan unutulsun! Ah, imkânsız şeyler.
Hem sevmek hemde sevdiğin kişi tarafından sevilmek! Dünyada bundan iyi şey yoktur.
Geçmiş şeyleri hatıralarına getirdikçe hüzünlenirler. Çünkü ömürlerinde geçirdikleri sevinçli günleri andıklarında o günlerin bir daha geri gelmeyeceğine üzülürler. Çektikleri acıları hatırladıklarındaysa gönül yaraları tazelenir.
Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet!
Fitnat hanım Talat Bey’e darılmamıştı..Hiç insan kendi ruhuna darılır mı?
Herkesin gönlü aşkla yoğrulmuştur.
Hiç insan kendi ruhuna darılır mı?
“Gönülden gönüle yol vardır, derler.”
Gönül öyle bir müftüdür ki istemediği şey için kolay kolay fetva vermez.
Gönülden gönüle yol vardır, derler.
Hem sevmek hem sevdiğin adam tarafınca sevilmek. Bundan iyi şey yok dünyada.
Hasta değil başında sevda var.
Aşık olan, sevdiğiyle biraz yakınlığı bulunan kişileri bile, velev ki dünyanın en kötü insanları olsunlar, severler.
“Hem sevmek hem de sevdiğin kişi tarafından sevilmek! Dünyada bundan iyi şey yoktur.”
Hem sevmek, hem sevdiğin insan tarafından sevilmek! Ondan daha iyi şey dünyada yok.
Birini sevmek ayıp mı?
“Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz.Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz.
Bu ne rezalet! Ne küstahlık!”
“Kavuşmak ne büyük şey, kavuşmak, ah ”
“Ah biçare kadınlar! Bizi hiç insan yerine koymazlar ”
“Aşkı işitirler, ama aşk denilen şeyin tam da hissettikleri duygu olduğunu bilmezler ”
“Hem sevmek hem de sevdiğin kişi tarafından sevilmek! Dünyada bundan iyi şey yoktur.”
Gönül öyle bir müftüdür ki istemediği şey için kolay kolay fetva vermez..
El-Mürâsele nısfü’l-muvâsala..
Mektuplaşmak kavuşmanın yarısıdır..
Akılsız, ilimsiz, hilmsiz, faziletsiz, sabırsız, rahmsiz, hayasız adam bulunur, lâkin aşksız adam bulunmaz.
Sevdadan olmadık şey yok dünyada.
Gönül bir müftüdür ki istemediği şey için pek kolay fetva vermez.
Akılsız,ilimsiz,huysuz,faziletsiz,sabırsız,acımasız,hayasız insan bulunur,lakin aşksız insan bulunmaz..
Gönülden gönüle yol vardır derler.
Ben onu bu kadar seviyorum da
o beni niçin sevmicek, elbette sevicek.
İnsanın dünyadan ve dünyada en çok sevdiği şeyden ümidi kesmesi ne zor şey!
‘Mektuplaşma yarı yarıya kavuşmadır’ derler. Kavuşmak ne büyük şey, kavuşmak
Yaşlı insanlar geride bıraktıkları gençliklerini mutlu günleri akıllarına geldiği zaman böyle üzüntüye kapılırlar. O güzel günlerin bir daha yaşayamayacağını ve geriye dönüşün mümkün olmadığını düşünmek, yaşanmış acıların hatıra gelmesinden daha fazla acı verir onlara
Ben kendimi cesur bilirdim,bilmem bana bu korkaklık nereden geldi? Önüne çıktığımda titremeye başlıyorum,yüzüne baktığımda kendimi kaybediyorum.
Aşk öyle tabii bir şeydir ki insanoğlunun her kesiminde yani erkeğinde dişisinde, küçüğünde büyüğünde, çocuğunda yetişkininde, gencinde ihtiyarında, fakirinde zengininde, akıllısında ahmağında, âliminde cahilinde, medenisinde bedevisinde ortaya çıkar. Herkesin gönlü aşkla yoğrulmuştur.
‘Ben seni bekliyorum, ecel beni bekliyor!!!
Gönülden gönüle yol vardır,derler. Ben onu o kadar seviyorum da o beni niçin sevmeyecekmiş? Elbette sevecek..
Ne garip, insan iyi insanları bir kere görünce seviyor ve yanlarından ayrılmak istemiyor.
Hem sevmek hem de sevdiğin kişi tarafından sevilmek!
Dünyada bundan iyi şey yoktur.
İnsan hiç kendi ruhuna darılır mıydı?
Gönülden gönüle yol vardır.
Fitnat, Talat’a darılmamıştı oysa. Hiç insan kendi ruhuna darılır mı?
Gönül öyle bir müftüdür ki istemediği şey için kolay kolay fetva vermez.
Gariptir ki insan iyi adamları bir defa görmekle sever! Yanlarından ayrılmak istemez!..
Bu dünyada hürriyet yokmuş. Dünyanın en hür olanları esirlermiş!
Akılsız, ilimsiz, huysuz, faziletsiz, sabırsız, acımasız, hayasız insan bulunur, lakin aşksız insan bulunmaz.
Oh! Ne iyi hem sevmek hem sevdiğin adamdan sevilmek!..
Gönül öyle bir müftüdür ki istemediği sey için kolay kolay fetva vermez.
Birini sevmek ayıp mı ?
Akılsız ,ilimsiz ,huysuz, faziletsiz ,sabırsız, acımasız ,hayasız insan bulunur .Lakin AŞKSIZ INSAN BULUNMAZ.Aşk ve muhabbet herkesin düşüncesine mevcuttur ancak bir cazibe merkezi olmadıkça gerçekleşmez .İşte bazı kişilerin aşklarının dünyaya yayılması ve bazılarının da hiç duyulmamasının sebebi budur.
Hem sevmek hem de sevdiğin kişi tarafından sevilmek! Dünyada bundan iyi şey yoktur.
Ömür tükendi, kavuşma ümidi yok!
Çünkü insanın bir derdi olduğunda sanki dermanını, çaresini bulacakmış gibi kime rastlarsa anlatmak ister.
Ben onu seviyorum, o beni seviyor İnsanın sevdiği adam tarafından sevilmesi, kendisini seven adamı sevmesi ne büyük şey! Ne güzel şey!
Fitnat Hanım ise Talat Bey’e darılmamıştı. Hiç insan kendi ruhuna darılır mı?
Bu ümitsiz gönlümü nasıl teselli edeyim, nasıl avutayım?
Ah! Erkeklerin sevgisine inanmak, onların sadakatine aldanmak ne büyük bir kabahat! Ah biz zavallı kadınlar!
Gönülden gönüle yol vardır, derler.
Ne garip, insan iyi insanları bir kere görünce seviyor ve yanlarından ayrılmak istemiyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir