İçeriğe geç

Sürgün ve Krallık Kitap Alıntıları – Albert Camus

Albert Camus eserlerinden Sürgün ve Krallık kitap alıntıları sizlerle…

Sürgün ve Krallık Kitap Alıntıları

Bir tabloyu doldurmak için çok fırça vuruşu gerekiyordu ve bazı bazı düşünüyordu ki, ondan yoğun çalışmayla kurtulabilindiğine göre, sıkıntı iyi bir şeydi.
Memleket böyleydi, yaşanması zordu, insanlar olmadan da zordu, ayrıca hiçbir şeyi düzelttikleri de yoktu.
Şimdi gidiyordu bisikletinde, dişleri hep sıkılmış, göğü bile karartan kederli ve kuru bir öfkeyle.
Kırk yaşında, daha azraillik sayılmaz insan, hayır, ama buna hazırlanır uzaktan uzağa, biraz önceleyerek.
Kendimi suçlayıp durduğum zaman yönetmenim anlayamıyordu: ‘Yok, hayır. İyi bir yan var içinizde!’ İyi bir yan! Bende ekşi şarap vardı, hepsi buydu, böylesi de çok iyiydi, insan kötü değilse nasıl daha iyi olur ki, tüm öğrettiklerinden anlamıştım bunu.
Özellikle sevilmeyi seviyordu, o da hep üstüne titremişti. Kendisi için var olduğunu öyle sık duyuruyordu ki Marcel gerçekten var ediyordu onu.
En çetin sıcağın tatlı sıkıntı duyusunu bile öldürdüğü yaz mevsimiydi
Gitmek istiyordum birden onları bırakmak ve en sonunda yaşamaya başlamak istiyordum
Hayır, var olduğumdan emin değilim. Ama olacağım, bundan kuşkum yok
Beni denize atın… çünkü biliyorum ki, bu büyük fırtınayı üstünüze ben çekiyorum.”
JONAS, I,12
Tüm saatleri iyi kullanılıyordu ve kendisini sıkıntıdan koruyan yazgıya teşekkür ediyordu.
“Şimdi de politikacılığa mı başladın? Bu işi yazarlara ve çirkin kızlara bırak,”
Ama yaşam kısa, zaman hızlıydı, ..
Dünya gene oradaydı, genç, hayran olunası:
Komuta aşağılıkların elindedir.
Günümüzde kişisel girişiminizi büyütmek, çok daha kalabalık kitlelere ulaştırmak istiyorsanız etkili bir Instagram performansı sergilemek mecburiyetindesiniz.
Kalkmak istedim, düştüm, mutluydum, en sonunda öleceğim için umutsuzca mutluydum, ölüm de serindir ve gölgesinde hiçbir tanrı barınmaz.
Aşk, kindar da olsa, böyle asık suratlı olmazdı
Görünmez çöküntülerin en derin çöküntüler olması gerekirdi.
Kalkmak istedim, düştüm, mutluydum, en sonunda öleceğim için umutsuzca mutluydum, ölüm de serindir ve gölgesinde hiçbir tanrı barınmaz.
Gülüyorum; beni çarmıha çivileyen bu vuruşu seviyorum.
aldandık, yeniden başlayacağız.
Beni ışığından yoksun bırakma.
Beni denize atın.. çünkü biliyorum ki, bu büyük fırtınayı üstünüze ben çekiyorum..
Memleket böyleydi, yaşanması zordu, insanlar olmadan da zordu, ayrıca hiçbir şeyi düzelttikleri de yoktu.
.. Ölüm de serindir ve gölgesinde hiçbir tanrı barınmaz.
Bir düşünceye vardıysam bir daha bırakmam artık, gücüm budur, benim gücüm, hepsinin acıdığı gücüm..
.. İnsan kötü değilse nasıl daha iyi olur ki, tüm öğrettiklerinden anlamıştım bunu. Hatta yalnız bunu anlamıştım, tek bir düşünceyle, akıllı katır olarak sonuna dek gidiyordum cezalara koşuyordum, sıradanlıktan hoşlanmıyordum..
.. korkunç yüzü dünyanın gerisinden daha az korkunçtu.
.. Yalnız kötülük ortada, kahrolsun Avrupa, kahrolsun mantık, onur ve haç.
Yalnızca kötülük sınırlarına dek gidebilir ve kesinlikle hüküm sürebilir, gözle görülür krallığını yerleştirmek üzere ona hizmet etmek gerekir..
.. İyilik bir düş, hep ertelenen ve tüketici bir çabayla sürdürülen bir tasarı, hiçbir zaman erişilemeyen bir sınırdır, krallığı olanaksızdır.
Beni aldatmışlardı, yalnızca kötülüğün krallığı çatlaksızdı,
beni aldatmışlardı, gerçek dört köşeli, ağır, yoğundur, ayrım götürmez,
İnanmayı yadsıyorum, doğru kişiler yoktur, amansız gerçeğin hüküm sürmesini sağlayan kötü efendiler vardır yalnızca.
Beni tehdit eden kılıca bakıyordum, ey dünya üzerinde hüküm süren tek güç! Ey güç!
Kötülüğün egemenliği geciktirilecekti, gene kuşku doğacaktı, olanaksız iyiliği düşlemekle, tek olanaklı krallığın gelmesini çabuklaştıracak yerde, kısır çabalar harcanarak zaman yitirilecekti.
Yalnız kendini düşünüyordu, çünkü yalnız kendini tanıyordu..
İyi efendi yoktur.
Güneş ne denli parlarsa parlasındı, artık deniz hiçbir şey vaat etmiyordu.
Güneş ne denli parlarsa parlasın, artık deniz hiçbir şey vaat etmiyordu.
En sonunda ağladım, birdenbire sessizce sırtlarını döndüler bana ve hep birlikte aynı yönde gittiler.
Yok, hayır, iyi bir yan var içinizde! İyi bir yan! Bende ekşi şarap vardı, hepsi buydu, böylesi de çok iyiydi, insan kötü değilse nasıl daha iyi olur ki..
Gitmek istiyordum, birden onları bırakmak ve en sonunda yaşamaya başlamak istiyordum..
Kafamın içini düzene sokmalıyım.
“Hiç kimse çalışmıyor, hiç kimse acı çekmiyor mu?”
“Evet, milyonlarca insan.”
“Öyleyse, bu halk.”
“Böyle olunca evet, bir halk var. Ama efendileri polisler ve tüccarlar.”
“Hayır, var olduğumdan emin değilim. Ama olacağım, bundan kuşkum yok.
Görünmez çöküntülerin en derin çöküntüler olması gerekirdi.
Memleket böyleydi, yaşanması zordu, insanlar olmadan da zordu, ayrıca hiçbir şeyi düzelttikleri de yoktu.
Öfke ve güçsüzlük kimi zaman öyle can yakardı ki, insan bağıramazdı bile.
Mutluydum, en sonunda öleceğim için umutsuzca mutluydum, ölüm de serindir ve gölgesinde hiçbir tanrı barınmaz.
Bu memleket adamı deli eder.
Uçsuz bucaksız yalnızlıklar döneniyordu içinde. Evet, neden gelmişti?
Karanlıkların aşkından başka bir aşk yok mudur, gün ortasında haykıracak bir aşk?
Aşk, kindar da olsa, böyle asık suratlı olmazdı.
Zorlu çalışmaları izleyen akşamlarda uyku da ölüm gibidir.
..uçsuz bucaksız yalnızlıklar döneniyordu içinde.
Yaşam herkes için zor.
Özellikle, sevilmeyi seviyordu,
En çetin sıcağın tatlı sıkıntı duyusunu bile öldürdüğü yaz mevsimiydi
Bu memleket adamı deli eder…
“+Gururlusun Kaptan.
-Gururluydum, şimdi yalnızım.”
“Komuta aşağılıkların elindedir.
Her zaman biraz çatlaktın. Bu nedenle çok severim seni.
Memleket böyleydi, yaşanması zordu, insanlar olmadan da zordu, ayrıca hiçbir şeyi düzelttikleri de yoktu.
Doğru kişiler yoktur, amansız gerçeğin hüküm sürmesini sağlayan kötü efendiler vardır yalnızca.
Bu memleket adamı deli eder.
Kafamın içini düzene sokmalıyım.
“Kalkmak istedim, düştüm, mutluydum, en sonunda öleceğim için umutsuzca mutluydum, ölüm de serindir ve gölgesinde hiçbir tanrı barınmaz.
…öfke ve güçsüzlük kimi zaman öyle can yakardı ki, insan bağıramazdı bile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir