İçeriğe geç

Suretler Kitap Alıntıları – Cenk Mustafa Güven

Cenk Mustafa Güven kitaplarından Suretler kitap alıntıları sizlerle…

Suretler Kitap Alıntıları

&“&”

Sen yaratıcının, özgür iradesiyle seçerek olgunlaşan bilinçler istediğini ve ancak onların geldikleri yöne yani yaratıcıya dönmeyi hak edeceklerini söylüyorsun. Ve kötülüğün iyilik karşısında bir seçim alternatifi olması için yaratıldığını söylüyorsun."
Bence özgür irade bir eylemi yapma özgürlüğümüz kadar yapmama yani yapmayı seçme özgürlüğümüz kadar yapmamayı seçme özgürlüğümüzünde olmasıdır. Bizim ne yapıp yapamayacağımızı seçebilmemiz, yaratıcının seçimimizi zaten önceden bilmesi savıyla çelişmez. Çünkü yaratıcının zihninde bizim her seçimimizin olası sonuçları zaten vardır. Biz yaptığımız seçimin yolundan ilerleriz ve onu biliriz ama başka bir seçim ve başka bir yoldan giden bizler de en az bizim kadar gerçektir ve yaratıcının zihninde ezelden beri vardır. "
Adeta o an onun hissettiklerini hissediyordum. Sanki Rüya tüm bilinciyle kafamın içindeydi ve o sırada eve biraz geç kalmış beni yoğun şekilde merak ediyor ve özlüyordu. Bu zamana bağlı duyguların arkasındaysa onun bana hissettiği yoğun aşk vardı. Ve ben de bunların hepsini hissediyordum. Kendi varlığıma karşı aşkı hissediyordum. Başka bir bilinç aracılığıyla kendimi seviyordum. "
Her bilinç kendi evrenin de gerçekse diğer insanlar nedir, neden bize görünüyorlar ve en önemlisi bir amaçları var mı?"
Evet, yaşayanın yaşadığını, yaşayandan başka kim bilebilirdi. Hatta yaşayanın gerçekte var olduğunu yaşayandan başka kim iddia edebilirdi. Sahip olduğumuz en temel hatta tek bilinç kendimizinkiydi. Diğer bilinçlerin var olduğu sadece kabul ediyorduk. Aslında gerçekten var olmanın tek kanıtı kendini bilmekti. Kendini bilen bilinç vardı. Peki, ya başka bilinçler de var mıydı? "
Yaşanılanın hayat olup olmadığını, yaşayandan başka kim bilebilir ki?"
Selim onun engelli oğlu değildi, sadece oğluydu."
Tesadüf cehaletimize verdiğimiz kibar isimlerden biridir sadece."
Apartman görevlisi olmayı sevip sevmediğimi hiç düşünmedim. İşimi sevdiğim şekilde yapınca işi sevip sevmememin de bir önemi kalmıyor. Yani sevip sevmediğimi bilmediğim, aslında önemsemediğim işimi sevdiğim şekilde yapıyorum."
İnsan denilen varlık sanki lanetlenmiş gibi sınırsız düşünme ve sorgulama yeteneğine sahip bir zihinle, acı ve kötülüklere karşı koymaktan aciz, sınırlı bir bedene hapsedilmişti."
Aşklar fedakârlıkla taçlanır."
Her birimiz kendi gerçekliğimizde var oluyor ama başkalarının gerçekliğinde görünüyorum."
Biraz dalıp karabasanla uyanmış ve aradığım cevabı bulmak için hayat şiirimi mısra mısra okumuş ama hâlâ cevaba ulaşamamıştım.
Her bilinç kendi evreninde gerçekse diğer insanlar nedir, neden bize görünüyorlar ve en önemlisi bir amaçları var mı?

Suretleri gayesi ibret olmaktır. Suretsiz ibret, gayesiz hayat olmaz!"

Birinin gözlerine işleyecek kadar sevilmek için hayatta kalmalısınız."
Tesadüf, cehaletimize verdiğimiz kibar isimlerden biridir sadece."
Seni gören gözlerim olmadığı için yüzünü,
Seni duyan kulaklarım olmadığı için sesini,
Seni düşünen beynim olmadığı için varlığını,
hiçbir zaman unutmayacağım.
Seni gören de duyan da düşünen de ruhum
Seni oraya kılavuz yazdım.
Yolculuğumda en önemli idrakim sensin.
Beni menzilime yaklaştıransın.
Ne kadar güçlü de olsa, demek ki taşıdığı yükler mutlaka yoruyor insanı. Belki güçlü insan diye bir şey yoktur, güçlü görünen insan vardır."
Gerçek hayattaki insanları oldukları gibi kabul etmezsen hiçbir zaman mutlu olamazsın. Hayatı kafandakilerle yaşamayı bırak!"
Zamanla gerçek hayattaki kız sana kafanda yarattığın gerçekliğin kötü bir kopyası, sureti gibi geliyor. Bunu fark edince de acı çekiyorsun. Aşkları kafanda yaşamayı bırak da gerçek hayata dön!
Hep olan mutluluk, mutluluk değildir ki!" Dedim. "Sadece duvarlı, gökkuşağı renginde bir hapishanedir."
“Tesadüf cehaletimize verdiğimiz kibar isimlerden biridir sadece.”
Bir gün önce yaşam denen şeyi iki kelimeyle özetle deseler Değişim ve değişmeyi umutla beklemek…" derdim ama o an ya hep aynılık ya da yokluk kıskacındaydı çocuk beynim..
Belki güçlü insan diye birşey yoktur, güçlü görünen insan vardır.
“Mutlak iyi olan yaratıcı kullarını kötülüğün ellerinden alamayacak kadar zayıf veya kötülüğün ellerine atacak kadar gaddar değil, aksine sınamadan önce kötülüğü gösterecek seçimlerimde yardımcı olacak kadar nahif ve lütuf sahibi..”
“O her özü, kendi nefsinden özgür irade kabiliyeti vererek yaratmıştır. İster ki özler olgunlaşa olgunlaşa yolculuklarını tamamlayabilsinler. Özler hakikati, iyiyi ve güzeli seçtikçe olgunlaşır.”
“Kendimi okumak için can attığım bir kitabın yapraklarını parmaklarımın ucunda çevirip duruyor gibi hissediyorum. Gel gör ki kitap okunmadan, hayatım yaşanmadan akıp gidiyor.”
“Tesadüf cehaletimize verdiğimiz kibar isimlerden biridir sadece.”
Bir yerlerde bir öz vardı ve o çok iyiydi. Peki ama serserilik yapan onun bir kopyası, bir sureti miydi?
“Aradığım kesinlikle bendeydi. Kilit bendim, anahtarımsa aşk… Düşündükçe cevabı ortaya çıkarmak için derinliklerime ulaşmam, topyekün kendimi okumam gerektiğini anladım.”
Her birimiz kendi gerçekliğimizde var oluyor ama başkalarının gerçekliğinde görünüyoruz."
Aslında gerçekten var olmanın tek kanıtı kendini bilmekti."
Yaşayanın yaşadığını, yaşayandan başka kim bilebilirdi?"
İnsanı varlıkların en yücesi yapan özgür irade ve seçim yapabilme yeteneğidir."
Ne kadar güçlü de olsa, demek ki taşıdığı yükler mutlaka yoruyor insanı. Belki güçlü insan diye bir şey yoktur, güçlü görünen insan vardır."
Tesadüf cehaletimize verdiğimiz kibar isimlerden biridir sadece."
Yaşanılanın hayat olup olmadığını, yaşayandan başka kim bilebilir ki?
Hiç acı ödül olarak geçer mi, öyle acılar var ki cennette geçen milyon yıl bile ruhta açılan yarayı onarmaz.
Birileri sırf istiyor ve yapabiliyor diye sana zarar veriyor ve düzen onlara dur diyemiyorsun nasıl insan kalabilirsin?
İnsan denilen varlık sanki lanetlenmiş gibi sınırsız düşünme ve sorgulama yeteneğindeki sahip bir zihinle, acı ve kötülüklere karşı koymaktan aciz, sınırlı bir bedene hapsedilmişti. Hem bedeni ve ruhu yaşadığı her acıyı kaçırmadan hissetsin diye türlü duygularla donatılmış hem de aklı acı çektiğini fark edip “neden?” Diye sorgulayacak kadar güçlü yaratılmıştır. Beni; Rüyasız, bölük pörçük uykulara mahkum eder işte bu adaletsiz varoluşta kendini zayıf ve güvensiz hissetmemdi . Ne yaparsak yapalım kaçamadığımız acılar neden vardı ve en önemlisi kaçınılmazlardan bizi sakınacak bir güce neden sahip değildik?
Bu kötülükler insanların başına neden geliyordu? Her şeye yeten bir güç varsa kötülük neden vardı?
Yaşanınlan hayat olup olmadığını, yaşayandan başka kim bilebilir ki ?
Ne kadar güçlü de olsa, demek ki taşıdığı yükler mutlaka yoruyor insanı. Belki güçlü insan diye bir şey yoktur, güçlü görünen insan vardır
Rüya’nın mezun olduğu yaz evlendik. O, yaşayan canlı sokakları sevdiği için, şehrin eski ama nezih mahallelerinden birinde cadde üstünde kiraladığımız eve yerleştik…
Nasıl desem! " dedim sesim titreyerek. "Rüya’yla ilişkim, sanki raflarda kapağını görüp beğendiğim ve ön sözünden hayatıma yön vereceğini anlayıp okumak için aldığım bir roman gibi…
Yaradan nurdan ibadetse,sonsuz iyilikse ve biz onun nefsinden ilhamlıysak, neden kötülük bize eziyet edebiliyor?
Sonsuza kadar yaşamak ne demek, sıkılmadan nasıl yaşayacağız ki?
İnsanın hayatına hiçbir şey ve hiç kimse süs olsun duvarda asılı kalsın diye tesadüfen girmez
Seni gören de duyan da düşünen de ruhum. Seni oraya kılavuz diye yazdım. yolculuğumda en önemli idrakim sensin. beni menzilime yaklaştıransın.
Bu hayat hep böyle mi, birini yola sokmak için hep diğerini mi harcar?
Hep olan mutluluk, mutluluk değildir ki!" dedim. "Sadece duvarlı, gökkuşağı renginde bir hapishanedir."
Rüya’yla ilişkim, sanki raflarda kapağını görüp beğendiğim ve ön sözünden hayatıma yön vereceğini anlayıp okumak için aldığım bir roman gibi… Son birkaç ay öncesine kadar sadece kapak ve öz söz yetiyordu bana ama sıra okumaya geldiğinde fark ettim ki kitabın sayfaları boş.
Duyumsamamın fark ettiği, aklımın onay verdiği ve en nihayetinde ruhuma dolandır gerçek olan…"
Her öz kendi evreninde suretlerle yaşar. Kendini bilen bilinç özdür, diğer herşey suret."
Sonsuzluğun içine her şey sığar, bütün var olanların tüm seçimlerine onların bütün sonuçları, bütün yolcular ve olanların bütün yolları.
Hep olan mutluluk, mutluluk değildir.
Her bilinç kendi evreninde bir öz, geri kalanlar suret
Suret olmayacak kadar gerçeklik hissi veren tek kişiydi.
Tesadüf cehaletimize verdiğimiz, kibar isimlerden biridir sadece!..
Birinin gözlerine işleyecek kadar sevilmek için hayatta kalmalısınız."
Birinci sahnede duvarda asılı bir silah varsa ilerleyen sahnelerin birinde mutlaka patlar."
ANTON ÇEHOV
Tesadüf cehaletimize verdiğimiz kibar isimlerden biridir sadece..
Eve çıkmaya karar verince geçinebilir miyim, kaygısı gütmeden okul kantinin ev arkadaşı arayanlar panosundaki isimlerdem dört beş kişi belirleyerek işe başladım. Ardından üniversitenin merkez kütüphanesine gidip listemdekilerin giriş, çıkış, ve ödünç kitap alışlarına baktım. Biri fizik, diğeri sosyoloji bölümünden iki kişi yaptığım soruşturmayı geçmişti, onlarla iletişime geçtim.
Neden kötülük var hocam?
&‘Yaradan Nurdan ibaretse, sonsuz iyilikse
Ve biz onun nefsinden ilhamlıysak, Neden kötülük bize eziyet edebiliyor? Karşımda sakince duruyor ve gözlerime bakıyordu, Belli ki ilk defa duyduğu bir soru değildi bu. Şer; yapının imtihanı, görenin ibreti, Çekenin ödülüdür evladım. Dedi.
Kötülük ve insanın kötülük karşısındaki acizliğiyle dolu bu dünyada kendimi güvende hissetmeden yaşamak çok yoruyordu beni.
Gerçek hayattaki insanları oldukları gibi kabul etmezsen hiçbir zaman mutlu olmazsın. "
Şer; yapanın imtihanı, görenin ibreti, çekenin ödülüdür evladım. "
Mücadele etmek istemediğiniz hiçbir savaşı kazanamazsınız!
Birileri sırf istiyor yapabiliyor diye sana zarar veriyor ve düzen onlara dur diyemiyorsa nasıl insan kalabilirsin?
Bu hayat hep böyle mi?. Birini yola sokmak için hep diğerini mi harcar?
Sonsuza kadar yaşamak ne demek, sıkılmadan nasıl yaşayacağız ki?"
Hep olan mutluluk, mutluluk değildir ki!"
Her şeye yeten bir güç varsa kötülük neden vardı?"

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir