Sorgu ve Yanıt Kitap Alıntıları – Patrick Ness

Yaşamı korumak, insanlığımızı kaybetmemenin baş şartıdır.

Yaşamak bir savaştır.

Hiç kimsenin kontrolü altına girmeyecek kadar çok sevdiğiniz bir şeye sahip olmak. Bu zayıflık değil insanın en büyük gücü

Hiç kimsenin kontrolü altına girmeyecek kadar çok sevdiğiniz bir şeye sahip olmak
Bu zayıflık değil İnsanın en büyük gücü.

Okyanusu özlüyorsun.

Okyanusu bir kez görsen, özlemek neymiş sen de bilirsin.

Ve her ne kadar iyileşmiş olsan da, diyor, seni böyle bir dünyada hayata döndürdüğümüz için bize teşekkür edeceğinden emin değilim.

En iyi yalancılar, söyledikleri yalanın doğruluğuna inananlardır.

Bizi biz yapan, seçimlerimizdir. Ve yapmak zorunda kaldıklarımız.

Zor zamanlar insana sıcak bir kap yemeğin değerini öğretir, Todd.

Birinin, kim olursa olsun, işkence çekmesine izin vermek, dünya üzerindeki en büyük günahtır.

“Mesele, hiçbir şeyi aleyhinize koz olarak kullanılacak kadar sevmemek gerektiği değil. Hiç kimsenin kontrolü altına girmeyecek kadar çok sevdiğiniz bir şeye sahip olmak. Bu zayıflık değil. İnsanin en büyük gücü.”

“Hayatta iki düsturum vardır, canım kızım. İlki, kendini kontrol edebiliyorsan, başkalarını da kontrol edebilirsin. İkincisi, bilgiyi kontrol edebiliyorsan, başkalarını da kontrol edebilirsin. İşime ziyadesiyle yarayan bir felsefe oldu bu.”

“Tanıdığın düşman tanımadığın dosttan iyidir.”

“Bir erkek, işlerin sadece doğru ya da yanlış kabul edilemeyecek kadar karmaşık olduğunu anlar.”

“Yürümeye başlamadan önce emeklemek gerekiyor. Ve bazen de yürümeyi bırakıp emeklemeye geri dönersin.”

“Öyle yalanlar söyler ki gerçek olduğuna inanırsın. Şeytan en güzel hikayeleri anlatandır.”

Bizi biz yapan, seçimlerimizdir. Ve yapmak zorunda kaldıklarımız.

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.

“Birey düşünebilir, kalabalık düşünemez.”

“İnançta kanıta yer yoktur.”

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

“Canınız yanmıyorsa hayatta olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz ki?”

“Hiçbir şeyi aleyhinizde koz olarak kullanılacak kadar sevmemek gerek.”

Canınız yanmıyorsa hayatta olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz ki?

Bizler yaptığımız seçimlerden ibaretiz. Yapmak zorunda ol­duğumuz seçimler. Başka da hiçbir şey değiliz.

“Buradaki herkes birinin kızı,” diyor sessizce. “Dışarıdaki her asker bir başkasının oğlu. Tek ama tek suç birinin canını almaktır. Daha ötesi yoktur.”
“Sen de bu yüzden savaşmıyorsun,” diyorum.
Sertçe bana dönüyor. “Yaşamak zaten savaşmaktır,” diye çıkışıyor. “Hayatı korumak insanın temsil ettiği her şeye karşı savaşmaktır.”
Sinirli bir şekilde soluk alıp veriyor. “Ve şimdi de o, tüm bu bombalarla. Ne zaman bir kadının kör olmuş gözlerini bandajlasam ya da bir bomba kurbanının bedeninden şarapnel parça­larını çıkarsam onlarla savaşıyorum.”
Sesi yükseliyor fakat sonra yeniden alçalıyor. “Savaş budur,” diyor. “Yani benim verdiğim savaş.”

“Hep, lider olmanın insanların her geçen gün senden daha çok nefret etmeleri anlamına geldiğini söyler.”

Acı duymazken bedenim yokmuş, bir ruhmuşum gibi his­sediyorum; sandalyeye oturtulup bağlanmış bir ruh gibi.
Şimdiden ölmüşüm gibi.
Çünkü eğer acı çekmezsen yaşayıp yaşamadığım nasıl bi­lirsin?

Kişiler ölür ama fikirleri yaşamaya devam eder.”

Bana bakıyor, göz göze geliyoruz. “Çok güzeldir ama; yani okyanus. Daha önce gördüğün hiçbir şeye benzemez.”
“Özlüyorsunuz.” Biramdan son yudumu alıyorum.
“Okyanusu bir kez görmek onun nasıl özleneceğini öğren­mektir,” diyor bardağımı alarak.

Eğer Tanrı’nın gözünde ne kadar ufak olduğunu görmek ister­sen okyanusun kıyısında durman yeterlidir.”

Yeni Prentisstown’da tanıştığım bunca insan arasında şu senin Şifacı Coyle liderliğin ne anlama geldiğini gerçekten kavramış olan tek kişi. Liderlik edinilmez Viola. Alınır ve tüm gezegende benim dışımda bunu almaya gücü ve iradesi yetebi­lecek tek kişi o olabilir.”

Ve fısıldıyorum, bunu ona da fısıldıyorum, her neredeyse. “Hayatta kal ve bunu atlat.”
Hayatta kal.

 Mesele,hiçbir şeyi aleyhinize koz olarak kullanılacak kadar sevmemek gerektiği değil.

  Hiç kimsenin kontrolü altına girmeyecek kadar çok sevdiğiniz bir şeye sahip olmak.

Hiç kimsenin kontrolü altına giremeyecek kadar çok sevdiğiniz bir şeye sahip olmak.
Bu zayıflık değil
İnsanın en büyük gücü

Yaşamak bir savaştır.

Kadınlardan oluşan bir ordunun silahlanmış bir ordudan farkı yoktur. Seni bozguna uğratabilir.

Bizi biz yapan, seçimlerimizdir. Ve yapmak zorunda kaldıklarımız.

Tanrı’nın planında yerinin ne kadar küçük olduğunu görmek istersen, okyanusun kenarında durman yeterlidir.

Canınız yanmıyorsa hayatta olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz ki?

Hiçbir şeyi aleyhinizde koz olarak kullanılacak kadar sevmemek gerek.

Tanıdığın düşman tanımadığın dosttan iyidir.

Bizi biz yapan seçimlerimizdir.

Bir general savaşı kazanmak için her şeyi yapar,
Savaşa savaş denilmesinin sebebi bu.

Yürümeye başlamadan önce emeklemek gerekiyor.
Ve bazen de yürümeyi yarıda bırakıp emeklemeye geri dönersin.

Liderlik öğrenilmez, viola. Ele geçirilir

Hayat hep siyah ya da beyaz değildir, Todd. Hatta neredeyse hiçbir şey öyle değildir.

BEN ÇEMBERİM VE ÇEMBER DE BEN

İçlerinden biri bile üzerlerine doğru gelen tehlikeye karşı elini kaldırmıyor,yeterince uysal,yeterince zayıf olurlarsa canavarın onları yemeyeceğini umuyorlar.

“İnandığım iki ilke vardır, sevgili kızım” diyor Başkan yavaşça bize doğru ilerleyerek. “Bunlardan ilki, eğer kendini kontrol edebilirsen başkalaeını da kontrol edebileceğindir. İkincisiyse, eğer bilgiyi kontrol edebilirsen başkalarını kontrol edebileceğin.”

Bizler yaptığımız seçimlerden ibaretiz. Yapmak zorunda olduğumuz seçimler. Başka da hiçbir şey değiliz.

Bizi biz yapan şeyler seçimlerimizdir.

Tanrı’nın planında yerinin ne kadar küçük olduğunu görmek istersen, okyanusun kenarında durman yeterlidir.

Her kim canavarlara çarpışmayı göze alırsa,
bir canavara dönüşmeyi de göze alsın
ve karanlığa uzun bir süre bakarsanız,
karanlık da sizin içinize bakacaktır.

FRİEDRİCH NİETZSCHE

Mesele, hiçbir şeyi aleyhinizde koz olarak kullanılacak kadar sevmemek gerektiği değil.
Hiç kimsenin kontrolü altına girmeyecek kadar çok sevdiğiniz bir şeye sahip olmak.
Bu zayıflık değil..
insanın en büyük gücü.

Bayan Coyle gerçeğin yalan olduğunu ve yalanın da gerçek olduğunu düşünmemi sağladı.

Seni güçlü yapan da bu, Todd Hewitt. Uyuşmuşluğun ve bilginin hüküm sürdüğü bu dünyada, hissetmek, canım oğlum, ziyadesiyle kutlu bir özellik.

Hayatta iki düsturum vardır, canım kızım. İlki, kendini kontrol edebiliyorsan, başkalarını da kontrol edebilirsin. İkincisi, ‘bilgiyi’ kontrol edebiliyorsan, başkalarını da kontrol edebilirsin.

Çemberin bir parçası olduğumdan beri, her şey en korkunç şekilde anlaşılır gelmeye başladı.

..tanıdığın düşman tanımadığın dosttan iyidir.

Yaşamak bir savaştır. Yaşamı korumak, insanlığımızı kaybetmemenin baş şartıdır.

Birey düşünebilir. Kalabalık düşünemez.

Eğer bir savaş görürsen, savaşın sadece yok ettiğini anlayacaksın. Kimse savaştan kaçamaz. Hiç kimse. Hayatta kalanlar bile.

İnsanların sana söylediklerini öylece kabul edemezsin, onların yanlışlarına ortak olamazsın.

İnsan gücün peşinden gider. Hayatta kalmanın yolu budur.

Sonuçta Gürültünün olayı da bu, di mi? Sadece gerçeği değil, aklınızdan geçen her şeyi kapsıyor ve bişeyi yaptığınızda kendinizi iyice inandırdığınız takdirde, eh, yapmış kadar olabiliryorsunuz.

Canınız yanmıyorsa hayatta olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz ki?

“Peki ama onnadı idam ettiyseniz, şimdikiler nasıl onnar olabilir?”
“Çünkü kişiler ölür ama fikirleri yaşamaya devam eder”

“Fikirleri öldürmek mümkün değildir.”

“Tanrı’nın planında yerinin ne kadar küçük olduğunu görmek istersen, okyanusun kenarında durman yeterlidir.”

Canınız yanmıyorsa hayatta olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz ki?

Hayat hep siyah ya da beyaz değildir, Todd. Hatta, neredeyse hiçbir şey öyle değildir.

“Her şey değişir fakat özünde aynı kalır.”

“Bizi biz yapan seçimlerimizdir.”

“Canınız yanmıyorsa hayatta olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz ki?”

Uyuşmuşluğun ve bilginin hüküm sürdüğü bu dünyada, hissetmek, canım oğlum, ziyadesiyle kutlu bir özellik.