F. Scott Fitzgerald kitaplarından Son Patron kitap alıntıları sizlerle…
Son Patron Kitap Alıntıları
&“&”
“İlginç bir erkeğin ilgisini çekmek için ne yapabilirim “ diye sordum.
“Ona aşık olduğunu söyle.”
“Peşinden mi koşayım?”
“Evet,” dedi gülümseyerek.
“ Bilemiyorum.Aşk yoksa,yoktur işte.”
“Ona aşık olduğunu söyle.”
“Peşinden mi koşayım?”
“Evet,” dedi gülümseyerek.
“ Bilemiyorum.Aşk yoksa,yoktur işte.”
Bir an vardır, boş verirsin, sonra öyle bir an gelir ki dünyadaki hiçbir gücün olacağı engellemeyeceğini bilirsin.
Stahr yargılamadan, yalnızca tartarak dinliyordu onun anlattıklarını. Pembeli mavili şapkanın altındaki yüzde bir değişiklik yoktu. Yirmi beş yaşlarında olsa gerekti. Şimdiye kadar kimseye tutulmamışsa, kimse de ona tutulmamışsa yazık olurdu zaten.
İnsanların kabalığı doğrudan seni hedeflemez ki – senden önce tanıdıkları kişilere yöneltilmiş bir sövgüdür.
Herkesin vazifesi doğuştan bellidir."
Limuzin tarzı cenaze arabasının boğuk süzülüşünden, örten, dökülen çiçeklerden, dışarıdaki o karanlıktan çıkıp gelen ve şimdi, burada, kor gibi yanan, ılık bir korku.
“Bol bol gülmem gerekiyordu, ” -dedi kız. “Bol bol gülmeyi öğrendim.”
“Ortada olmayanı görmeye çalışmanın pek faydası yok.”
“İnsanların kaba davranması sana atılmış bir tokat değildir – daha önce tanıdıklarına atılmış bir tokattır.”
İradenin yerine konabilecek hiçbir şey yoktur.Bazen en küçük irade hissetmesen bile iradeliymiş numarası yapman gerekir."
Eski sadakatler şimdi sallantıdaydı, dört bir yan kuzu postundaki kurtarla kaynıyordu; ama yine de o hâlâ onların güvenebileceği biri, prenslerin sonuncusuydu. Ve önünden onu selamlayarak geçişleri, bir tür alçak sesli tezahürattı."
Buhranın en berbat zamanlarıydı, genç oyuncu öyle büyük bir dikkatle camdan bakıp durmuştu ki, kızın atlamayı düşündüğünü sanan hostesin ödü kopmuştu.Ancak anlaşıldığına göre kız yoksulluktan değil bir devrimden korkuyordu.
Bazen uçakta sinema dünyasından tanıdığım birileri olurdu, arada bir de yakışıklı üniversite öğrencisi; ama buhran sırasında pek değil."
Stahr yargılamadan, yalnızca tartarak dinliyordu onun anlattıklarını. Pembeli mavili şapkanın altındaki yüzde bir değişiklik yoktu. Yirmi beş yaşlarında olsa gerekti. Şimdiye kadar kimseye tutulmamışsa, kimse de ona tutulmamışsa yazık olurdu zaten.