İçeriğe geç

Siyasi Düşünceler Tarihi Kitap Alıntıları – Metin İşçi

Metin İşçi kitaplarından Siyasi Düşünceler Tarihi kitap alıntıları sizlerle…

Siyasi Düşünceler Tarihi Kitap Alıntıları

&“&”

Lİberalizm, birey ve birey iradesine dayanan bir sistemdir. Birey, liberalizmde başlı başına bir değer olduğu gibi, hem devletin hem siyasi rejimin kaynağıdır. Bu düşünce sistemine göre akıl ve muhakeme sahibi olan ferdin, kendisi ve toplumu ilgilendiren tüm meseleler hakkında söz sahibi olduğu kabul edilmektedir."
Kant o kadar düzenli ve programlı yaşıyordu ki, yıllarca hep aynı saatlerde sokağa çıkıyordu. Öyle ki, halk onun sokağa çıktığını görünce, saatlerini ayarlıyordu."
Rousseau’ya göre; özgürlük, her iklimde yetişen meyveye benzemediği için, her millet ona kolayca sahip olamaz. Monarşiler varlıklı milletlere, aristokrasi zenginlikte orta halli toplumlara, demokrasi ise küçük ve yoksul toplumlara elverişlidir. Yeryüzünde bütün ülkeler aynı karakterde değildir."
Toplumdaki eşitsizliğin kaynağının, sosyalist bir düşünce tarzıyla açıklayan Rousseau, bir insanı başkasına muhtaç kılmadıkça onu kul köle yapmanın imkânsız olduğunu yani köleliğin, aşırı ihtiyaç ve bağımlılıktan doğduğunu ifade etmektedir. Ona göre, bir toprak parçasının etrafını çevirip "bu benimdir" deyip kendisine inanan saf insanları bulmuş olan insan, uygar toplumun gerçek kurucusudur."
"Machiavelli siyasi düşünce tarihinde bir değişimin öncüsüdür. Ondan önceki bütün düşünürler burjuvanın siyasal görüşlerini savunmuşlar ve kendilerini dinin etkisinden kurtaramamışlardır. Machiavelli ise, siyasal gücün tanrıdan değil, kuvvetten olduğunu söylemiş, böylece siyasi düşünceyi dini düşünceden ayırarak laikliğin, her türlü peşin hükümden uzak durarak da siyasi düşünceyi bilimle uzlaştırmanın öncüsü olmuştur. Bundan dolayı Machiavelli bir anlamda modern siyaset biliminin kurucusu sayılır. O aynı zamanda İtalyan birliğinin sağlanması gibi yüksek bir ideal peşinde koşmuş ve böyle bir ideali gerçekleştirmek için her yol başvurmayı meşru kabul etmiştir. Onun adına izafe edilen Makyavelizme göre, başarının ilk şartı ikna değil, baskıdır."
Avlanırken aile fertleri ile yardımlaşan ilkel insan, başardığı her şeyi taklit yoluyla diğer insanlara aktararak bu konuda belli bir standarda ulaşmıştı.
Bu gelişmeler cinsiyete dayalı iş bölümünü de azaltınca çeşitli sınıflarla meslekler doğmuş ve insanlığın en büyük keşiflerinden biri olan din kurumu ortaya çıkmıştır.
Aslında nerede insan kendi düşüncesiyle, mevcut inanç sistemi arasında çelişkiye düşerek sistem ve taraftarlarınca dışlanmışsa, orada yeni arayışlar baş göstermiştir.
Siyasal düşünceler büyük oranda din ve etiğin tesirinde kalarak bağımsızlığını kazanamamıştır.
İnsan, diğer insanlara ihtiyacı olduğunun farkına vardığından beri toplum hayatı yaşamaktadır.
Rousseau’ya göre; özgürlük, her iklimde yetişen meyveye benzemediği için, her millet ona kolayca sahip olamaz. Monarşiler varlıklı milletlere, aristokrasi zenginlikte orta halli toplumlara, demokrasi ise küçük ve yoksul toplumlara elverişlidir. Yeryüzünde bütün ülkeler aynı karakterde değildir."

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir