İçeriğe geç

Siyah Kitap Alıntıları – Talha Bora Öge

Talha Bora Öge kitaplarından Siyah kitap alıntıları sizlerle…

Siyah Kitap Alıntıları

&“&”

Bazıları şansa bırakır, bazısı zamana. Biz bırakalım Allah’a
Ya Umut’um, ne için geldik dünyaya ne için yaşayıp ne için öleceğiz?
Cennet için mütevazı hedefle kapısı yeter" diyen insanın, konu dünya olunca ne de sonsuz, sınırsız hedefleri var. Bu işte bir terslik var!
İftira atan aynı anda gıybet de yapar. Mağdur kahrından ölür de müfteri kim bilir nasıl yaşar!
Bir baba gördüm ortadoğuda ; ağlıyordu iki kızı birden cansız kucağında. Ey zalimler dedim, siz de ağlayacaksınız bir gün cehennemin kucağında !
Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz ! "
Siyaha çıkardı çocukluğumuz. Ne yana dönsek umut, kime tutunsak vefa…
Ne kadar hızlı yaşarsan yaşa
anlayabildiğin kadar varsın.
Bir söz var ya:gözde yaş yoksa ruhun gökkuşağı olamaz," diye.
Çocukken utandığımda yüzüm kızarınca üzülürdüm. Şimdi kızarmayan yüzleri gördüğümde, bu büyük nimet için şükrediyorum.
Dünya bir hayaldir.
Soluduğun hava, bastığın toprak, içtiğin su, yandığın ateş hayaldir.
Daim sanma.
İnsanlar, sözlerinden çok yaşayışınla ölçerler seni.
En son beklenen,
en çok bekleyen,
en büyük beklentiyi veren ancak ölümdür.
Ruhu, vicdanı, kalbi ve gözleri olan,
öylesine değil de
gerçekten yaşayanlar ağlayabilirler,
hem de bütün güçleriyle!
Gözde yaş yoksa ruhun gökkuşağı olamaz.
Ağlamak hep bir zayıflık belirtisi olarak algılansa da ezelden, aksine güçlü bir karakter ve zengin bir ruha delalet eder çoğu kez.
Şu kısa dünya hayatında her şeye daha geniş, daha yukardan bakmak gerek.
Samimiyet, dürüstlük, diğergamlık, tevazu, hoşgörü…Böyle kavramlar işte; hayatı hayat, insanı insan yapar.
Yanlış kapının önündeysen kapalı olması açık olmasından hayırlıdır.
Evet, değer denen şey, zatını değersiz görebilen insanda zirveye ulaşıyor hakikatte.
Konuş
Ya da
Sus ve bak
Fark eden ruhundur.
Ne kadar içtensen, onca anlaşılıyorsun.
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Bu vakte kadar çoğu kez, ciddi bir sima, olgunluğun ifadesi olarak algılansa da, orantı kurduğunda, tebessüm daha fazla olgunluğu simgeliyor. Dünyayı değil insanı ya da geniş bir açıyla, maddeyi değil manayı önemseyebilen içten gülümseyebiliyor. Ancak o olgunlukla karşılayabiliyor başına gelen bin bir çeşitleri halleri de o yüzden.
Dünya rahat yeri değil. Dünya belki daha iyi bir dünyayı hak etmek için bir sınav yeri. Sınavlarsa hep ön hazırlık, çalışmak, emek, stres, zorluk, korku, heyecan barındırır ruhunda ve her sınav bitimi meraklı bir bekleyişe sahne olur sonucun ne olacağına dair. Gerçi sonuç ne olursa olsun sınavların bitişi inanılmaz bir ferahlıktır. Eğer ümit varsa! Yoksa aksi söz konusudur aynı oranda hem de.
Anla; ne kadar hızlı yaşarsan yaşa, anlayabildiğin kadar varsın.
Sormaz ki bilsin, bilse sorardı; bilmez ki sorsun, sorsa bilirdi.
Bu cihan bir dağdır, bizim yaptıklarımız ise ses, seslerin aksi yine dönüp bize gelir.
Ve unutma; eğer Allah’tan başkasına ihtiyacın olmadığına samimiyetle inanırsan, Allah seni asla başkasına muhtaç etmez!
Bazısı şansa bırakır, bazısı zamana. Biz bırakalım Allah’a!
Bir gün gelecek, bir gün kalacak.
Beklemeye devam et ve sabret.
Dostoyevski gibi ben de her insanın hatta en kötü insanın bile yüreğinde yanan bir ateşten yoksun olmadığına inanıyorum!
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Haram yolla kazanıp hayır yapacak güya, yazık ne boş bir rüya!
Herkes ölür ama bazıları gerçekten yaşar!
Arkadaş başka, dost başkadır." derler, doğru; biri arkanda, biri her y/anındadır!
Eğer Allah’tan başkasına ihtiyacın olmadığına samimiyetle inanırsan, Allah seni asla başkasına muhtaç etmez!
Dostuna Aramızda kalsın" diyorsan, aranızda dostluk kalmamış demektir!
İşimiz Allah’a kaldı" deyip umutsuz olan gafil; İşin Allah’a varmıyorsa yandın bil !
Dayanmak zorunda olduğun hak etmediğin o son, gelecekte ödül olarak hak ettiğin başlangıçlar sunacaktır sana.’
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Herkes ölür ama bazıları gerçekten yaşar !
Dert böyle bir şeymiş; bulaştığı insanı güzelleştiren, dayanıklı , olgun kılan !
Ruhun ne kadar bedenindeyse, o kadar anı yaşıyorsun.
“ Sevdiğini, sevildiğini mi zannettin yoksa? Yani bir zan mıydı yaşananlar ki sonları hüsrandı.”
Sen de bir gölge olacaksın…
Yaşadıkça gölgelerin içinde…
“ Sormaz ki bilsin, bilse sorardı; bilmez ki sorsun, sorsa bilirdi! “
Bu cihan bir dağdır,bizim yaptıklarımız ise ses,seslerin aksi yine dönüp bize gelir.
Ve unutma ; eğer Allah’tan başkasına ihtiyacın olmadığına samimiyetle inanırsan,Allah seni asla başkasına muhtaç etmez…
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Dertler çoğalır bir AH çeker
İnsan ve sızı bir soluk azalır.işte böyle kelimeler biter,AH kalır ve sana ALLAH’ı hatırlatır !
“Bu cihan bir dağdır, bizim yaptıklarımız ise ses, seslerin aksi yine dönüp bize gelir.”
Ve unutma ; eğer Allah’tan başkasına ihtiyacın olmadığına samimiyetle inanırsan, Allah seni asla başkasına muhtaç etmez.
Ölçecek bir tartı yok ziyanlarının ne kadar olduğunu onlara söyleyecek vicdanlarından başka!
Sonra çıkıp beynindeki hücreden ruhunun engin yamaçlarına, haykıracaksın,
Hey hayat,
Yaşıyorum seni!
Kaç anından pişman olmadan yaşadın? Hayır, mahkum olmadan! Evet, doğru cümle bu, Kötü olana ancak mahkum olunur.!
Siyaha çıkardı çocukluğumuz.
Ne yana dönsek umut, kime tutunsak vefa…
Gözümüz kara olsun, sözümüz siyah;
Özümüz ah olsun, vuslatımız siyah..
Siyaha çıkardı çocukluğumuz.
Ne yana dönsek umut, kime tutunsak vefa…
Gözümüz kara olsun, sözümüz siyah;
Özümüz ah olsun, vuslatımız siyah..
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Şu dünyada her şey yarım;
Tamam olunacak başka bi yer var dercesine!
Şu dünyada her şey yarım; tamam olunacak başka bir yer var dercesine…
İçinde bulunduğun anda ruhun ne kadar bedenin- deyse o kadar anı yaşıyorsun!
O’nu (Allahı) bulmak, huzuru bulmaktır..
Yanlış kapının önündeysen kapalı olması açık olmasından hayırlıdır…
kırılan umutlarda düş parçaları devşirilir mi ?
bir ah,bir ömür,bin umut…
Gözde yaş yoksa ruhun gökkuşağı olamaz."
Neylesin derdi olan?
Derdi olan söylesin!
Neylesin korkuyorsa?
Söylesin, hiç korkmasın! 96
Yanlış kapının önündeysen kapalı olması açık olmasından hayırlıdır… 77
Ey Oğul!
İlim ve takva ehli veya herhangi bir sebeple senden ileride bulunan bir kimsenin huzurunda dilini tut.
Ey Oğul!
Borçlanmakdan uzak dur. Çünkü borç seni, gündüz zillete sürükler, gece de üzüntüye boğar.
Ey Oğul!
İki dünyada mes’ut olmak istiyorsan, kendini anla. Okuyup bilgili olmaya çalış. Çalış ki, bilenle bilmeyen bir olmaz.
Ey Oğul!
Tembel olma. Tembellik bedbahtlık alametidir.
Ey Oğul!
Ahlakını düzelt. Dostuna da düşmanına da güler yüz göster. Ancak değerin ve itibarın kırılacak derecede hareket etme.
Ey Oğul!
Her şeyin hayırlısı olan orta yolu tercih et.

Ey Oğul!
içini dışından daha çok süsle: için Hakkın, dışın halkın baktığı yerdir. 64 65

Ey oğul!
Nice ağır yükler taşıdım. Fakat kötü komşu kadar ağır bir yüküe rastlamadım. Nice acılar taktım, fakat fakirlikten daha şiddetli bir acı tatmadım.
Ey Oğul!
Alimlerin meclisinde bulun. Hikmet ehlinin sohbetlerini dinle. Çünkü Allah kuru toprağı yağmurla nasıl canlandırırsa, ölmüş kalpleri de hikmetli sözlerle öyle diriltir.
Ey Oğul!
Takvayı kendin için karlı bir ticaret olarak kabul et. Çünkü böyle ticaretler sonsuz kazançlar temin eder.
Ey Oğul!
Kötülük ve günahlar senden sakındığı gibi, yani işlemedikçe sana dokunmadığı gibi sen de onlardan sakın. Çünkü kötülük kötülüğü günah da günahı çeker.
Ey Oğul!
Dünyaya geldin geleli ahirete doğru yol alıyorsun. Bunun için ahiret yurdu, sana dünya yurdundan daha yakındır. 62-63
Ah be evlat, Sultan Murad dediğin kim? Sen asıl Alemlerin Sultanına kendini sevdir:
O seni severse, sırtını Sultan Murad’a bile keselettirir! "
Laubali olmadan samimi, resmi olmadan ciddi olabilen, sağlığını koruyan, temiz, hep güzel kokan, yalnız okul ve işte değil, sosyal saflarda da en önlerde, hatta satranç, müzik veya yüzme gibi hobi edindiği dalların birinde de çok iyi olan,
ailesine bağlı, onların derdi ile dertlenen, tehlikeden uzak duran, rüzgarlara kapılmayıp, arkadan gitmeyen, belki arkasından sürükleyen, kesinlikle sempatik, zıt fikirlere de saygılı, beğenilerini ölçülü dile getiren, hakkını arayan ve bu konuda taviz vermeyen, onurlu, prensiplerinden vazgeçmeyen ve gururlu, kendisini ezdirmeyen, karşısındakini adam yerine koyup dinleyen, dünyadaki gelişmeleri takip eden,
asla kimsenin arkasından konuşmayan, konuşturmayan, karşılıksız verip, paylaşmayı seven, merhametli, yardımı seven, adaletli, ne olursa olsun doğruyu söyleyen, insanların statülerinden etkilenmeyip, herkese eşit muamele eden ve sevdiğinde gerçekten seven… 31

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir