İçeriğe geç

Şimşekler Kitap Alıntıları – Jean Echenoz

Jean Echenoz kitaplarından Şimşekler kitap alıntıları sizlerle…

Şimşekler Kitap Alıntıları

Ne de yorucu bir şey sürekli kendi içinde olmak, hiç çıkamamak, dünyayı içinde hapsolduğumuz bu kapalı kutudan görmek ne yorucu.Ve bu dünyaya aynalar yardımıyla iyi kötü makyajlanmış bir dış görüntü sunmanın ötesine geçememek.
“Gregor kendi şirketinden ustaca kapı dışarı ediliyor, ortaklar şirkete el koyuyor, mutluluk içinde bu yeni gemiye şampanyalı açılış yapıyorlar, işte gol, bacak arası hem de. Kendimizi sokakta buluyoruz hasılı kelam, borca batmış halde, inşaat sektöründe betoncu, amele, hamal, dört yıl boyunca.”
Mister Westinghouse, diyor ona, bana inanan tek siz oldunuz. Bana destek verdiniz, yardım ettiniz, dostluğunuzu verdiniz. Şimdi sizden tek istediğim, dünyanın benim alternatif akımımdan yararlanmasını sağlamanız. Gerisini konuşmaya bile değmez.

Bunu söyledikten sonra sözleşmeyi gösteri yapar gibi yırtıyor. Yani, bazen kazıklanmayı hak ediyor sanki. Bir kadeh daha alır mısınız?

Gregor ihtiyatsızca: insanoğlu, diye haykırıyor, enerji tekniklerini doğanın büyük çarklarıyla er geç uyumlu hale getirecek.
Gregor Edison’a jeneratörünün randımanını hangi işlemle artırabileceğini tarif ettiği bir seferinde: Peki, dedi patron ona, hadi yapın bakalım. Başarırsanız size elli bin dolar. Gregor işe koyuldu, altı ayını harcadı, sonunda jeneratör tam formunda çalışıyordu: Gregor koşup durumu patronuna bildiriyor

iyi, diye haykırıyor koltuğuna kurulmuş Edison, iyi, çok iyi. Gerçekten mi, diye soruyor Gregor, memnun oldunuz mu. Bayıldım, diyor Edison memnun mesut. Bu durumda, diye şansını denemek üzere söze başlıyor Gregor, ama cümlesini bitiremiyor. Bu durumda ne, diye sözünü kesiyor yüzü düşen Edison. Şey yani, diye cesaretleniyor Gregor, elli bin dolar diye bir şey söylediydiniz ya. Ne yani Gregor, diye sözünü kesiyor Edison masasının altında diğer bacağı üstündeki bacağını indirerek, Amerikan esprisini anlamadınız mı yoksa?

Bu kez Gregor ayağa kalkıyor, askılığa yöneliyor, orada duran melon şapkasını alıyor, sonra kapıya doğru yürüyor, tek sözcük söylemeden açıyor, kapıyı öylece açık bırakıp çıkıyor, saymanlığa uğrayıp hesabını kestiriyor, atılan bu kazıktan sonra ne yapacağını düşünerek sokağa yöneliyor.

O salı öğleden sonra laboratuvarına dönen Gregor hemen işe koyulmak yerine bir sandalyeye oturuyor, hafif bir melankoliye kapılmış halde.Bütün bu cemiyet hayatı.Ne de yorucu bir şey sürekli kendi içinde olmak, hiç çıkamamak, dünyayı içinde hapsolduğumuz bu kapalı kutudan görmek ne yorucu.Ve bu dünyaya aynalar yardımıyla iyi kötü makyajlanmış bir dış görüntü sunmanın ötesine geçememek.Birden, artık hiçbir şey yapmak gelmiyor içinden.Küçük bir üzüntü buhranı.
Gregor Edison’a jeneratörünün randımanını hangi işlemle artırabileceğini tarif ettiği bir seferinde: Peki, dedi patron ona, hadi yapın bakalım. Başarırsanız size elli bin dolar. Gregor işe koyuldu, altı ayını harcadı, sonunda jeneratör tam formunda çalışıyordu: Gregor koşup durumu patronuna bildiriyor

iyi, diye haykırıyor koltuğuna kurulmuş Edison, iyi, çok iyi. Gerçekten mi, diye soruyor Gregor, memnun oldunuz mu. Bayıldım, diyor Edison memnun mesut. Bu durumda, diye şansını denemek üzere söze başlıyor Gregor, ama cümlesini bitiremiyor. Bu durumda ne, diye sözünü kesiyor yüzü düşen Edison. Şey yani, diye cesaretleniyor Gregor, elli bin dolar diye bir şey söylediydiniz ya. Ne yani Gregor, diye sözünü kesiyor Edison masasının altında diğer bacağı üstündeki bacağını indirerek, Amerikan esprisini anlamadınız mı yoksa?

Bu kez Gregor ayağa kalkıyor, askılığa yöneliyor, orada duran melon şapkasını alıyor, sonra kapıya doğru yürüyor, tek sözcük söylemeden açıyor, kapıyı öylece açık bırakıp çıkıyor, saymanlığa uğrayıp hesabını kestiriyor, atılan bu kazıktan sonra ne yapacağını düşünerek sokağa yöneliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir