Hüseyin Rahmi Gürpınar kitaplarından Şık – Tutuşmuş Gönüller kitap alıntıları sizlerle…
Şık – Tutuşmuş Gönüller Kitap Alıntıları
Eğer eşsiz olmak istersen halktan başka türlü yaşa.
Deha denilen şey tükenmez bir sabırdan ibarettir.
Bu moda ne kadar acayip bir adettir! Ona kıyafetlerini uyduran kadınların çoğu güzel olmaktan ziyade çirkin oluyorlar.
Hayal ne kadar hayal olursa olsun, yine de az çok gerçeklerden doğar.
gerçek sevgiyi dil açığa vurmadan çok zaman önce insanın gözleri, yüzü, hali, davranışları onu ortaya koyar
Zaten çirkinlerin süse nizama itinaları güzellerden ziyade değil midir ?
Bir şey nadir elde edildikçe kıymeti artar.
Malum ya şıklık yalnız kıyafetle olmaz. Yaradılış bakımından, ahlaken de şık olmak icap eder.
Çirkin şeylerin taklidi de icrası da kolaydır, asıl güçlük iyi ve güzel taklit edebilmektir
etin kıvırcığından anlarsınız ama köpeğin cinsinden anlayamazsınız
bir şey nadirleştikçe kıymeti artar
şıklık yalnız kıyafetle olmaz. tabiat ve ahlakça da şık olmak icap eder.
– Siz yaşamayı ne zannediyorsunuz? İstanbul’un bir köşesine tıkıl. Memuriyete mi? Zanaata mi? Her nereye devam ediyor isen sabah git akşam gel. Kazandığın parayı evinde her kimin varsa onlar ile ye! Her günün, her saatin birbirinin aynı olsun. Sonradan bu hale yaşamak adını ver. Fransızların bir sözü vardır: Eğer meşhur olmak istersen umumdan başka türlü yaşa derler.
Bu moda ne kadar acayip bir âdettir! Kendini ona uyduran kadınların ekserisi güzel olmaktan ziyade çirkin oluyorlar. İki kadına yaraşırsa sekseni sevimsiz, siması garip bir şekil alıyor.
Bazı çehre züğürtleri vardır ki süslendikçe çirkinleşirler.
Emin olunuz zamandan büyük bir muallim, hakikatleri anlamakta ondan daha muktedir bir profesör yoktur. Yaşayan görüyor ve öğreniyor
deha denilen şey tükenmez bir sabırdan ibarettir.
( )
her şeyde başarıyı sağlayan sabırdır.
( )
her şeyde başarıyı sağlayan sabırdır.
yaratılıştan büyük bir zekâya sahipse de bu zekâsını iyi kullanmağa gücü yetmez.
Daima yanında silah bulundurmak cesarete tek işaret sayılamaz.
Bu moda ne kadar tuhaf bir âdettir. Onu olduğu gibi uygulayan kadınların çoğu güzel olmaktan çok, çirkin oluyorlar.
bir şey azaldıkça değeri artar.
Bana çirkin diyenlerde asla tabiat yoktur. Bu zavallılar müzikten en güzel bir parça dinleyip de hiç bir güzellik duymayan ve ünlü bir ressamın yaratıcı fırçasından çıkan bir tabloya bakıp da hiç bir şey anlamayan yabanilere benzerler.
çirkinlerin süse düşkünlükleri güzellerden fazla değil midir?
İçine evvelce tavuk yolunmuş bir sepete girip çıkarak oradan aldığı tüyleri bir ekmek kadayıfının üzerine yapıştırmış olması Drol’un( köpek) en büyük bir maharet eseri sayılabilirdi.
Hayal ne kadar hayal olsa yine az çok hakikatten doğar. Hakikati hayalden ayırmak kudretini kazanmak pek çok derin ve ince denemelere bağlıdır.
Fakat siz hangi şeyi kaleme almaya kalktınız da Türkçenin yetersizliği yüzünden sarfınazar etmeye mecbur oldunuz? Avrupalı görünmeye yeltenmek yanlız öyle tırnak uzatmak, Türkçeyi beğenmemekle olmaz.
Ah efendim bizim halkta henüz diğerlerinin fikirlerine hürmet etmek duygu ve terbiyesi uyanamadı.
Alafrangadır diye Avrupa’da ne kadar çirkin şeyler varsa onları taklit edeceğinize biraz da iyi taraflarını almaya gayret etseniz a !
Çirkin şeylerin taklidi de icrası da kolaydır. Asıl güçlük iyi ve güzel taklit edebilmektir.
Türkçeyi beğenmeyen adamların elbette başka lisanlarda derin bilgileri bulunmak lazımdır.
Zevk sahibi bir erkek nasıl bıyıklı bir kadından hoşlanmazsa, böylece zevk sahibi bir kadın da düzgünle, rastıkla erkeklik güzelliğini değiştirmeye çalışan bir adamdan hoşlanmaz.
Kadınların yaradılışlarında görülen incelik, vücutlarındaki kadınlığa özgü olan hoşluk, güzellik niçin o kadar göz alıcıdır?
Bilirsiniz ya? Şıklık yalnız kıyafetle olmaz. Yaradılış ve ahlâk bakımından da şık olmak gerekir.
Fakat arzu edilene ulaştıktan sonra o meseledeki başarı öncesinde görülen parlaklık ve arzu insanın gözünde yok olur.
Hayal ne kadar hayal olsa yine az çok hakikatten doğar.
Kötü işlerin taklidi de, icrası da kolaydır.
Ah efendim, bizim halkta henüz diğerlerinin fikirlerine hürmet etmek his ve terbiyesi uyanamadı.
Siz yaşamayı ne zannediyorsunuz?
Sohbet ve dedikodu sırasında, huyu kötü olanlar kusur olduğunu bilmeden kendi kusurlarından övgüyle söz ederler.
Deha denilen şey tükenmez bir sabırdan ibarettir.
Bu moda ne kadar acayip bir âdettir!
Bir şey nadir elde edildikçe kıymeti artar.
Sanma o baygın bakışı aşkındandır.
İnan vallah ki açlıktandır.
İnan vallah ki açlıktandır.
Benim güzelliğim hakkında bir hüküm verebilmek yetkisi ancak güzel sanatlardan anlayanlara ait bir niteliktir.
Bana çirkin diyenlerde asla zevk yoktur.
Bazı çehre züğürtleri vardır ki süslendikçe çirkinleşirler.
Tabiatın üstadı her iki cinse de kendine mahsus bir başka incelik vermiş.
Kıyafette görülen abartılı şıklık, bazen tabiata karışan fenalığın dışa vurmuş alametleri demektir.
Deha denilen şey tükenmez bir sabırdan ibarettir.
Malum ya.. Şıklık yalnız kıyafetle olmaz. Yaradılış bakımından, ahlaken de şık olmak icap eder.
Hayal ne kadar hayal de olsa, az çok gerçeklerden doğar. Gerçeği hayalden, hayali gerçekten ayırt edebilmek yeteneğini kazanmak çok derin düşünce ve deneylere bağlıdır. Bunun için gerçeğe benzer hayaller, hayale benzer gerçekler bulunduğunu hiçbir vakit unutmayınız.
Ah efendim, maalesef bizim halkta başkalarının düşüncelerine, yaşantısına saygı göstermek duygu ve eğitimi henüz oluşmadı.
Kötülüklerin taklidi de, yapılması da kolaydır.
Asıl zorluk iyilikleri taklit edebilmektir.
Asıl zorluk iyilikleri taklit edebilmektir.
Bir şey nadirleştikçe kıymeti artar.
Malum ya şıklık yalnız kıyafetle olmaz. Yaradılış bakımından, ahlaken de şık olmak icap eder.
Ciddi aşkı dil itiraf etmezden pek çok evvel insanın gözleri, çehresi, hal ve tavırları onu meydana koyar. Hatta belli etmemrk için gerekli olan ihtiyarlar asıl büsbütün ortaya çıkmasına sebep olur.
Ah efendim, bizim halkta henüz diğerlerinin fikirlerine hürmet etmek his ve terbiyesi uyanamadı.
Deha denilen şey tükenmez bir sabırdan ibarettir.
Aşığım niran esir-i suz-ı tabımdır benim
Sahn-ı mahşer lerze-nak-ı ızdırabımdır benim
Sahn-ı mahşer lerze-nak-ı ızdırabımdır benim
(Öyle bir aşığım ki, ateş bile benim yakıcı (aşk) kuvvetimin esiridir
Mahşer meydanı bile benim (aşk) ıstırabımın titremeleridir.)
Bilirsin ya! Bir şey nadir elde edildikçe kıymeti artar.
Bana çirkin diyenlerde asla zevk yoktur.
Zaten çirkinlerin süse, düzene itinaları güzellerden daha çok değil midir?
Malum ya şıklık yalnız kıyafetle olmaz. Yaradılış bakımından, ahlaken de şık olmak icap eder.
Bir şey nadirleştikçe kıymeti artar.
Eğer eşsiz olmak istersen halktan başka türlü yaşa.
Deha denilen şey tükenmez bir sabırdan ibaretir.
Benim güzelliğim hakkında bir hüküm verebilmek yetkisi ancak güzel sanatlardan, anlayanlara ait bir niteliktir.
Bazı kimseler vardır ki, bulundukları ortamda bir süre susar, parlak bir söz etmek için uygun zamanı beklerler.
Bazı şeyler olur ki, insan onu elde etmek ister. Ve onun için bir hayli fedakarlıkta bulunur. Ama isteğine kavuştuktan sonra onu elde etmeden önceki parlaklığı söner. Adam kendi kendine der ki: Meğer ben ne aptalmışım? Kaç zamandır olması için çıldırıp durduğum şey bu muymuş?
Hayal ne kadar hayal de olsa, az çok gerçeklerden doğar. Gerçeği hayalden, hayali gerçekten ayırt edebilmek yeteneğini kazanmak çok derin düşünce ve deneylere bağlıdır. Bunun için gerçeğe benzer hayaller, hayale benzer gerçekler bulunduğunu hiçbir vakit unutmayınız.
Ah efendim, maalesef bizim halkta başkalarının düşüncelerine, yaşantısına saygı göstermek duygu ve eğitimi henüz oluşmadı.
Buffon’un Deha denilen şey, tükenmez bir sabırdan ibarettir. sözü en fazla hükmüne uyulmaya değer sözlerdendir. Bu sözün hükmüne bakılırsa her şeyde başarıyı sağlayan sabırdır. Sabırsız insanlar, ne kadar cin fikirli ve şeytan olsalar da ortaya inceleme ve çabalarına dair bir ürün koyamazlar.