Serkan Özel kitaplarından Sıcak Ayaz kitap alıntıları sizlerle…
Sıcak Ayaz Kitap Alıntıları
Kararmış hayallere umut ışığı olamıyorsan aydınlık
gerçeklere gölge yapmayacaksın .
gerçeklere gölge yapmayacaksın .
Bir uçuruma düşmekten kurtulmanın tek yolunun, yine kendime tutunmak olduğunu bilirdim .
Zaman dediğimiz Şey;
Bugüne dün kadar uzakken, yarınları hayallerde yaşamaya çalışmakmış.
Bunu da bilemedik .
Bugüne dün kadar uzakken, yarınları hayallerde yaşamaya çalışmakmış.
Bunu da bilemedik .
..
Bir elma kurtlu çıktı ise diğerlerine de bakarak yersin. İnsanlar da böyle işte. Biri çürük çıktı mı diğerlerine de zor güvenirsin .
Bir elma kurtlu çıktı ise diğerlerine de bakarak yersin. İnsanlar da böyle işte. Biri çürük çıktı mı diğerlerine de zor güvenirsin .
Ve muhakkak Aşk son sözü gözlere verir.
Önünü görmeden yürürsen tökezlersin aşk da böyle işte yanında yürümezse hep özlersin.
Yüksek topukluydu aşk dediğin ya ayağına vurur gitmelerin ya da boyu kısalır sevmelerin.
Aşka giden yolmuş gözlerin kendimi kaybettiğimde öğrendim.
Ne zor değilmi bir sonraki aşkta ilkmiş gibi başlamak ve sonmuş gibi gözlere ilk merhabaları alıştırmak.
Aşk şiiri dize dize değil, göz göze yazılır.
Oysa yapmamalıydın bunu.En azından sözünü tutmalıydın. Seni seviyorum dediğinde, sevdiğini göstermeliydin.
Özledim, hem de çok.
Sonbahar yağmurunda sensiz ıslanacaksam, kahvemin yanında kahvesini yudumlayan sen olmayacaksan, kâbustan korkarak uyandığımda sana sarılamayacaksam, beraber hayal kurup birlikte yaşayamayacaksam, beni sevdiğini söylemenin ne anlamı var ki? Madem bunları seninle yapamayacağım, daha fazla varlığına alıştırmadan git.Hiç olmazsa acıların tat versin bana.Nasıl olsa ben sevmekten vazgeçmeyeceğim.Bir gün olur da bunları benimle yaşamak istersen, ölüme terk ettiğin yerdeyim.
Oysa ben ne de güzel inanmıştım, yüreğinde beni kalıcı kıldığına.
Dedim ya sevgilim, mutlaka seni hatırlatacak bir şeyler çıkıyor karşıma.Peki ya senin, beni hatırlatacak bir şeyler çıkmıyor mu senin karşına? Ki ben ardından öyle çok yarım kalmışken, yarım kalan hiç mi gelmiyor aklına? Gelmiyorum değil mi?
Ve sen; beni kaybetme konusunda hep kazandın.
Şimdi hatırına gelmek ve geldiğimde sende nasıl olduğumu bilmek istiyorum.Kendime bir yabancı gibi uzağım.
Takvim yaprakları her gün biraz daha eskitiyor bizi.Rabbim diyorum; ya bana sabır ver onu unutmam için, ya da onu bana tekrar ver kendimi hatırlamam için.
Unutma acı gölgen gibi hep var olacak sen sadece ardından gelmesine izin verebilirsin güneşe dönerek.
İçimden taşındım adres sorma bana bilirsin işte, yüreğinin kapısındayım, soğukta kaldım.
Yanlış öğrettiler bize ‘Aşkta kural yoktur!’ diyerek oysa başta koyacaktık kuralı ‘Terk etmek yok!’ diyerek.
Şiir kadar güzel bir kadını makyajlı kelimelerle kandıramazsın.
Hayattan bugün bir şey daha öğrendim yokluk içinde yaşanıyormuş da yokluğun içimdeyken yaşanmıyormuş.
Gözlerin aşkta bildiğim tek lisandı.
Bir yangından kaçmamak gibiydi seni sevmek. Ve o yangında, kurtarılmayı bekleyen de bendim, yangını çıkaran da. İçimde yanan da sendin, yanarken içimde olan da.
Umut üstü açık gerçeklerin rüyasıdır.
Tutsağın değildim ama tutsaydın senindim
Tutsağın değildim tutsaydın senindim
Senin aramanı bekliyorum hüznü meşgule düşürmek için.
Sen solmuş bir gül, bense kurumuş bir dal. Ne seni benim gibi koklayan var, ne de benim yüreğimi yeşertecek bir başka yâr var.
Gözlerimi kapattığım kadar yakınsın bana. Ve gözlerini kapattığında başkalarını gördüğün kadar uzak.
Ne giysem yakıştırmıyor bu hayat senden başka neye soyunsam utandırıyor beni hayat senin olmadığın her aşkta.
Yağmur yağdığında şemsiyeni açıp yürümek kolay gözyaşlarım altında yüreğini açıp yürüyebilir misin sen?
Bir gün sende hayal kırıklığına uğrayacaksın ve orada sadece ben olacağım, seni bekleyen.
Hayat ‘hikayeni’ anlat dediklerinde adın ile özetliyorum.
Pencerenin kenarına oturduğumda, içimi izledim ben hep yokluğuna karşı.
Ayrılık zaten bir yalandı aşk ise koskocaman bir gerçek doğru insanlara yalan söylemekti aşkta ayrılığı tercih etmek.
Tutsağın değildim tutsaydın senindim.
Bize hep doğru yolda yürümeyi öğrettiler bu yüzden ardından gelemedim.
Ne şiirler yarım bıraktım hepsinde gözlerin eksik.
Ölmek dediğin her zaman tabutta birini taşımak değildir bazen kalbinde birini taşıdığında olur.
Gözyaşı acının ıslak imzasıdır.
Hayır terk etmedi o giderken ben hala seviyordum diyebilmektir aşk.
Üzülme prenses belki de mutluluk seni hak edecek kadar güzel olmadığı içindir bu acılar.
Bazen öpüşmek seni seviyorum’un dudak okuma şeklidir.
Dünya üzerinde kavuşmayı hayal edenlerin ortak lisanıdır yalnızlık.
Mesele bir kadın için adam olmak değil mesele, tüm kadınlara karşı adam olup, bir kadına ait kalabilmektir.
Şimdi beni ikiye bölsen bir yanım sen bir yanım sensizlik.
Ne zaman bir yıldız kaysa ben hep ellerini tutmak istedim.
Yanımda olmaman değil de yarın da olmayacaksın ya işte canımı o acıtıyor.
Iki taraftan biri mutlaka aşık olmalı ki acı yalnız kalmasın.
Sen sandın ki aşk, yanağımdaki damlalar oysa yüreğimde göremediğin ne okyanuslar var.
Bilirsin aşkı yazmak için sana ihtiyacım yok ama okumak için gözlerine ihtiyacım var.
Olur da hayatında tutunacak tek bir dalın kalmazsa ben kırdığın yerdeyim
Ellerimi tutacaksan yaşamayı bırakabilirim.
Ben aşkın önünde diz çökerken küçülen sendin sevdiğim.
Sonbahar yağmurunda sensiz ıslanacaksam, kahvemin yanında kahvesini yudumlayan sen olmayacaksan, kabustan korkarak uyandığımda sana sarılamayacaksam, beraber hayal kurup birlikte yaşayamayacaksam, beni sevdiğini söylemenin ne anlamı var ki?
Kalamamak değil gidememekmiş aşk.
Ne zaman biri için savaşsa yüreğim hep olağanüstü mutsuzluk ilan edildi.
Söyle sevgili; ömründe çok mu yer kaplıyordum?
Ben sana ölümün kıyısında yaşama tutunmuş bir hayattan geliyorum.
Gökyüzüm sende kaldı.
İçine attıkların kederindir,içinden atamadıkların ise kaderindir.
Kural böyledir.
Sende bir parçasını bırakmayanlar, seni tamamen götürür
Sende bir parçasını bırakmayanlar, seni tamamen götürür
Yalnızlığı uçurumdan itmezsen özgürlük kanatlanmaz
Ki değil midir aşk;
Son defa gelmiş bir ilk ve ilk kez gitmiş bir son gibi yalnızlığın adı.
Son defa gelmiş bir ilk ve ilk kez gitmiş bir son gibi yalnızlığın adı.
Ben sana ölümün kıyısında yaşama tutunmuş bir hayattan geliyorum