İçeriğe geç

Sherlock Holmes 5- Dörtlerin Yemini Kitap Alıntıları – Arthur Conan Doyle

Arthur Conan Doyle kitaplarından Sherlock Holmes 5- Dörtlerin Yemini kitap alıntıları sizlerle…

Sherlock Holmes 5- Dörtlerin Yemini Kitap Alıntıları

Bazıları insanı, hayvan bedeninde saklı ruh olarak tanımlıyor.

Birey olarak insanın çözülmez bir bilmece olduğunu, ancak gruplar halinde geldiğinde bu gizemden sıyrılıp matematiksel bir kesinliğe büründüğünü söylüyor. Örneğin bir tek insanın ne yapacağını önceden kestiremezsin ama ortalama büyüklükte bir grubun ne yapacağını büyük bir kesinlikle söyleyebilirsin.

En iyi dinlenme iş değişikliğiyle olur.
Kadınlara asla tam anlamıyla güvenemezsin, en güvenilir olanlarına bile.
İnsanın gerçek büyüklüğünün kanıtının kendi küçüklüğünü fark etmesinde yattığını söylüyor.
Sana kaç kere söyledim; imkansızları elersen, geriye İ𝗡𝗔𝗡𝗜𝗟𝗠𝗔𝗭 𝗗𝗔 𝗢𝗟𝗦𝗔, gerçek kalır.
İşte açgözlülük böylesine kör ve aptal bir duygu
Geleceğim karanlık olduğuna göre, hayal gücümün bana verdiği safi imkansız hayallerle onu aydınlatmaya çalışmak yerine, onunla erkekçe yüzleşmek hiç şüphesiz daha doğru olacaktır.
Duygusal nitelikler berrak düşünmenin düşmanıdır.
Bir şeyi saklamanın en iyi yolu, onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır.
Eğer yetenekleri uygulayacak bir alan yoksa Doktor, yetenekli olmak ne işe yarar?
Eğer yeteneklerini kullanabileceğin bir alan yoksa onlara sahip olmanın ne anlamı olabilir ki.
Doğanın muazzam güçleri karşısında, eften püften hırslarımız ve telaşlarımızla ne kadar da aciz kalıyoruz.
İçinde soylusuna da soysuzuna da yetecek kadar hamur varken / Tabiatın senden sadece bir tek insan yaratmış olması ne yazık.
‘’İnsan tuhaf bir bilmecedir.’’
‘’Büyük insan ne kadar küçük olduğunun farkında olan insandır.’’
Duygusallık, arınmış mantığın düşmanıdır!.
İnsaların anlamadıkları şeylerle alay ederler.
Şu insan denen şey, ne garip bir varlık.!
“Anlamadıkları konularda ahkam kesen insanlara Aşinayız.”
¶¶ Kötü oyun suça götürür. ¶¶
Pencereden dışarıya bir bak. Dünya ne kadar da iç karartıcı, umutsuz, amaçsız ve anlamsız.
“Artık ulaşamayacağım bir yerde değilsiniz de ondan.” dedim onun elini tutarak. Elini çekmedi. “ Seni seviyorum da ondan Mary , bir erkek bir kadını ne kadar yürekten sevebilirse o kadar. Bu hazine , bu servet , dudaklarımı mühürlemişti de ondan. Artık hazine kalmadığına göre , ne kadar sevdiğimi söyleyebilirim sana. İşte bu nedenle ; Tanrıya şükür dedim.
O zaman ben de tanrıya şükür diyorum diye fısıldadı onu kendime doğru çekerken.
her kim hazine yitirmiş olursa olsun , ben bir hazine kazandığımı biliyorum o gece.”
Sonu iyi biten her şey iyidir.
Birisinin ne yapacağını önceden kestiremezsin, ama belli sayıdaki insanın neler yapacağını kesinlikle söyleyebilirsin. Bireyler değişkenlik gösterir, ama yüzdeler sabit kalır.İstatistikçiler böyle diyor.
“Diyor ki, birey çözülemez bir bilmeceyken, topluluk içinde matematiksel bir kesinlik kazanır. Sözgelimi , birisinin ne yapacağını önceden kestiremezsin , ama belli sayıdaki insanın neler yapacağını kesinlikle söyleyebilirsin. Bireyler değişkenlik gösterir, ama yüzdeler sabit kalır. İstatistikçiler böyle diyor….@
Olgular kuramlardan yeğdir.
Bayan Morstan çok hoş ve akıllı bir hanım. Ama aşk duygularla ilgili bir şeydir; duygular da aklın ve mantığın karşıtıdır. Ben şahsen asla evlenmeyeceğim; akıl yürütme yetilerimi köreltecek hiçbir şeye izin veremem.
Zihnimde, çözülmesi gereken bir muamma olmayınca, yaşamın sıradanlığı beni mahvediyor.
“Wir sind gewohnt dass die menschen verhöhmen was sie nicht versthen.”
( insanların anlamadıklarıyla alay etmelerine alışığız.)
“aşk ne harikulade bir duygu , o günden önce birbirini hiç görmemiş , aralarında hiçbir srvgi sözcüğü dile getirilmemiş hatta sevgiyle bakışmamış iki kişiydik , oysa şimdi bu zor anda içgüdüsel bir biçimde ellerimiz buluşmuştu. O gün bugündür buna şaşarım ama o sırada onu kollamak yapılacak en doğal haraket gibi görünmüştü bana , kendisinin de bana sık sık söylediği gibi , o da teselli ve koruma aramak için bana sığınma içgüdüsü duymuştu. böylece iki çocuk gibi el ele duruyorduk ve çevremizi sarsn tüm karanlık şeylere karşın yüreklerimiz huzur buluyordu
“Le mauvais goût meme au crime.”
( zevksizlik insanı suça götürür.)
O kadar basit ki, açıklanması fazla gibi gelecek
“Beynim çalışmazsa,yaşayamıyorum.Yaşanacak başka ne var ki ? Pencereden dışarıya bir bakın. Dünya bundan daha kasvetli,iç karartıcı ve kısır olabilir mi ? Sokak boyunca döne döne savrulan ve boz renkli evlerin üzerine çöken şu sapsarı sisi görüyor musunuz ? Bundan daha yavan ve sonut bir şey olabilir mi ? insan yeteneklerini bulamayacağı bir alan bulamazsa doktor , yetenekli olmak ne işe yarar ? Cinayet sıradan,varoluş sıradan ve sıradan olanların dışında hiçbir özellik bu dünyada işe yaramıyor.”
“Beynimi çalıştırmıyorsam,yaşamın ne anlamı var?”
Anlamadıkları konularda ahkâm kesen insanlara aşinayız.
Duygusallık akıl yürütmeye zarar verir.
Böyle kasvetli, böyle faydasız bir dünya daha var mı?
Her şey döngünün bir parçasıdır, profesör Moriarty gibi biri bile!
Gerçeğin her türlüsü, şüpheden iyidir.
Olmayacak ihtimalleri elersen, geriye gerçekler kalır.
Goethe ne demiş? İnsanlar anlamadıkları şeylerle alay ederler.
Gerçeğin her türlüsü, şüpheden iyidir.
¶¶ Pencereden dışarıya bir bak. Dünya ne kadar da iç karartıcı, umutsuz, amaçsız ve anlamsız ¶¶
İnsanların anlamadımlarıyla alay etmeleriyle alışığız.(sind gewohnı dass die Menschen verhöhnen was sie nicht
verstehen.)
En can sıkıcı aptallar dikkatli olanlardır.
Tahmin kötü bir alışkanlıktır
Bazı olgular örtbas edilmeli ya da hiç değilse uygun bir oranda yer almalarına dikkat edilmelidir.
Dedektiflik kesin bir bilimdir ya da olmalıdır.
Aşk duygusal bir şeydir ve duygular da benim için her seyin üstünde tuttuğum saf akla zarar verir. İşte ben de bu yüzden evlenmeyeceğim.
İçimde aylak bir adamla çalışkan bur adam yan yana yaşıyor.
Hayatim boyunca iyi günlerim de oldu, kötü günlerim de; ama ne olursa olsun geçmiş yagmura şemsiye açılmayacagini öğrendim.
Bir erkek bir kadını ne kadar çok sevebilirse o kadar çok seviyorum.
Hadi biraz da güzel şeylerden konuşalım.
Büyük insan ne kadar küçük olduğunun farkında olan insandır.
Doğanın muazzam güçlerinin karşısında, eften püften hırslarımiz ve telaşlarimizla ne kadar da aciz kalıyoruz.
Şeytan azapta gerek.
Ne olursa olsun geçmiş yağmura şemsiye açılamayacağını öğrendim
Senin o tatlı, güzel yüzünü yaratana şükürler olsun.
Benim bir şey düşünecek halim kalmadı.
Aşk ne müthiş, ne zarif bir şey.
Sizin de gördüğünüz gibi, etrafımda hep güzellikler olsun isterim.
Duygusallık akıl yürütmeye zarar verir.
Sen haksızlığa uğramış bir kadınsın
Böyle kasvetli, böyle faydasız bir dünya daha var mı ?
Bulutsuz bir gökyüzü gibi berrak her şey
İnsan tuhaf bir bilmece!
İnsan bireyken çözülemez bir bilmecedir ama topluluk halindeyken matematiksel bir kesinlik halini alır.
Gerçeğin her türlüsü şüpheden daha iyidir.
Duygusallık, arınmış mantığın düşmanıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir