İçeriğe geç

Şeytanname Kitap Alıntıları – Mihail Bulgakov

Mihail Bulgakov kitaplarından Şeytanname kitap alıntıları sizlerle…

Şeytanname Kitap Alıntıları

Ruhuna ölümün yiğitliği doldu. Tutuna tutuna dengesini sağlayarak, kendisine siper ettiği çıkıntıya tırmandı, hafifçe tökezledi. Utançtansa ölüm daha iyidir!
“On üçüncü talimata göre, elinizde resmi bir izin belgesi olmadan komşunuzu görmeye gitmeyin.”
“Şarabım varken niye oturup ağlıyorum ki?”
“İşte bu, bütün dertleri bitirecek bir dert.”
“Senin kırılgan bir kalbin mi var yoldaş?”
Yar olmaz size bu şeytani paralar. Yumruk olur, boğazınızda oturur,
Meşgul insanların zamanını almayın!
Tokalaşma yasaklanmıştır!” “Yaşasın kucaklaşma!
Bir kadının kırılan onurunu tamir edemezsin. Edemezsin
Ruhuna ölümün yiğitliği doldu. Tutuna tutuna dengesini sağlayarak, kendisine siper ettiği çıkıntıya tırmandı, hafifçe tökezledi. Utançtansa ölüm daha iyidir!
Ölmek, utanç duymaktan çok daha iyi!
şarabım varken niye oturup ağlıyorum ki?
işte tüm çabaların ödülü bu. geceleri doğru düzgün uyuyamazsın, ne tam yiyebilirsin yemeğini, ne de içebilirsin, gel gör ki sonuç hep aynıdır: suratına yediğin yumruk.
bir odadan diğerine giderken vazgeçip teslim olduğumuz birçok şey olmuştur. o kadar fazladır ki takip edilmesi gereken şey, insan bir isyan eder, iki söylenir, üçüncüsünde kaderine razı olur. sürekli olarak bu işlerin içindeyseniz, hayret eşiğiniz gittikçe yükselir.
beni yalnız bırak, lütfen. ister bir kedi ol, ister olma, sakalın olsun ya da olmasın, sen kendi başına kal, ben kendi başıma.
ölüm düşüncesiyle gelen cesaret ruhuna akın etti. tutunarak dengesini sağladı ve korkuluğun demirlerine tırmandı. vücudunu dikleştirdikten sonra bağırdı. ölmek, utanç duymaktan çok daha iyi!
bir kadının kırılan onurunu tamir edemezsin. edemezsin
aceleyle çayını yaptı, keyif alamadan çeyrek bardak içti, içinden, önünde zor, sorunlarla dolu bir günün kendisini beklediğini geçirerek odasınan çıktı
Ölüm düşüncesiyle gelen cesaret ruhuna akın etti. Tutunarak dengesini sağladı ve korkuluğun demirlerine tırmandı. Vücudunu dikleştirdikten sonra bağırdı. Ölmek, utanç duymaktan çok daha iyi!
Ölüm düşüncesiyle gelen cesaret ruhuna akın etti. Tutunarak dengesini sağladı ve korkuluğun demirlerine tırmandı. Vücudunu dikleştirdikten sonra bağırdı.
Ölmek, utanç duymaktan çok daha iyi!
Ölmek, utanç duymaktan çok daha iyi!
Ölmek, utanç duymaktan daha iyi.
Bir kadının kırılan onurunu tamir edemezsiniz.!
Kalbi umut doluydu
– Gerçekten meşgul olduğumu görmüyor musunuz? Yoldaş! Kâtip ile görüşün.
– Kâtip benim zaten! dedi dehşete düşmüş bir halde, ter içinde kalmış olan Korotkov.
Küçük insanın ruhani aksi büyük olur.
Adım başı bir uğursuzluk.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Ölmek, utanç duymaktan çok daha iyi!
El sıkışmak yasaklandı!
Evet, yaşasın kucaklaşmak!
Beni yalnız bırak, lütfen. İster bir kedi ol, ister olma, sakalın olsun ya da olmasın, sen kendi başına kal, ben kendi başıma.
Bir kadının kırılan onurunu tamir edemezsin. Edemezsin.
Şarabım varken niye oturup ağlıyorum ki?
Her şeyi bu kadar kafaya takmayın yoldaş.
Bir kadının kırılan onurunu tamir edemezsin. Edemezsin..
Seni şeytan. Bütün gece senin yüzünden uyku uyumadım.
Sen kendi başına kal, ben kendi başıma..
İşte şimdi başım fena halde dertte..
Bütün dertleri bitirecek bir dert..
Kafasının içinde düşünceler bir fırtına hızıyla döndü. Sonra içlerinden bir tanesi kafasını kapladı.
Kalbi umut doluydu..
Ölmek utanç duymaktan çok daha iyi.
Utançtansa ölüm daha iyidir.
Beni yalnız bırak, lütfen. İster bir kedi ol, ister olma, sakalın olsun ya da olmasın, sen kendi başına kal, ben kendi başıma.
Bir odadan diğerine giderken vazgeçip teslim olduğumuz birçok şey olmuştur. O kadar fazladır ki takip edilmesi gereken şey, insan bir isyan eder, iki söylenir, üçüncüsünde kaderine razı olur. Sürekli olarak bu işlerin içindeyseniz, hayret eşiğiniz gittikçe yükselir,
“ işte tüm çabaların ödülü bu. Geceleri
doğru düzgün uyuyamazsın, ne tam yiyebilirsin yemeğini, ne de içebilirsin, gel gör ki sonuç hep aynıdır: suratına yediğin yumruk.”
On üçüncü emirde dendiği gibi: evraksız yakınına dahi gitme.
Kibmal’e(Kibrit Malzemeleri Ofisi) ısınan sakin, sessiz sarışın Korotkov içten içe hayatın cilvelerinden endişe duyar ama dünya üzerinde hayat sonlanana kadar Ofiste çalışacağı düşüncesinin verdiği güveni de bunun yerine kendi kendine aşılardı.
Bir kadının kırılan onurunu tamir edemezsin. Edemezsin.
Bir kadının kırılan onurunu tamir edemezsin.
Şarabım varken neden oturup ağlıyorum ki?
“Tanrım, diye seslendi bıkkınlıkla, “adım başı bir uğursuzluk.”
Korotkov’un içini yine karabasanlar bastı.
Kalbi umut doluydu.
“Ne ahmak herif!.. Hergelenin teki. Hayatımda bunun kadar iğrenç birini görmedim. Böğürüp duruyor. Vuracaksın böylelerini!.. Paspas kılıklı kel!”
Kapıda ne yazdığını görmüyor musun?”

Korotkov kapıya baktı ve o tanıdık yazıyı gördü: “İşi olmayan giremez!”

Zaten bir yumurta kadar keldi ve o kadar parlaktı ki, elektrik lambaları adamın kafasında bir taç gibi durmaksızın parıldıyordu.
Ölmek, rezillikten daha iyi.
Utançtansa ölüm daha iyidir!
Cesaretinle beni fethettin, hain.
Ölmek, rezillikten daha iyi!
işte tüm çabaların ödülü bu. Geceleri
doğru düzgün uyuyamazsın, ne tam yiyebilirsin yemeğini, ne de içebilirsin, gel gör ki sonuç hep aynıdır: suratına yediğin yumruk.
Yar olmaz size bu şeytani paralar. Yumruk olur, boğazınızda oturur,
“Tanrım, diye seslendi bıkkınlıkla, “adım başı bir uğursuzluk.”
Bir odadan diğerine giderken vazgeçip teslim olduğumuz birçok şey olmuştur. O kadar fazladır ki takip edilmesi gereken şey, insan bir isyan eder, iki söylenir, üçüncüsünde kaderine razı olur. Sürekli olarak bu işlerin içindeyseniz, hayret eşiğiniz gittikçe yükselir,
“İşte bu, bütün dertleri bitirecek bir dert.”
ister bir kedi ol, ister olma, sakalın olsun ya da olmasın, sen kendi başına kal, ben kendi başıma.
pelerin uçuşarak kenara çekildi, derinliğe inen asansörün kafesinden nemli bir rüzgar esti.
ben tutuklanamam.

çünkü kimsenin bilmediği biriyim ben.

işte gayretlerinin ödülü bu. gece uykunu mu alamadın- az mı yedin- az mı içtin, tek bir nedeni var bunların- suratına yediğin yumruk. belki sen de aynı şeyi yapmaya gelmişsindir?
neden olmasın?
hadi vur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir