İçeriğe geç

Seyran Kitap Alıntıları – Gülten Akın

Gülten Akın kitaplarından Seyran kitap alıntıları sizlerle…

Seyran Kitap Alıntıları

kaçtık kentin bizi sarmayan sesinden
denizin kış artığı sessizliğine..
yakınımda çok yakınımda
sesine konan kuşları duyuyorum.
ben şarkıları akıttım sana doğru
içimdeki ırmağı akıttım

göz yaşlarımla…
Yer gök arasında çaresiz kalmışız
..
Gemiler dolusu aydınlık gelsin

Ellerimi ona bağışlıyorum
Çaresizlik içinde upuzun.

gözlerine baksam gözlerine konuşmasak, anlasan…
Aynı dille konuşuyor
Aynı dili konuşmuyoruz
Ilık sislerle tütsüler
Sesindeki incecik kıyılmış
Ayınga tütünü
Dostum dediklerini
İnsan yaşarken de ölürken de
Vardır korku ipek kozamız içinde
Bekler kendi yöntemince
Gün gelir, sarılır
Yalnız atlar yıkılır düzlerde suya özlemlerinden
Bir ben miyim yalnızlığa yenilen, sen, sen, sen
Pek bilmem nerdeydi önceleri
Kırmızı şemsiyeli kadın ıslak köpek
Sen gelince İzmir geldi dedim İzmir’de
Tutuşun bakışın küsüşün geldi

Bu nasıl gözlen insanın sana bağlı
Bu nasıl yüzünden akışı mahzunluğun
Bu nasıl bitmeyen şu kadar yıl
Bir sana tutunma uzaklardan

Alın çevremden hatırâları
Beni bir kere aydınlığa bırakın.
Bu perişan halime sebeptir
Senin unutmuşluğunu affetmeyeceğim.
Ben sevgilenmeyi denerdim, bıraktım şimdi
Gerçek derliyorum, ipe diziyorum
Beni doğrulayanı seçiyorum.
Ah kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
O söylemediğimiz sözcüklerdi
Yürütüp gemilerini bilinç altlarının
Azgın sularından düşlere iten
doğururken bağırmak gerekli
ama ölürken asla.
hüzün çocuklar için arada bir, yaşlılar için sürekli.
“Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
Anlasan”
daha da eskimez insan, eskidikçe ağlamasa.
bu bizim bir yanımız yoktan umut.
sevememek biraz yorgunluktandır.
kaçıp sevgilerin korkunç tuzaklarından
kaçıp ana olmaklardan eş olmaklardan
kentlerdeki yadırgı pabuçlu yalnızlığa
dağlardaki kırmızı ışığa vanldı..
gemiler gelsin eski çağlardan
gemiler dolusu aydınlık gelsin.
eski kıtalar vardı
sıcak insanlar vardı
şimdi biribirine yabancı
bekleyin her gece bekleyin bekleyin
bir gün unutulmuş bir aynadan
bütün sevgiler size dönecek
“alın çevremden hatırâları
beni bir kere aydınlığa bırakın.”
bu perişan halime sebeptir
senin unutmuşluğunu affetmeyeceğim.
beni ya sevmeli ya öldürmeli.
elimi uzatsam tutamasam
olanca’ sevgimi yalnızlığımı düşünsem hayır düşünmesem
senin hiç haberin olmasa
senin hiç haberin olmaz ki
sana büyük caddelerin birinde rastlasam elimi uzatsam tutsam götürsem
gözlerine baksam gözlerine konuşmasak anlasan
bana yeni tutkular gerek bıktım
bir solukta buz gibi yaşamak isterim
beni öldürürse bu umut öldürür
uzanmışım gölgeliğe bir başıma
şu uzaktan tükenmez yalnızlıktan
içten içe ürküyorum ama
böyle de iyiyim.
nerde o kız, küçük ince güzel
nerde içi içine sığmayan
benim bir nokta kırılmışlığım
gözlerimin ardında büyür durur.
Gülten’i Yozgatlı demesinler bundan böyle
Nerde ölürsem oralı olayım
Doğularda, yolsuz dağların
Soğuk suların başında öleyim
Bu güz öleceğim, bütün işlerimi bitirdim
Derede yıkandım, cevize tırmandım, kuş ürküttüm
Kaçırdılar on iki çocuk doğurdum, beledim gözledim
Oğlan everdim, kız yetirdim, otuzuma vardım.
Ellerin kalsın ellerin titrediğini görme
Başın mı, oyala az bir umutlandır
Kimseyi eskisi kadar Yok düşünme!
Sevememek biraz yorgunluktandır.
Hani o günlerdeki gibi
Yine her şey düzelir
Bazı adamlar aşkı
İtip odalara karartır
Bazı kadınlar için aşk
Şöyle bir rüyasız sere serpe
Şöyle bir korkmadan uyumadır
Hava ve deniz arasında
Ekmekle barış arasında
İnanın hepiniz varsınız
Sonsuz şeyler uğruna mesela
Kırılıp dökülen şeyler uğruna
Kendinizi ne çok aldattınız
Oturup ağlasam dedim ağlasam
Yeşile ala karşı elaleme karşı.

Gülten Akın, Seyran.

Aynı dille konuşuyor
Aynı dili konuşmuyoruz
Gülten’i Yozgatlı demesinler bundan böyle
Nerde ölürsem oralı olayım
Doğularda, yolsuz dağların
Soğuk suların başında öleyim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir