Geneva Lee kitaplarından Şehvet kitap alıntıları sizlerle…
Şehvet Kitap Alıntıları
..hayattan, sonsuza kadar saklanamazsın. Kendi kabuğuna çekilip, dert ve acılarla baş başa kalmaktan ne zaman vazgeçeceksin?
Alexander bir uyuşturucuydu. Ben de duygularıma çaresizce teslim oluyordum.
Bazen, serinletici bir saflığın var, ciddiyim.
Bugünlerde bir kadına hâlâ çiçek alınıyor mu?
Dudaklarım titredi ve gözyaşlarımın yeniden gözlerime dolduğunu hissettim.
Bazen sevmek yeterli olmuyor.
İnsanlar gerçekle yüzleşmektense neden bir yalana sarılmayı tercih ederlerdi. yalanlar zor durumdan dolayı anlatılırdı. yalan söyleyenin kendisini veya başkalarını korumak için, teselli vermek için. yalanlar çoğunlukla daha basit çözümlerdi.
İnsan diğerini kaybettiğinde söylenmesi gerekenleri söyleme fırsatının kaçtığını fark ediyor..
Aşk hiç mantıklı yasaları takip eder miydi ki?
İnsan, karşısına doğru insanın ne zaman çıkacağını bilemez.
Alexander’in parmakları yarığımın üzerinde gezinirken,
onu arzulamaktan içim çekildi. Neye ihtiyacın olduğunu söyle bana, Clara. Seni, parmaklarımla becermemi ister misin? Ağızımla mı? Ya da aletimle mi? Alexander, kulak memelerimi yumuşak bir şekilde kemirdi. Belirli bir sıralama mı tercih edersin?
onu arzulamaktan içim çekildi. Neye ihtiyacın olduğunu söyle bana, Clara. Seni, parmaklarımla becermemi ister misin? Ağızımla mı? Ya da aletimle mi? Alexander, kulak memelerimi yumuşak bir şekilde kemirdi. Belirli bir sıralama mı tercih edersin?
Merakım beni bir gün öldürecekti
Masallarda sorun olan, insanların sadece aşk hikâyelerini akıllarında tutmalarıydı ve her köşe başında pusuya yatmış, kötü canavarları ve çirkin cadıları unutmaları. İnsana mutlu sonlar gümüş tepsi içinde servis edilmiyordu. Bilakis, bunun için çok savaş vermek gerekiyordu ve bazen hikâye iyi bitmiyordu.
Hayaletler, sadece karanlıktan korkan insanlar içindir.
İnsanlar gerçekle yüzleşmektense neden bir yalana sarılmayı tercih ederlerdi. Yalanlar, zor durumlardan dolayı anlatılırdı. Yalan söyleyenin, kendisini veya başkalarını korumak için. Teselli vermek için. Yalanlar çoğunlukla daha basit çözümlerdi.
En güzel sözlerin hiçbir değeri yok, eğer onları ameller takip etmezse
Clara’nın kahkahasını duymak zorundaydım, onunla uyuduğumda onun yüzünü görmek zorundaydım.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Aşk, kontrol saatine göre çalışmıyor.
Evet, onu terk etmiştim. Bana teklif etmiş olduğu şey, bir hayat değildi. En azından gerçek bir hayat değildi. Acaba, bu durumu net bir şekilde görebilmiş miydi?
Ama aşk hiç mantıklı yasaları takip eder miydi ki?
Onsuz bir hayatı düşünemiyordum ve buna rağmen onunla bir yalanı yaşamak da istemiyordum. O halde temiz bir bitiş çizgisi çekmek daha akıllıca değil miydi?
Şayet, Clara ve Alexander’ın nasıl devam ettiğini öğrenmek istiyorsanız, üçüncü kitabı okuyun.
Geneva Lee
Aşk
Nefes almak için, oksijene ihtiyacımın olmasını nasıl
inkar edemiyorsam, onun baskınlığını da aynı şekilde inkar
edemiyordum.
inkar edemiyorsam, onun baskınlığını da aynı şekilde inkar
edemiyordum.
Hayatının geri kalanını benimle geçirmek istiyor musun?
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
o mutlu olduğu zaman, sevgimden dolayı eriyip gidiyordum.
Seni ilk kez öptüğüm zaman, gerçek sevincin ne demek olduğunu öğrenmiştim.
Alexander ihtiyacımız olan tek cevabı buldu.
Seni seviyorum, Clara.
Birbirimizi ne kadar uzun zaman gömemeyeceğimizi bilmemek, ayrılığın kendisinden daha kötüydü ve geriye kalan zamanı daha değerli kılıyor görünüyordu
Alexander’ın yüz hatlarının üzerinden geçtim, onları aklıma yerleştirmeye çalıştım, ayrılığın derin uçurumu şimdiden önümde açılırken.
Bu kolay olmayacak, dedi Alexander sonunda.
Şimdiye kadar da kolay değildi ki, diye karşılık verdim.
O, benim evrenimin merkeziydi, en içte olanımdı; ben onun sığınağıydım, onun limanı.
Buna rağmen onun yokluğunu, her zamanki varlığı kadar yoğun hissettim
Her bir nefes alış, göğsümü daha da daraltıyordu. Nefes alamayıncaya kadar devam ediyordu.
Sen, nefes almak için gereken havasın, Clara. Hayatımdaki tek gerçek ve tek iyi olan buydu
ortada hiçbir şey yokmuş gibi yapmaya devam etmek, bir şeylerin yolunda gitmesini sağlamıyor, Clara.
Onun içsel kavgasını hissediyordum, ancak onu anlayamıyordum.
Bu yüzden bütün zamanlarda sürekli onun yanındaydım
o tamamıyla benimleydi. Ancak ayrılır ayrılmaz, bu birkaç
dakikalığına da olsa, karanlık hemen üstünlük kazanıyordu.
dakikalığına da olsa, karanlık hemen üstünlük kazanıyordu.
bir gün bir ayrılışın kaçınılmaz olduğunu bilmiyormuşum gibi davranmaya karar verdim.
Evlilik benim için asla amaç edinmeye değer değildi, sadece benden beklenilen bir şeydi.
Bana güvenini hediye ediyorsun, Clara ve ben bunu çok ciddiye alıyorum
Huzurun derin duygusu sardı beni, onu kollarımın arasında tutarken
demek sen şimdi beni bir dağ evinin yalnızlığına kaçırdın.
Kaderin bizi birbirimize yönelttiği andan beri, ben sadece onu istiyordum.
Bu anı unutma, Clara. Onu mahvettiğin anı unutma.
İnsan kaçırılmış bir iş gününün pişmanlığını duymaz,
ama öte yandan kaçırılmış bir mutluluğun pişmanlığını çok
duyarsın.
ama öte yandan kaçırılmış bir mutluluğun pişmanlığını çok
duyarsın.
Şayet gelirsen, gereken her şeye sahip olurum, dedi
Alexander sadece.
Alexander sadece.
Sadece Alexander’i düşünmek – ve birlikte geride bırakmış olduğumuz yolu – hafiften üzüntü duygusunu anında yok etti.
Bu kadar yakışıklı görünmem senden kaynaklanıyor,
Alexander benim ruhuma merhem gibi geliyordu ve onun her dokunuşu beni iyileştiriyordu.
Onun devasına özlem duyuyordum.
Yaralarım yüzeye çıkana kadar, vücudumun bir yerinde, bu bölümün dipsiz olduğunu düşünürdüm.
Çünkü onda olan her şeyi seviyordum
Bu senaryo onsuz bir gelecekten daha gerçek görünüyordu,
her ne kadar mantıksız gelse de.
her ne kadar mantıksız gelse de.
Ama aşk hiç mantıklı yasaları takip eder miydi ki?
Beni korkutmak yerine, bu çelişkili sözler, bana yeni bir cesaret veriyordu.
Hatta şimdi bile, hiçbir zaman sahip olmayacağımız bir aile hakkında konuşuyorduk.
Alexander beni sevmediğini nasıl iddia edebiliyordu ve aynı
zamanda birlikte yaşayacağımız hayat yolu hakkında nasıl
konuşabiliyordu?
zamanda birlikte yaşayacağımız hayat yolu hakkında nasıl
konuşabiliyordu?
Hayır, anlamıyorsun. Benim çocuklarım sadece yükümlülüklerle dolu olan bir hayata doğarlar.
Kendi hayatları üzerinde hiçbir şekilde karar verme hürriyetleri olmaz, aksine, altından olsa da bir kafesin içinde tutsak olurlar.
Uzun bir süre, tek bir kelime dahi konuşmadık, birlikteliğimizin yumuşak sessizliğinde teselli buluyorduk
Yalanlar, zor durumlardan dolayı anlatılırdı. Yalan söyleyenin, kendisini veya başkalarını korumak için. Teselli vermek için. Yalanlar çoğunlukla daha basit çözümlerdi.
Birbirimizi, asırlardır görmemişiz gibi hissediyordum.
Duygularımız, hiç ayrılmamak üzere, bizi birbirimize bağlamıştı.
Benim nasıl bir canavar olduğumu öğrendin şimdi.
Acıdan titriyordum, doğru düzgün düşünemez oldum. Cehennem eziyetinden başka bir şey hissedemedim.
Başka bir kadınla, benimle olduğundan daha samimi,
bir ilişki yaşadığın düşüncesi beni kahrediyor.
bir ilişki yaşadığın düşüncesi beni kahrediyor.
Sadece seni cezalandırmak için tereddüt etmem, bunun nasıl olduğunu unuttuğum anlamına gelmiyor,
İnsanın, aşık olduğu zaman, herkesin aşık olmasını istediğini anladım.
Sevginin insanı nasıl değiştirdiğini, ikimizde biliyorduk.
Belle’ye, sadece ikimizin arasında her şeyin aynı kalacağını,
ispat etmem gerekiyordu.
Belle’ye, sadece ikimizin arasında her şeyin aynı kalacağını,
ispat etmem gerekiyordu.
Alexander’a ihtiyacım vardı, ama aynı zamanda Belle’ye
de ihtiyacım vardı.
de ihtiyacım vardı.
Belle elimi tuttu. Sen benim için bir kız kardeş gibisin.
Senin her kararını doğru bulmadığım doğrudur, ancak seni
her zaman seveceğim.
Belle’nin mavi gözlerinde, gökyüzünün yağmurlu bir
günde büründüğü, kasvetli havayı görebiliyordum
günde büründüğü, kasvetli havayı görebiliyordum
Belle : Seni bir kez daha üzeceği düşüncesine dayanamıyorum
Birimizden birimiz, diğerini asla bir daha bırakmamacasına
kararlıydık.
kararlıydık.
Baskınlık ve boyun eğme, bir yaşam biçimi değildir. İnsanın bunun için basitçe karar vermesi de.
Bu her zaman aynıydı. Mutluluk hissettiğimde, kaçınılmaz bir şekilde bunu nefret takip ediyordu, öylesine bir güçle gerçekleşiyordu ki, birini diğerinden ayırt edemiyordum.