Oscar Wilde kitaplarından Seçme Hikayeler kitap alıntıları sizlerle…
Seçme Hikayeler Kitap Alıntıları
“Ay adını duydu ama sen bana aldırış etmedin.”:::!!!
Yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir,
Çoğu insan sadece var olur..
Çoğu insan sadece var olur..
“Hayaller hep önden gider ama her zaman gerçekler kazanır.”
Güç erkeğe, güzellik kadına verilir; ama her şeyi yenen güç, yalnız güzelliğe yenilir .
“Hayaller hep önden gider ama her zaman gerçekler kazanır.”
Güç erkeğe, güzellik kadına verilir; ama her şeyi yenen güç, yalnız güzelliğe yenilir .
İnsan zengin değilse çekici olmasının hiçbir yararı yoktur. Aşk zenginlere özgü bir ayrıcalıktır, işsizlerin harcı değildir. Yoksullar pratik ve sıradan olmak zorundadır. Düzenli bir gelire sahip olmak çekici olmaktan daha iyidir.
Kadınlar anlaşılmak değil sevilmek isterler.
Dünya bir sahnedir ancak oyunun rolleri kötü dağıtılmıştır.
Sen kim oluyorsun da Tanrı’nın yarattığı dünyaya acı getiriyorsun? Çayırdaki sığır bile O’na şükreder.
Gerçeği söylemek gerekirse, acı bu dünyanın efendisidir ve onun ağlarından kaçabilen de yoktur.
Gerçeği söylemek gerekirse, acı bu dünyanın efendisidir ve onun ağlarından kaçabilen de yoktur.
Aşk aslında çok güzel bir şey ama arkadaşlık daha yüce bir duygu. Gerçekten de bu dünyada vefalı bir dostluktan daha nadide ve daha asil bir şey bilmiyorum ben.
Hiçbir şey sefalet kadar gizemli değildir.
Gerçek aşk ıstırap çeker ve suskundur. Hatırlıyorum da, bir keresinde Ama artık bir önemi yok. Sevdalık geçmişte kaldı.
Sanatçının kalbi aklıdır ve bizim işimiz
dünyayı istediğimiz gibi biçimlendirmek
değil, gerçekte olduğu gibi resmetmek.
dünyayı istediğimiz gibi biçimlendirmek
değil, gerçekte olduğu gibi resmetmek.
Bu dünyanın yükü bir kişinin
taşıyabileceğinden, kederi de bir yüreğin
kaldırabileceğinden çok daha fazla.
taşıyabileceğinden, kederi de bir yüreğin
kaldırabileceğinden çok daha fazla.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Savaşta güçlüler zayıfları, barışta da
zenginler fakirleri köleleri yapar.
zenginler fakirleri köleleri yapar.
Ah, mutluluk ne kadar da küçük şeylere
bağlı!
bağlı!
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Savaşta güçlüler güçsüzleri, barışta da zenginler fakirleri köleleştirir.
Hayaller ve gerçekler yarışır. Hayaller hep önden gider ama her zaman gerçekler kazanır.
Güç erkeğe, güzellik kadına verilir; ama her şeyi yenen güç, yalnız güzelliğe yenilir .
Kaderimde çok büyük mutluluklar ve çok büyük kederler olduğunu hissediyorum.
Hayaller ve gerçekler yarışır. Hayaller hep önden gider ama her zaman gerçekler kazanır.
Güç erkeğe, güzellik kadına verilir; ama her şeyi yenen güç, yalnız güzelliğe yenilir .
Güç erkeğe, güzellik kadına verilir; ama her şeyi yenen güç, yalnız güzelliğe yenilir .
Adaletsizlik dünyada kol geziyor; üzüntü dışında hiçbir şey eşit bölüşülmüyor.
Güneşin erişmediği sokaklarımızda Fakirlik aç gözlerle kol gezerken onu hemen arkasından sarhoş suratıyla Günah takip ediyor. Sabahları bizi mutsuzluk uyandırırken akşamları yanımızda Utanç oturuyor.
Savaşta, diye karşılık verdi, güçlüler güçsüzleri, barışta da zenginler fakirleri köleleştirir.
Kırk yılın kışı, güzel alnını kuşattı mı,
Kapladı mı yüzünü derin derin çukurlar artık,
Gençliğinin kibirli, süslü giyim kuşamı
Beş para etmez olur, hırpani yırtık pırtık:
O zaman sorarlarsa güzelliğin nerededir,
Dinç ve şen günlerinin hazinesi ne oldu;
Dersin yuvalarına çökmüş şu gözlerdedir,
Bencillik utancıyla israfa övgüdür bu.
Kapladı mı yüzünü derin derin çukurlar artık,
Gençliğinin kibirli, süslü giyim kuşamı
Beş para etmez olur, hırpani yırtık pırtık:
O zaman sorarlarsa güzelliğin nerededir,
Dinç ve şen günlerinin hazinesi ne oldu;
Dersin yuvalarına çökmüş şu gözlerdedir,
Bencillik utancıyla israfa övgüdür bu.
N’olur hatırım için, su Talih ‘i azarla:
O Tanrıça, yaptığım kötü işlerden suçlu,
Yüzümü güldürmedi hoş, rahat bir yaşamla,
Verdi halkın önünde adi bir geçim yolu.
Bu yüzden olsa gerek, adım damga yemiş de,
Talihin bu cilvesi yüzünden sünepeyim ;
Boyacı eli gibi, yitip gitmiş el işte.
Sen acı bana, yardım et de tazeleneyim.
O Tanrıça, yaptığım kötü işlerden suçlu,
Yüzümü güldürmedi hoş, rahat bir yaşamla,
Verdi halkın önünde adi bir geçim yolu.
Bu yüzden olsa gerek, adım damga yemiş de,
Talihin bu cilvesi yüzünden sünepeyim ;
Boyacı eli gibi, yitip gitmiş el işte.
Sen acı bana, yardım et de tazeleneyim.
Ah,neden yaşar sanki sevgilim illetlerle?
Varlığıyla şenlenir imansızlar bölüğü
Günahın ekmeğine neden yağ sürer böyle?
Süsleyip püsleyerek kol gezen kötülüğü?
Niçin sahte boyalar yüzünü taklit eder,
Canlı renginden ölü görüntüler aşırır
Ve zavallı güzellik zar zor peşinden gider
Yapma güllerin _ oysa tek gerçek gül ondadır?
Varlığıyla şenlenir imansızlar bölüğü
Günahın ekmeğine neden yağ sürer böyle?
Süsleyip püsleyerek kol gezen kötülüğü?
Niçin sahte boyalar yüzünü taklit eder,
Canlı renginden ölü görüntüler aşırır
Ve zavallı güzellik zar zor peşinden gider
Yapma güllerin _ oysa tek gerçek gül ondadır?
Eskiden senden yardım dileyen bir bendim de,
Güzel varlığın yalnız benim şiirlerimdeydi;
Artık yıkım başladı ince dizelerimde,
Hasta perim yer verdi başkalarına şimdi,
Güzel varlığın yalnız benim şiirlerimdeydi;
Artık yıkım başladı ince dizelerimde,
Hasta perim yer verdi başkalarına şimdi,
Gerçek aşk ıstırap çeker ve suskundur.
Ve gülün yapraklarına, gelinin dudaklarını öpen bir damadın yüzündeki kızarıklık gibi, pembenin narin kızartısı vurdu. Fakat diken henüz Bülbül ‘ün kalbine ulaşmadığından gülün kalbi beyazdı ; ne de olsa bir gülün kalbini ancak Bülbül ‘ün kalbindeki kan kırmızıya boyayabilirdi.
Gül ağacı kırmızı bir gül istiyorsan, dedi, onu ay ışığından nağmelerden yapmalı ve kalbinin kanıyla boyamalısın. Bağrını bir dikene yaslayarak bana şarkı okumalısın .Gece boyu bana şarkı okumalısın ; diken kalbini delmeli ve can suyun damarlarıma akıp benim olmalıdır.
Aşk şüphesiz harika bir şey. Zümrütlerden daha değerli, işlenmiş opallerden daha kıymetli. İnciler ve narlar onu satın alamaz, zaten pazarda satılık da değil. Ne tüccardan alınabilir, ne de terazi de tartılıp değer biçilebilir.
Ölüm, uyku ‘nun kardeşidir, değil mi?
Sefaletten daha büyük bir esrar yoktur.
“İnsan gerçekten bir kadını severse onun gözünde dünyadaki bütün öteki kadınlar kesin olarak manasını kaybeder.“ !
Ay adını duydu ama sen bana aldırış etmedin.
Sırf beni dinlemiyor diye konuşmamı durduracak değilim ya. Kendi sesimi dinlemekten hoşlanırım ben.
Artık sevginin modası geçti; şairler öldürdü onu, ona dair öyle çok yazdılar ki artık insanlar onlara İnanmaz oldular.
Kral İçoğlanı’nın maaşının iki kat arttırılmasını emretti. Hiç maaş almadığı için bunun ona hiç yararı olmadıysa da büyük bir onur sayıldı ve hemen Saray Gazetesi’ne yazıldı.
Dünyanın en inanılmaz şeyi, insanların acı çekmesidir. Sefalet kadar büyük bir sır yoktur.
Onu delice sevmiştim, çok devmiştim. Tanrım, hem de ne çok sevmiştim!
İhtirası yüzünü fildişi gibi soldurmuş, hüzün damgasını vurmuş alnına.
Ölüm. Ölüm ne güzel olmalı. Yumuşacık kahverengi toprakta yatıp sessizliği dinlerken başının üstünde otların rüzgarla salınması. Ne dünün, ne yarının olması. Zamanı unutmak, hayatı affetmek, huzura ermek.
Bu dünyanın yükü bir kişinin kaldıramayacağı kadar ağır, kederi bir kalbin katlanamayacağı kadar büyüktür.
Bilge olan ne varsa Doğu’dan gelir.
Güç erkeğe, güzellik kadına verilir; ama her şeyi yenen güç, yalnız güzelliğe yenilir.”
Savaşta güçlüler güçsüzleri, barışta da zenginler fakirleri köleleştirir.
Günah ve sefaletin çocukları da kendi gibi kader mahkumları mıydı? Onlar da insafsız bir oyunun kuklaları mıydı?
Belki bir tutkuyu mükemmelce ifade etmekle o tutkunun kendisini tüketmiştim.
Kadınlar sevilmek için vardır, anlaşılmak için değil.
Gerçek aşk ıstırap çeker ve suskundur.
Öğüt vermek aptalca bir şey, ama bunda ısrar etmek tam bir felakettir.
Unutuyorsun, ama birisi uğruna öldü diye bir şeyin doğru olması gerekmiyor.
Mutlu olmaya zamanım yok, Sybil.
Tanrı, ‘Neden seni Cennet’e yollamayacakmışım. Hangi sebeple?’ diye sordu.
Adam, ‘Çünkü orayı hiçbir zaman hayal edemedim,’ diye cevap verdi.
Ve Yargı Evi’ne sessizlik çöktü.
Adam, ‘Çünkü orayı hiçbir zaman hayal edemedim,’ diye cevap verdi.
Ve Yargı Evi’ne sessizlik çöktü.
Beni dünyaya saldığında bir kalp vermedin; ben de bütün bunları yapmayı ve yaptıklarımı sevmeyi öğrendim.
Sabahları bizi Mutsuzluk uyandırırken akşamları yanımızda Utanç oturuyor.
Topluluğumuzun üçte biri çatışmalarda, üçte biri de yokluktan öldü.
Adaletsizlik dünyada kol geziyor; üzüntü dışında hiçbir şey eşit bölüşülmüyor.
Seni bulmak için çok acı çektim.
Gel gör ki, sevdan hep içimdeydi ve gücü hiç azalmadı; kötüye baksam da iyiye baksam da hiçbir şey onu yenemedi.
İnsanların vücudun gölgesi dedikleri şey aslında vücudun gölgesi değil, ruhun bedenidir.
Bana kalbini ver; dünya çok zalim bir yer çünkü ve ben korkuyorum.
İnsan ruhundan daha kıymetli hiçbir şey yoktur ve dünyevi hiçbir şey onunla ölçülemez.
Beni gerçekten kovman gerekiyorsa bari kalbinden mahrum bırakma.
Bana sevinç olan ona acı veriyor.
Bundan böyle benimle oynamaya gelenlerin kalbi olmasın.
Seni ancak ruhundan kurtulursan sevebilirim.
Aşk asla ölmez.