İçeriğe geç

Sayıklamalar Kitap Alıntıları – Oruç Aruoba

Oruç Aruoba kitaplarından Sayıklamalar kitap alıntıları sizlerle…

Sayıklamalar Kitap Alıntıları

Hep taşar mı yaşadıklarım #8212;
aşamadıklarım hep taş.
Hiç yaşar mı taşıdıklarım #8212;
aşırdıklarım hep yaş.
Yorgun beynime
düş
me.

Ya
ğ.

İnsan yeryüzünün döküntüsüdür .
Bunca yapraktan yok mu bir çiçek-
Ekmedin mi ?
İnsan yeryüzünün döküntüsüdür.
Güneş devrilirken ağaçları titreten hüznün,
payına düşen acı değil miydi daha dün
Kaç dolanışta ulaşır sarmaşık, çiçek açtığı yere.
İnsan yeryüzünün döküntüsüdür.
Şimdi dışarı çıksam, yeniden işitebilir miyim
Aldırmaz seslerini, o neşe dolu şarkılarını
Eskilerden taşınmış coşkuyla dayanabilir miyim
Tutabilir miyim geçmiş günlerin yankılarını?
Serinlikte yüzeceksin gün ererken
Aşarak aydınlıkta dingin suları
Gizleyeceksin renklerini herkesten
Kokular açacak sana kuytuları
Aş.
Aç.
De
niz
de_
yüz

m.
insan
yeryüzünün
döküntüsüdür.
– yalnızca uyuturuz bazen, aysız akşamda biz
gözüpek bir yatakta acıları ikimiz.

baudelaire.

Camdan aşağı
yol bulup akıyor
biriken damlalar.

Garip dalgalar
denizden uzakta
kıyıya vuruyor.

Yeniden beliriyor
eski bir anlam
yanıp sönerek:

Tutsak.

Gelip kayıyor
acılı anılar.

Senden uzakta.

Öylece duruyor.

Yorgun beynime
düş
me.

Ya
ğ.

Elim.
Tonunu
ayarlayamadığım
rengim.

On gün
ve bir
gün
daha.

Aranamadığım.
Aranılamadığım.

Şimdi dışarı çıksam, yeniden işitebilir miyim
Aldırmaz seslerini, o neşe dolu şarkılarını
Eskilerden taşınmış coşkuya dayanabilir miyim
Tutabilir miyim geçmiş günlerin yankılarını?
Zamanın geçmediği yerler de var
Hep araya girer öylesine yaşananlar
Ama yaşam her sonsuzlaşmasını
Hiç yitirmediği anlarından anlar.
Zamanın geçmediği yerler de var
hep araya girer öylesine yaşananlar
ama yaşam her sonsuzlaşmasını
hiç yitirmediği anlarından anlar
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Şimdi bu boşlukları yazsam
Ya da bu hızlı ışıkları
Hiçlik icin bile azsam
Bunlar neyin artıkları?
Kaç dolanışta ulaşır sarmaşık
Çiçek açacağı yere?
İnsan
Yeryüzünün
döküntüsüdür
Sana gülmek yakışır
“Kişi en içten sesine bile direnmeli.”
İnsan yeryüzünün döküntüsüdür.
kaç dolanışta ulaşır sarmaşık,
çiçek açacağı yere
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Kendi olarak, sana gelen, sana gereksinimi olmadan, seni isteyen. Sensiz de olabilecekken, seninle olmayı seçen. Kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan. O!
O, işte
İnsan
yeryüzünün
döküntüsüdür.
Kaç
dolanışta ulaşır sarmaşık
çiçek açacağı yere?
Yorgun beynime düşme, yağ.
Sildiğimden geri kalanlar var.
Kaç dolanışta ulaşır sarmaşık çiçek açacağı yere?
Küçük esintiler, büyük yoğunluk
İnsanlar uğraşlarında. Aldırılmadan geçiyor her şey boşluklara doldurularak. Ölümün tadı unutularak yaşanıyor öylesine her şey. Pörsük güdük ,sönük
Rüzgar: bir daha esemedi. Geçemedim. Gidemedim.
İnsan yeryüzünün döküntüsüdür.
Bu cozutuk dünya bu tozutuk dünya kopuk.Git bin bir yanlış vapura.
Kaç
dolanışta ulaşır sarmaşık
çiçek açacağı yere?
“Dingin gülüşler durmayacaklar
o derinler kayboldular.”
“Demir gürültüsü
Martı çığlığı
Vapur düdüğü
Kanaldan yukarı çıkan küçük yelkenli.”
“Serçenin üzgün duruşu,sana küstüğünden.
“Zamanın geçmediği yerler de var
Hep araya girer öylesine yaşananlar
Ama yaşam her sonsuzlaşmasını
Hiç yitirmediği anlarından anlar.”
“İnsanlar uğraşlarında.
Aldırılmadan geçiyor her şey
boşluklara doldurularak.
Ölümün tadı
unutularak
yaşanıyor öylesine her şey
pörsük güdük sönük.”
“Bak bir,hiç yer var mı unutulanlara?”
“Güvercinler de gelir şimdi.
Kal.”
“Ya gürül gürül gel
ya
da
inil inil çek git.
Bu gelgit yetsin artık.”
“Yeşersin geçkin tohumun
Güneş bekliyor,git,sula
Yok işte durağı yolunun
Yürüyeceksin;çık artık yola.”
“ Güneş devrilirken ağaçları titreten hüznün
Payına düşen acı değil miydi daha dün ”
“Bunca yapraktan yok mu bir çiçek-
Ekmedin mi ?”
“ Yoklukların içinde neler var
Ne bu kafamın karanlıkları.”
“Birkaç sözcüktü hepsi-
diyemedim.”
“Dinginlik olabilir mi artık ?
Boyuna süren bu ses
Bir an kesilecek sandık
Boyuna sürecek ”
“Kaç dolanışta ulaşır sarmaşık çiçek açacağı yere ?”
“Denizde sokak lambası yansıları.
Sessiz şehirde dinginlik.”
“Tek serinlik eski yapıların kuytu kapılarından gelen esintilerde artık.”
Yorgun musun?
Yattın mı? Uyu?
Düşünme beni.
Ben ki
Hiç düşünülmedim senden önceleri.
Nasıl ulaşılabilir anımsananlara?
İnsan yeryüzünün döküntüsüdür.
“Kaç dolanışta ulaşır sarmaşık,
Çiçek açacağı yere?”
Yaşamın en küçük şeyleri bile bakım ister; ufak ayarlamalar, düzenlemeler, onarımlar
Ya büyük şeyleri?
-Yaşamın büyük şeyleri yoktur ki;
yaşamın herşeyi küçüktür, ufacıktır, ayrıntıdır
Gürültülü
bir gün
daha .
Kişi en içten sesine bile direnmeli.
YAĞ
artık.

Ya gürül gürül gel
ya
da
inil inil çek git.

Bu
gel
git
yet
sin
ar
tık.

Yorgun beynime
düş
me.

Ya
ğ.

İnsanlar uğraşlarında.

Aldırmadan geçiyor herşey
boşlukları doldurularak.

Ölümün tadı
unutularak
yaşanıyor öylesine herşey
pörsük
güdük
sönük.

Zamanın geçmediği yerler de var
Hep araya girer öylesi yaşananlar
Ama yaşam her sonsuzlaşmasını
Hiç yitirmediği anlardan anlar.
Kaç
dolanışta ulaşır sarmaşık
çiçek açacağı yere?
İnsan
yeryüzünün
döküntüsüdür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir