İçeriğe geç

Savaşkıran Kitap Alıntıları – Brandon Sanderson

Brandon Sanderson kitaplarından Savaşkıran kitap alıntıları sizlerle…

Savaşkıran Kitap Alıntıları

Daha nereye kadar her şeyden eski beni sorumlu tutacağım? O adam öldü.
Kendine saygı duyduğunda daha da güzelleşiyor.
Derler ki insan ölümle burun buruna gelmeden önce kendini gerçek anlamda tanıyamazmış,
Her insan kendi hikayesinde bir kahramandır,
Her şeyi kontrol edemezsin. Ama eğer insanların seni nasıl gördüğünü kontrol edebilirsen o zaman bu karmaşada bir yerin olur .
Sırlar bu kadar göz önündeyse nasıl tehlikeli olabilirlerdi ki?
Başladığım işi yarım bırakmaktan hoşlanmam.
Eğer hiçbir şey yapmazsanız ortaya çıkan sorunlardan, onları bizzat siz yaratmış kadar sorumlu olursunuz.
Son bir umut. Umut, inancımızın bir parçası
insanlarla hayvanlar aynı değil.
Lider, harekete geçen kişidir.
güven bana, -mış gibi yapmakta bayağı iyiyim.
Başarılı olduğun şeyde yoğunlaşmak iyidir
Dürüst insan diye bir şey gerçekten varsa tabi
Niye Işıktını kendini işe yaramaz bir aptal olarak sergiledikçe insanlar onun içinde gizli bir cevher olduğuna daha fazla ikna oluyordu? Onun içinde olduğunu varsaydıkları gizli erdemlere iltifat ederken aslında aynı anda dolaylı olarak ona yalancı demiş oluyorlardı. Bir adamın hem sevimli hem işe yaramaz olabileceğini niye kimse anlamıyordu? Hazırcevap her soytarı kendini gizleyen bir kahraman olacak diye bir şey yoktu.
Her insan kendi hikayesinde bir kahramandır.
Başarmak mı istiyorsun? diye düşündü. Etrafında olan bitenlerin kontrolünü ele almak, oradan oraya sürüklenmemek mi istiyorsun? O zaman başarısızlıkla baş etmeyi de öğrenmek zorundasın.
İnsan ne zaman karanlıkta olduğunu bilir, dedi Gecekanı. Göremiyor olsa bile.
Ormanda da yılan yaygındır ama bu demek değil ki insanlar onu görmekten hoşlanır.
İşi, defterlere bakmak ve karmaşık rakamlar arasına gizlenmiş bir tutarsızlık olup olmadığını keşfetmekti. Bir tür dedektifti. Ama sandığı türden değil.
Senin inancından farklı bir şeye güçlü bir inançla bağlanan biri ya manyak bir yobazdır ya da yalancı bir düzenbaz, değil mi?
Kendini başkalarının üzerinde görme! Kim ki kendini yukarıda görür, sonu en dipte olur.
Hayali şeylerin insanların hayatında genellikle tek temel gerçek olduğunu keşfetmişti.
Herkes farklı görünmek için öyle çabalıyor ki sonuçta kimse farklı görünmüyor.
Hiçbir şeye sahip değildi ama istediği herşey anında geliyordu. Egzotik yiyecekler, mobilyalar, sanatçılar, kitaplar, sanat eserleri Söylemesi yetiyordu. Fakat o şeyle işi bittiğinde, ilgisi sona erdiğinde hemen götürüyorlardı. Sanki aynı anda hem her şeyi vardı hem de hiçbir şeyi yoktu.
Lider, harekete geçen kişidir.
Herhangi bir konuda düşüncem olmaması için elimden geleni yapıyorum. Düşünceler başka düşüncelere yol açar ve dikkatli olmazsan onlar da eylemlere yol açar. Eylemler de seni yorar.
Bir kadınla dalga geçmek, çok fazla şarap içmeye benzer. Kısa süreliğine eğlencelidir ama sonrası çok fecidir.
Dedelin’in odası çok da sadeydi. Güzelliği basitliğindeydi. Kral bile şatafatlı şeylerle gösteriş yapma hakkına sahip değildi.
-Hayatında bir kadın olması iyi oldu.
-Iltifatiniz için teşekkürler, Efendimiz.
-Bir şey değil, istersen birkaç tane daha yapabilirim.
-Sana bir lakap takmaya karar verdim. Artık sana telaşe Nazırı diyeceğim. Oradan oraya telaşla segirtip dumana, her şeye burnunu sokmana uyuyor gibi geldi.
-Onur duydum efendimiz.
Renkler aşkına diye düşündü Işıktını, bu adam hiç mi bir şeye bozulmaz?
İnançlarının insanlar yerine kıyafetlere odaklandığı noktada yanlış bir yöne savruldugunu artık gorebiliyordu.
Her insan kendi hikayesinde kahramandır.
Bilmemekten kaynaklanan cahillik , bilgili aptalliktan yeğdir.
”Ben ne görüyorsam onu söylüyorum. Tüm sarayda senden daha harikulade bir şey görmedim. İçlerinde böylesine bir güzellik sakladıklarına göre şu dağlar gerçekten çok özel olmalı. ”
”Anlattıklarından dağların çok güzel olduğunu anlayabiliyorum. Ama dağlardaki en güzel şey bence artık benim yanımda. ”
”Akan, ” dedi Tonk Fah.
”Hı? ” diye sordu Denth.
”Kan’la uyaklı, ” dedi Tonk Fah. ”Böylece şiirsel olabilirsin. Akan kan. Hoş bir görsel çağrışım yaratıyor. Ayan beyan’dan iyidir. ”
”Ah, anladım, ” dedi Denth düz bir sesle. ”Tonk Fah? ”
”Efendim? ”
”Sen bir salaksın. ”
”Teşekkürler. ”
”Aldokur, hayatım, ” dedi sonunda, ”sohbetimizde bir tür alt metin mi var? Çünkü -belki biliyorsundur- ben alt metin çözmekte kötüyüm. Başıma ağrılar giriyor. ”
”Bizim başımıza ağrı girmez, ” dedi Aldokur.
”Eh, alt metin de girmiyor ama. Benim için fazla muğlak. Anlamak için çabalamak gerekiyor ve çaba göstermek ne yazık ki benim dinime aykırı. ”
❝Her insan kendi hikayesinde bir kahramandır, prenses. Katiller yaptıkları şey için suçlanacak kişinin kendileri olmadığına inanır. Hırsızlar aldıkları parayı hak ettiklerine inanır. Diktatörler halklarının güvenliği ve ulusun iyiliği için canlarının istediklerini yapmaya hakları olduğuna inanır…
… Gerçek şu ki, senin ‘yanlış’ olduğunu düşündüğün şeyleri yapan insanların çoğu bunu kendilerinin ‘doğru’ olduğuna inandığı sebeplerle yapar.❞
Başarmak mı istiyorsun? Etrafında olan bitenin kontrolünü ele almak, oradan oraya sürüklenmemek mi istiyorsun? O zaman başarısızlıklarınla baş etmeyi de öğrenmek zorundasın.
Bir şeylerin değeri ona verildiği kadardır, Efendimiz. Eğer siz onları çöp olarak görüyorsanız, başka birinin onlara ödeyeceği meblağdan bağımsız olarak çöptürler.
Herkes korkuya kapılır, Prenses. En cesur adamlar bile savaş meydanını ilk gördüklerinde kaçar bazen. Ordularda bu yüzden bu kadar çok eğitim olur. Kendini kontrol edebilenler en cesurlar değildir, en iyi eğitimli olanlardır. Tüm hayvanlar gibi bizim de içgüdülerimiz var. Bazen bizi ele geçirirler. Bunda bir sorun yok.
Söylemeye çalıştığım bir adamın yaptığı şeyi yapmasına sebep olan şeyi anlamadan onu anlayamazsın. Her insan kendi hikayesinde bir kahramandır,Prenses. Katiller yaptıkları şey için suçlanacak kişinin kendileri olmadığına inanır. Hırsızlar aldıkları parayı hak ettiklerine inanır. Diktatörler, halklarının güvenliği ve ulusun iyiliği için canlarının istediklerini yapmaya hakları olduğuna inanır. Gerçek şu ki, senin ‘yanlış’ olduğunu düşündüğün şeyleri yapan insanların çoğu bunu kendilerinin ‘doğru’ olduğuna inandığı sebeplerle yapar. Sadece paralı askerlerin yaptıkları anlaşılabilir. Biz bize ne için ödeme yapılıyorsa onu yaparız. Belki insanların bizi aşağı görmesinin sebebi de budur. Daha yüce bir amaca hizmet ediyormuş gibi yapmayan sadece biziz.
Ne yazık ki, Parlin dedi Vivenna, İnsanlar hayvanlarla aynı değil
Biliyorum dedi Parlin . Hayvanlar akla yatkın davranır.
Kendimi resmen tanrı gibi hissediyorum, dedi Işıktını. O adama nasıl tövbe ettirdiğimi gördün mü?
Muhteşemdi, Efendimiz, dedi Llarimar.
=))
Işıktını gözlerini Tanrı Kral’ın gözlerine dikti ve gülümsedi. Hayatım hayatına, dedi. Nefesim Nefesin olsun.
O gece IŞIKTINI rüyasında T’Telir’in yandığını gördü. Tanrı Kral’ın öldüğünü ve sokaklarda askerlerin yürüdüğünü gördü. Cansızların, renkli kıyafetli insanları öldürdüğünü.
Ve siyah kılıcı.
Hikâyelerde bu da anlatılıyor. Bir prensten ya da kraldan daha çok şey beklenir. Keşke sıradan bir köylü olarak doğmuş olsaydım.
Ama döndüğümde bana bir isim verdiler, dedi Vasher.
Bu ismi pek sevmezdim. Bana uymadığını düşünürdüm.
Eee? diye sordu Vivenna. Neydi o isim?
BARIŞSEVER SAVAŞKIRAN, diye itiraf etti Vasher sonunda.
Başarmak mı istiyorsun? diye düşündü. O zaman başarısızlıkla baş etmeyi de öğrenmek zorundasın.
Bir şeyin değeri ona verildiği kadardır. Eğer siz onları çöp olarak görüyorsanız, başka birinin onlara ödeyeceği meblağdan bağımsız olarak çöptürler.
Güzellik sadece görüntüyle ilgili bir şey değil, diye yazdı Susebron.
Gerçek şu ki, senin ‘yanlış’ olduğunu düşündüğün şeyleri yapan insanların çoğu bunu kendilerinin ‘doğru’ olduğuna inandığı sebeplerle yapar.
Zaten bu koşullar altında istese de oyunu kaybedebileceğine şüpheliydi. Kazanmak için ne yaptığınızı bilmediğiniz bir oyunda kasten yenilmek bayağı zordu.
Parlin Demek buymuş, dedi şemsiyeyi titreterek Tanrılar Katı.
Vivenna başını salladı.
Kuzuları otlatmak için iyi bir yer.
Bundan şüpheliyim, diye karşılık verdi Vivenna alçak sesle.
Parlin kaşlarını çattı. Keçileri o zaman? dedi sonunda.
Etrafım yüzlerce insanla çevriliyken nasıl oluyor da bana kendimi bu kadar yalnız hissettirebiliyorlar?
Deliremezsiniz, dedi Llarimar usulca. Bu imkansız.
Tabii ki delirebilirim, dedi Işıktını. Yeterince uzun sure konsantre olmam gerekiyor sadece. Gör bak. Sonuçta delilikle ilgili en muhteşem şey her şeyin insanın kafasının içinde olup bitmesi, değil mi?
Sanki aynı anda hem her şeyi vardı hem de hiçbir şeyi yoktu.
Parlin kapıya doğru bir bakış attı. Burası bana güven vermiyor, Vivenna. Vücut ve yemek kokusundan başka koku alamıyorum, insanların konuşmalarından başka ses duyamıyorum. Rüzgâr yok, ağaç yok, nehir yok, sırf insan.
Lider, harekete geçen kişidir.
Işıktını :
Herhangi bir konuda düşüncem olmaması için elimden geleni yapıyorum. Düşünceler başka düşüncelere yol açar ve dikkatli olmazsan onlar da eylemlere yol açar. Eylemler de seni yorar. Kesin bilgi; biri bir kitapta okumuş.
bazen en çok inanılan hikayeler en vahşi olanlardır.
Bir şeyin değeri ona verildiği kadardır, Efendimiz. Eğer siz onları çöp olarak görüyorsanız, başka birinin onlara ödeyeceği meblağdan bağımsız olarak çöptürler.
İnsan ne zaman karanlıkta olduğunu bilir, dedi Gecekanı. Göremiyor olsa bile.
Kendini kontrol edebilenler en cesurlar değildir, en iyi eğitimli olanlardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir