İçeriğe geç

Satış ve Pazarlama Teknikleriyle İkna Sanatı Kitap Alıntıları – Adem Serdaroğlu

Adem Serdaroğlu kitaplarından Satış ve Pazarlama Teknikleriyle İkna Sanatı kitap alıntıları sizlerle…

Satış ve Pazarlama Teknikleriyle İkna Sanatı Kitap Alıntıları

Pazarlamanın en önemli altın kuralını da asla unutmayın: . Asla politika, futbol ve inanç konuşmayın. Bu konular iletişimin kaygan zeminleri olarak bilinmektedir.
daha önce küçük bir ricayı yerine getiren insanlar, daha büyük bir ricayı yerine getirme konusunda eğilim duyarlar.
Zamanla gitmeyenler, zamanla giderler
Hayatlarını başkalarının beğenilerine göre yaşamak, günümüzde yaşam biçimi şeklini almış.
İnsanların hislerine hitap etmek, aklına hitap etmekten çok daha kolaydır.
Mizahi olmakla, şaka yapmayı birbirine karıştırmayın. Şakalar tehlikelidir. Her zaman ortamı yumuşatmaz.
Yanlış yöne bakan bir insanı doğru tarafa döndürerek onun doğruyu görmesini sağlayabilirsiniz. Ama gözleri görmeyen birisine ne gösterebilmeyi umuyorsunuz!
Daha önce küçük bir ricayı yerine getiren insanlar, daha büyük bir ricayı yerine getirme konusunda eğilim duyarlar. (Freedman ve Fraser 1996)
Profesör Harry Overstreet, hayır cevabının aşılması çok zor olan bir engel olduğunu belirtir. Çünkü kişi bir kez hayır! cevabı verdiğinde, egosu bu cevabı değiştirmesine izin vermeyecektir. Daha sonra hayır cevabı vermesinin yanlış olduğunu bilse bile gururunu düşünecek ve ağzından çıkan söze sadık kalmaya çalışacaktır. Bu yüzden insanların olumlu cevaplar vererek sözlerine başlaması çok önemlidir.
Meşhur bir pazarlama uzmanının, işleri araç-gereç satmak olan bir firmaya söylediği Sizin işiniz matkap satmak değil, sizin işiniz delik satmaktır. sözü, ürünün değil, sağlayacağı faydanın ön planda tutulması gerektiğinin vurgusudur.
Pazarlamanın en önemli altın kuralını da asla unutmayın: Müşterinizle asla politika, futbol ve inanç konuşmayın. Bu konular iletişimin kaygan zeminleri olarak bilinmektedir.
Bir mülakat, satış görüşmesi ya da herhangi bir sosyal etkileşimde, yapacağınız görüşmenin özellikle ilk 30 saniyesi kritik öneme sahiptir. Çünkü karşınızdaki kişinin sizi sınıflandırması, büyük ölçüde bu zaman aralığında meydana gelecektir.
değer verdiğimiz ve muhabbet beslediğimiz insanların sol gözüne bakarız.
Pazarlamanın en önemli altın kuralını da asla unutmayın: . Asla politika, futbol ve inanç konuşmayın. Bu konular iletişimin kaygan zeminleri olarak bilinmektedir.
İnsanların kendilerine benzeyen, benzer inanç ve değer yargılarına sahip kişilerden hoşlandıklarını ve onların yanında kendilerini daha rahat hissettiklerini de unutmayın.
İnsanların dikkatini çeken kelimelerin başında kendi isimleri gelir. Çünkü herkesin kendi ismini duymaktan hoşlandığı bilinen bir gerçektir. Görüşme yaptığınız insanların isimlerini bilmiyorsanız bile hemen öğrenmeli . Onlara isimleriyle hitap etmelisiniz. Bu onları önemsediğinizi gösterir.
Merhaba ve Teşekkür ederim kelimeleri de, yine dikkat çeken diğer güçlü kelimeler arasındadır.
Görüşmenin türüne ve görüşmenin yerine göre uygun kıyafet giymeye özen göstermek de önemlidir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Temiz ve bakımlı olmalısınız. Ancak bunun anlamı, kendinizi parfüm şişesine boğmanız değildir. Bunu yapmanın en güzel yolu, bol sabun kullanmaktan geçer. Yani, çevrenizdekilerin duyacağı herhangi bir şey kokmamalısınız.
Bazen insanlara özel olduklarını hissettirmen gerekir. Bu hoşlarına gider ve seni benimsemelerini sağlar.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hayatlarını başkalarının beğenilerine göre yaşamak, günümüzde yaşam biçimi şeklini almış.
Zamanla gitmeyenler, zamanla giderler
İnsanlara ulaşmak istiyorsanız,önce onların sizi görmesini sağlamalısınız.
Gerçek sebebi bulmadan itirazı karşılamaya çalışmak, hastalığı doğru teşhis etmeden tedavi uygulamaya benzer. Bademcikleri şişen birisini,dişini çekerek tedavi edemezsiniz.
Göz çukuru, gözün küçük nesneleri ve ayrıntıları yakalayan noktası olma özelliğini taşımaktadır. İnsan baktığında, bir görüntünün içindeki yazıyı veya nesneyi göremeyebilir ama göz çukuru bunu hemen yakalayacaktır. Işte bu çukur, tıpkı bir video kamera gibi görüntüleri alır ve bilinçaltına aktarıverir.
Büyük balığın küçük balığı yuttuğu devirler geride kaldı. Artık hızlı balık yavaş balığı yutuyor.
Aktif olmayı severler.Duygularını vücut dili ile belli ederler.Elleri kolları hep hareket eder.İşleri adım adım yaparak öğrenirler.Duyguyu hissetmek zaman aldığı için yavaş konuşurlar.İnsanlarla ilişki kurarken sarılmayı , el sıkışmayı , omza dokunmayı severler.Bu kişiler o anı yaşarlar.Yaptıkları işi tutkuyla yaparlar ama işlerine müdahale edilmesini sevmezler.Hep insanların yanında olmayı isteyen , sevgi dolu , hayır diyemeyen kişilerdir.Birine haklı olduğu halde hayır dese bile bir süre sonra üzülecektir
Hayatlarını başkalarının beğenilerine göre yaşamak, günümüzde yaşam biçimi şeklini almış.
Marifet iltifata tabidir.
Yanlış yöne bakan bir insanı doğru tarafa döndürerek onun doğruyu görmesini sağlayabilirsiniz. Ama gözleri görmeyen birisine ne göstermeyi umuyorsunuz?
Kişi çok satılanı değil, faydalı olanı almalıdır.
İnsanları ikna etmenin anahtarı, önce kendinizi ikna etmekten geçer.
Günlük hayatta değer verdiğimiz ve muhabbet beslediğimiz insanların sol gözüne bakarız.
Bilmek işin yarısıdır.
Ulubatlı Hasan, 1428 yılında Bursa’nın Ulubat ilçesinde dünyaya gelmiştir. Vücuduna saplanan onlarca oka rağmen İstanbul surlarına ilk sancağı dikmesiyle tanınır. Onun bu güzel şehadeti, biraz da Fatih Sultan Mehmed Han’ı ikna edebilmesi sayesinde olmuştur. Tarihi rivayetler şu şekildedir:

Fatih Sultan Mehmed Han, veziri Zağanos Paşa ve birkaç askeriyle beraber otağından çıktı. Biraz yürüdükten sonra yere oturmuş ağlayan bir askere rast geldi. Hünkarı gören asker hemen ayağa kalktı ve kendini tanıttı. Bursa’nın Ulubat ilçesinden Hasan’dı ismi ve padişahtan bir ricası vardı. (Kısa boylu olduğu için geri safa yerleştirildiğini söyleyenler de vardır.) Halbuki Ulubatlı Hasan ilk safta cihat edeceklerin arasında yer almak istiyordu. Fatih Sultan Mehmed, temiz kalpli bu askerin ricasını kırmadı ve Zağanos Paşa’ya gerekli talimatı verdi. Ulubatlı Hasan da kendisine sunulan bu ikramı geri çevirmedi. Arkasına taktığı 32 yiğitle beraber surlara ilk çıkanlardan olmayı başardı ve ilk sancağı dikerek şehadet şerbetini içti.

Zamanla gitmeyenler, zamanla giderler..
Eski devirlerde bersisa ismin de bir zat varmış yüzlerce talebe okutmuş ve büyük alimmiş bir gün evine bir misafir gelir misafire yemek ikram eder ama yemez gece olur uyumamış bu misafir ve o bersisa büyük alim merak eder ve sorar misafire siz neden yemek yemiyorsunuz gece bektım ibadet ediyorsunuz diyor. Misafire misafir de derki ben bir büyük günah işledim ve sonra Allaha çok dua ettim istiğfar ettim ve Canab-ı Hak bana bu makamı verdi hep ibadet ederim demiş. Sonra bersisa misafire sorar o yaptığın günah ne demiş? Misafir de demiş ki içki içtim demiş besisa. Misafir de birsisaya demiş ki ya adam öldür yada zina yap veya huttta içki iç demiş ama ben yapmam demiş ama içki içerim demiş ve misafir bersisaya şu yerde bir kasın var ona git içki verir der ve gider sonra içkiyi içer besisa sarhoş olur kadınla zina yapar o anda da kadının kocası gelir ve adamı öldürür bersisa yapamam dediği üç şeyi de yapar ve bersisa yı idam için asarlar Bir bakar ki evine gelen misafir yanın da meyersem o misafir şeytanmış o yaptığı İbâdetler de yemek yememesi de bersisa yı kandırmak içinmiş. Sonra şeytan yani misafir bersisa ya derki sen Allaha dua edersin Allah KABÜL eeer der ama ben nasıl dua edeyim biraz dan beni asıcaklar yok ben istesem seni kurtarırım der. Şeytan nasıl olucak o der bersisa şeytan da derki yani misafir sen bana secde et ben seni kurtarırımder şeytan sonra ben nasıl secde edeyim sana elim kolum bağlı der bersisa o büyük alim ve şeytan da der ki kafanı sallasan yeter der ve o durum da kafasını sallaması ile secde eder ve en büyük sermayesi olan imanı da gider son nefes ta imansız gider imanını çalar şeytan Allah imansız gitmekten yitüm Ümmeti Muhammedi muhafaza eylesin Allah hakkı ile ibadet eden kulların dan eylesin kısa bir şekilde anlatmak istedim
Barsisa ismin de bir alimin son nefesin de imansız gitmesi
Az olan her şey değerlidir. Daha çok elde edilmek istenir.
F-16’ya gerek yok, kuş sapanım var benim.
Yanlış yöne bakan bir insanı doğru tarafa döndürerek onun doğruyu görmesini sağlayabilirsiniz. Ama gözleri görmeyen birisine ne göstermeyi umuyorsunuz!
Zamanla gitmeyenler,zamanla giderler.
Büyük balığın küçük balığı yuttuğu devirler geride kaldı. Artık hızlı balık yavaş balığı yutuyor.
Oltaya gelmemeniz dileğiyle
Hatasını kabul etmeyen ve tedaviyi gerekli görmeyen bir hastayı kabul eden hiçbir psikolog yoktur.
Ticarette de “ ölene kadar ikaz şırıngasına muhtaç olduğumuzu “ anlamamız temennisiyle
İnsanlara ulaşmak istiyorsanız, önce onların sizi görmesini sağlamalısınız.
Vapur kornaları, martı sesleri ve minarelerden yükselen ezanlar
Bu sesler, sizde neresinin çağrışımını yapıyor?
Miyop, gözün uzaktaki cisimleri değil, yakındaki cisimleri net olarak görebildiği bir göz hastalığıdır. Bugün uzağı göremeyen şirketler de, uzaktaki tehlike, yakın olana kadar olup biteni kavrayamamakta ve başarıyı ıskalamaktadır.
İnsanları ikna etmenin anahtarı, önce kendinizi ikna etmekten geçer. Kimse inanmadığı bir şeyi, başkasına anlatamaz.
Biz bir düşünelim mazereti her ne sebeple olursa olsun, itiraz değil bahanedir.
Çok iyi bilenler değil ? Bildiğini çok iyi pazarlayanlar Kazanır.
İnsanların genelinde ciddi bir kimlik bunalımı var. Hayatlarını başkalarının beğenilerine göre yaşamak, günümüzde yaşam biçimi şeklini almış.
Imami azam hazretleri 55 defa hacca gitmistir ve onca ilmine ragmen her defasinda rehber kullanmıştır
İnsanların hislerine hitap etmek, aklına hitap etmekten daha kolaydır. Bu aynı zamanda onlara istediklerimizi yaptırabilmenin de en kestirme yoludur.
Nüfustaki artış, beklenenin aksine arz dengesini altüst etti. Artık bolluk(israf) ekonomisi çağındayız. Talebin kıt olması piyasaya arz edilen ürünlerin sayısını düşürmüyor maalesef.
Zamanla gitmeyenler, zamanla giderler
Madem yağmurun yağacağına inanıyorsunuz Nerede o zaman şemsiyeleriniz?
Faydalı Ürünü almak nasıl Önemliyse bilgide de bu devam ettirilmelidir.

Herkes bilgi satıyor. Ancak kişi
çok satılan değil faydalı olanı
almalıdır.

Faydalı Ürünü almak nasıl önemli ise bilgide de bu devam ettirilmelidir.

Ancak kişi çok satılana değil, faydalı olanı almalıdır.

İnsan görmeden veya duymadan da hayatını devam ettirebilir.
Fakat nefes almadan yaşayamaz, günde 20.000 defa nefes alıp veren insan aynı sayıda da etrafının kokusunu alır ve Zaman geçtikçe koku hafızası daha da gelişir. Bu gücü fark eden uyanık markalar ‘ Kokusal Pazarlama ‘ ile satın alma kararlarını etkilemeye çalışıyorlar.
İnsanlara ulaşmak istiyorsanız, önce onların sizi görmesini sağlamalısınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir