İçeriğe geç

Sahte Balayı Kitap Alıntıları – Christina Lauren

Christina Lauren kitaplarından Sahte Balayı kitap alıntıları sizlerle…

Sahte Balayı Kitap Alıntıları

&“&”

“Eh, sana bakmak çok da fena bir his değil.”
“Sana da öyle.”
Kazanmak size kendinizi başaralı hissetirir ve bir şekilde bu hissin de etkisiyle kazanmaya devam edersiniz
İyi şans kavramını sadece bir başkasının mutluluğuna mal olmadığı sürece seviyorum," diye yanıtladım.

"Maalesef ki," dedi Ami, "koşulları sen seçemiyorsun. Şans dediğimiz şeyin olayı da bu zaten. Zamanını da yerini de kendisi belirliyor."

Sanki son hız giden bir motorla bir uçuruma doğru ilerliyorduk ve frenin tutup tutmayacağından tereddütlüydüm.
Etrafımda uzun süreli birçok ilişki vardı ve bu nedenle aşkın varlığına inanıyordum. Sadece, benim başıma geleceğine dair pek inancım yoktu.
“İyi şans kavramını sadece bir başkasının mutluluğuna mal olmadığı sürece seviyorum.”
İyi şans kavramını sadece bir başkasının mutluluğuna mal olmadığı sürece seviyorum.
Zihnimden geçen tek şey böyle güzel kirpiklerin şeytanın ayakçısına verilmiş olmasının ne kadar adaletsiz olduğu gerçeğiydi..
“Seni çok fazla heveslendirmek istemiyorum ama üzerimde bikiniyle harika görünüyorum. Efsane memeleri olan biriyle beraber olmak, alınabilecek en güzel intikam şeklidir.”
Dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi.
“Ne kadar da sağlam bir feminist duruşun var.”
“Aynı anda hem bikinili bedenimi övüp hem ataerkiyi ateşe verebilirim.”
Çevremizdeki öğürme sesleri arasında sessizce birbirimize baktık. Dikkatle birbirimizi inceliyorduk. Suratı yeşil değildi, gayet normal görünüyordu.

Miden bulanıyor mu?" diye sordu sessizce.

"Yaşanan manzaradan mı yoksa senden ötürü mü? Hayır bulanmıyor."

"Peki ishalden haber var mı?"

Dik dik suratına baktım. "Muhabbetin bu kadar güzelken nasıl bekâr olabiliyorsun? Bu gerçek bir gizem."

Tanrım, acayip yorgunum."
"Gezmek ve içmek insanı yoruyor değil mi"
"Ondan söz etmiyorum"
"Neden söz ediyorsun"
"Senden nefret ediyormuş gibi davranmaya çalışmak çok yorucu"
Bu evrenden gelen bir işaretti…"
"Tanrı’dan," diye düzeltti annem.
"Beyonce’den!" dedi Diego parmağını kaldırarar.
İlişkiler hakkında yalan söylemenin problemli kısmı, insanların berbat varlıklar oluşuydu."
Şans dediğimiz şeyin olayı da bu zaten: Zamanını da yerini de kendisi belirliyor.
“Daha önce şnorkelle daldın mı?” diye sordu.
“Evet.”
“Sevdin mi peki?”
“Evet.”
“Normalde karşında ben değil bir başkası varken diyalog kurma konusunda daha mı başarılısın?”
“Evet.”
Zamanda geri gidip onu en başından beri şimdiki gözlerimle görebiliyor olmayı diledim.
“Sanırım bu nokta da sorumluluğu üstlenmek zorundayım. Eğer benim olduğum bir ortamda işler iyi gidiyorsa, tetikte olmak da fayda var. Ücretsiz bir tatil mi kazandık? Patronumla karşılaşırız. Patronum evine mi dönüyor? Aniden ortaya eski sevgili çıkar.
..
“Ben bir kara kediyim,” diye hatırlattım. “Ben, kırılmış bir aynayım.”
“Bize bakıyor,” dedi Ethan aceleyle, gözleri arka masadaydı. “Lanet olsun.”
“Ne?”
“Sophie. Buraya bakıp duruyor.” Telaşlı bir şekilde gözlerime baktı. “Bir şey yap.”
“Ne gibi bir şey?” Bende telaşlanmaya başlamıştım.
“Bilmiyorum işte, gitmeden önce bir şey yap. Sonuçta birbirimize aşığız, değil mi? Sadece…” Aniden ayağa kalktı ve beni kendine çekip kaskatı bir şekilde dudaklarıma bastırdı. Dehşete kapılmış bir şekilde, gözlerim açık kalakalmıştım.”
”Kazanmak size kendinizi başarılı hissettirir ve bir şekilde bu hissin de etkisiyle kazanmaya devam edersiniz.”
Harry Potter göndermelerini dahi anlayabiliyor olması midemdeki kelebekleri harekete geçirmişti…
Bir kitapsever olduğunu zaten biliyordum ama aynı tür kitapları seviyor olduğumuzu öğrenmek gerçekten içimi eritmişti.
Sonuçta saygı duymadığın biriyle beraber olmak gerçekten zordur.
Onun üzerine giydirdiğim düşman rolünde oluşan ufak çatlağin sorumlusu bu andı. Gerçek bir düşman zayıflığını göstermezdi, sırtını ovmak için elimi uzattiğimda rahatlamanın verdiği bir inlemeyle avucuma yaslanmazdı.
Seni, seninle tartışmayı reddederek sakinleştireceğim."
Etrafımda uzun süreli birçok ilişki vardı ve bu nedenle aşkın varlığına inanıyordum. Sadece, benim başıma geleceğine dair pek inancım yoktu.
Şans dediğimiz olay da böyle bir şey değil mi zaten?" Dedi gerginliğini bastırmaya çalışarak. "Hep seninle olacağına inanman gerekir."
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
“sekiz saatlik bir uçuştayız ve tek bir film bile yok.”
“belki de bugün film yerine, gözlerimizin önünden bir film şeridi gibi geçecek olan hayatımızı izlememizi planlamışlardır.”
“İyi şans kavramını sadece bir başkasının mutluluğuna mal olmadığı sürece seviyorum.”
İyi şans kavramını sadece bir başkasının mutluluğuna mal olmadığı sürece seviyorum."
Tam seni bulmuşken şimdiden kaybetmiş gibi hissediyorum."
Daima ne kötüsünü düşünmeye programlanmışım."
"O zaman beni biraz tanımaya çalış. Şüphelerini benimle paylaş ki açıklayabileyim."
Ethan’la son zamanlarda güzel anlar yaşamaya başlamıştık ve bu, dengelerin alışık olmadığımız bir yönde değişmesine sebep oluyordu.
Ve sanırım bundan hoşlanıyordum.
Ki bu, beni sinirlendiriyordu.
Senden hâlâ nefret ediyorum," dedim alnına düşen bir tutam saçı geriye doğru iterken.
Başını salladı. "Biliyorum."
Tek bir kelimeye takılıp hiçbir şekilde kastetmediğim yersiz anlamlar çıkarmaya çalıştığının farkındayım. Harika görünüyorsun." Asansöre bindiğimizde düğmeye bastı ve ekledi, "Her zamanki gibi."
Başını bana çevirip gülümsedi ve kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim . Yanlış düşünmüştüm : Günlerdir değil , aylardır , belkide yıllardır ilk defa bu kadar mutluydum . Ve bu mutluluğu , o kadar insan içinden Ethan’ la yaşıyordum.
Ethan &‘ ın suratında yarım bir gülümseme belirdi. Ne diyeceğini tahmin etmek zor değildi. Demek benim tatlı biri olduğumu düşünüyorsun . "
"Mide bulandırıcı şekilde. "
Gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı."Mide bulandırıcı şekilde tatlı ha ? Pekala. "
Kazanmak size kendinizi başarılı hissettirir ve bir şekilde bu hissin de etkisiyle kazanmaya devam edersiniz.
Aynı anda hem pasif-agresif hem de cömert davranmayı o kadar dengeli bir şekilde başarıyordu ki, nasıl şerefsiz olduğunu farketmek zordu. İnsan adeta hangi dozda tepki göstermesi gerektiğini şaşırıyordu.
İyi şans kavramını, başkalarının mutluluğuna mal olmadığı sürece seviyorum.
Kendini şanssız olarak tanımlayan birine göre, evrenden çok fazla iyilik bekliyorsun.
Tüm yaşananlardan sonra, bunların bana öğrettiği tek şey, aşkın yıpratıcı bir duygu olduğu olmuştu.
Maalesef ki koşulları sen seçemiyorsun. Şans dediğimiz şeyin olayı da bu zaten. Zamanını da yerini de kendisi belirliyor.
Gözleri karanlık ruhunu tümüyle ele veriyordu.
“Şans dediğimiz şeyin olayı da bu zaten: Zamanını da yerini de kendisi belirliyor.”
Şans dediğimiz olay da böyle bir şey değil mi zaten?" Dedi gerginliğini bastırmaya çalışarak. "Hep seninle olacağına inanman gerekir."
Tam seni bulmuşken şimdiden kaybetmişim gibi hissediyorum
Etrafımda uzun süreli birçok ilişki vardı ve bu nedenle aşkın varlığına inanıyordum. Sadece, benim başıma geleceğine dair pek inancım yoktu.
Seni, seninle tartışmayı reddederek sakinleştireceğim."
Belki de bugün film yerine, gözlerimizin önünden bir film şeridi gibi geçecek olan hayatımızı izlememizi planlamışlardır."
Oysa biz, birbirimizle istediğimiz şekilde konuşabiliyoruz. Seninleyken ağzıma geleni söyleyebilmek, bize dair en sevdiğim şeylerden biri."
Şans dediğimiz şeyin olayı da bu zaten: Zamanını da yerini de kendisi belirliyor."
Kazanmak size kendinizi başarılı hissettirir ve bir şekilde bu hissin de etkisiyle kazanmaya devam edersiniz."
Onun üzerine giydirdiğim düşman rolünde oluşan ufak çatlağin sorumlusu bu andı. Gerçek bir düşman zayıflığını göstermezdi, sırtını ovmak için elimi uzattiğimda rahatlamanın verdiği bir inlemeyle avucuma yaslanmazdı.
Harry Potter göndermelerini dahi anlayabiliyor olması midemdeki kelebekleri harekete geçirmişti…
Bir kitapsever olduğunu zaten biliyordum ama aynı tür kitapları seviyor olduğumuzu öğrenmek gerçekten içimi eritmişti.
Daima en kötüsünü düşünmeye programlanmışım.
Sonuçta saygı duymadığın biriyle beraber olmak gerçekten zordur.
Hayatım boyunca ne bir boyama yarışmasında ne de bir ofis içi iddiada kazanan taraf olabildim.
Ne düşündüğümün bir önemi yoktu, herkesin gözünde karamsarın tekiydim.
Bineceğimiz uçağı gördün mü? Kendi uçak yakıtımızı yanımızda getirmemizi istemedikleri için şanslıyız.
“Az önce bir paket yağlı yemeği paylaştık ve bundan iğrenmedin.” Gözlerini devirdi ve eğilip beni öptü. Dudakları yanaklarıma, çeneme, boynuma doğru ilerledi. “Sana paylaşmakla bir problemim olmadığını söylemiştim. Sorun” -öpücük- “sadece” -öpücük- “açık büfeler. Ve bu konuda haklı olduğumu da hepimiz gördük. “
”Kazanmak size kendinizi başarılı hissettirir ve bir şekilde bu hissin de etkisiyle kazanmaya devam edersiniz.”
Beni tatlı mı buluyorsun?"
"Mide bulandırıcı şekilde tatlı."
Şans dediğimiz olay da böyle bir şey değil mi zaten?" Dedi gerginliğini bastırmaya çalışarak. "Hep seninle olacağına inanman gerekir."
Kendini şanssız olarak tanımlayan birine göre, evrenden çok fazla iyilik bekliyorsun."
karınca gibi çalış ağustos böceği gibi eğlen
Fakat tüm yaşananlardan sonra, bunların bana öğrettiği tek şey, aşkın yıpratıcı bir duygu olduğu olmuştu.
Maalesef ki koşulları sen seçemiyorsun. Şans dediğimizin şeyin olayı da bu zaten. Zamanını da yerini de kendisi belirliyor."
Şans dediğimiz olay da böyle bir şey değil mi zaten? Hep seninle olacağına inanman gerekir."
-Ben odama gidip Netflix’te bir şeylet izlerim. Sen de saklı hortkuluklarını kontrol etmek için adada dolaşırsın.
-Bir hortkuluk yaratmak için önce birini öldürmen gerekir,bunu biliyorsun değil mi?
Harry Potter göndermelerini dahi anlayabiliyor olması midemdeki kelebekleri harekete geçirmişti ve o’na karşı böyle şeyler hissetmekten nefret ediyordum. Bir kitap sever olduğunu zaten biliyordum ama aynı tür kitapları seviyor olduğumuzu öğrenmek gerçekten içimi eritmişti."
Şans dediğimiz olay da böyle bir şey değil mi zaten?
Hep seninle olacağına inanman gerekir."
Kendimi yeniden küçük bir kız gibi hissetmiştim. Çocukken hep masalsı hayaller kurardım. Bu defa ise, bizzat bir hayali yaşıyordum."
….. ve bu nedenle aşkın varlığına inanıyordum. Sadece benim başıma geleceğine dair pek inancım yoktu.
“Lafımı geri alıyorum,” dedim. “Senden hâlâ nefret ediyorum.”
Ethan yaklaşıp burnuma bir öpücük kondurdu. “Eminim öyledir.”
“Sence de biraz hızlı ilerlemiyor muyuz?”
Ethan kahvesinden bir yudum aldı ve mavi gözlerini ekranındaki haber sitesinden çevirmeden rahatça cevap verdi. “Sanırım.”
“Bu seni korkutmuyor mu?”
“Hayır.”
“Biraz bile mi?”
Bakışlarını bana çevirdi. “Bu gece kendi evimde kalmamı ister misin?”
“Bana karşı bir şey hissettiğini söylemedin.”
“Hissetmediğimi de söylemedim.”
Ben odama gidip Netflix’te bir şeyler izlerim. Sen de saklı hortkuluklarını kontrol etmek için adada dolaşırsın."
"Bir hortkuluk yaratmak için önce birini öldürmen gerekir, bunu biliyorsun değil mi?"
Harry Potter göndermelerini dahi anlayabiliyor olması midemdeki kelebekleri harekete geçirmişti ve ona karşı böyle şeyler hissetmekten nefret ediyordum. Bir kitapsever olduğunu zaten biliyordum ama aynı tür kitapları seviyor olduğumuzu öğrenmek gerçekten içimi eritmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir