İçeriğe geç

Sabır Taşı Kitap Alıntıları – Necip Fazıl Kısakürek

Necip Fazıl Kısakürek kitaplarından Sabır Taşı kitap alıntıları sizlerle…

Sabır Taşı Kitap Alıntıları

Göğsümde ağır bir kelebek, içimde kırık çekmeceler
– (karanlıkta bağırıyor) Ölümsüzlük için ölüm lâzım !..
GENÇ KIZ: Dert, gökyüzü gibi bir şey! Ayrı ayrı seyretsek de hepimizin çerçevesi..
Anladım ki hepimizin malı olan birçok şey, çoğumuzun malı değil..
İçten saygı duyuyorum. Ama size değil kadere..
Hepimiz önemliyiz; belki çoktan az ama hiçten fazla..
Aldırma..! Kader ne ise o olur.
İnsan dediğiniz bir acayip mahluk..!
Yüz binde, doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuzu gözüne mertek sokulsa görmez de, bir tanesi, nokta kadar tohuma bakınca içindeki ağacı görür.
Dert, hava gibi bir şey. Ayrı ayrı ciğerlerimizi doldursak da hepimizin malı.
Felek bu, kanbur felek! Kimine kavun yedirir, kimine kelek!
Allah bilir. Ümidim kırkıncı akşamın da. Yani bu akşam.
Hz. Yusuf (a.s) mirasıdır Sabır.. Başı zindan sonu hükümdarlık olan.
Sükut bürünmüşse dillere yara derindir, yara derinse Allah kerimdir!.
Sevgi ne demekmiş anladım. Sevgi nefsini unutmak, dileklerini kaybetmek… Sevgi aradan çıkmak, yok olmak…
Ben, içimdeki gökyüzünü sen gelinceye kadar herkesten sakladım. Seyretmeye lâyık olandan da.
Dert, gökyüzü gibi bir şey! Ayrı ayrı seyretsek de hepimizin çerçevesi. Üstüne perde çekilemiyor. Dert, hava gibi bir şey! Ayrı ayrı ciğerlerimizi doldursak da hepimizin malı. Bir kişinin sandığında kilitlenemiyor.
Dertlerini, içinde saklıyamıyor insanlar. Derde ortak lâzım.
İnsan dediğin kuş misali! Çıt orada, pıt burada!
Görüyorsun ya, insan gül olur da, fidanı başkasının olur.
Felek bu, kanbur felek! Kimine kavun yedirir, kimine kelek!
Yüz binde doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuzu, gözüne mertek sokulsa görmez de, bir tanesi, nokta kadar tohuma bakınca içindeki ağacı görür.
Sizin insan dediğiniz bir acayip mahlûk!
Yârabbena eşimden,
Eşimden yoldaşımdan;
Aklımı alma başımdan,
Kabre vardığım gece!
Yârab, nola benim halim,
Kabre vardığım gece?
Beni bende demen, bende değilim;
Bir ben vardır bende benden içeru…
Derviş bağrı taş gerek,
Gözü dolu yaş gerek;
Koyundan yavaş gerek,
Sen derviş olamazsın.
Halep oradaysa arşın burada!
Dağlarda, meşelerde;
Gülyağı şişelerde…
Yârim elimden gitti,
Ben kaldım köşelerde.
Hepimiz önemliyiz, belki çoktan az ama hiçten fazla..
Karanlığı ne kadar kazsan altı karanlıktır .
“ Bana,
İçinde Bir Yanardağ,
Mercimek Tanesi
Kadar Küçülüp Sabretmenin Sırrını Ver ”
Kurban olduğum Allaha bile günde beş vakit ulaşabiliyorken, kendini ulaşılmaz sananlara selam olsun!..
.

İçten saygı duyuyorum. Ama size değil kadere!
.

× Canın öyle bir acıdı ki acı duymaz oldun.
Sevgi nefsini unutmak, dileklerini kaybetmek Sevgi aradan çıkmak, yok olmak
Ayrı ayrı ciğerlerimizi doldursak da hepimizin malı
▪︎▪︎▪︎
Dertlerini içinde saklayamıyor insanlar. Derde ortak lazım
.
GENÇ KIZ: efendimiz!

ŞEHZADE: bana efendimiz deme! Benim senin kölen!

GENÇ KIZ: efendimiz sizden bir dileğim var!

ŞEHZADE: dileğin, dileğim olsun!

GENÇ KIZ: öldürmeyin sultanım! Ona kırk katır verin. Katırlar ipek, sırma ve inci yüklü olsun! Her gittiği yerde, işte sultan böyle olur desinler !

+ Dağlar kadar seviyorum! Gökler kadar seviyorum! Dünyalar kadar seviyorum..!
.
Kuş muradına ereceksin dedi. Tutalım ki ben kırk gün kırk gece sonra muradına ereceğim .
Sensiz murat olur mu hiç ?
.
GENÇ KIZ:
.. yükten bir yığın ses! Karmakarışık, boğuk, tuhaf sesler. Ben türkünün bi kolunu söylüyordum sesler öbür kolunu.

NİNE:
vah samur Kizim vah! Olmuş sana olacaklar!
Şimdi de yüklükten mi ses duymaya başladın?

GENÇ KIZ:
Nine, bu kulaklarımla işittim, şimdi sen beni nasıl dinliyorsan öyle işittim. Apaçık, kaskatı, besbelli!

GENÇ KIZ-( )Kırkıncı günün akşamı bir şeyler bekliyordum ama,ölünün dirileceğini değil.Ver şimdi kulağını iyice bana,sabır taşı!Sana büyük sırrımı söyliyeceğim.Kırk gün kırk gece,yüzüne baka baka genç ölüyü sevmiştim.Sevgi ne demekmiş anladım.Sevgi nefsini unutmak, dileklerini kaybetmek.Sevgi aradan çıkmak,yok olmak
GENÇ KIZ-Sabır taşı,sabır taşı!Mercimek tanesi kadar taş!Ben,içimdeki gökyüzünü sen gelinceye kadar herkesten sakladım. Seyretmeye layık olandan da.Anladım ki hepimizin malı olan birçok şey,çoğumuzun malı değil.Bu yüzden,seni buluncaya kadar derdimi,verilmeyen bir nefes gibi alıkoydum içimde.Sabır taşı,sabır taşı!Mercimek tanesi kadar taş!Sudan,yapraktan,rüzgardan ve insandan kıskandığım sırrı al benden!Ve bana, içinde bir yanardağ,mercimek tanesi kadar küçülüp sabretmenin sırrını ver!
NİNE-Bize bir öğüt ver,akıl ver!
DERVİŞ-(Daima kısa adımlarla sol taraf istikametinde yürüyerek.)
Yarabbena eşimden,
Eşimden yoldaşımdan;
Aklımı alma başımdan,
Kabre vardığım gece!
( )
GENÇ KIZ-(Arkadan yalvararak.)Baba bir laf söyle,bir çift laf!
DERVİŞ-(Arkasına bakmadan sol tarafta kaybolurken.)
Sabır taşı,sabır taşı!
Sevgi ne demekmiş anladım. Sevgi nefsini unutmak, dileklerini kaybetmek Sevgi aradan çıkmak, yok olmak
Kurban olduğum Allaha bile günde beş vakit ulaşabiliyorken, kendini ulaşılmaz sananlara selam olsun!
Hepimiz önemliyiz; belki çoktan az ama hiçten fazla.
Sabır taşı, sabır taşı! Mercimek tanesi kadar taş! Derdimi sana açacağım. Dertlerini içine saklayamıyor insanlar. Derde ortak lazım. Dert, gökyüzü gibi bir şey!! Aynı perdeden seyretsek de hepimizin çerçevesi. Üstüne perde çekilemiyor. Dert hava gibi bir şey! Ayrı ayrı ciğerlerimizi doldursak da hepimizin malı. Bir kişinin sandığında kilitlenemiyor. Sabır taşı! Mercimek tanesi kadar taş! Seni seçtim kendime dert ortağı.
Sevgi ne demekmiş anladım. Sevgi nefsini unutmak, dileklerini kaybetmek Sevgi aradan çıkmak, yok olmak
Yalnızlığın benim için bir adı yoktu.
Günlerimi saatlere bölmüyorum artık, ne saatleri dakikalara ne de dakikaları saniyelere Bir gün benim için doksan dokuz kere tespih çekmeye eşit!
Asıl garip biz olduk .Gölgelerimiz bile yarı yolda kaldı
Aldırma!.. Kader neyse o olur.
Işık bilmez bir karanlığın içine düştüm.
Diliyle yüreğinin arasını açan, kim var içinizde? Çıksın meydana!
İçten saygı duyuyorum. Ama size değil kadere..!
Görüyorsun ya, insan gül olur da, fidanı başkasının olur..
Ben bir sabır taşı istiyorum . Mercimek tanesi kadar bir sabır taşı !
ŞEHZADE _ ( Genç kıza döner ) sen ne istersin ?
GENÇ KIZ _ Hiçbir şey efendimiz !
ŞEHZADE _ Hiç getirilmez . Bir şey iste !
GENÇ KIZ _ Sağlığınızı istiyorum .
+ Canım acımadı.
– Canın öyle bir acıdı ki acı duymaz oldun.
Daha ne kadar sürecek bu bekleyiş?
Aldırma!.. Kader neyse o olur.
Kırk gün kırk gece, yüzüne baka baka genç ölüyü sevmiştim. Sevgi ne demekmiş anladım. Sevgi nefsini unutmak, dileklerini kaybetmek… Sevgi aradan çıkmak, yok olmak…
Dert gökyüzü gibi bir şey! Ayrı ayrı seyretsek de hepimizin çerçevesi.
Ân oluyor bir garip duyguya varıyorum;
Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?
Aldırma! İnsan dediğin kuş misali ! Çıt orada , pıt burada!
Asıl garip biz olduk.Gölgelerimiz bile yarı yolda kaldı
Beni bende , demen , bende değilim ;
Bir ben vardır bende , benden içeru
Asıl garip biz olduk .Gölgelerimiz bile yarı yolda kaldı
Başına gelenlerden öyle şaşırdı ki, sanki erdi. Artık her şeyi olduğu gibi kabul ediyor.
ben de gözlerinin içine baka baka öleceğim.
Sevgi ne demekmiş anladım.
Dertlerini, içinde saklamıyor insanlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir