İçeriğe geç

Ruh Adam Kitap Alıntıları – Hüseyin Nihal Atsız

Hüseyin Nihal Atsız kitaplarından Ruh Adam kitap alıntıları sizlerle…

Ruh Adam Kitap Alıntıları

Tasavvuf, teferruata ehemmiyet vermeden geniş bir müsamaha içinde ve yalnız sevgiye, iyiliğe dayanarak insanı, dünyayı, Tanrı’yı anlamak sistemidir.
Âcizleri, lâyık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!
Dünyada herkes kötü ve vefasız değilmiş. Bize dost olanlar da varmış
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Siz askerlerle bizim doktor adayı kızlarımız meslektaş sayılırsınız. Küçük bir farkınız var. Siz insanları açık havada öldürürsünüz, onlar da dam altında öldürür. Onlar da, siz de öldürdüğünüz insanlardan sorumlu olmazsınız
Bir gönüllün âh u zâr ile dolmasının ne demek olduğunu gönlü rahat olanlar anlayamazdı.
Susmanın bazen çok güzel sözlerden bile üstün olduğunu hiç şüphesiz bilmiyordu.
Ummadık yerden gelen iyilik ve nezaket insanları daha çok sarar ve sarsar.
Çünkü herkes her hadiseyi yalnız kendi görüş noktasından seyrediyor.
Çünkü yanlış ve yalan davalar daima parlak gözükür . Fuhşun felsefesini yapmak, namusun müdafaasını yapmaktan daha kolay olduğu gibi…
Bir insan hakkındaki hüküm ancak onun tabutu geçtikten sonra verilebilir.
Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder…
Cismin sana yetmez mi?Çabuk kalbini sök ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın…

Ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin…
Yazmış kaderin:Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın…

İçtin ecel zehrini sen kendi elinle
Hala bu gönül hangi uzak gölgeyi bekler?
Bak,haykırıyor ‘boştur ümitler’ diye dinle,
Zulmette keder besleyen gamlı köpekler.
Göğsünde vurup parçalanan kalbi,nihayet
Bir saçları kan,gözleri keskin dişi çeldi.
Artık bitecek ruhunu sarsan bu şeamet.
Zira saçı kan sevgilisinin ismi eceldi…
İnsanlar şu manasız hayata sıkı sıkıya yapışmış oldukları için Selim’in onlarla anlaşmasına imkan yoktu
Şiir göz yaşıyla, harb kanla doludur
Mutlak seveceksin beni bundan kaçamazsın
Seni hâlâ seviyorsam kimseye benzemediğin içindir.
Bir gönlün âhu zâr dolmasının ne demek olduğunu gönlü rahat olanlar anlayamazdı.
Çok üzülmüştüm ama elimden ne gelirdi ki? Duadan başka.
Tiyatro bitti. Beklemeye lüzum görmüyorum.
İnsan meziyet sahibi olmaya mecburdur, anormal olan kusurdur.
Güzel kızları yaratan sen değil misin? Sevmek için bize gönül veren sen değil misin? Hem o güzeli yarat. Hem onu bana sevdir. Sonra da ruhumu milyonlarca yık azap cehenneminde yak. Bunu bir Tanrı değil; ancak Tanrı kudretinde bir çocuk yapabilir!
Sevginin niçini olmaz ki efendim Düşünsem belki mâkul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakiki sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarini bulmaya çalışırız.
Bazen sözle ifade edilemeyen şeyler gözlerle ifade edilir.
Izdırap çekiyorum. Sen de beni seviyor musun?
Tiyatro bitti. Beklemeye lüzum görmüyorum !
İnsanlar güvenilmeye layık değildir
Siz insanları açık havada öldürürsünüz, onlar dam altında öldürür. Onlar da, siz de öldürdüğünüz insanlardan sorumlu olmazsınız.
Bir gönlün âh u zâr ile dolmasının ne demek olduğunu gönlü rahat olanlar anlamazdı.
Şu insanlar pek müz’iç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı.
“Hukuk ve ilim. Gülünç yakıştırma… Aynı suç, aynı sanık, aynı yargıçlar, aynı kanun kitabı ve önce idam, sonra beraat… Bu ne güzel ilim böyle? Sen herhangi bir yılın herhangi bir ayında, yüz derecelik ısıda kaynayan bir suyun, birkaç ay sonra aynı hararette donduğunu gördün mü?”
Kalbin benim olsun diyorum, çünkü mukadder
Cismin sana yetmez mi?
Çabuk kalbini sök, ver!
Sevginin niçini olmaz ki efendim… Düşünsem belki makul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakiki sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarını bulmaya çalışırız. Bu da hodbinliğimizden doğar efendim.
Bazen sözle ifade edilmeyen şeyler gözlerle ifade edilir.
Bir gönlün ah u zar ile dolmasının ne demek olduğunu gönlü rahat olmayanlar anlayamazdı.
Hakikaten şu insanlar pek müziç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkalarına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı.
‘’Bana insanlardan mı bahsediyorsun?’’ demişti. ’’İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir’’
Acizleri, layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar
Meçhuller bize daima heyecan verir.
Bana insanlardan mi bahsediyorsun ? demişti.
İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka birşey değildir
Bakmadan görmesini iyi bilirdi.
Sus , sus , bende ızdırap çekiyorum diye yanip yakılıyor . Fakat bende seni seviyorum demiyor ve yıllar böylece akıp geçiyor
Acizleri, lâyık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar.
Bana insanlardan mı bahsediyorsun? İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir.
İnsanlar okunmamış birer kitaptır. En basitleri hakkındaki hükmü bile tamamının okunmasına bırakmalı. Biraz derince olanların ise, iyice okunduktan sonra üzerinde az veya çok düşünmek lâzım.
– Niçin seversin Güntülü?
– Sevginin niçini olmaz ki efendim Düşünsem belki mâkul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakikî sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarını bulmaya çalışırız. Bu da hodbinliğimizden doğar efendim.
Edebiyat, hakikatların hayalle süslenmesidir.
İnsanlar okunmamış birer kitaptır. En basitleri hakkındaki hükmü bile tamamının okunmasına bırakmalı. Biraz derince olanların ise, iyice okunduktan sonra üzerine az veya çok düşünmek lazım.
Bir insan hakkındaki hüküm ancak onun tabutu geçtikten sonra verilebilir.
İnsanlar hem doğruyu bulmak hem de aldanmak için yaratılmıştır.
‘Bir gönlün âh u zâr ile dolmasının ne demek olduğunu gönlü rahat olanlar anlayamaz.’
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın..
Aşk öpüşmekten dudakları morarana değil seni seviyorum derken yanakları kızarana yakışır
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu
Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın
Kalbin benim olsun diyorum çünkü mukadder
Cismin sana yetmez mi çabuk kalbini sök ver
– Yoksa siz Mecnun musunuz ?
– O da ne demek ?
– Leyla adını duyunca çok ilgilendiniz de
– Bundan ne çıkar ?
– Leyla ile bu kadar ilgi ancak Mecnun’a yakışır da
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgârlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Bir dinle adem ülkesinin ruhunu: Yer yer
Davet ediyor bak seni binlerce kucaklar
Bir sır gibi, sevda gibi sessiz gezinenler
Bir gün seni otlarda uzanmış bulacaklar
.. İnsanı huzura kavuşturması bakımından tasavvuf gibi ilaç bulunamaz.
Tasavvuf yar olup bar olmaktır;
Gül-i gülzar olup har olmaktır
içtin de ecel zehrini sen kendi elinle
hâlâ bu gönül hangi uzak gölgeyi bekler
bak ! haykırıyor boştur ümitler diye dinle
zulmette keder besteleyen gamlı köpekler.
Yalnız olmamak için mutlaka insanlarla beraber olmak mı lâzım?
İnsan meziyet sahibi olmaya mecburdur. Anormal olan: Kusurdur.
Ram ol bana, ruhun yeni bir aleme girsin..
Yazmış kaderin: Aşkımla ömrümce esirsin!
Aklınla, şuurunla, hayalinle bilirsin:
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın..
Şiir gözyaşıyla, harb kanla doludur.
Kalbin benim olsun diyorum, çünkü mukadder..
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök, ver!!!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir