İçeriğe geç

Öyle ve Böyle Kitap Alıntıları – Adam Phillips

Adam Phillips kitaplarından Öyle ve Böyle kitap alıntıları sizlerle…

Öyle ve Böyle Kitap Alıntıları

Adam Phillips kitaplarından Öyle ve Böyle kitap alıntıları sizlerle

Öyle ve Böyle Kitap Alıntıları

Her şeyin mecbur olduğumuzda taviz verebilecek olduğumuz konulara bağlı olduğuna inanmak rahatlatıcı olurdu.
Herkes hayatına kayıp bir şekilde, kendilerinden çok daha güçlü ve becerikli bir kişiye bağımlı olarak başlar.
Eğer ahlaktan bahsetmeden ihanet hakkında konuşamıyorsak ahlak nedir?
Haz peşinde koşmak ceza tarafından kovalanmak demektir.
Hayatı mutluluk peşinde koşmak olarak gören bir insan kronik olarak mutsuz olmak zorundadır.
Ne zaman duracağını bilmek, her ne olursa olsun daima tahmin işidir.
Bizi uyandıran şey rüya görme sürecinin kabusa dönüşmesidir.
Rüyalarla ilgilenmek; bakmıyor olduğumuzda ne gördüğümüz ile ilgilenmenin bir biçimidir.
Üstü kapalı olarak emin olmaya çalıştığımız şeylerden bir tanesi ortada iki farklı dünyanın olduğudur.
Aile ne kadar iyi olursa olsun orası bizim istediğimizi almamayı ve bunu nasıl yapacak olduğumuzu öğrendiğimiz yerdir.
Sorular tahmin etmenin garip bir türüdür.
Kişi kendi de farkında değilken geçmiş şimdiki zamanı siler.
Tüm toplumsal pratikler tercih edilen değerleri aktarır.
Uzlaşma ve fikir ayrılığının artık yeni statüleri vardır; onlar politik yaşamın geçerli para birimleridir.
Çoğalan şey çoğalmanın kendisidir.
Diktatörün ilginç alışkanlığı sadece mutlak itaat ve mutlak bağımlılık değil aynı zamanda bu kaynaktan sevgi de talep etmesidir.
Seçim ve çatışma birbirinden ayrılamaz ise çatışma sadece eşitler arasında olduğu sürece var olabilir.
Ve çözümler üzerine konuşmak tatminin biçimleri hakkında konuşmaktır.
(…) Eğer bizimle düşmanlarımız arasında gerçekten bu kadar az fark varsa, Freud’un da söylediği gibi kendimiz için tehlike arz etmekteyizdir.
Görünen odur ki narsist denen kişinin analize gelebilmesi ancak analistin “narsisizm“ dediği şeyin ona istediği hayatı sağlayamaması halinde gerçekleşir.
Narsist için şüpheye yer olmayan kendine yetme projesinde dışarısı diye bir yer olmamalıdır.
Eğer gerçek olmanın bizim için ne demek olduğunu bulmak istiyorsak, o zaman her şeyin ötesinde bir şeyden kaçmakta olduğumuza dair ne düşündüğümüzle ilgilenmemiz gerekir.
Onaylanmak için hevesimiz kendi kendimizi kör ediyor olabilir.
Kişinin benliğinin bir versiyonunu hüsrana uğratmasını sebebi her zaman diğer versiyonlarından birisini mutlu etmek, öne çıkartmak ya da yeniden bulmaktır.
Hakkında anlaşılır ya da ikna edici bir şey söylediğimizde şakanın kime yapıldığından emin olamayız.
Kişi kendi kişisel tarihini ezberleyemez.
Bizi hatıralarımız ve tercihlerimizden kurtarmak için bir şey yapılması gerek.
John Cage (Röportaj)
Kazalar bitmemiş işlerin, hayatlarımızın sadece çok azını yaşadığımızın hatırlatıcılarıdır.
Bastırılmış arzular bastırılmış geçmişlerdir ya da bastırılma sürecinde olan geçmişlerdir.
Kazalar sahiplenilmemiş niyetlere dönüşürler.
Devamlı olarak hatalar yapmayız, devamlı olarak alternatif hayatlar inşa ederiz.
İnsanlar herhangi bir durumda neyi kabul ettiklerini tam olarak bilemezler.
Başarısızlık bazen başarı için tek uygun cezaymış gibi görünür.
İnsanların ideallerinin ne kadar zorbaca olabildiği dikkat çekicidir.
Umutla yolculuk etmek varmaktan daha iyidir.
Ve üniversite de elbette bazı insanlar için temelde bir ihtiras krizidir.
Bir fobi, neredeyse başka hiçbir şeyin yapamayacağı kadar, bedenin gizli anlam tarafından ele geçirilme kapasitesini gösterir.
Hatta bazen şeyleri ayrı tutan şey onların arasındaki tek bağlantı olabilir. Bağlantıya saldırıldığında saldırı bağlantı haline gelir.
Sadece der Freud, bir şaka yardımımıza koştuğunda güleriz.
Nesneye duyulan arzu engellere duyulan arzuyu maskelemek için kullanılabilir.
Tasarılarınızın ne olduğunu keşfetmenin tek yolu engel olarak farz ettiğiniz şeylerin ne olduğunu bilinçli bir şekilde algılamanızdır.
(…) Eğer ben sadece yürüyorsam bu dik yamaç bir engeldir, eğer bir ressamsam değildir.
Düşünmek hakkında düşünebiliriz. Ama belki de endişelenmek hakkında yeterince endişelenmiyor olabiliriz.
Bir endişeyi hatırlamak bir rüyayı unutmak kadar kolaydır.
Endişe kaçamak bir protesto olarak bir basitleştirme girişimidir. Bir seri dert ve arzuya bir isim ve ikamet sağlayabilir.
Endişelenmenin gerçeğin bir versiyonuyla ilişkilendirdiğimiz bir görünümü bir perdesi vardır.
Endişeler dileklerin cezaları olabilir ya da eziyet verici biçimleri almış olan dilekler olabilirler.
Endişe yeni bir ruh halini almaya başladı. Şimdi endişelerin olmadığı bir hayatı hayal etmek bile mümkün değil.
Endişeli olabiliriz ama hayali olamayız.
Kendi endişelerimizin hem öznesi hem de nesnesi olabiliriz.
Bir zamanlar biz, şimdi öyle değilsek bile, bir başkasının endişesinin bir nesnesiydik.
“Her insan kendi osuruğunun kokusunu sever.“
İzlanda Atasözü
İşe yaramayan bir osuruk hiçbir şeyin alametidir.
Yani yetişkinlik, büyüleyici bir yaşam sürmediğimizin farkına varmaktır.
Onu yakalama girişimi acılı bir emektir.
Proust
Gelişini çok uzun uzun süre beklediğimiz insanların varlığından mutlu olmak zordur.
(…) Hem zaten kim hiçbir şeyi bekleyebilir?
Çocukluğun kısa ama yoğun sıkılmaları büyük bir kayba verilen tepki değildir, sadece bir şeyin sonrasında ve başka bir şeyin öncesinde gerçekleşen bir kesintidir.
Ona hiç yalnız olup olmadığını sordugumda bana “Yalnız hissedemeyecek kadar çok sıkılıyorum“ demişti.
Sıkıntı birinin kendisine zaman tanıması sürecinin parçasıdır.
Zaman ayırıp çocuğun neyle ilgili olduğunu bulmak yerine, çocuğun ilgili olmasını talep etmek yetişkinlerin en baskıcı taleplerinden birisidir.
Ancak ruh halleri elbette sadece bakış acılarıdır.
Sizi sadece sizi düşünmediğimde düşünebiliyorum
Hayatın anlamsızlığı bizi garip ilişkilerle delip geçer.
”Hayatın anlamsızlığı bizi garip ilişkilerle delip geçer. ”
Umutla yolculuk etmek varmaktan daha iyidir.
Kişinin tercihleri için cesareti olması, hissedecekleri için de cesareti olması demektir. Tüm dilekler sonuçları olan deneylerdir.
Tedavi mutlu sonun psikanalitik söylenişidir. Gündelik hayatta çok nadiren ve hiçbir zaman da özel bir şekilde olmayacak olanın.
Psikanalizin amacı insanları tedavi etmek değil, onlara onlarda yanlış bir şey olmadığını göstermektir.
Bir zamanlar biz, şimdi öyle değilsek bile, bir başkasının endişesinin bir nesnesiydik.
Psikanalizde militan ya da ahlakçı üstünlük uygunsuzdur, yalnızca dikkat dağıtır.
Boş mekana tahammül edememek, mevcut mekan kullanımını sınırlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir