Halil Cibran kitaplarından Öncü kitap alıntıları sizlerle…
Öncü Kitap Alıntıları
Sevgimi kin duyarmış gibi yapıp onun içinde saklayacağım, duygularımı kin ve kızgınlıkla gizleyeceğim. Demir bir maske takacağım yüzme ve onlarla sadece silahlı ve zırhlıyken görüşeceğim.
Güzeli çirkinden ayırmayan kör birinin sevgisi bu. Bu ağzının tadını bilmeyen, sirkeyi şarap diye içebilen birinin sevgisi.
Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var ve benim Yalnızlığım onunkinin yanında bir pazar yeri, ve sessizliğim bir sesler curcunası gibi.
Hem bir narın kalbi gibiydi ve en zayıf ışık bile Bir gül alevine döndürüyordu.
Saf ve tertemiz #8212; ve bomboş.
Kral, Çünkü ben bu ülkenin en bilgisiyim, bu nedenle beni Kral seçtiler, dedi.
Sadece güçsüzler tanrılara kurban edilir, diye mırıldandı kedi.
Kedi, birisine kötü Alamet olan şey, başka biri için iyiye Alamet olabilir, diye mırıldandı.
Krallığı bırakan birinin, kırallıktan daha büyük ihtiyaçları olmalıdır.
Hepimiz kendimizin öncüsüyüz, her zaman olması gerektiği gibi.
Benim ruhumu tutan anılardır;
Uzakta kalmış günlerin bir geçidi,
Bir rüyada harcanmış gençlik hayalleri
Uzakta kalmış günlerin bir geçidi,
Bir rüyada harcanmış gençlik hayalleri
İçimdeki denizi nasıl bir sise dönüştürebilirim ve seninle birlikte ölçülemez boşlukta gezebilirim?
Kalbimin derinliklerinden bir kuş havalandı ve gökyüzüne doğru uçtu.
Uçtukça büyüdü. Ama kalbimi terk etmedi.
Uçtukça büyüdü. Ama kalbimi terk etmedi.
Bırak açlıktan öleyim, bırak kalbim susuz kalsın.
Senin dolduramadığın kadehe,
Senin kutsamadığın testiye uzanacaksa elim,
Bırak öleyim, bırak toprak olayım.
Senin dolduramadığın kadehe,
Senin kutsamadığın testiye uzanacaksa elim,
Bırak öleyim, bırak toprak olayım.
Ve sen sessiz bir kelimeyken hayatın titreyen dudaklarında, ben de oradaydım, başka bir sessiz kelime olarak.
Sen kendinin öncüsüsün ve inşa ettiğin kuleler kendi öz benliğinin temellerinden başka bir şey değiller.
Etinizi kesen kılıcı, göğsünüzü delen oku seviyorsunuz. Çünkü yaralanmak sizin içinizi rahatlatıyor ve sadece kendi kanınızı içtiğinizde sarhoş olabiliyorsunuz.
Sevgimi kin duyarmış gibi yapıp onun içinde saklayacağım, duyarlılığımı kin ve kızgınlıkla gizleyeceğim. Demir bir maske takacağım yüzüme, ve onlarla sadece silahlı ve zırhlıyken görüşeceğim.
Biz hem tarlayız hem de çiftçi,biz hem toplayanız hem de toplananın kendisi.
Hepinizi sevdiğim için, Kalbi çok yumuşak ve zayıf ve yolu çok sıradan. Kral sofralarında otururken bile kırıntıları toplayanın sevgisi muhtaç birinin sevgisi dir ve güçlü olan sadece güçlüleri seveceği için zayıf birinin sevgisidir,
Ey inancim, ey evcilleşmemiş bilgim, nasıl ulaşabi lirim senin yüksekliğine ve nasıl görebilirim insanın göğe çizdiği en büyük benligi?
Hepimiz kendimizin öncüsüyüz, her zaman olması gerektiği gibi. Şu ana kadar topladıklarımız ve topla yacaklarımız sadece, henüz sürülmemiş tarlalar için tohumlar olacaktır. Biz hem tarlayız hem de çiftçi, biz hem toplayanız hem de toplananın kendisi.
Yaklaş şimdi yaklaş, karnı aç arkadaşım,
Sofra neredeyse hazır
Ücret tutumluca, yeterince az
Ama sevgiyle veriliyor
Gel ve gaganla didikle burayı
Şu sol tarafımı.
Sofra neredeyse hazır
Ücret tutumluca, yeterince az
Ama sevgiyle veriliyor
Gel ve gaganla didikle burayı
Şu sol tarafımı.
Ve koparıp al kafesinden
Artık kanatlarını çırpınmayan
Bu küçük bu küskün kuşu
Seninle yükselmesini istiyorum onun
Seninle, göğe
Gel dostum gel
Bu gece ev sahibin benim
Sen de benim sevgili misafirim
Rüzgar gülü rüzgara, ne kadar sıkıcı, usandırıcı ve ne kadar tekdüzesin böyle, ne kadar basmakalıp! dedi. Yüzümden başka yöne esemiyorsun sanki ve bozuyorsun tanrı vergisi dengemi ve kararlılığımı
Rüzgar tek bir sözcükle olsun cevap vermedi.
Rüzgar tek bir sözcükle olsun cevap vermedi.
Nice kartallar vardır ki, yerin sırlarını bilen köstebeklerle yaşamak için göğün yüksekliklerinden inerler aşağı.
Gece bitti.
Bir rüyada harcanmış gençlik hayalleri
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yılan tarlakuşuna, Sen yükseklerde uçabilirsin, fakat hayatın özünün mükemmel bir sessizlikle hareket ettiği toprağın altındaki boşlukları gezemezsin, dedi.
Hareket bizim zihnimizde. Düşünce olmadan hiçbir şey hareket edemez.
Yüreğimin derinliklerinden bir kuş havalandı ve gökyüzüne doğru uçtu.
Tanrı vergisi duruşumu bozuyorsun.
Eğer yeterince asil olsaydın kral olmazdın.
Yaşanan olaylar çok tuhaf.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Dün ele geçirilmiş ölümdü ve yarın peşinden koştuğumuz bir doğumdu.
Ve sizin sevginizin
azalacağı korkusu içinde
benim sevgimin baraj kapaklarını
kapalı tutuyorum.
azalacağı korkusu içinde
benim sevgimin baraj kapaklarını
kapalı tutuyorum.
Sevgimi yapay bir nefretin altına gizleyeceğim,
yufka yürekliliğimi de yapay bir acımasızlığın altına
yufka yürekliliğimi de yapay bir acımasızlığın altına
Fakat yazık, yazık ki
benim kalbimin doluluğuydu
sizi benden uzaklaştıran.
benim kalbimin doluluğuydu
sizi benden uzaklaştıran.
Köklerim toprağın altında çürüyüp gitmedikçe, yapraklarım nasıl şarkı söylereyek uçuşabilir rüzgarda?
Görev üstüne görev yüklenmeye hevesli işgüzar benliğimi ortadan kaldırmadıkça yahut bütün insanlar özgür olmadıkça nasıl kendi kendimin özgür benliği olabilirim ki?
Yalnızlığın ötesinde bir başka yalnızlık var ki, onun içinde barınan özne için benim bir başınalığım kalabalık bir pazar yeri ve benim sessizliğim bir sesler karmaşası.
Bir kişi için kötüye alamet olan şey, bir başkası için iyiye alamet demektir.
Sen kendi kendinin,
kendi benliklerinin öncüsüsün.
kendi benliklerinin öncüsüsün.
Hareket bizim zihnimizde. Düşünce olmadan hiçbir şey hareket edemez.
Bu çok tuhaf dedim, Yaşanan olaylar çok tuhaf.
biz dünün anılarının ağrısıyla ve yarınların hasretiyle seneleri geçirdik, çünkü dün ele geçirilmiş ölümdü ve yarın peşinden koştuğumuz bir doğumdu.
Ve biz şimdi Tanrı’nın ellerindeyiz
Gece bitti, ve biz gecenin çocukları şafak tepelerin üstünden sıçrayarak gelirken ölmeliyiz ve küllerimizden daha güçlü bir sevgi yükselmelidir.
Ve sizler, kendi arzularınızın yansımaları olan tanrılara tapanlar, sizleri de sevdim.
Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var ve benim yalnızlığım onunkinin yanında bir pazar yeri, ve sessizliğim bir sesler curcunası gibi.
Ölme isteği en güçlü şeylerden daha güçlü,
En zayıf şeylerden daha zayıf bir yaşama isteğiyle beraber.
En zayıf şeylerden daha zayıf bir yaşama isteğiyle beraber.
Dün fethedilmiş ölümdü çünkü yarınsa, peşine
düşülen doğum,
Ve şimdi – şimdi Tanrı’nın elindeyiz yine
düşülen doğum,
Ve şimdi – şimdi Tanrı’nın elindeyiz yine
Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var ve benim yalnızlığım onunkinin yanında bir Pazar yeri, ve sessizliğim bir sesler curcunası gibi.
Ey inancım, ben bu gümüş ve fildişi parmaklıkların arkasında zincirliyim ve sen olmadan uçamam.
Buna rağmen, kalbimin derinliklerinden yükselirsin ve seni tutan kalbimdir ve bununla yetinmeliyim.
Içimdeki denizi nasıl bir sise dönüştürebilirim .?
Kalbimin derinliklerinden bir kuş havalandı, uçdukça büyüdü. Ama kalbimi terk etmedi.
Yüreğimin derinliklerinden bir kuş havalandı ve gökyüzüne doğru uçtu.
Büyüdükçe büyüdü, yükseldikçe yükseldi.
Ne kadar tekdüze, ne kadar monotonsun, dedi rüzgâr gülü rüzgâra. Yüzümden başka bir yere edemez misin sen? Tanrı vergisi duruşumu bozuyorsun.
Rüzgâr hiçbir şey demedi, sadece boşlukta güldü.
Sen kendinin öncüsüsün ve inşa ettiğin kuleler kendi öz benliğinin temellerinden başka bir şey değiller .
Ve yargıç ve eleştirmen, beni çarmıhta gördüğünüzde, Kanı ne kadar da ritmik akıyor ve kanının beyaz teninde bıraktığı iz ne kadar da güzel, deseniz de sizleri sevdim.
Sen kendi kendinin, kendi benliklerinin öncüsüsün, sen ey, benim bahçe kapımın önünden geçip giden yolcu. Ben de kendi kendimin öncüsüyüm.
Ey inancım, ben bu gümüş ve fildişi parmaklıkların arkasında zincirliyim ve sen olmadan uçamam.
Buna rağmen, kalbimin derinliklerinde yükselirsin ve seni tutan kalbimdir ve bununla yetinmeliyim.
Ey inancım, ey evcilleşmemiş bilgim, nasıl ulaşabilirim senin yüksekliğine ve nasıl görebilirim insanın göğe çizdiği en büyük benliği?
Kalbimin derinliklerinde bir kuş havalandı, uçdukça büyüdü. Ama kalbimi terketmedi.
Bizim küllerimizden
güçlü bir sevgi doğacak çünkü.
Ayaklanıp güneşe doğru
gülümseyecek.
Ve ölümsüz olacak o sevgi.
güçlü bir sevgi doğacak çünkü.
Ayaklanıp güneşe doğru
gülümseyecek.
Ve ölümsüz olacak o sevgi.
Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var içimde ve orada oturan için benim tek başınalığım kalabalık bir pazar yeridir ve sessizliğim seslerin bir karmaşasıdır.
Kar beyazı sayfa, söylediği gibi sonsuza kadar saf ve tertemiz kaldı. Saf ve tertemiz #8212;-ve bomboş ..
Tapınağın içinde tutsak biri nasıl fark edebilir tapınağın altın kubbelerini?
Yetmedi mi daha?
”Senin açlığın doymak, susuzluğun dinmek bilmez mi?
”Senin açlığın doymak, susuzluğun dinmek bilmez mi?
Sadece güçsüzler Tanrılara kurban edilir ..
Birisine kötü alamet olan bir şey, başka biri için iyiye alamet olabilir ..