İçeriğe geç

Onca Yoksulluk Varken Kitap Alıntıları – Romain Gary (Emile Ajar)

Romain Gary (Emile Ajar) kitaplarından Onca Yoksulluk Varken kitap alıntıları sizlerle…

Onca Yoksulluk Varken Kitap Alıntıları

Öylesine mutluydum ki ölmek istiyordum, çünkü mutluluğu, yanı başınızdayken yakalamak gerekir.
Bugün herkesi öldüren bir şey değil duyarlılık.
İnsanların hüznü her zaman, en çok gözlerinin içindedir.
Bence, en iyi uyuyanlar dürüst olmayanlardır. Çünkü hiçbir şeyi takmazlar, oysa dürüst insanlar gözlerini kırpamazlar, her şeyi dert edinirler.
kendimi yeryüzünde kimsesiz bulmaktan çok korkuyordum.
Yaşam dediğin sürekli bir paniktir.
Sevdasız yaşanabilir mi, Mösyö Hamil??
“‘Sevdiğin yüzünden deli oldun,’ dediler.
‘Yaşamın tadını yalnız deliler bilir,’ dedim.”
(Yafi)
Yasalar, başkalarına karşı korunacak şeyleri olan kişileri korumak için yapılmıştır.
“Korkmak için insanın bir nedeni olması gerekmez, Momo.”
ve tek ortak yanımız hiçbir şeyimiz, kimsemiz olmamasıydı, ..”
Ben onu işte herkese benzemediği için seviyordum.
Onu tanıdığım zaman zaten çok yaşlıydı , o zamandan beri de boyuna yaşlandı.
Çoğu kez ak, gizlenmiş bir karaydı, kara da bazen üçkâğıda getirilmiş aktı.
Dünyada iyilik eden bir sürü insan olduğunu biliyordum, ama bunu sürekli yapmazlar, iyi anlarına rastlamak gerekir.
Bana hep garip gelen, gözyaşlarının doğmadan önce programlanmış olmasıdır. Bu demektir ki ağlayacağımız önceden saptanmış.
Bir takım şeyleri dışa dökünce, daha az yaşamış gibi oluyordum.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Çünkü ölüm bir insana yaklaşınca, o insan birden önem kazanır, daha çok saygı görür.
En güç tedavi edilen şeyler hastalıklar değildir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
İnsanların kendi söylediklerine inanmayı başardıklarını sık sık farkettim, yaşamak için gereksinirler buna.
Başına bir sürü felaket gelmişti, şimdi de ödemek gerekiyordu, çünkü her şey ödenir hayatta.
Ama ben pek öyle mutluluk meraklısı değilimdir, yaşamı yeğlerim yine. Mutluluk bir süprüntü, acımasızın tekidir, ona asıl yaşamasını öğretmek gerekir.
İnsanların hüznü her zaman, en çok gözlerinin içindedir.
En iyi uyuyanlar dürüst olmayanlardır. Çünkü hiçbir şeyi takmazlar, oysa dürüst insanlar gözlerini kırpamazlar, her şeyi dert edinirler.
Ama onu da anlamak gerekir, çünkü elinde kalan tek şey yaşamdı. İnsanlar yaşama her şeyden daha çok önem verirler.
Bugün herkesi öldüren bir şey değil duyarlılık.
Adam elinde olmadan üç kez öldü, sanki başkalarına örnek olsun diye üç kez öldürülmesi gereken, eşi bulunmaz bir namussuzmuş gibi.
benimkisi bir düştü, ama onda bu bir karabasan oluveriyordu.
Korkmak için bir sebep gerekmez, Momo.

Hiç unutmadım bunu, bugüne dek duyduğum en doğru şeydir çünkü.

Madam Rosa’nın neden hep uykusunda öldürülmekten korktuğunu hiç bilmiyorum, sanki böyle bir şey uykusuna engel olabilirmiş gibi.
Madam Rosa’yı ilk gördüğümde üç yaşımda olmalıydım. Daha önce bellek diye bir şey olmaz, bilgisizlik içinde yaşar insan.
Bilgisizliğim üç ya da dört yaşımda son buldu, bazen özlemini çektiğim oluyor.
“Aklıma ne esti bilmiyorum
ama umutlandım birden.”
Madam Rosa yaşamın çok güzel olabileceğini söyler, ama henüz tümüyle keşfedilmiş bir şey değildir o, şimdilik de ne yapalım, yuvarlanıp gitmek gerekir.
Annem kürtaj olmadığı gün, bir cinayet işledi.
İnsan birini sevmeden yaşayabilir mi, Mösyö Hamil?
Bana sorarsanız, silahlı herifler varsa, çocukluklarında fark edilmedikleri içindir, hiç kimsenin gözüne çarpmamışlardır bir türlü. Ama dünyada çok çocuk olduğundan hepsini fark etmek olanaksızdır. Kendilerini fark ettirebilmek için açlıktan ölmek zorunda kalanlar bile var. Kimileri de göze batmak için çete kurarlar.
Kendine çok gereksinimi vardı, başkalarından da çok.
çünkü mutluluk özellikle yokluğuyla tanınan bir merettir.
Ama Madam Rosa gittikçe kötüleşiyordu, insanın sadece acı çektiği için yaşamasının ne büyük bir haksızlık olduğunu size anlatamam.
Bence, en iyi uyuyanlar dürüst olmayanlardır. Çünkü hiçbir şeyi takmazlar, oysa dürüst insanlar gözlerini kırpamazlar, her şeyi dert edinirler. Yoksa dürüst olmazlardı.
Size ilk ağızda söyleyebilirim ki, asansörsüz bir altıncı katta oturuyorduk ve bu durum bütün kilolarına karşılık yalnızca iki bacağı olan Madam Rosa için gerçek bir gündelik yaşam kaynağıydı; derdiyle kederiyle. Bize hep anımsatırdı bunu, tabii bir başka şeyden yakınmadığı zamanlar, çünkü aynı zamanda Yahudiydi. Sağlığı da iyi değildi ve size ta baştan söyleyebilirim ki, bir asansörü hak edecek kadındı.
Her şeyin geriye alınabilmesi hoşuma gidiyor. Yakında
ölecek olan bir bayanla oturuyorum.
aklıma esince anlatacağım size bir anda nasıl yaşlandığımı.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir