İmam Gazali kitaplarından Ölüm ve Ölüm Ötesi Hayat kitap alıntıları sizlerle…
Ölüm ve Ölüm Ötesi Hayat Kitap Alıntıları
Sen böylece bil ki, Allah sevgisi insanın kalbinde galip olmazsa ve Allah’ı zikretmesi daim değilse, Allah muhabbeti de o kalbte galip olmaz, çünkü bir kişi bir kişiyi sevse onu çok anar, çok anmaktan da muhabbet, sevgi fazlalaşır.! Bundan ötürüdür ki, Allahü Teâlâ, Hazret-i Dâvud’a şöyle.nida etmiştir: “Ey Dâvud! Senin çaren benim. Senin işin ancak benimle tamamlanır. Bir dem bile benim
zikrimden uzak kalma.”
zikrimden uzak kalma.”
Belki de Âllahü Teâlâ Hazretleri, kendi sevdiği kulcağızlarını, kimini mihnet ve belâ ile, kimini hastalıkla, kimini kara sevdaya tutarak yüce divanına çağırır ve: Ey kullarım, der! Sizin belâ ve mihnet sandığınız şey, benim sevgimin, lutfumun kemendidir. Ben sevdiğim kullarımı onlarla, kendi yüce hoşnutluğuma ve Cennetime çağırırım.
Sakın kendi nefsinden, kendi beden ülkenden ve sultanlığından gafil olma. Çünkü gafil olursan, kendi Hâlikından, senin rızkını verenden gafil olursun.
Allahü Teâlâ’nın mübarek rızasını nasıl bırakırsın? Seni yoktan yaratana ve rızkını verene karşı gece gündüz isyan üzerine bulunursun, hem de Allahü Teâlâ’nın ve senin düşmanın olan şeytana baş eğersin!.. Bunu neden revâ görürsün?
Sen işte böylece bildin ki, yeryüzünde en şerefli yaratık insandır ve insanda en şerefli yer kalbdir, gönüldür.
Sözün kısası bir kimse dünyayı bilirse dünyayı sevmez. Onun lezzetinin birkaç gün olduğunu bilir. O lezzet de çaresiz olarak ölümle bâtıl olur.
“Sakın kimse kendisine dokunan bir zarardan dolayı ölümü istemesin. Eğer kendini ölümü istemekten
alıyokamıyorsa şöyle desin:
“- Rabbim, yaşamak bana daha hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat; ölümüm bana daha hayırlı olduğu zaman ruhumu al.
alıyokamıyorsa şöyle desin:
“- Rabbim, yaşamak bana daha hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat; ölümüm bana daha hayırlı olduğu zaman ruhumu al.
İnsanların ölüm sancılarının büyüklüğünü bilmelerine rağmen sakınmamalarının sebebi cahil olmalarındandır
Allah katında takva sahibi olan kimse, nefsine öğütlerde bulunan, ölmeden önce tövbe yapan ve şehvetlerini yenen kimsedir.
Ölümü hatırlayabilmek için, emsal ve akranlarının ölümlerini düşünmekten, onların cenazelerine ibretle bakmaktan daha etkili bir tedavi yolu yoktur.
İstediğin kişiyi sev, kesinlikle birgün ondan ayrılacaksın.
Kim ölmüşse onun kıyameti kopmuş demektir.
Ölüm gelip çattığı ve göğüs sıkıştığı vakit, artık servet bir fayda vermez.
Bizler, nefsi istek ve duygularımızın esiri olmuş haldeyiz.
Allah’a kavuşulmadan,mümin için rahat yoktur.
Âdemoğlu, daima kendisini cenazelere bakarken görür. Sanır ki, daima başkalarının cenazesini görecek, kendisinin cenazesini görmeyecektir. Çünkü o, kendisini hiç bir kere ölü görmüş değildir. Gözle görülmeyen şey de vehme gelmez.
Âlimler demişler ki;
Ölüm mahza yokluk değil, sırf fena olmak değildir. O, ancak ruhun bedenden ilişkisinin kesilmesidir. Ölüm bir ayrılıştır. Ruh ile beden arasına giren bir perdedir. Ölüm bir değişmektir. Dünyadan ahirete göçmektir.
Ölüm mahza yokluk değil, sırf fena olmak değildir. O, ancak ruhun bedenden ilişkisinin kesilmesidir. Ölüm bir ayrılıştır. Ruh ile beden arasına giren bir perdedir. Ölüm bir değişmektir. Dünyadan ahirete göçmektir.
İmam- Ahmed’in rivâyet ettiğine göre: Ölüm meleği Hz. İbrahim (a.s.)’a ruhunu almak için gelmiş. Hz. İbrahim ona:
Yå melek’ül-mevt! Hiç bir dost, dostunun ruhunu alır mı?
Bunun üzerine ölüm meleği Rabbine dönünce Allah ona şöyle demiş: İbrâhim’e söyle: Hiç bir dost, dostuna kavuşmaktan çekinir mi?
Melek gelip bunu deyince, Hz. İbrahim (a.s.): Hemen şimdi ruhumu al demiştir.
Yå melek’ül-mevt! Hiç bir dost, dostunun ruhunu alır mı?
Bunun üzerine ölüm meleği Rabbine dönünce Allah ona şöyle demiş: İbrâhim’e söyle: Hiç bir dost, dostuna kavuşmaktan çekinir mi?
Melek gelip bunu deyince, Hz. İbrahim (a.s.): Hemen şimdi ruhumu al demiştir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Allah korkusundan ağlamak, ateşten kurtulmaktır.
Hastalık ansızın gelince ölüm de ansızın gelebilir. O halde insan ölümün göz önünde bir güneş gibi parlayıp durduğunu bilmeli. O güneşin önüne bir
gaflet bulutu getirip daima onun gölgesinde yaşamayı bir rahatlık bilmemelidir.
gaflet bulutu getirip daima onun gölgesinde yaşamayı bir rahatlık bilmemelidir.
Ey nefis! Ölüm günü yaklaştı. Belki de bugün gelir.
Eğer hayvanlar ölüm haberini sizin bildiğiniz gibi bilselerdi, hiç bir kimse semiz et bulup yiyemezdi!
— Akıllı olan şu kişidir ki, nefsini zelîl kılarak emre uydurur ve ölümünden sonra kalacak işlerde (hazırlıklarda) bulunur.
Almamıştır hiçbir kimse dünyadan arzuladığı sonucu,
Koştururken dünyalık ardından kaçırmıştır asıl amacı.
Koştururken dünyalık ardından kaçırmıştır asıl amacı.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ebû Derda radıyallahu anh diyor ki:Ölüleri hatırladığın zaman, kendini de onlardan biri olarak görmeye bak.
Hükemâdan biri, bir dostuna şöyle der:Kardeşim! Ölümden, henüz bu dünyada iken sakın. Çünkü öyle bir diyara gideceksin ki, orada ölümü istesen bile, ölüm artık senin eline geçmez.
Herkes ölümü tadacak ve toprağa girecektir. Toprak ise o kimsenin yatağı ve barınağıdır. Kabirde kurtlar ve böcekler de kişinin arkadaşı, Münker ve Nekir melekleri de onun meclis arkadaşlarıdır. Toprağın altı ölenin karargâhı, ikametgahı, kıyamet vaadolunan sözleşme yeri,cennet veya cehennem de varacakları yerler olacaktır. Madem ki ölüm denilen olay bizi böyle bir son ile karşı karşıya getirecektir,o halde akıllı insan, hep ölümü düşünen kimsedir. O,hep ölümden söz eder.
Ölüm, insanın Dünya’daki tüm sevdiklerinden, dostlarından, her şeyinden bir tek kalemle ayrılıp gitmesi, onlardan uzak düşmesidir. Nitekim şair: Varlığı tek bir şey olanın hali nicedir! O tek şeyi kaybedince hali delicedir.! Demiştir
varlığı tek şey olanın hâli nicedir,o tek şeyi kaybedince hâli delicedir!
Allah’a kavuşulmadan, mümin için rahat yoktur.
Yeryüzünde en şerefli yaratık insandır ve insanda en şerefli yer kalbdir, gönüldür.
-Allah’tan başka ilâh yoktur!
Lâ ilâhe illallah’la ömrümü tüketeyim,
Lâ ilâhe illallah’la kabre gireyim,
Lâ ilâhe illallah’la yalnız kalayım,
Lâ ilâhe illallah’la Rabbime kavuşayım.
Lâ ilâhe illallah’la ömrümü tüketeyim,
Lâ ilâhe illallah’la kabre gireyim,
Lâ ilâhe illallah’la yalnız kalayım,
Lâ ilâhe illallah’la Rabbime kavuşayım.
Allah û Teâlâ’dan beklentimiz, bizlere müstehak olduğumuzla muamele etmemesi, bizlere kendisine yakışacak şekilde lütfuyla, cömertliğinin ve rahmetinin enginliğiyle ihsanda bulunmasıdır.
SON
SON
Herkes ne için yaratılmışsa onu yapması için kendisine kolaylık bahşedilir. Eğer sana hayır yolları kolaylaştırılıyorsa müjdeler olsun. Sen cehennem ateşinden uzaklaştırılmışsın demektir.
Allah’ım ben güneşinin hararetine dayanamazken, cehennemin ateşine nasıl dayanacağım! Rahmetinin sesine dayanamazken, azabının sesine nasıl tahammül edeceğim!
Hz Davud as
Hz Davud as
Aldanma ve gaflete düşmekten Allah’a sığınırız. Gerçekten Allah’ın rahmetine güvenip aldanmak dünya ile aldanmaktan çok çok tehlikelidir.
Dünya hayatı sizi aldatmasın, Allah’ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın.
Fatır 5
Dünya hayatı sizi aldatmasın, Allah’ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın.
Fatır 5
Üzerinde bir çok haklar biriken ve sonra bunlardan tevbe eden ama hak sahiplerinden helallik alma imkanı güçleşen kişi kısa günü için çokça iyilik hazırlamaya baksın, sevaplarının bir kısmını Allah ile kendi arasında, kimsenin farkedemeyeceği şekilde tam bir İhlasla gizli tutsun. Umulur ki bu sayede Allah’a yaklaşır ve bu ameli sayesinde Allah û Teâlâ’nın alacaklıların alacaklarını ödemek için kendi katında müminlerden dostlar için sakladığı lütuflarına mazhar olur.
Tüm yeryüzü benim için secdegah yapıldı, toprağı da temizleyici sayıldı. Şu halde ümmetimden herhangi biri nerede namaza vaktinde yetişirse orada namazını kılsın.
Hz Muhammed SAV
Hz Muhammed SAV
Allah û Teâlâ dostluğunu kulları içinde gizlemiştir. Belki de küçümsediğin biri Allah’ın dostu olabilir. Sakın bir günahı da önemsememeye kalkışma zira Allah gazabını masiyetlerde gizlemiştir. Tatlı bir söz, güzel bir niyet olsun hiçbir taatı da ufak görme zira Allah û Teâlâ rızasını taatında saklamıştır. Ufak gördüğün o taatın Allah’ın rızasını ihtiva ediyordur.
Kıyametin dehşetlerinden en fazla esenliğe çıkacak olanlar dünyada iken kıyamet ahvali üzerine yoğun şekilde düşünecek olanlardır. Allah û Teâlâ kulunu iki korku arasında sıkıştırmaz. Dünyada bu korkunçlukları hissedip ürperenleri ahirette korkulardan emin kılar.
İmanın seni taatlerine sarılmak, yasaklardan da uzak tutmak suretiyle Allah’ın hoşnutluğunu elde etme yolunda gayret göstermeye sürüklemiyorsa sana ne faydası olur.
Riya afetlerinden ve şeytanın tuzaklarından arındırılmış bir İyiliği, bir sevabı kolay kolay elde edemezsin. Uzun uğraşlardan sonra böyle bir sevabı elde etsen bile yarın hasımların ellerini çabuk tutarak bunu senden alırlar.
Ümmetimin müflisi kıyamet günü namaz, zekat, oruç sevaplarıyla gelmesine rağmen, şunlara sövmüş, şuna iftirada bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanına girdiği, şunu dövdüğü için şuna iyiliklerinden, buna hasenelerinden alınıp verilen; alacaklıların haklarını ödemeden iyilikleri tükendiğinde de alacaklıların günahları kendisine yüklenen ve bunun ardından cehenneme atılan kişidir.
Hz Muhammed SAV
Hz Muhammed SAV
Kulum Benden utanmadın mı da Bana karşı çirkin davranışlarla meydan okudun? Yarattıklarımdan utanıp onlara karşı kendini iyi gösterdin! Nazarında kullarım kadar değerim yok muydu ki sana bakışımı hafife aldın, aldırış etmedin, Benden başkalarının bakışlarına önem verdin? Sana Ben nimetler bahşetmedim mi? Benim hakkımda seni aldatan neydi? Seni görmeyeceğimi, senin huzuruma getirilmeyeceğini mi sanmıştın?
Ey acz içindeki okuyucu! Senin Kur’an okumandaki payın Kur’anı gevelemen, onun ile dilini oynatmandır. Eğer okudukların üzerinde düşünecek olsan Peygamberler Efendisinin saçlarını ağartan ayetlerden senin de ödünün patlaması gerekirdi. Sırf dilinin hareketiyle yetinirsen Kur’anın semerelerinden mahrum kalırsın.
ÖLÜM ve KIYAMET
Yine Resûl (S.A.V.) şöyle buyurdu: Sizin her birinizin dünyadan bekleyeceği şeyler ancak şunlardır:
1-Ya azdırıcı zenginlik,
2- Ya unutturan yoksulluk,
3 Ya fesada veren hastalık,
4- Ya insanı kayd altına alan ihtiyarlık,
5- Veya hızlı bir ölüm,
6 Yahut meşhur yalancı deccâl ki, o şerrin deccâlidir,
7-Ya da tez gelen kıyâmettir.
Beş şey gelmeden önce şu beş şeyi ganimet bilin:
1- İhtiyarlık gelmeden gençliğin, 2 Hastalık gelmeden sıhhatin,
3- Meşguliyet vakti gelmeden boş zamanın,
4- Ölüm gelmeden hayatın,
5-Fakirlik gelmeden önce zenginliğin kıymetini bilin.
Resûl (S.A.V.) bir gün bazı ashâbina: – Ey sahâbelerim! Cennet’e girmeyi diler misiniz? diye sordu.
Onlar da: Evet, Ya Resulallah! dediler.
O zaman Resûl (S.A.V.):
– Emellerinizi azaltın! Ölümü daima gözünüzün önüne getirin! Hak Teâlâ’dan hakkı ve lâyıkı ile hâyâ edin! diye buyurdu.
Onlar da: Evet, Ya Resulallah! dediler.
O zaman Resûl (S.A.V.):
– Emellerinizi azaltın! Ölümü daima gözünüzün önüne getirin! Hak Teâlâ’dan hakkı ve lâyıkı ile hâyâ edin! diye buyurdu.
Bil ki hac, cihad, oruç, namaz, bir müslümanın ihtiyacını görmek, emri maruf ve nehyi münker uğrunda bir sıkıntıya katlanmak gibi Allah yolunda yorulup akıtmadığın terleri yarın kıyamet sahnesinde utanma, korku ve uzun bekleyiş çıkaracaktır, akıtmadığın terleri yarın dökeceksin.
İnsanlardan pek çoğunun kalbinin derinliklerine ahiret gününe olan inanç girmemiş, yüreklerinin özüne bu iman yerleşmemiştir.
Tabiinden biri rüyasında Peygamber Efendimiz SAV’i görünce: – Ya Resulûllah bana öğütte bulun, der.
Allah Resulü – Peki; eksikliğini araştırmayan eksiklik içindedir, eksiklik içinde olan için ise ölüm hayırlıdır.
Allah Resulü – Peki; eksikliğini araştırmayan eksiklik içindedir, eksiklik içinde olan için ise ölüm hayırlıdır.
-Rüyamda Allah Resulu karşıma çıktı, ben:ya Resulûllah ümmetinden çektiğim nedir? dedim.
– Onlara beddua et , buyurdu.
-bende: Allah’ım beni bunlardan daha hayırlılarına kavuştur, bunların başına da benden şerlisini getir. diye ilticada bulundum.
– Onlara beddua et , buyurdu.
-bende: Allah’ım beni bunlardan daha hayırlılarına kavuştur, bunların başına da benden şerlisini getir. diye ilticada bulundum.
Peygamberlik sona erdi, geriye yalnr müjdeciler kalmıştır, bunlar da rüyalardan başkası değildir.
Allah’a kulluk, insanın saadetinin delilidir.
Vuslat ülkesinde öyle bir süresiz vakte erişeceksin ki, fani olması yok.
Takva in mahalli kalptir, takva sahibi olup da kişinin kendisi bile tespit edemezken başkaları nasıl tespit edebilir. Batını takva olmadan da zahiri, görünürdeki salahlığın, dürüstlüğün bir değeri yoktur.
İnsan malını, hanımını, çocuklarını savunduğu gibi salih amelleri de kişiyi savunurlar.
Ölüm, insanların ya ebedi nimetlere mazhar kılınacağı ya da azaba uğraştılacağı kesinlikle bilindiğine göre artık bunun için hazırlanmak lazım gelir. Azabın ayrıntılarına vakıf olmak için uğraşmak fuzululik ve zaman ziyanıdır.
Eskilerin Yükleri hafif olanlar kurtuldu sözünün anlamı budur; Eğer yükü ağırsa ve bunlara gönülden bağlıysa azabı yüküyle orantılı olur.
İman derecelerinin en aşağı mertebesi tasdik ve teslimiyettir.
Cennetliklerden mi yoksa cehennemliklerden mi olduğunu öğrenmedikçe kişiye dünyadan çıkması haramdır.
Hz Ali kv
Hz Ali kv
Ölüm kıyamettir, ölenin kıyameti kopmuştur.
Hz Muhammed SAV
Hz Muhammed SAV
Ölülerinizi sadece hayırla anınız, çünkü kendileri cennetlik ise günaha girersiniz, cehennemlik iseler içinde bulundukları bela kendilerine yeter.
Hz Muhammed SAV
Hz Muhammed SAV
Bilinmelidir ki, gönül, lekesiz, tertemiz, parlak, saf bir aynaya benzer.
Ölüm ne aldanmış cahile ne de kendisinden ilim öğrenilen alime acır.
Ebû Süleyman-ı Dârânî dedi ki: Ümmü Harûn’a: Ölmeği ister misin? diye sordum. O da: İstemem! dedi. Niçin dilemezsin? dedim. O şu cevabı verdi: Eğer bir insana åsi olsam, bir kusurda bulunsam onun yüzünü görmekten kaçınırım. Bu kadar günahla Hak Teâlâ’nın dîdârını ben nasıl dileyeyim?
Ey İlâhî sırları öğrenmek isteyen! Bir kimse 1- İşlerin sonu: Ölüm,
2- Son durağı: Kabir,
3- Kendisine gelecekler: Münker, Nekir,
4-Vâdesi: Kıyâmet,
5- Ebedî kalacağı yer: Cennet veya Cehennem oldu ğunu bilirse, o kişiye ölüm düşüncesinden daha önemli bir düşünce gelmez. O kişi, akıllı ise ona ölüm tedbirinden üs tün tedbir olmaz. Nitekim Resûl (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:
– Akıllı olan şu kişidir ki, nefsini zelil kılarak emre uy durur ve ölümünden sonra kalacak işlerde (hazırlıklarda) bulunur.
2- Son durağı: Kabir,
3- Kendisine gelecekler: Münker, Nekir,
4-Vâdesi: Kıyâmet,
5- Ebedî kalacağı yer: Cennet veya Cehennem oldu ğunu bilirse, o kişiye ölüm düşüncesinden daha önemli bir düşünce gelmez. O kişi, akıllı ise ona ölüm tedbirinden üs tün tedbir olmaz. Nitekim Resûl (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:
– Akıllı olan şu kişidir ki, nefsini zelil kılarak emre uy durur ve ölümünden sonra kalacak işlerde (hazırlıklarda) bulunur.
Akrabalarım kabrimin yanından sanki beni hiç tanımamışlar gibi geçip gidiyorlar.
Mezar taşı yazısı
Mezar taşı yazısı
Kabir ahiret konaklarından ilkidir, sahibi buradan kurtulduğunda ondan sonrası kolaydır, eğer buradan kurtulamazsa sonrası çok daha çetindir.
Hz Muhammed SAV
Hz Muhammed SAV
Bu, annem Vehb kızı Amine’nin mezarı, Rabbimden ziyaret etmem için izin istedim, bana izin verdi. Bu kez onun için istiğfarda bulunayım diye izin istedim, bu izni bana vermedi, ben de bir evladın hissedeceği yufkalığı hissettim.
-Neden kabristana komşu oldun?
Hz Ali kv – Onları komşuların en hayırlıları olarak algılıyorum, samimi komşular, dillerini tutuyor, yalnız ahireti anıyorlar.
Hz Muhammed SAV ; Gördüğüm her korkunç manzaradan, kabri daha çok korkunç bulmuşumdur.
Hz Ali kv – Onları komşuların en hayırlıları olarak algılıyorum, samimi komşular, dillerini tutuyor, yalnız ahireti anıyorlar.
Hz Muhammed SAV ; Gördüğüm her korkunç manzaradan, kabri daha çok korkunç bulmuşumdur.